Search
English Turkish Sentence Translations Page 20280
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| That Remus guy. Your friend. | Şu Remus denen herif, arkadaşın. | Francesca-1 | 2009 | |
| How do you know Remulus? | Sen Remulus'u nereden tanıyorsun? | Francesca-1 | 2009 | |
| He stopped by earlier today. | Bugün uğradı. | Francesca-1 | 2009 | |
| Just that he was looking for you, wanted to talk to you. | Yalnızca seni aradığını söyledi, seninle konuşmak istiyormuş. | Francesca-1 | 2009 | |
| And that he'll stop by again. | Bir de tekrar uğrayacağını söyledi. | Francesca-1 | 2009 | |
| But I think he kinda likes me 'cos he was staring at me. | Ama sanırım benden hoşlanıyor gibiydi çünkü dik dik bakıyordu yüzüme. | Francesca-1 | 2009 | |
| What else? | Başka ne olacak? | Francesca-1 | 2009 | |
| He said he tried to call you too, | Seni onun da aramayı denediğini söyledi... | Francesca-1 | 2009 | |
| but couldn't find you either. | ...ama o da sana ulaşamamış. | Francesca-1 | 2009 | |
| I couldn't reach you myself. | Sana ben de ulaşamadım. | Francesca-1 | 2009 | |
| Your phone's always off. | Telefonun sürekli kapalı. | Francesca-1 | 2009 | |
| He looked a little gypsy, this Remulus. | Şu Remulus çingene gibiydi. | Francesca-1 | 2009 | |
| Are you two close? | Yakın arkadaş mıydınız? | Francesca-1 | 2009 | |
| Whatever... some strange friends you've got. | Her neyse... Çok garip arkadaşların var. | Francesca-1 | 2009 | |
| He's no friend, just an acquaintance. | O arkadaşım değil, sadece bir tanıdığım. | Francesca-1 | 2009 | |
| Fran, I don't want you talking to him again. | Fran, onunla bir daha konuşmanı istemiyorum. | Francesca-1 | 2009 | |
| Okay, Mr. Jealous. | Pekâlâ, Bay Kıskanç. | Francesca-1 | 2009 | |
| Did he come alone? | Tek başına mı geldi? | Francesca-1 | 2009 | |
| I don't know, I found him drinking coffee with mom. | Bilmiyorum, geldiğimde annemle kahve içiyordu. | Francesca-1 | 2009 | |
| So he was alone. Yeah. | Yani yalnız gelmişti? Evet. | Francesca-1 | 2009 | |
| What's with this interrogation? | Ne diye böyle sorguya çekiyorsun? | Francesca-1 | 2009 | |
| Well, I'm jealous. | Kıskandım da ondan. | Francesca-1 | 2009 | |
| Come here my little jealous baby... | Buraya gel, benim kıskanç bebeğim... | Francesca-1 | 2009 | |
| Wait a sec, Fran! | Dur bir saniye, Fran! | Francesca-1 | 2009 | |
| Let me go to the bathroom. | Bir banyoya gideyim. | Francesca-1 | 2009 | |
| Where are you going? Over here. | Nereye gidiyorsun? Hemen şuraya. | Francesca-1 | 2009 | |
| Is it my fault? | Bir şey mi yaptım? | Francesca-1 | 2009 | |
| This thing with guys coming over. | Şu herifin buraya uğraması. | Francesca-1 | 2009 | |
| What? You heard me. | Ne? Duydun beni. | Francesca-1 | 2009 | |
| You're kidding? No, I'm not. | Şaka mı yapıyorsun? Hayır, yapmıyorum. | Francesca-1 | 2009 | |
| You think I'm stupid? | Aptal olduğumu mu düşünüyorsun? | Francesca-1 | 2009 | |
| Why won't you tell me? | Bana neden söylemiyorsun? | Francesca-1 | 2009 | |
| Why do we have to go through this? | Bunları neden yaşamak zorundayız? | Francesca-1 | 2009 | |
| Tell me you don't want me anymore, that you've had enough of me... | Artık beni istemediğini, benden bıktığını söyle... | Francesca-1 | 2009 | |
| Has something happened? Why won't you talk to me? | Bir şey mi oldu? Benimle neden konuşmuyorsun? | Francesca-1 | 2009 | |
| Do you know what it feels like for a woman? | Böyle olunca bir kadın ne hisseder biliyor musun? | Francesca-1 | 2009 | |
| How do you think I felt when you left me in the bedroom? | Beni yatak odasında öylece bırakınca kendimi nasıl hissettim biliyor musun? | Francesca-1 | 2009 | |
| You just sit there and look at me! | Öylece oturmuş bana bakıyorsun ya! | Francesca-1 | 2009 | |
| We haven't been out since I don't know when. | Kim bilir ne zamandır dışarı çıkmıyoruz. | Francesca-1 | 2009 | |
| Oh, I remember: April 18th! | Aa, dur hatırladım. 18 Nisan'dan beri! | Francesca-1 | 2009 | |
| Actually I was the one taking you out 'cos it was mom's birthday. | Aslında seni çıkaran bendim çünkü o gün annenin doğum günüydü. | Francesca-1 | 2009 | |
| Just drop it. Okay? | Kes şunu, olur mu? | Francesca-1 | 2009 | |
| I've got problems. You always do. | Bazı sorunlarım var. Hep var zaten. | Francesca-1 | 2009 | |
| Big ones. | Büyük sorunlarım var. | Francesca-1 | 2009 | |
| How big? | Ne kadar büyük? | Francesca-1 | 2009 | |
| Very big! | Çok büyük! | Francesca-1 | 2009 | |
| Can you tell me what these very big problems are? | Bana bu büyük sorunların ne olduğunu söyleyebilir misin? | Francesca-1 | 2009 | |
| What is it? Talk to me! | Sorun ne? Söyle. | Francesca-1 | 2009 | |
| What is it? | Sorunun ne? | Francesca-1 | 2009 | |
| Mita, what's wrong? | Mita, problem ne? | Francesca-1 | 2009 | |
| People are trying to fuck me over. Who? | Beni kullanmaya çalışanlar var. Kim? | Francesca-1 | 2009 | |
| Who, the money guys? | Kimler, para aldığın adamlar mı? | Francesca-1 | 2009 | |
| Them too! Who else? | Onlar da var. Başka kim? | Francesca-1 | 2009 | |
| Some people from the City Hall. | Belediyeden birileri. | Francesca-1 | 2009 | |
| How much do you need? It's not that. | Ne kadar paraya ihtiyacın var? Sorun o değil. | Francesca-1 | 2009 | |
| Why won't you talk to me? Maybe I can help. | Bana neden söylemiyorsun? Belki yardım edebilirim. | Francesca-1 | 2009 | |
| You can't. I can. I have 2600 for Italy. | Edemezsin. Edebilirim. İtalya için 2600 avrom var. | Francesca-1 | 2009 | |
| I can get more: From my father, my godfather... | Daha fazlasını da bulabilirim. Babamdan, büyükbabamdan... | Francesca-1 | 2009 | |
| That would be crazy! Why? | Bu delilik olur! Neden ki? | Francesca-1 | 2009 | |
| Why? Don't you get it? | Neden? Anlamıyor musun? | Francesca-1 | 2009 | |
| What?! | Neyi? | Francesca-1 | 2009 | |
| What don't I get? | Neyi anlamıyorum? | Francesca-1 | 2009 | |
| Fuck it, I'm not going anywhere! What do you mean? | Siktir et, bir yere gitmiyorum! Nasıl yani? | Francesca-1 | 2009 | |
| You think if you stay things will get solved? | Burada kalırsan her sorunun çözüleceğini mi sanıyorsun? | Francesca-1 | 2009 | |
| What needs solving, Mita? What? | Neyin çözülmesi gerek, Mita? Neyin? | Francesca-1 | 2009 | |
| What are we talking about? | Neden bahsediyoruz burada? | Francesca-1 | 2009 | |
| What is it? You're driving me crazy! | Sorun ne? Beni deli ediyorsun! | Francesca-1 | 2009 | |
| I have to know what's happening too! | Ne olduğunu benim de bilmem gerek! | Francesca-1 | 2009 | |
| Come on, are you going to tell me? | Haydi, söyleyecek misin? | Francesca-1 | 2009 | |
| I borrowed some money | Biraz borç para almıştım... | Francesca-1 | 2009 | |
| and bought litigious titles of ownership to a site in Bucharest. | ...ve Bükreş'te davalı bir yeri üzerime geçirdim. | Francesca-1 | 2009 | |
| What? Litigious titles of ownership. | Ne? Davalı bir yeri üzerime geçirdim. | Francesca-1 | 2009 | |
| Then I borrowed more | Sonra belediyeden bazı kişilere rüşvet vermek... | Francesca-1 | 2009 | |
| to bribe people at City Hall. | ...için biraz daha para aldım. | Francesca-1 | 2009 | |
| More money? Yes! | Üstüne biraz daha mı aldın? Evet. | Francesca-1 | 2009 | |
| So that I'd speed up the process. | İşlemleri hızlandırabilmek için. | Francesca-1 | 2009 | |
| I know this Belgian guy who wants the land | Ben belgeleri hazır eder etmez araziyi satın almak... | Francesca-1 | 2009 | |
| as soon as I have the papers. | ...isteyen Belçikalı bir adam tanıyorum. | Francesca-1 | 2009 | |
| Only that... | Yalnız... | Francesca-1 | 2009 | |
| things went slower than I expected | ...işler beklediğimden daha yavaş yürüdü... | Francesca-1 | 2009 | |
| and the guys I borrowed from want their money. | ...ve borç aldığım adamlar paralarını istiyorlar. | Francesca-1 | 2009 | |
| How much did you borrow? | Ne kadar borç aldın? | Francesca-1 | 2009 | |
| How much, Mita? | Ne kadar, Mita? | Francesca-1 | 2009 | |
| I don't know, 6000 or more... | Bilmiyorum, 6000 ya da daha fazla... | Francesca-1 | 2009 | |
| 6000 or more than 6000? | 6000 mi, 6000'den fazla mı? | Francesca-1 | 2009 | |
| How much? 6000. | Ne kadar? 6000. | Francesca-1 | 2009 | |
| Fran, please... Crying won't solve anything. | Fran, lütfen... Ağlayarak hiçbir sorun çözülmez. | Francesca-1 | 2009 | |
| What are you mixed up in? | Nasıl bir işe karıştın? | Francesca-1 | 2009 | |
| Where do you want to end up? | Sonunun nasıl olmasını istiyorsun sen? | Francesca-1 | 2009 | |
| And why did you leave your job at the hotel? | Peki oteldeki işini neden bıraktın? | Francesca-1 | 2009 | |
| I thought I was closing a solid deal. | Sağlam bir anlaşma yaptığımı sanıyordum. | Francesca-1 | 2009 | |
| This is what you call a solid deal? | Sağlam anlaşma diye buna mı diyorsun? | Francesca-1 | 2009 | |
| If you give them some money will they wait a bit longer? | Onlara biraz para versen daha fazla beklerler mi? | Francesca-1 | 2009 | |
| Where do I get the money from? Me. | Parayı nereden bulacağım ki? Benden. | Francesca-1 | 2009 | |
| I don't even want to hear about it! | Bunu duymamış olayım. | Francesca-1 | 2009 | |
| I'll go ask my godfather to loan me 1000. | Gidip üvey babamdan 1000 avro ödünç vermesini isteyeceğim. | Francesca-1 | 2009 | |
| I don't want to hear about your godfather! | Üvey baban hakkında bir şey duymak istemiyorum! | Francesca-1 | 2009 | |
| I don't like him either, but this is no time to be picky! | Ondan ben de pek hoşlanmıyorum ama şimdi seçiciliğin sırası değil. | Francesca-1 | 2009 | |
| I'll borrow the money and we'll pay him back later. | Ondan ödünç para alacağım ve sonra geri ödeyeceğim. | Francesca-1 | 2009 | |
| The bulb in your bathroom broke. Fuck the bulb! | Banyondaki ampül bozuk. Ampüle çakayım! | Francesca-1 | 2009 |