Search
English Turkish Sentence Translations Page 19587
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| just bruised my spleen or somethin'. | ...ezdiğimi veya onun gibi bir şey olduğunu sandım. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Okay, Mr. Ned Um, Ned. Whatever. | Pekâlâ, Bay Ned. Ned... Her neyse. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Uh, I think with your low blood count and your pain, we should | Bence, kansızlık sorununuz ve acınız olduğu için... | FlashForward-2 | 2009 | |
| keep you in for observation and a C.T. scan, all right? | ...sizi gözlem altında tutmalı ve tomografi çekmemiz gerek, tamam mı? | FlashForward-2 | 2009 | |
| It's all gravy, Dr. Benford. Truly. | Bunların hepsi fasa fiso, Dr. Benford. Hakikaten. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Now after the blackout, do you remember what | Peki, bayılmadan sonra ne gördüğünü... | FlashForward-2 | 2009 | |
| Hey, your flash forward What did you see? | Geleceği görüşünde, ne gördün? | FlashForward-2 | 2009 | |
| Not where I was goin'. | Bunu sormayacaktım. | FlashForward-2 | 2009 | |
| You really wanna know? | Gerçekten bilmek istiyor musunuz? | FlashForward-2 | 2009 | |
| I was rocking leather pants. | Deri pantolon giyiyordum. | FlashForward-2 | 2009 | |
| I've never rocked leather pants. | Daha önce hiç deri pantolon giymemiştim. | FlashForward-2 | 2009 | |
| It's always been one of my top three fears, | Bu benim en çok korktuğum üç şeyden birisi. | FlashForward-2 | 2009 | |
| along with clowns and escalators. | Palyaçolar ve yürüyen merdivenlerle birlikte. | FlashForward-2 | 2009 | |
| But there I was, rocking out at this bar | Fakat o bardaydım ve dans ediyordum. | FlashForward-2 | 2009 | |
| that I've always wanted to go to but I've never gone to | Bunu hep yapmak istemiştim fakat hiç yapmamıştım. | FlashForward-2 | 2009 | |
| because I I thought I'd be too nervous, that I'd be... | Çünkü çok heyecanlanacağımı düşünüyordum, çok... | FlashForward-2 | 2009 | |
| Well, too nervous. | ...ama çok heyecanlanacağımı. | FlashForward-2 | 2009 | |
| But it wasn't that way. | Fakat öyle değildi. | FlashForward-2 | 2009 | |
| I was happy. | Çok mutluydum. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Oh, and I was black. | Ayrıca zenciydim. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Wait, you were... | Bekle, yani sen... | FlashForward-2 | 2009 | |
| Black in six months? Yeah. | ...altı ay içinde zenci mi olacaksın? Evet. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Like Oprah. | Oprah gibi. | FlashForward-2 | 2009 | |
| You know, African American. Black. | Bilirsiniz, Afro Amerikanlar gibi bir zencilik. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Okay, Mr. Ned. | Pekâlâ, Bay Ned. | FlashForward-2 | 2009 | |
| We'll see you later, Mr. Ned. | Sonra görüşürüz, Bay Ned. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Okay. Yeah. 1 | Tamam. Peki. | FlashForward-2 | 2009 | |
| "Black Swan" | BÖLÜM DÖRT "KARA KUĞU" | FlashForward-2 | 2009 | |
| So they're your parents, so I think you should be the one | Pekâlâ, onlar senin ailen ve nikâh gününü değiştirdiğimizi... | FlashForward-2 | 2009 | |
| to tell them that we moved up the wedding. | ...onlara senin söylemen gerekiyor. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Though I'm sure a free to trip to Hawaii | Ayrıca Hawaii'ye bedava tatil muhabbeti... | FlashForward-2 | 2009 | |
| still won't make up for the fact that I'm not Korean. | ...benim bir Koreli olmadığım gerçeğini değiştirmez. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Okay, where have you been for the last 20 minutes? | Pekâlâ, son 20 dakikadır kafan nerelerde? | FlashForward-2 | 2009 | |
| I'm fine. It's just work stuff. Work stuff. | İyiyim. Yalnızca düşünüyorum. Düşünüyorum. | FlashForward-2 | 2009 | |
| I've been trying to trace a call from, uh, an informant. | Muhbirin birinden gelen bir arama hakkında iz sürmeye çalışıyordum. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Is everything okay? Yeah, I'm here. Okay. | Her şey yolunda mı? Evet, tamam. Her şey yolunda. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Well, speaking of work, can I ask you something work related? | Konu işinden açılmışken, sana işinle ilgili bir soru sorabilir miyim? | FlashForward-2 | 2009 | |
| Are you guys gitmo ing a suspect downtown? | Şehir merkezinde yakaladığınız bir zanlıyı gözaltında mı tutuyorsunuz? | FlashForward-2 | 2009 | |
| Some blonde, arrested the day of the blackout. | Sarışın... Bayılmanın olduğu gün tutuklanan... | FlashForward-2 | 2009 | |
| Bin Laden in Prada? | Prada'lı Bin Ladin. | FlashForward-2 | 2009 | |
| I can't confirm or deny this, Zo. | Evet veya hayır diyemem, Zo. | FlashForward-2 | 2009 | |
| I think you just did, sweetie. | Bence dedin bile, tatlım. | FlashForward-2 | 2009 | |
| if the bureau's violating someone's due process, | ...eğer büro, birinin kişilik haklarına saldırıyorsa,... | FlashForward-2 | 2009 | |
| that's uncool. | ...bu pek de hoş değil. | FlashForward-2 | 2009 | |
| But personally, | Fakat kişisel görüşüm;... | FlashForward-2 | 2009 | |
| if that woman has anything to do with the blackout, | ...eğer bu kadının bayılma ile herhangi bir ilgisi varsa,... | FlashForward-2 | 2009 | |
| I really hope you're getting all Dick Cheney on her ass | ...ağzından girip burnundan çıkarak tüm bildiklerini öğrenmenize yardım ederdim. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Ladies and gentlemen... | Bayanlar ve baylar,... 1 | FlashForward-2 | 2009 | |
| As Eggbert, | ..."Yumurtakafa" olarak... | FlashForward-2 | 2009 | |
| I would like to egg xpress my desire | ...senden bir isteğim olacak;... | FlashForward-2 | 2009 | |
| for you to eat oatmeal this morning. | ...o da bu sabah kahvaltısında yulaf ezmesi yemen. | FlashForward-2 | 2009 | |
| You're silly, daddy. | Bu çok aptalca, baba. "Aptalca" mı? | FlashForward-2 | 2009 | |
| Can I get a "cluck cluck"? Cluck cluck! | Bir "Gıtgıt gıdak" alabilir miyim? Gıtgıt gıdak. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Cluck cluck. | Gıtgıt gıdak. Çok teşekkür ederim. | FlashForward-2 | 2009 | |
| I believe you know my mum. | Sanırım annemi tanıyorsun. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Oh. Aw, Eggbert! | Yumurtakafa! | FlashForward-2 | 2009 | |
| Wow, you really are | Sen gerçekten... | FlashForward-2 | 2009 | |
| the Shakespeare of cheesy dad humor. | ..."Kötü baba esprilerinin" Shakespeare'isin. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Ah, you could play, too. You could be... | Sen de oynayabilirsin. Bir yumurtalı... | FlashForward-2 | 2009 | |
| ze french toast. | ...ekmek olabilirsin veya... | FlashForward-2 | 2009 | |
| Ze toast of love. | ...bir aşk tostu. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Hey, mommy. | Selam, anne. Selam, tatlım. | FlashForward-2 | 2009 | |
| So guess who's picking you up from school this morning? | Tahmin et bakalım bu sabah seni kim okula götürecek? | FlashForward-2 | 2009 | |
| Nicole? That's right. Nicole. | Nicole mü? Doğru. Nicole. | FlashForward-2 | 2009 | |
| She missed you. She's ready to start babysitting again. | Seni özlemiş. Tekrar bakıcın olmaya hazır. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Yeah, Nicole is coming. Yeah, Nicole is coming back. | Evet, Nicole geliyor. Evet, Nicole geri geliyor. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Thanks for breakfast. | Kahvaltı için teşekkürler. | FlashForward-2 | 2009 | |
| First time in a while | Uzun zamandan sonra,... | FlashForward-2 | 2009 | |
| I've been out acting like a normal person. | ...normal bir insan gibi bir şey yapabildim. | FlashForward-2 | 2009 | |
| You want an ice cream or something? | Dondurma veya onun gibi bir şey mi ister misin? | FlashForward-2 | 2009 | |
| Where was that place | Küçükken Tracy'nin seni götürdüğü yer neredeydi? | FlashForward-2 | 2009 | |
| They turned it into a giant juice | Ben daha kolejde 1. sınıfken,... | FlashForward-2 | 2009 | |
| when I was a freshman. Hmm. | ...orası iyice bozmuştu. | FlashForward-2 | 2009 | |
| She spent all the money she made babysitting you | Sana bakıcılık yapıyordu ve tüm parasını sana... | FlashForward-2 | 2009 | |
| buying you milkshakes. | ...meyveli süt almak için harcıyordu. | FlashForward-2 | 2009 | |
| I should get going. | Gitmem gerek. | FlashForward-2 | 2009 | |
| It's my first day back at the Benfords', | Benford'lara geri dönüşümün ilk günü. Geç kalmak istemiyorum. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Mark told me you went A.W.O.L. | Mark bana birden ortalıktan kaybolduğunu söyledi. | FlashForward-2 | 2009 | |
| I'm sorry, Aaron. | Üzgünüm, Aaron. | FlashForward-2 | 2009 | |
| You got me that job with them, and I totally screwed it up. | Bana bu işi sen buldun ve ben tamamen içine ettim. | FlashForward-2 | 2009 | |
| If that were true, | Eğer böyle olsaydı, senden geri dönmeni istemezlerdi. | FlashForward-2 | 2009 | |
| You know, Nicole, you're not alone. | Biliyorsun, Nicole. Yalnız değilsin. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Everyone's freaked out by this. | Herkes bu şey yüzünden korkmuş durumda. | FlashForward-2 | 2009 | |
| But I think we have to surrender to a higher power | Fakat bence bizden güçlü olan bu şeye, teslim olmalıyız ve... | FlashForward-2 | 2009 | |
| and have faith that whatever we saw, | ...her ne gördüysek, bunu bir sebepten gördüğümüze inancımız olmalı. | FlashForward-2 | 2009 | |
| We'll take her to the O.R. if she spikes again. | Eğer yine ani artış olursa, ameliyat etmemiz gerekecek. Peki. | FlashForward-2 | 2009 | |
| And, uh, what happened to the scan we | Bir de şu araştırdığımız... | FlashForward-2 | 2009 | |
| What did the scan show on our bus crash guy? | Şu otobüs kazası geçiren adamın tahlil sonucu ne çıktı? | FlashForward-2 | 2009 | |
| Yeah. Ned? Mm hmm. | Ned mi? | FlashForward-2 | 2009 | |
| Oh, I I can't stop thinking about that guy. | O adam hakkında düşünmeden duramıyorum. | FlashForward-2 | 2009 | |
| I mean, how does somebody possibly go | Yani, bir insan nasıl beyazken... | FlashForward-2 | 2009 | |
| from being Caucasian to African American? | ...bir Afro Amerikan'a dönüşür ki? | FlashForward-2 | 2009 | |
| I mean, if if that's the vision that he saw in his future, | Yani eğer adamın ileriyi görüşünde gördüğü buysa... | FlashForward-2 | 2009 | |
| then I guess Ugh. Bryce, | ...sanırım... Bryce,... | FlashForward-2 | 2009 | |
| I need you in the present. | ...bana "Şu an" lazımsın. | FlashForward-2 | 2009 | |
| Here, now. Yeah. | Burada, şimdi! Peki. | FlashForward-2 | 2009 | |
| You know, patient care, doctoring, C.T. scan. | Bilirsin, hasta bakımı, doktorluk, tomografi sonuçları... | FlashForward-2 | 2009 | |
| Still don't have it. E.R.'s got a bunch of traumas. | Henüz alamadım. Acilde bir sürü yara bere içinde insan vardı. | FlashForward-2 | 2009 | |
| They keep bumping Ned from the scanner. | Ned'i hâlâ cihaza sokmaya çalışıyorlar. | FlashForward-2 | 2009 | |
| So I ran into Dr. Flemming earlier. | Yani Dr. Flemming ile bir an önce karşılaşmam gerek. Kim? | FlashForward-2 | 2009 |