Search
English Turkish Sentence Translations Page 21141
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Business affairs so often prevent us from really enjoying ourselves, don't they. | İş güç, bizi eğlenmekten sıklıkla alıkoyuyor, öyle değil mi? | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
You don't mind flying, I hope. | Uçmaktan korkmuyorsundur, umarım. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
But of course not. You must have flown thousands of miles with your husband. | Elbette hayır. Kocanla binlerce mili uçarak gelmiştin. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Hundreds of thousands. | Yüz binlerce. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Mr Shahbandar's apartment please. | Bay Shahbandar'ın dairesi lütfen? | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
This is Sir Harold Dean. Oould I speak to Lady Dean please? | Ben Sör Harold Dean. Leydi Dean ile konuşabilir miyim, lütfen? | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Oh she has. All right, thank you. | Öyle mi? Pekala, teşekkürler. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Oh by the way, does Mr Shahbandar own a helicopter? | Bu arada, Bay Shahbandar'ın helikopteri var mı? | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Oh he does. | Demek var. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
What you see now is something of a potpourri of past and present. | Görecekleriniz geçmişten ve günümüzden seçme eserler. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
There is so much to become acquainted with here. | Burada görülecek o kadar çok şey var ki. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Is there a chance your husband's business | Kocanızın işinin burada onu düşündüğünden... | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
will keep him in town longer than he thinks? | ...daha çok tutma imkanı var mı? | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Oh no, I don't think so. Perhaps we'll stay longer next time. | Hayır, hiç sanmıyorum. Belki bir dahaki sefere daha çok kalırız. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
I hope you will. | Umarım kalırsınız. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
We're going to land over there by those trees. | Şu ağaçların oraya ineceğiz. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
I have a car waiting to take us to the old quarters where the festivities are. | Bizi festivalin yapıldığı eski mekana götürmek için bir araba bekliyor. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
It is always like this on the feast of Ali Hadjj. | Ali Hacı bayramında genellikle böyle olur. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Everybody's happy hoping his wish will come true. | Herkes dileğinin gerçekleşmesini umarak mutlu olur. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Buy a scroll, effendi, buy the scroll of Ali Hadjj | Parşömen alın, efendi, Ali Hacı parşömeni. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
to bring much luck and good fortune to you and to your lady. | Size ve leydinize şans getirmesi için. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Luck and good fortune to you | Size şans ve servet getirmesi için... | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
and of course to Sir Harold. | ...ve tabii ki Sör Harold'a. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Lady Dean, may I present Oolonel Salim? Oolonel Salim, Lady Dean. | Leydi Dean, Albay Salim'le tanıştırayım. Albay Salim, Leydi Dean. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
I asked Oolonel Salim to join us | Albay Salim'den bize katılmasını rica ettim... | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
because I thought your husband would be happier if we were chaperoned. | ...çünkü beyiniz bize korumanın eşlik etmesinden mutluluk duyacaktır. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
No one could make a more suitable chaperone than the Oolonel. | Kimse Albay'dan daha iyi koruma olamaz. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
He's our Ohief of Police. | O bizim Polis Şefimiz. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Salim and I have been friends for years. We have many interests in common. | Salim'le yıllardır arkadaşız. Beraber çok şey yapıyoruz. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
He also shares my enthusiasm for gadgets. | Benim mekaniğe düşkünlüğüm onda da var. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
In fact it was he who helped me to perfect all those little electronic devices | Hatta tablolarımı ve heykellerimi koruyan elektronik cihazların yapımı için... | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
to protect my paintings and sculpture. | ...bana yardım eden kendileridir. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
One of these days we hope to test them out. | Bugünlerde onu test etmeyi umuyoruz. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Don't we, Salim? | Öyle değil mi, Salim? | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
If you'll excuse me for one moment I'll be right back. | Biraz müsaade ederseniz, birazdan dönerim. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Hotel Semiramis please. | Semiramis Otel lütfen? | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Fire! Fire! | Yangın var! Yangın! | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
There's a fire! Quick! Quick! Look! | Yangın var! Acele et! çabuk! | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
There's a fire there, look. | Yangın var, bak. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Get the extinguisher. Oome on quickly. | Söndürücüyü al. Çabuk ol. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
What are you doing in Shahbandar's bedroom? | Shahbandar'ın yatak odasında ne işin var? | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
It goes up and down. | Aşağı yukarı gidiyor. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
What does? The bedroom. It's one of his gadgets. | Ne gidiyor? Yatak odası. Onun düzeneklerinden biri. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
It goes all the way to the roof... Why are you dressed like that? | Çatıya kadar gidebiliyor... Niye böyle giyindin? | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
I just left Shahbandar in the rest... Shhh! | Shahbandar'ı dinlenirken bıraktım... | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
I sneaked out and got ready to leave. He's planning some dreadful trap for you. | Gizlice çıktım ve kaçmak için hazırlandım. Senin için tuzak hazırlamış. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
There's a fire escape out here. We can get out this way. | Şurada yangın çıkışı var. Buradan çıkabiliriz. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
If you think I'm going to pack it in now you must be mad. | Şimdi vaz geçeceğimi düşünüyorsan kafayı yemişsin. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Harry, be sensible. He'll be here any minute. | Harry, akıllı ol. Her an buraya gelebilir. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
You'll never get through there, Harry. | Oradan kesinlikle geçemezsin, Harry. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
If you're so determined to go through with this why don't you let me help you? | Madem bu kadar azimlisin neden yardım etmeme izin vermiyorsun? | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
I can get through there now. | Ben geçebilirim. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Go on then. | Pekala o zaman. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
You're a clever girl and I love you. | Sen akıllı bir kızsın ve seni seviyorum. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Get out. I'll meet you at the airport. | Çık dışarı. Havaalanında buluşuruz. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
To the airport please. | Havaalanına lütfen. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Very bright. | Çok akıllıca. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Bring them back. | Yakalayın onları. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Just a minute. There are police everywhere. | Bir dakika. Her yerde polis var. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
We can't leave together. Here's your ticket and passport. | Beraber gidemeyiz. İşte biletin ve pasaportun. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
They'll never recognise you on your own. I'll meet you in Hong Kong. | Seni tek başına tanıyamazlar. Uçağa bin. Be seni Hong Kong'da bulurum. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
What about you? Don't worry about me. | Ya sen ne yapacaksın? Beni merak etme. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
I'm taking another route. It's all been arranged. See you. | Başka bir yoldan geleceğim. Her şey ayarlandı. Görüşürüz. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
20 francs please sir. Airport tax. | 20 frank lütfen. Havaalanı vergisi. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Immigration is to your left, sir. | Göçmen bürosu sol tarafta, efendim. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Passport and ticket please. | Pasaport ve bilet lütfen. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Which is your luggage Miss er... Ohang? | Bagajınız var mı, Bayan... Chang? | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
No luggage. | Bagajım yok. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
That will be 10 francs please. | 10 frank lütfen. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Airport tax. | Havaalanı vergisi. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Immigration is over there. Your plane will be leaving in 15 minutes. | Göçmen bürosu o tarafta. Uçağınız 15 dakika sonra kalacak. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Through that door. Have a good trip, Miss Ohang. | Kapıdan geçin. İyi yolculuklar, Bayan Chang. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
One moment, Miss Ohang. | Bir dakika, Bayan Chang. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
You look a little different this morning. | Bu sabah biraz farklı görünüyorsunuz. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Oome and sit down. | Buyurun oturun. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
I trust you slept well. | Umarım iyi uyumuşsunuzdur. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
You must forgive my not waiting but I breakfast rather early. | Beklemediğim için özür dilerim ama erken kahvaltı ederim. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
There is fresh fruit and juices, coffee and rolls. | Taze meyve, meyve suyu, kahve ve börek var. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Strange, is it not, how we spend time with people | Ne kadar tuhaf değil mi, insanlarla ne kadar beraber vakit geçirsek de... | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
and still can't be certain what they are really like. | ...nasıl biri olduklarını kesin olarak bilemeyiz. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
So many of us posing as one thing | Çoğumuz kendini bir şekilde yansıtıyor... | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
in reality being something quite different. | ...ama gerçek hayatta oldukça farklı şekilde yaşıyor. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Your young man for instance | Mesela, sizin kocanız... | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
fashioning himself as some sort of clever high society burglar. | ...kendini akıllı bir sosyete hırsızı gibi gösteriyor. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
He didn't play his part very well, did he? | Kendi rolünü iyi oynamadı, değil mi? | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
He got away but he'll be caught. | Kaçmayı başardı ama yakalanacak. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
While you have been sleeping | Siz burada uyurken... | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
my people in London have been learning precisely who and where he is. | ...Londra'daki adamlarım onu ve nerde yaşadığını araştırıyorlar. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
One telephone call to Hong Kong | Hong Kong'a bir telefonumla... | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
can have Mr Dean shackled and flying back here within a few hours. | ...birkaç saat içinde zincirlenmiş şekilde buraya getirilir. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
as I... | ...ben... | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
as I took you and your friend rather too lightly and played a game with you | ...ben seni ve arkadaşını hafife alıp sizinle oyun oynadım... | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
and lost | ...ve kaybettim. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
I'll put off making that telephone call. | Bu yüzden bu telefonu bekletiyorum. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Instead I have decided that you will go on to Hong Kong | Bunun yerine sen, Hong Kong'a gidip... | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
and tell Mr Dean that unless my Lissu is returned | ...Harry Dean'e benim Lissu'mu geri vermediği takdirde... | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
he will be apprehended and punished for his crime. | ...tutuklanacağını ve suçundan dolayı cezalandırılacağını söyleyeceksin. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Punished severely, I assure you. | Seni temin ederim, defalarca cezalandırılacaktır. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
That's all I have to say. | Bütün söyleyeceğim bu. | Gambit-1 | 1966 | ![]() |
Perhaps reading this dossier will be an inducement for you | Belki bu dosya, bu saçma suç oyununa... | Gambit-1 | 1966 | ![]() |