Search
English Turkish Sentence Translations Page 19527
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Seventeen lakhs... Fair warning... 17... | 17 lakhs, son ihtarım, 17... | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Eighteen lakhs... we have 18 lakhs on my left. | 18 lakhs... solumdan 18 lakhs geldi. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
We are at 18 lakhs, ladies and gentlemen... | 18 lakhs veriliyor, bayanlar ve baylar... | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Anymore at 18 lakhs? | 18 lakhs'dan fazla veren var mı? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Fair warning... I will sell. | Son ihtarım, satıyorum... Ve sattım! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
To the gentleman on my left at 18 lakhs. | Solumdaki beyefendiye 18 lakhs'a satıldı. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
That brings us to the end of our auction, ladies and gentlemen. | Ve böylece açık artırmanın sonuna geldik bayanlar ve baylar. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Thank you all so much for your generosity. | Cömertliğiniz için her birinize teşekkür ederiz. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
And now I would like to introduce our next act for the evening | Ve şimdi akşam için Hindistan ve Pakistan düetiyle gerçekleştirilecek... | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Will you just excuse me for a minute? | Bir dakikalığına müsaadenizi isteyeceğim. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Let there be an expression of love | Bırak da aşk dillensin | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
There's love buried deep within the heart | Yüreğin derinliklerinde gömülü bir aşk var | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
The heart beats alone | Atıyor kalp, atıyor bir başına | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Heart to heart | Kalpten kalbe | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Buried deep within the heart | Yüreğin derinliklerinde gömülü bir aşk var | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
What's happened, Firdaus? Don't you have anything to say to me? | Ne oldu, Firdaus? Bana söyleyecek hiçbir şeyin yok mu? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
I've said what I had to, Noor. | Söylemem gerekeni söyledim, Noor. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Don't be childish, Noor. | Çocukça davranma, Noor. Beni doğru düzgün tanımıyorsun bile. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
We were destined for just this much. | Kaderimiz buraya kadarmış. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Please let's just be grateful for what we had. | Sahip olduklarımız için minnettar olalım sadece. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Is this like some dole you handed out? | Bir kenara atılacak bir oyuncak mı sanıyorsun bunu? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
I love you, don't you get it? | Seni seviyorum, bunu anlamıyor musun?! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
But I don't, Noor. | Ama ben sevmiyorum, Noor! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
I can't love like this. | Bu şekilde sevemem. Ne istiyorsun? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
That I leave all this? | Her şeyi bırakmamı mı? Seninle birlikte yaşamamı mı? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
What will happen then? Have you thought about it? | O vakit ne olacak? Bunu hiç oturup düşündün mü? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
You are too much, Noor. | Çok ileri gidiyorsun, Noor! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
I'm getting engaged in two days. | İki güne kadar nişanlanıyorum. Bilal beni mutlu edecek. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
We've been friends for years. We understand each other. | Yıllardır arkadaşız. Birbirimizi anlıyoruz. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
And I can't let a stupid mistake ruin this. | Ve aptalca bir hatanın bunu mahvetmesine izin veremem. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
What about love, Firdaus? | Peki ya aşk, Firdaus? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Or is money everything? | Yoksa para senin için her şey mi? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
You know no one can love you like I can. | Hiç kimsenin seni benim kadar sevemeyeceğini biliyorsun. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
I don't want so much madness, Noor. | Böyle bir delilik istemiyorum, Noor. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Marriage is between equals. | Evlilik denklik ister. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Families are involved. You won't understand. | Buna aileler de dâhil. Bunu anlayamazsın. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
You won't understand anything besides your love. | Aşkın dışında hiçbir şeyi anlaman mümkün değil. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Why are you lying to yourself, Firdaus? | Neden kendine yalan söylüyorsun, Firdaus? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
I have to go now. I can't be missing for so long. | Geri dönmem lazım. Bu kadar uzun süre dışarıda kalamam. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Please, Firdaus. | Firdaus! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Why are we standing so far away From each other? | Ne diye duruyoruz birbirimizden bu denli uzakta? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
In your breath | Senin aldığın da benim aldığım da | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
We breath the same air | Aynı hava değil mi? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
I will die | Vereceğim bu canı | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Don't leave me so | Ne olur bırakıp da gitme beni | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Arif. Yes? | Arif. Evet? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Noor.. | Noor. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
That's enough. Let's get out of here. | Bu kadarı yeter. Hadi buradan gidelim. Hayır. Daha değil. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
In a bit. | Birazdan. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Noor, we've spent too much time here. | Noor, burada çok fazla zaman geçirdik. Hadi başka bir yere gidelim. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Hang on. | Bir saniye bekle. Firdaus ile görüşüp hemen geleceğim. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Noor.. | Noor! Boş ver onu! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Which part of this don't you understand? | Bunun neresini anlamıyorsun? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
It's not that she lied to you. | Sana yalan söylediğinden değil. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
I know... I know... but these people are like this. | Biliyorum, biliyorum... Tabiatları öyle onların. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
She is the Begum's daughter after all. | Ne de olsa Begum’un kızı o. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
They don't care for anyone. | Hiç kimseyi umursamazlar. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
They will swallow you whole and you won't even know it. | Seni büsbütün yutar ve bunun farkında bile olmazlar. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Get out of all this. | Kafanı kumdan çıkar ve kariyerini mahvetme! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
You've been a good friend. I'll never forget that. | Benim için daima iyi bir dost oldun, bunu unutmayacağım. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Now go home. Don't give me your advice. | Şimdi eve git ve bana nasihat vermeyi de bırak. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
You can go shove it. | Elimden bir kaza çıkabilir. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
To hell with you, your Leena and my future. | Senin de Leena'nın da geleceğimin de canı cehenneme! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Bro, give me a drink. | Birader, bana bir içki ver. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Noor, my dear, what a talented artist you are turning out to be! | Noor, canım, ne denli yetenekli bir sanatçı olduğun ortaya çıktı! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Noor, what the hell is wrong with you! | Senin derdin ne?! Tamamen aklını | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
If you ask for milk, we will give you pudding! | Süt istediğinde puding vereceğiz! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
But if you ask for Kashmir, we will give you a thrashing! | Kashmir'i istediğinde dayak vereceğiz! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
If you ask for milk, we will give you pudding! | Süt istediğinde puding vereceğiz! Kashmir'i istediğinde dayak vereceğiz! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Such a bright chap... gone! | Böylesi parlak bir adam... kayıp gitti. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
You can't get drunk and create a ruckus | Böylesi kalburüstü bir etkinlikte sarhoş olup da ortalığı birbirine katamazsın! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Lock him up for the night. | Bu geceyi nezarette geçirsin. Güzel bir kötek aklını başına getirecektir. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Was it necessary to bring it down to this? | Bu noktaya kadar getirilmesi şart mıydı? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Whatever happened in the past, | Geçmişte ne yaşanmış olursa olsun bunu eşelemeye niyetim yok. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
But your future is mine and mine alone. | Ancak geleceğin bana, yalnızca bana ait. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Nizami! | Nizami! Kefaretin ödendi. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Take him with you too. | Onu da yanında götür. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
He's been sitting here for two whole days. | İki gündür orada oturuyor. Çatlak aile! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Let's go home, Jun jiju. | Eve gidelim, Jun jiju. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
I only thought about myself | Sırf kendimi ve büyük aşkımı düşündüm. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Everything will work out. | Her şey yoluna girecek. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
This was my mother's prized possession. | Annemin biricik emaneti. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
I've cared for it like a baby. | Bir bebekmiş gibi gözüm gibi baktım ona. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
You need to forget about what happened in Delhi, Firdaus. | Delhi'de yaşananları unutmalısın, Firdaus. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Now you are going to become someone else's possession. | Başka birinin mülküne girmek üzeresin. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
What will I do being someone else's possession? | Başka birinin mülkü olup da ne yapacağım? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
How else would an orphan ever become the pride of this palace? | Bir yetim aksi hâlde bu sarayın gururu olabilir miydi? | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Is it necessary to remind me again and again, mother? | Bunu ikide bir bana hatırlatman şart mı, anne? Şart, Firdaus! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
I had thought that God had sent you to me for a special purpose. | Rabbimin belli bir maksatla seni yanıma gönderdiğini düşünmüş... | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
I protected you from everyone. | ...seni herkesten korumuştum. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
You were special. | Özeldin. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
You are still special, my doll. | Hâlâ da özelsin, canım. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
This palace now needs a man, a name, a title. | Bu sarayın artık bir erkeğe... | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
And now you are going to bring back that lost splendor. | Ve şimdi sen o kaybolan ihtişamı geri getireceksin. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Neither you, nor I. | Ne sen ne de ben. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Please get dressed soon. | Bir an evvel giyin lütfen. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Bilal will be here any moment. | Bilal her an gelebilir. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Congratulations! | Mübarek olsun, mübarek olsun! | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Praise the Lord, stay happy you both. | Elhamdülillah, ikiniz de mutlu olun. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |
Aunt Nargis, drop the spoons and dig into it with your hands! | Nargis teyze, kaşığı bırak da yemeğe elinle yumul. Şişmanlayacak değilsin. | Fitoor-1 | 2016 | ![]() |