Search
English Turkish Sentence Translations Page 19385
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I mean, there were things that happened to me that were not good. | Yani benim için hiç de iyi olmayan bazı şeyler de vardı. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Miss Maier was force feeding me. | Bayan Maier beni yemeye zorlardı. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Forcing me to eat, because I wasn't finishing my plate. | Tabağımı bitirmediğim için bana zorla yedirirdi. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
She would hold me down, she would shove the food in my throat, | Beni zorla oturtur, yemekleri ağzıma tıkardı. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
And she would do that over and over again. | Tekrar tekrar yapardı bunu. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
There was very much of a dark side to her | Onun benim hoşuma gitmeyen çok fazla karanlık tarafı vardı. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
She would lose it sometimes. | Bazen de bundan sıyrılırdı. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
The first time she hit me was when I was five years old, | Bana ilk defa vurduğunda beş yaşındaydım. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
and so she started slamming my head into the side of this bookcase. | Başımı kitaplığın kenarına vurmaya başlamıştı. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
but she'd grab me by the wrists and swing me around the room | Bileklerimden tutup odanın içinde savururdu. Çok kızdığında da bir yerlere çarpardı. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
After that, she didn't do that again. | Ondan sonra da bir daha yapmadı. Yeterince güçlüydüm. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
I mean... she was a brilliant person, | Aslında harika bir insandı. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Viv said "If you want to take care of somebody, why don't you take care of me?" | Viv dedi ki; "Birisine bakmak istiyorsanız neden bana bakmıyorsunuz?" | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Then this little house... | İşte şu küçük ev. Bayan Maier üst katta otururdu. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
My father did provide a room for her above his office. | Ofisinin üstündeki odayı babam onun için ayarlamıştı. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
and the room was literally filled, floor to ceiling, with newspapers. | Hiç abartmıyorum, oda yerden tavana kadar gazete ile doluydu. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
This floor was Viv's domain. | Bu kat Viv'in özel alanıydı. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
It occurred to me that maybe I would need to go up there when she wasn't home, | O evde yokken oraya çıkmam gerekebileceği için... | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
I began to see that she was stacking newspaper elsewhere in the house. | Daha sonra evin başka yerlerine de gazete istiflediğini görmeye başladım. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
for the day when she did get around to cutting out the parts she wanted to keep. | ...daha sonra o kısımları kesip saklamak için bir kenarda biriktiriyordu. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
I... It concerned me, but I thought, "Whatever. | Beni endişelendiriyordu ama "Neyse" diyip geçiyordum. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
I looked at her desk, and piles of stuff there. | Her yerde yığın yığın eşya vardı. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
and going through her items. | ...ve eşyalarını inceleyeceklerinden emindi. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
She would rig the books and so forth on her desk, | Odasındaki eşyaları öyle bir ayarlamıştı ki... | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
She was progressively getting more and more reclusive, | Her geçen gün daha da içine kapanıyordu. Daha da çok biriktiriyordu. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
She was. She was. She... | Öyleydi. Öyleydi. O... | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Yeah. It was... it was a little past eccentric. | Evet, öyleydi. O çok tuhaf birisiydi. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
My neighbour said, "I'm painting the bathroom, do you have newspaper?" | Komşum "Banyoyu boyayacağım, eski gazete var mı?" diye sormuştu. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
was shorter by three feet, or two feet or whatever, | Bir metre kısalmıştı. Belki de yarım metre, her ne ise. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
"Who took my papers? Who took my papers?" | "Gazetelerimi kim aldı? Gazetelerimi kim aldı?" | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
And she just went berserk. I mean, she went crazy. | Çılgına dönmüştü. Kafayı yemişti. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
She was... I remember an outside scene with screaming and yelling, | Dışarı çıkıp, çığlıklar atarak bağırdığını hatırlıyorum. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
where she's yelling at this guy, telling him to bring them back, | Bas bas bağırdığı adama onlara geri getirmesini söylüyordu. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
So I said... I just said, "Viv, those aren't your papers. Those are my papers. | Ben de ona dedim ki, "Viv onlar senin değil, benim gazetem." | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
"I think you're going to have to look for another job. " | "Bence artık başka bir iş bakmalısın." Bunu söylemek çok zordu. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
She gave me her sort of... what she wanted, | Bana taleplerini sıraladı. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
as if she had it on the tip of her tongue and she'd figured it out. | Böyle olacağını biliyormuş gibi hepsi dilinin ucundaydı sanki. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
My husband and I and our children, after she was gone, | O gittikten sonra kocam, ben ve çocuklar arabaya atladığımız gibi Michigan'a gittik. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
which is something we never used to do, | Bu hiç yapmadığımız bir şeydi. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
See, I'm still weeping about it, because I really cared about Viv. | Hatırladıkça hâlâ ağlarım. Çünkü Vivian'a gerçekten değer verirdim. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
She just had those edges that couldn't... | Bu tür sivri yanları vardı... Bana kalırsa biz... | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
and when I told Vivian, I said, "You can stay here for a couple of months. | Vivian'a "Sen bir kaç ay daha evde kalabilirsin" dedim. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
"I won't put it on the market yet, you know, we have to get things ready, | "Hemen satışa çıkarmayacağım. Yapmamız gereken işler var" dedim. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
They did manage to get in, and they did manage to sell. | İçeri girmeyi ve evi satmayı başardılar. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
The lawyer called and said, "Judy, we're just afraid she's not gonna be out. " | Avukatlar aradı ve "Juddy, korkarım evi boşaltmayacak" dedi. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
And I said, "She'll be out. Don't worry. She will be out. " | "Sen merak etme, çıkacaktır" dedim. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
It must have been, like... probably 2000. | Yanılmıyorsam, 2000 yılıydı. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
I was in Wilmette, going to the beach with my daughter and her children | Wilmette'deydim. Kızımla ve torunlularımla sahile gitmiştik. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
And all of a sudden, we see this woman walking down the street. | Birden yolda yürüyen o kadını fark ettik. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
And we both... "Oh, hi, how are you, Vivian?" | "Selam Vivian, nasılsın?" | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
And I kept saying, "I can't do it, Vivian. I have to go, I have to go. " | Ben de sürekli "Olmaz Vivian, gitmem gerek" diyorum. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
So I proceeded to go to the beach with the kids. | Çocuklarla plaja doğru ilerledim ve... | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
She took me to the stock yards. | Beni ağıllara götürdü. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
It didn't come into my consciousness that, | "Burası hayvanları öldürdükleri yer" diye bir algı oluşmamıştı bende. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
After they were done offloading the sheep, | Koyunları boşalttıktan sonra, yolda ölmüş olanları dışarı atmaya başladılar. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Do you... do you live in the area? Yes. | Burada mı yaşıyorsunuz? Evet. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Do you remember a woman who used to sit on this bench a lot, | Sürekli şu bankta oturan, geniş şapkalı bir kadın hatırlıyor musunuz? | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Sometimes she'd be at the dumpsters. | Bazen büyük çöp konteynırının orada olurdu. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
so I had a bunch of old clothes, and I had a wool hat, one time, I gave her. | Eski giysilerim ve yün şapkam vardı, ona vermiştim. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
When I was riding my bike, sometimes I'd cross her path. | Bisiklet sürdüğümde bazen onunla karşılaşırdım. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
literally, she'd go across the street, she'd get a can of food... | ...belirli zamanlar yolun karşısına geçip yiyecek bulurdu. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
She was much more damaged than I thought. | Tahmin edebileceğimden çok daha fazla çökmüş. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
And I have a lot more empathy for her... | Onu çok iyi anlayabiliyorum. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
And misunderstood. | Ve anlaşılmamış. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Somebody called me and said, | Birisi beni aradı ve... | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
they were loading her onto the little cart there. | Oradakiler onu sedye gibi bir şeye koyuyordu. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
And then, but that was it. | İşte böyle. Onu ambulansa bindirdiler ve götürdüler. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
And after the fact, a lot of people in the neighbourhood said, | Ondan sonra mahalledeki herkes "Yaşlı kadına ne oldu?" diye soruyordu. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
you always went there cos you wanted the kids to have a little touch of nature. | ...bu tür yerlere gitmek istersin. Çocukların doğaya dokunmasını istersin. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
It's a place that they remembered she was happy. | Orası onun mutlu olduğunu hatırladıkları bir yerdi. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Some people's character prevents them | Bazı kişilerin karakterleri buna engel olur. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
You know, she didn't defend herself as an artist. | O kendini bir sanatçı olarak tanımlamıyordu. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Where it'll wind up, who knows? | Nereden ne çıkacak kim bilebilir? | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Much of the art world establishment | Çoğu sanat dünyası kurumunda, Vivian'ın eserleri halen kabul görmüyor. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Her work is being seen around the world. | Eserleri tüm dünyada sergileniyor. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
That would probably make Viv happiest. | Bu Viv'in daha hoşuna giderdi. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Viv was supposed to be downtrodden, right? | Viv mağduriyeti kabullenmiş birisiydi. Tam bir dadı gibiydi. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
That's not considered to be a pretty high ranking position in life. | Öyle yukarılarda gözü olan birisi değildi. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Not any social life to speak of. | Konuşmaya değer bir sosyal hayatı yoktu. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
But she didn't have to compromise one bit. | En ufak bir taviz vermemiştir. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
That's what she taught me, is that she got the life she wanted. She had it. | Bana öğrettiği şey de buydu. Hayatını dilediği gibi yaşadı. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
She did it so it wouldn't be forgotten. | Öyle yaptı. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
and generate this kind of moment, | Bu tarz anların oluşmasını sağlıyor. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
you know, where two presences were actually kind of vibrating together. | Bilirsiniz, bir ortamdaki iki varlık birbirleriyle bir tür etkileşime girer. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
And then she's gone. | O artık yok. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Well, I suppose nothing is meant to last forever. | Hiçbir şeyin sonsuza dek sürmeyeceğini biliyorum. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
We have to make room for other people. It's a wheel. | Diğer insanlar için de bir alan bırakmalıyız. Bu bir döngü. | Finding Vivian Maier-1 | 2013 | ![]() |
Pay attention... Watch. | Dikkatlice izle. | Finisterrae-1 | 2010 | ![]() |
It's a goat. It's being born. | Yeni doğmuş bir keçi bu. | Finisterrae-1 | 2010 | ![]() |
It's looking for its mother. | Tıpkı annesine benziyor. | Finisterrae-1 | 2010 | ![]() |
And now? | Peki ya şimdi ne oluyor? | Finisterrae-1 | 2010 | ![]() |
A birthday. | Bir doğumgünü kutlaması yapılıyor. | Finisterrae-1 | 2010 | ![]() |
They're celebrating the passing of time. | Zamanın geçmesini kutluyorlar. | Finisterrae-1 | 2010 | ![]() |
And where are we now? | Peki şimdi neredeyiz? 1 | Finisterrae-1 | 2010 | ![]() |
It's a hospital. 1 | Bir hastanede. | Finisterrae-1 | 2010 | ![]() |
Come with me. | Benimle gel, | Finisterrae-1 | 2010 | ![]() |
It's the end. | Bu da son işte... | Finisterrae-1 | 2010 | ![]() |
I want to become | Yeniden hayatımın başlangıcına | Finisterrae-1 | 2010 | ![]() |
a living being. | dönebilmeyi isterdim. | Finisterrae-1 | 2010 | ![]() |
I'm overcome with nausea. | Korkutmak konusunu aştım artık... | Finisterrae-1 | 2010 | ![]() |