Search
English Turkish Sentence Translations Page 20686
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Pharmaceutical research division. | Çocukluğumdan beri, Cortexiphan deneylerinden beri benim... | Fringe-1 | 2008 | |
| for a guns blazing congressional lobbying campaign | Ama olmadı. | Fringe-1 | 2008 | |
| Define controversial. | İşe yarıyor. | Fringe-1 | 2008 | |
| Prenatal gene therapy. | 233, 377 ve 610. | Fringe-1 | 2008 | |
| He's speaking on a humanitarian aide forum. | Bu numaraları biliyorum. Walter hep böyledir. Havalarda uçmayı sever. | Fringe-1 | 2008 | |
| I'm gonna go out on a limb. | ...bu dosyayı senin araştırdığını öğrendiğini sanıyorum... | Fringe-1 | 2008 | |
| Including a PH.D in Medicinal Neurobiology. | Hiç kimse. Sadece karım. | Fringe-1 | 2008 | |
| This must sound insanely naive to you. | Biliyorum, ama o öldü. Vuruldu. Şansımız yokmuş. | Fringe-1 | 2008 | |
| Science and technology has reached a point | İlk geldiğim zaman bana da aynısı olmuştu. | Fringe-1 | 2008 | |
| And the only thing preventing us | Çok değişmişsin. İşaret mi? | Fringe-1 | 2008 | |
| I'm gonna let you in on a little secret, Amanda. | Aklından ne geçiyor? Çok komik. | Fringe-1 | 2008 | |
| It is about the resolve. | Bu adamların nasıl yüzsüz kaldıklarını biliyoruz. | Fringe-1 | 2008 | |
| I don't work for Baxil | Buradaki ortaçağ şarlatanları Psikofarmakoloji'den çok... | Fringe-1 | 2008 | |
| How is Nadim these days? | Broyles isteğini onayladı mı? | Fringe-1 | 2008 | |
| I already got it. | Tekrar oldu. | Fringe-1 | 2008 | |
| How old are you? | Ama şu var. | Fringe-1 | 2008 | |
| You're an attractive young woman. | Evet, onu güvende tutacağız. | Fringe-1 | 2008 | |
| It would be a shame if anything got in your way. | Belki de yapabilirim. | Fringe-1 | 2008 | |
| Hey. | Walter olduğunu düşünmüyor, yani hayır. | Fringe-1 | 2008 | |
| In public in a hotel bar. | Walter, çocuğun düşüncelerini okumakta kullanacağın şey o mu? | Fringe-1 | 2008 | |
| Which is exactly your problem and now mine. | Karısından ayrıldıktan sonra Raul Hugo Washington'a taşınmış. | Fringe-1 | 2008 | |
| You let your feelings drive your decision making. | Onu hemen konuşturacağız. | Fringe-1 | 2008 | |
| Is that clear? | Ne yapıyorsun orada? | Fringe-1 | 2008 | |
| Everything. | Evet, ama buna rağmen bir çocuk doğurmuş. | Fringe-1 | 2008 | |
| And the capsules in her blood stream. | Sana ihtiyacımız var evlât. | Fringe-1 | 2008 | |
| They can be triggered remotely? | Affedersiniz, Dr. Miller? | Fringe-1 | 2008 | |
| Anything else? | Hayır, ben size protokolü yumuşatın dedim. | Fringe-1 | 2008 | |
| You're right. I'm sorry. | Üzgünüm. | Fringe-1 | 2008 | |
| I... | ...babalarının küçükken birlikte çalışmalarıymış. | Fringe-1 | 2008 | |
| Fine. | Çok fazla ve hızlı olmalı. | Fringe-1 | 2008 | |
| Of seeing other men and then he'd hit her. | 10 yıldır elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyordu. | Fringe-1 | 2008 | |
| Then one day he beat her really bad | Peter Knight. Soy ismin Bishop kadar basit bir şeyse bu iyi bir fikir. | Fringe-1 | 2008 | |
| And then I hear his car. | Anlıyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| And I still blame myself because I should've done it. | Onların anısında değilsin de ondan. John'dasın. Onun yanına dönmelisin. | Fringe-1 | 2008 | |
| And every year he sends me a card on my birthday | İş birliği yapmanız gerekiyor, Bay Jones. | Fringe-1 | 2008 | |
| No man is untouchable olivia. | Umarım haklısındır. | Fringe-1 | 2008 | |
| If you really want esterbrook | Tamam. | Fringe-1 | 2008 | |
| All you have to do is talk to your friend nina sharp. | Heyecanlılığı dansçıya geçti. | Fringe-1 | 2008 | |
| I'm going out. | Saatlerce uyumasına rağmen hiç rüya görmüyordu. | Fringe-1 | 2008 | |
| To be honest I didn't even know you were here. | Birinci testi. Parlayan ışıkları. | Fringe-1 | 2008 | |
| I'm peter | ...gerçek ile rüya arasındaki farkın ayırt edilememesine neden oluyor. | Fringe-1 | 2008 | |
| I was hoping I could take a moment of your time. | Evet, biliyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| Suppose we take a walk. | Ve o hissin birkaç saniye içinde bütün beynine aktığını düşün. | Fringe-1 | 2008 | |
| Would you put it past them? | ...kimyasal silah yapımında kullanılma potansiyeline de sahip. | Fringe-1 | 2008 | |
| But you and I spent a good deal of time together. | Pardon? | Fringe-1 | 2008 | |
| Now I have all kinds of information peter | Beş dakika bekle, sonra onu serbest bırak. | Fringe-1 | 2008 | |
| We'll take the aymara people for instance of central peru. | Ben olsam değerini bilirdim. | Fringe-1 | 2008 | |
| I know that the soil beneath their land | Pekâlâ. Her zaman kırmızı kablodur. Pekâlâ. Her zaman kırmızı kablodur. | Fringe-1 | 2008 | |
| Houses a naturally occurring metal alloy | Hiçbir şey duymadım, hayır. | Fringe-1 | 2008 | |
| To successfully conduct business with these | ...ve kendisi eski laboratuarını kullanmak istiyor. | Fringe-1 | 2008 | |
| Yes and next time how about a little warning? | Laston Hennings Donduruculuk. | Fringe-1 | 2008 | |
| The chemical responsible | Nerede oturduğunu biliyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| Astrid. her name is astrid. | Harvard Üniversitesi | Fringe-1 | 2008 | |
| That will work. | Broyles'a haber vermeliyim. Ne demek "nerdeyse"? | Fringe-1 | 2008 | |
| 5620 stapleton avenue. | Tamam, burada bekle. ...üstesinden beraber geleceğiz. | Fringe-1 | 2008 | |
| How could you possibly | 3. güzergâhtan Lincoln Tüneli'ne doğru gidiyor. | Fringe-1 | 2008 | |
| Radioactive isotopes have a heat signature | 18 ila 19:45 arası hiçbir şey yok. | Fringe-1 | 2008 | |
| Oh uh um olivia | Günde 24 saat, haftada 7 gün. | Fringe-1 | 2008 | |
| This is the antidote. | Kendine ve çevresindekilere karşı. | Fringe-1 | 2008 | |
| Okay charlie we're coming now. | İyi iş, Bayan Dunham. | Fringe-1 | 2008 | |
| In the jugular preferably. okay. | Peter. Peter! Lütfen, yer açın! Yol açın. | Fringe-1 | 2008 | |
| Step away from that please. | Evet. Hey! | Fringe-1 | 2008 | |
| Where is she? where's claire williams? | Dunham. | Fringe-1 | 2008 | |
| Claire look at me! that's good. | ...ama emin ol... | Fringe-1 | 2008 | |
| Good. good claire. | Bak, daha önce yaptığım, o gerçek değildi. | Fringe-1 | 2008 | |
| Oh my god. my head! | Yaşayıp yaşamamam neden umurunda olsun ki? | Fringe-1 | 2008 | |
| Just admitted that you supplied her | Merhaba Walter. | Fringe-1 | 2008 | |
| Into human weapons. | Bu mutlak bilim değil. Bilim bile değil. | Fringe-1 | 2008 | |
| I have a law firm on retainer | Onu etkileyen açık laboratuar malzemelerinin oluşturduğu kimyasal reaksiyon... | Fringe-1 | 2008 | |
| I'm still gonna walk you out that door in handcuffs | Hiç gelmedi. | Fringe-1 | 2008 | |
| Or the federal government | Anlamıyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| And putting aside the fact | Bunu yapmak istediğine emin misin? | Fringe-1 | 2008 | |
| I'll get straight to the point. | İstediğin kadar soru sor. Evde olmak güzel, ha? | Fringe-1 | 2008 | |
| See what they've seen. | Güzel mi? | Fringe-1 | 2008 | |
| If you have a problem with that sorry. | İtiraf ettiremeyecek. | Fringe-1 | 2008 | |
| I'll see you in the moring. | Beni öldürmüş olmayı. | Fringe-1 | 2008 | |
| To the most reliable brand in the sector. | Mitchel, kendini tam anlamıyla iyi hissetmediğini biliyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| Actually walter this is our hotel. | Odaya mı? Hayır. | Fringe-1 | 2008 | |
| Good night walter. | Efendim. | Fringe-1 | 2008 | |
| I'm a big boy. I can take care of myself. | En ufak bir kırıntı bile. | Fringe-1 | 2008 | |
| Before walter falls asleep in your bed. | Nasıl kayıp? | Fringe-1 | 2008 | |
| Olivia Dunham. FBI. | Olivia Dunham. FBI. Sınır Bilim Departmanı. FBI Ajanı Olivia Dunham... Fringe'de Daha Önce... Onların bölümü Fringe Departmanı'ydı. Fringe'de daha önce... | Fringe-1 | 2008 | |
| They're calling these events the pattern. | Bu olaylara Düzen diyorlar. | Fringe-1 | 2008 | |
| As if someone out there is experimenting | Sanki birileri deneyler yapıyor ve bütün dünya onların laboratuarı. | Fringe-1 | 2008 | |
| Anybody you need you can have. | İstediğini alabilirsin. | Fringe-1 | 2008 | |
| His name's Walter Bishop. My father. | Adı Walter Bishop. Babam... | Fringe-1 | 2008 | |
| He worked out of Harvard. | ...Harvard'da çalışıyordu. Tırtıla ilaç veriyorum. ...bana karşı dürüst olmalısın. | Fringe-1 | 2008 | |
| He was part of a classified US army experimental program | Amerikan ordusu adına gizli bir deney programında çalıştı. | Fringe-1 | 2008 | |
| In an area called fringe science. 1 | "Sınır Bilim" adı verilen alanda. | Fringe-1 | 2008 | |
| You're telling me my father was Dr. Frankenstein. | Yani babam Dr. Frankenstein mıydı? 1 | Fringe-1 | 2008 | |
| So much happened here, and so much is about to. | Burada çok şey yaşandı. Ve çok şey de yaşanacak. | Fringe-1 | 2008 | |
| Captain Loeb, what's your 20? | Şef Loeb, konumunuz nedir? Üzgünüm. Cebini arayıp duruyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| We're in tow. 200 meters out. | Biz yedekteyiz. 200 metre dışarıda. | Fringe-1 | 2008 | |
| What's your ETA[Estimated Time of Arrival]? | Tahmini varış süreniz nedir? Biz mevzide, beklemedeyiz. Buraya geliş amacınız nedir, söyleyin bakalım? | Fringe-1 | 2008 | |
| We're in position. Standing by. | Sana, başka evrenden olan şeyleri ayırt edebilme yeteneği verdik. | Fringe-1 | 2008 | |
| No activity captain. | Hareket yok, Şef. | Fringe-1 | 2008 | |
| Roger. Hold position. Charlie? | Anlaşıldı. Pozisyonu koruyun. Charlie? | Fringe-1 | 2008 | |
| In position. Standing by. | Mevzide, beklemedeyiz. Evli değilsin, değil mi? | Fringe-1 | 2008 | |
| Delta? | Delta? Beklemedeyiz, Şef. Anlaşıldı. Aslında, bu aptalca. | Fringe-1 | 2008 | |
| Roger. | Eğer siz bir şeylerin ortasındaysanız, sonra arayabilirim. | Fringe-1 | 2008 |