Search
English Turkish Sentence Translations Page 21022
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Neat. Say, speaking of whatever the hell you just said, | Çok güzel. Her neden bahsediyorsan, aklıma bir şey geldi... Hoş. Dinle, saçmaladığın şeyden bahsetmişken,... | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| I need to make a cell phone telephone call. | ...birini cep telefonu telefonuyla aramam lazım. ...benim bir "cep telefonu" telefon görüşmesi yapmam lazım. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Can borrow your cell phone telephone? | Senin cep telefonu telefonunu kullanabilir miyim? "Cep telefonu" telefonunu ödünç alabilir miyim? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Okay, but don't restart my Tetris. | Tamam, ama sakın tetrisimi başlatma. Olur, ama tetrise dokunma. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| I was finally about to get one of those pieces | En sonunda o ters "L" görünümlü... En sonunda şu ters "L" gibi... | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| that looks like a backwards "L." | ...parçadan gelmek üzereydi. ...parçalardan biri düşmek üzere. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Okay, superstud. | Tamamdır, delioğlan. Peki, makineli tüfek. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Looking good, security. No feministas getting past you. | Her şey yolunda gibi, güvenlik. Feministler sana yaklaşamıyor. Her şey iyi görünüyor, güvence. Feministaları geçirmiyorsun. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| No, sir. Not on my mustache's watch. | Evet, efendim. Bıyığım buralardayken asla. Hayır, efendim. Devriye, bıyığım olduğu sürece geçiş yok. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Fry, I can't believe you're working with my dad against Leela. | Fry, Leela'ya karşı babamla çalıştığına inanamıyorum. Fry, Leela'ya karşı babamla birlikte çalıştığına inanamıyorum. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| How can you claim to be her friend and still want her in jail? | Nasıl olur da hem kendini arkadaştan sayıp, hem de onu hapse atmak istersin? Onu hapiste isterken hala nasıl onun arkadaşı olmak isteyebilirsin? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| It's a tightrope walk, I won't deny it. | Bunlar hassas konular, kabul ediyorum. İp üstünde yürümek gibi, kabul ediyorum. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| It takes the kind of multi sided thinking your dad's so brilliant at. | Bu da babanın o çok yönlü üstün özelliklerinden biri. Babanın uzmanı olduğu çok yönlü düşünme becerisini göstermek gerekiyor. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| You mean being two faced? Don't mind cranky pants here. | İkiyüzlü olmak gibi mi? Sen bu aksi kıza aldırma. İki yüzlülüğü mü kastediyorsun? Bu huysuz tavşan'a aldırma. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| She been cranky ever since she was a fat little girl. | Küçük şişman bir kızken bile böyle aksiydi. Küçük şişko bir kız olduğundan beri böyle. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Can I be brutally honest, Fry? I always wanted a son. | Sana karşı dürüst olabilir miyim, Fry? Hep bir oğlum olsun istemişimdir. Acı ama gerçekçi olabilir miyim, Fry? Ben hep bir oğul istedim. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| That hurt, but I can take it. | Zor ama bununla baş edebilirim. Bu çok acı, ama dayanabilirim. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| I knew you wanted a son! | Bir oğlun olmasını istediğini biliyordum! Bir oğul istediğini biliyordum. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Why do you think I became a miniature golf champion? | Neden minyatür golf şampiyonu oldum sanıyorsun? Niye bir minyatür golf şampiyonu oldum sence? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Why do you think I wear these stupid boys' sweat suits? | Neden bu saçma erkek eşofmanlarını giyiyorum sanıyorsun? Niye bu aptal erkek antrenman giysilerini giyiyorum sence? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| To hide your big, fat butt, that's why. | Koca yağlı götünü saklamak için. Büyük şişko kıçını gizlemek için, o yüzden. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Now, sir, in fairness, Amy's butt is actually pretty hot. | Efendim, ne yalan söyleyim, bence Amy'nin götü bir harika. Bir saniye efendim, dürüst olalım, Amy'nin kıçı aslında epey çekici. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| What is it with you men? | Siz erkeklerin nesi var böyle? Siz erkeklerin sorunu ne? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Why does everything revolve around my butt? | Neden tüm konular dönüp dolaşıp götüme geliyor? Niye her şey dönüp dolanıp kıçıma geliyor. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| 'Cause it's so big and massive. | Çünkü kocaman ve çapı büyük. Çünkü kocaman ve çok ağır. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Sorry. That's it! | Pardon. Yeter! Pardon. Bitti! | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Why don't you just adopt Fry and make him the son you never had? | Neden Fry'ı evlat edinip, o çok istediğin oğlun yapmıyorsun? Neden Fry'ı evlatlık alıp onu hiç olmayan oğlun yapmıyorsun? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| That'll replace the daughter you don't have anymore! | Böylece artık olmayan kızının boşluğunu doldurursun! Bu, artık olmayan kızının boşluğunu doldurur. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Whoa! What's with Big Butt? | Koca götlünün nesi var? Vo! Koca Kıç'ın sorunu ne? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| She just hungry. | Biraz sinirlendi o kadar. Acıktı sadece. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Here you go, Fry. Thanks. | Al bakalım, Fry. Sağ ol. Al bakalım, Fry. Teşekkürler. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Oh! FYI, I dropped that Tetris piece in the wrong place and ended the game. | Bu arada haberin olsun, tetriste parçayı yanlış yere koydum ve oyunu bitirdim. Oh! Bilgine, o Tetris tanesini yanlış yere düşürdüm ve oyunu bitirdim. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Great! Now Amy's gonna tell Leela I'm a jerk. | Harika! Şimdi Amy, Leela'ya gidip benim pislik olduğumu söyleyecek. Süper! Şimdi Amy Leela'ya benim bir öküz olduğumu söyleyecek. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| If only I could explain I'm on a secret mission against evil. | Keşke kötülüğe karşı gizli görevde olduğumu söyleyebilseydim. Keşke kötüye karşı gizli bir görevde olduğumu açıklayabilseydim. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Wait. Evil? Yeah, yeah, evil. | Dur biraz. Kötülük mü? Evet, evet, kötülük. Bir saniye. Kötü mü? Evet, evet, kötü. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| What's going on in there? A scary noise? | Orada neler oluyor? O korkunç ses de ne? Ne var orada? Ürkütücü bir ses mi? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Hey, you're one of Leela's feministas. | Hey, sen Leela'nın feministlerindensin. Hey, sen Leela'nın feministalarından birisin. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| "Save the environment! Wo mandate Leo's retirement!" | "Çevreyi koru! Defet Leo'yu!" "Çevreyi müdafaa edin! Leo'nun hırsını ka dindirin!" | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| That's terrible writing! Stop making your point so ineffectively! | Ne berbat bir slogan! Bu kadar da etkisiz anlatılmaz ki! Bu, yazarlığın en kötüsü! Mesajlarını çok etkisiz şekilde vermeyi bırak artık! | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Take your mands off of me! | Çek şu erkek ellerini üstümden! Er lerini çek üzerimden! | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| I'm on your side. | Ben de sizdenim. Ben senin tarafındanım. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Don't shush me. | Bana şşştlama. Şşş, beni şşş leme. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Please, can you take a message to Leela? | Lütfen, Leela'ya mesajımı iletir misin? Lütfen, Leela'ya bir mesaj götürebilir misin? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| What is it? | Ne mesajı? Mesaj ne? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Just say her sweet goofbag is working to save the violet dwarf star, just like she is. | Ona tatlı şapşalının, tıpkı onun gibi, menekşe cüce yıldızını koruduğunu söyle. Ona, tatlı gaf torbası, Cüce Menekşe Yıldızı'nı kurtarmaya çalışıyor de yeter, aynı kendisi gibi. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Very well, I'll fem municate your man formation. | Pekâlâ, mesajını ona ileteceğim. Peki, er sajını fe ldireceğim. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Just tell her. | Söyle yeter. Söyle yeter. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Well, this is it, old friends. Planet Express is done for, | Buraya kadarmış, dostlarım. Planet Express'ın... Evet, buraya kadar, eski dostlar. Gezegen Ekspres'in işi bitti,... | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| what with our delivery crew missing | ...teslimatçı elemanlarımız olmayınca... Nedenler; mürettebatımızın eksik oluşu... | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| and the abysmal sales of Tickle Me Bender. | ...ve Gıdıkla Beni Bender oyuncakları satmayınca, işi bitti. ...ve "Gıdıkla Beni Bender"ın dipsiz ticari satışı. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Quit touching my junk, pervert! | Oramı buramı elleme, sapık! | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Hold out your hands and I'll remove your career chips. | Ellerinizi uzatın da kariyer çiplerinizi çıkarayım. Elinizi uzatın da kariyer çiplerinizi çıkarayım. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| I hate to see it come to an end. | Bu şekilde bitişini görmekten nefret ediyorum. Sona eren şeylerden nefret ediyorum. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| When will it end? | Ne zaman bitecek? Ne zaman sona erecek? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Shouldn't you get that, Professor? | Telefona bakmayacak mısın, profesör? Bakmanız gerekmiyor mu, Profesör? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| I suppose. | Sanırım. Sanırım. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Hello? | Alo? Alov? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Professor, old buddy, | Profesör, sevgili dostum. Profesör, eski dostum,... | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| I'm gonna blow up the violet dwarf star. | Menekşe cüce yıldızını havaya uçurucağım. Cüce Menekşe Yıldızı'nı artık havaya uçuracağım. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| So I need you deliver billion mile security fence | O yüzden protestocuları uzak tutmak için milyarlarca kilometrelik... Sana ihtiyacım var, protestocuları uzak tutmak için bana... | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| to keep out protesters. Dirty business. Lot of money. | ...güvenlik çitini teslim etmen lazım. İş pis, parası nefis. ...milyar kmlik çit yollamalısın. Kirli iş. Çok para. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| You corrupt enough? | Var mısın? Yeterince yiyici misin? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Damn skippy! | Olmam mı? Zübük kadar! | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Good news, crybabies! We're back in business. | İyi haberlerim var, sulugözler! Tekrar işimizin başındayız. Haberler iyi, ağlak bebekler! Yeniden ticaretteyiz. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Sweet kookaburra of Edinburgh, Professor. You sure you know how to fly this thing? | Edinburgh'un yalıçapkınları aşkına, Profesör. Nasıl uçuracağını bildiğinden emin misin? Edinburgh'ün tatlı hödüğü, Profesör. Bu şeyi uçurabildiğinize emin misiniz? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| I invented it, didn't I? You wouldn't ask Thomas Edison | Bunu ben icat ettin, değil mi? Thomas Edison'a, seks makinesini... Ben icat ettim, etmedim mi? Bu soru Thomas Edison'a,... | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| whether he knew how to use a sexmatron. | ...kullanmasını biliyor musun diye sormazdın, değil mi? ..."pantolon nasıl kullanılır?" diye sormak kadar saçma. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| The feministas, probably. | Feministler. Feministalar, muhtemelen. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Halt! What are you doing in this parallelogram of space? | Durun! Uzayın bu paralelkenarında ne arıyorsunuz? Durakla! Uzayın bu paralelkenarında ne işiniz var? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| We're delivering a fence to keep you ladies in your place. | Sizi yerinizde tutmak için güvenlik çiti teslimatı yapıyoruz. Oturduğunuz yerde oturun diye bir çit götürüyoruz. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Amy? Labarbara? | Amy? Labarbara? Amy? Labarbara? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| That's right, husband. | Doğru bildin, kocacığım. Doğru bildin, koca. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| From now on, you make your own Manwiches. | Şu andan itibaren, kendi sandviçini kendin yapıyorsun. Bundan sonra, kendi er ndviçlerini kendin yap. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Under the articles of the confemiracy, we hereby wo mandeer this ship. | Şartları göz önünde bulundurarak, bu gemiye el koyuyoruz. "Gizli Fe nlaşma" çerçevesinde bu gemiyi kız ele geçiriyoruz. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Oh, no, you don't. It's three against three. | Hayır, koyamazsınız. Üçünüze üçümüzüz. Hayır, geçirmiyorsunuz. Üçe karşı üç. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| That was the greatest play I ever saw. It must have had 20 acts. | Bu izlediğim en güzel oyundu. En azından 20'si rol yapıyordu. İzlediğim en muazzam oyundu. 20 Perde'den oluşuyor olmalı. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| We installed your fence, Leo Wong. | Güvenlik çitin kuruldu, Leo Wong. Çitini kurduk, Leo Wong. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Yeah! Yeah! | İşte! Yaşasın! | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Should we shout a clever slogan? | Zekice bir slogan da bağırmamız gerekmiyor mu? Akıllı bir slogan haykıralım mı? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| You mean something like, "The best defense is a good fence?" | Mesela şunun gibi mi, "Çitinle savunma, sonradan avunma." Şöyle bir şey mi diyorsun: "En iyi çit, geçit'i olmayan çit"? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Yeah, something like that, only funny. | Evet, onun gibi ama komik olanından. Evet, öyle bir şeyler, ama komik. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| I wish we could, | Keşke yapabilseydik... Keşke yapabilseydik,... | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| but our chief slogan writer is back at the Honeybun Hideout. | ...ama baş slogan yazarımız karargâhta kaldı. ...ama Baş Slogan Yazarımız şu anda Tatlıçörek Gizlenme Yeri'mizde. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Does "violet dwarf" rhyme with "men are dorks"? | "Menekşe cüce" ile "erkekler pisliktir" uyaklı mı? "Cüce menekşe", "erkekler ahmaktır" ile kafiyeli mi? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| It does through a megaphone. | Orasını megafon halleder. Megafondan kafiyeli çıkarlar. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| That reminds me, I've got to tell Leela about that weirdo | Birden aklıma, o tuhaf tipin Leela'ya gönderdiği... Bu bana, Cüce Menekşe'yi kurtarmayı isteyen şu acayibi... | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| who wants to save the violet dwarf. | ...menekşe cüceyi kurtarmak isteği mesajı geldi. ...Leela'ya söylemem gerektiğini hatırlattı. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| So, the Legion of Madfellows has a new pawn, eh? | Demek, Kaçıklar Lejyonu kendine yeni bir maşa buldu, ha? Delikardeşler Lejyonu'nun yeni bir piyonu var, öyle mi? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Is somebody here? | Orada biri mi var? Burada birisi mi var? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| If you're the DSL guy, you're two days late. | DSL'i bağlamak için geldiyseniz, iki gün geç kaldınız. ADSL elemanıysan, iki gün geç kaldın. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Who gave you that message for Leela? | Bu mesajı Leela'ya söylemeni kim istedi? Leela için bu mesajı sana kim verdi? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| I don't know his name. | Adını bilmiyorum. Adını bilmiyorum. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Then you are of no use to the Dark Ones! | O halde Karanlık Varlık'ın işine yaramazsın! O zaman Karanlık Olanlar'ın işine yaramazsın! | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Long lost brother, avenge my death. | Elveda kardeşlerim, kanımı yerde komayın. Epeydir kayıp kardeşim, kanımı yerde bırakma. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Where are your crappy rhymes now, Frida Waterfall? | O berbat uyakların nerede şimdi, Frida Waterfall? Berbat uyakların şimdi neredeler, Frida Çağlayan? | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| I'm dead. I'm dead. | Ben ölüyüm. Ben ölüyüm. Beni alt ettin. Beni alt ettin. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Eat only natural whole grain bread. | Sadece doğal besin yemeye gönüllüyüm. Yakınlarınıza tahıllı doğal ekmek yedirtin. | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| Six, seven, eight Lock the gate | Altı, yedi, sekiz Kapıyı kilitleyiniz İki, üç, dört. Kapıyı ört... | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| One, two, three Turn the key | Üç, iki, bir Anahtarı çevir Yedi, sekiz, dokuz. Biz yokuz... | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 | |
| 30, 50, 10 | Otuz, elli, on Elli, kırk??, yirmi,... | Futurama into the Wild Green Yonder-1 | 2009 |