Search
English Turkish Sentence Translations Page 20684
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| There were weight sensors in the elevator. | Asansörde ağırlık sensörleri vardı. Orada kim var? | Fringe-1 | 2008 | |
| the combined weight of the victims, | ...yok etmek için onu aktif etti. | Fringe-1 | 2008 | |
| is that it doesn't make sense. | Bir kart seç. | Fringe-1 | 2008 | |
| If this person is both the source and the conductor | İyi. | Fringe-1 | 2008 | |
| of a large amount of electrical current, | Zeplin. | Fringe-1 | 2008 | |
| So he floated. | Johnston Gate'de yürüyoruz Harvard'ın bahçesine doğru. | Fringe-1 | 2008 | |
| you wouldn't sabotage one you're in. | Ne oldu? Peter. | Fringe-1 | 2008 | |
| Unless it was unintentional. | Olur mu? Evet, tabii. | Fringe-1 | 2008 | |
| An accident. | Dur. | Fringe-1 | 2008 | |
| Maybe they don't even know what they're doing. | Bizi merak etme. | Fringe-1 | 2008 | |
| Damn it! | Yoksa anılar içinde kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalırsın. ...birleştirildiğinde, bazı kesin... | Fringe-1 | 2008 | |
| Just a small discharge. | Çocukluğumdan beri, Cortexiphan deneylerinden beri benim... | Fringe-1 | 2008 | |
| coursing through that elevator. | Romulan'lılara karşı olacak. | Fringe-1 | 2008 | |
| Charlie, thanks for waking up the team. | Sizin için ne yapabilirim? | Fringe-1 | 2008 | |
| Sure, look, we got reports of anomalies | Korkma. Senin giyinik olmama durumunla bir alakası yok. | Fringe-1 | 2008 | |
| You? Surprise. | Kıpırdama! FBI! Dizlerinin üstüne çök! Kıpırdama! FBI! Dizlerinin üzerine çok. | Fringe-1 | 2008 | |
| A few months ago, | Hayır, hayır. Daha çok bir köpek balığı. Onun gibisini hiç görmedim. | Fringe-1 | 2008 | |
| about tapping into your hidden potential, you know? | Benim laboratuvar notlarıma başvurabilirler. | Fringe-1 | 2008 | |
| And I... I figured it couldn't hurt. | Belki notlarını hak etmediklerini düşünen bazı öğrenciler. | Fringe-1 | 2008 | |
| No, but they did something to me! | Markham'dan aldığın kitaplar nerede? Alman romanları. | Fringe-1 | 2008 | |
| And now all these things have been happening. | Walter? | Fringe-1 | 2008 | |
| We're here to adjust Your medication. | "Neden" sorusu "ne" sorusundan daha önemsiz. | Fringe-1 | 2008 | |
| Ah! | Tuvalette otururken okuyordum. | Fringe-1 | 2008 | |
| Hey, I've got another incident. | Okuduğum kitabı gördün mü? | Fringe-1 | 2008 | |
| Yeah. | Tüplerdeki sarı, pudra gibi olan madde, onlar yumurtalar... | Fringe-1 | 2008 | |
| I gotta call you back. | Evet. | Fringe-1 | 2008 | |
| Bicoastal parcel. | Bağış topluyor, randevu Avrupa'da bağış topluyor demek. | Fringe-1 | 2008 | |
| Olivia thinks they may have found our guy. | Alman nüfusunun ve beyaz ırkın arınması. | Fringe-1 | 2008 | |
| uh, specifically electronics. | Hepsi yıllardır yanımda çalışır. Aile gibiyizdir. | Fringe-1 | 2008 | |
| An answering machine. | Hayır, hayır, ben denemedim. William'dı. Bunu geçen seferki adama söylemek aklından geçmedi mi? Çok zahmetli olmazdı. | Fringe-1 | 2008 | |
| Anything else, Olivia? | Yani Jones ben bir testi tamamlamazsam... | Fringe-1 | 2008 | |
| Walter, Walter. | Onun amacını anlamak için... | Fringe-1 | 2008 | |
| Tell Olivia to come home. | Çaylak cihazdan 60 santim uzakta oturuyor... | Fringe-1 | 2008 | |
| Except in people like Mr.... | Testin amacı, sistematik bir biçimde... | Fringe-1 | 2008 | |
| What's his name? | Tuck! | Fringe-1 | 2008 | |
| Once exposed to a magnetic field, | Walter Bishop, sizin şu anda engellemekte olduğunuz... | Fringe-1 | 2008 | |
| Meegar's electromagnetic signature, | Tartışmanın hatırına, hadi diyelim ki... | Fringe-1 | 2008 | |
| Double exposes a picture. | Sizinle tanıştığımdan beri benden bilgi saklayıp durdunuz. | Fringe-1 | 2008 | |
| And see what we have left. | Tamam, şimdi iki saniyeliğine durup... | Fringe-1 | 2008 | |
| Well... | Onun için, kadın için. Bunun... | Fringe-1 | 2008 | |
| I... I wish you told me earlier, | Bir kere olsun bana karşı bir şeyler besledin mi? Yoksa her şey... | Fringe-1 | 2008 | |
| Akrepler avlarını zehirle felç eder. Bu o sıvıyı da açıklayabilir. | Fringe-1 | 2008 | ||
| No, wait, no... Please! | Bu adamlar askeri eğitimliydi. | Fringe-1 | 2008 | |
| Please, please, please! | Walter, bence bu hiç iyi bir fikir değil. | Fringe-1 | 2008 | |
| Stranger things have happened. | Başka bir şeyden bahsetti ama. | Fringe-1 | 2008 | |
| Like hundreds of tiny | Merhaba. Neye göre arama yaptınız? Anagrama. | Fringe-1 | 2008 | |
| Fly to Joseph Meegar. | Korkunç. | Fringe-1 | 2008 | |
| Me too. I'll believe it when I see it. | ...hem de çok iyi bir tane. | Fringe-1 | 2008 | |
| Yeah, that's me. | Bir ineğin dişini fırçalamam, Walter. Yapacak gerçek işlerim var. | Fringe-1 | 2008 | |
| Sen iyi misin? | Fringe-1 | 2008 | ||
| You okay? | Akıllı. | Fringe-1 | 2008 | |
| Yeah. | Yüzbaşı Diane Burgess'ın patlamasını önlemek... | Fringe-1 | 2008 | |
| I think the show's about to start. | Ne bilmek istiyorsun? Sanki bir yere gidip biriyle konuştum. O da sizinle aynı okuldan olmalı. | Fringe-1 | 2008 | |
| Such majestic creatures. | Kendinden nefret ediyor. | Fringe-1 | 2008 | |
| You'll get over it. | Lütfen, Liz. | Fringe-1 | 2008 | |
| Start your engines. | Bu halüsinojen kara borsada nerede kullanılıyor? Anne. | Fringe-1 | 2008 | |
| In your father? | Ve karşılaştığı her güçlüğün... | Fringe-1 | 2008 | |
| No. | Bunlar rüyaydı. | Fringe-1 | 2008 | |
| We're approaching Mill now. | Beni hatırlamazsınız. | Fringe-1 | 2008 | |
| Uh, make a left. | Hiçbir şey duymadım, hayır. | Fringe-1 | 2008 | |
| Ah! Ah! | ...çocuğun sonu bizim gibi olacak. Walter, lütfen. | Fringe-1 | 2008 | |
| Oh, my God! What did you do to me? | Neler görüyorsunuz? | Fringe-1 | 2008 | |
| They can be removed later. | Tamam, devam et. Bunu nereden öğrendin? | Fringe-1 | 2008 | |
| No, no, no... Ah! | Sonra sana Bay Smith'in cevabını ileteceğim. | Fringe-1 | 2008 | |
| You wanted to be confident. | Tamam, devam et. | Fringe-1 | 2008 | |
| Okay, we're heading there now. | Harvard Üniversitesi | Fringe-1 | 2008 | |
| What about you? | Daha önce bunların hiçbirinin... | Fringe-1 | 2008 | |
| He's the priority. | Göğüs kemiğinin altına. O da ne? | Fringe-1 | 2008 | |
| Get in. | Senin peşinden geldiğini ve nefsi müdafaa olduğunu söyleriz. | Fringe-1 | 2008 | |
| I said get your hands in the air. | Gidelim. | Fringe-1 | 2008 | |
| I'm sorry. Who? | Kasım 822'den Trafik Kontrol'e. | Fringe-1 | 2008 | |
| Take upstairs. | FBI. Kenara çekilin! FBI. Herkes çekilsin! | Fringe-1 | 2008 | |
| Freeze! | ...hâlâ neden konuya girmedik? | Fringe-1 | 2008 | |
| Stop! | Serbest çalışıyorduk, işe alındık. | Fringe-1 | 2008 | |
| They're gonna keep him heavily sedated for a while. | Neyin pazarlığını yapacaksın? | Fringe-1 | 2008 | |
| I want to go home. | Niye öldüreyim ki? | Fringe-1 | 2008 | |
| We're going to help you. | Peter. | Fringe-1 | 2008 | |
| That's what they said. | Onlar da öyle demişlerdi. | Fringe-1 | 2008 | |
| Thank you, my dear. | Bir daha kaybolmalarına izin veremem. | Fringe-1 | 2008 | |
| Starts with "a. " | Kaçırmak ve eğitmek için. | Fringe-1 | 2008 | |
| yes? | Tekrar deniyoruz. | Fringe-1 | 2008 | |
| Peter told me to tell you, If I saw you, | Önemli değil Peter. | Fringe-1 | 2008 | |
| It's milk. | Hayır, duyduğum, hatırladığım hiçbir şey yok. Senin suçun değil. | Fringe-1 | 2008 | |
| I' ll pass. | Peki, neden ben? Neden işbirliğine bir imtiyaz tanıyayım? | Fringe-1 | 2008 | |
| Are you feeling well? | John Scott bana senden bahsetti. | Fringe-1 | 2008 | |
| I'm a little tired. That's all. | Beyefendiler nerede yaşar? | Fringe-1 | 2008 | |
| But, uh... | Voltajı arttırmak zorundayım. | Fringe-1 | 2008 | |
| You haven't seemed yourself lately. | Bak Peter. Büyükbaban. | Fringe-1 | 2008 | |
| Your friend. | ...Alfred Gross'u ölüm döşeğindeki oğluma yardım etsin diye getirmek için. | Fringe-1 | 2008 | |
| John Scott. | Hey, harçlık da alacak mıyım? | Fringe-1 | 2008 | |
| Not hallucinations. | ...dönüp dolaştığı yer burası oluyor. | Fringe-1 | 2008 | |
| His memories. | Doktorlar bunun mucize olduğunu söylediler. | Fringe-1 | 2008 | |
| His thoughts. | Düşüncelerini atmaya. | Fringe-1 | 2008 | |
| Including seven other potential Josephs | İlaçla tedavi edildiğini? Hayır. | Fringe-1 | 2008 | |
| yhat fischer was subjecting to treatments. | Onu özlüyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| And there was also something else. | Senin... ne yaptığın hakkında hiçbir fikrin yok. Kullandığında seni öldürmesi haricinde... | Fringe-1 | 2008 | |
| When I was kid | 12. güzergâhtayım, Fair Oak'un 3 km kuzeyinde. | Fringe-1 | 2008 | |
| Because whenever we went out to eat | Son birkaç yıldır William ve ben... | Fringe-1 | 2008 | |
| Before the food came and then I'd be stuffed. | Evet, Massachusetts plaka... | Fringe-1 | 2008 | |
| I was at thurber's. | Lanet olsun, Greg. Carl sana çok kızgın. Ne yaptın, ahbap? | Fringe-1 | 2008 |