Search
English Turkish Sentence Translations Page 18754
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
l was taking parts of all these faces, trying to make one face. Your face. | Tüm bu sıfatlardan parçalar alıp tek bir surat... | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
So l could have something to cry in front of, something to show my son. | Sırf sarılıp ağlayabilecek bir şeyim olsun, oğluma gösterebilecek bir şey olsun diye. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
To tell him this is your father. | Senin baban bu diyebilmek için. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
And now you say all those tears, all that pain was for nothing? No! | Ama şimdi gelmiş akıtılan tüm bu yaşların... | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Why should l open myself to pain again Rehan? Why should l take you back? | Niye tekrardan acı çekeyim Rehan? Seni neden isteyeyim? | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Give me one good reason why l shouldn't believe you are still dead. | Hâlâ ölü olmadığına inanmamak için... | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Give me one good reason. | Geçerli tek bir sebep. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
l don't have a single good reason. They are all bad. Each and every one. | Tek bir sebebim bile yok. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
l was taking parts of all these faces, trying to make one face. | Tüm bu sıfatlardan parçalar alıp tek bir surat yapmaya çalışıyordum. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Why are you going? | Niye gidiyorsun ki? | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Because l can't play cricket like Rahul Dravid. | Rahul Dravid gibi kriket oynayamıyorum çünkü. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Don't worry. Rehan will teach you. | Önemli değil, ben sana öğretirim. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
l am not dependiddle either. l can't be trusted. | Güvenilinilir de değilim. Bana güvenemezsin. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
No you are dependable for Rehan. See Rehan has learned how to say dependable. | Artık benim için güvenilirsin. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Rehan will never trouble you again. | Seni bir daha üzmem ki hiç. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
He won't call you dead man. He will have a bath himself. | Ölü adam da demem. Kendi banyomu kendim yaparım. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
He will not give you milk and turmeric, but please don't go. | Gitmezsen sana zencefilli süt de getirmem. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Rehan loves you more than you love Rehan. | Ben seni, senin beni sevdiğinden çok seviyorum ki. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Sit properly! | Düzgün otur! Ye yemeğini! | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Why are you venting your anger on him? | Öfkeni niye ufacık sabiden çıkarıyorsun? | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
The one who deserves it has left without saying a word. | Öfkeni göstermen gereken adam tek kelime etmeden gitti. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
He must be in his room. Go tell him breakfast is ready. | Odasındadır kesin. Kalk kahvaltı hazır de. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
l'm not going to stand around in the kitchen all day for him. | Bütün gün mutfakta keyfini bekleyemem. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
He's gone. He said goodbye to Rehan. Not to you. | Gitti o. Bana veda bile etti. Ama sana etmedi. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
No, he can't go. He can't go. | Hayır, gitmiş olamaz. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
How dare you leave me again. How dare you? | Beni ne cüretle yine terk edersin? Ne cüretle?! | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Your life is mine now, do you hear? You can never leave me and go. Never! | Hayatın artık benim, duyuyor musun?! | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
When l have your hands in mine. | O güzel ellerin, ellerime kavuşunca | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
l have with me the heavens divine. | Cennetin kapıları ardına kadar açılır | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
When you're close, this world is naught. | Yanımda iken, anlamını yitirir dünya | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Destroyed in your love, a triumph sought. | Aşkında erir, sonunda sana kavuşan mâşuk | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
When you're close this world is naught. | Yanımda iken, anlamını yitirir dünya | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Destroyed in your love may my life depart. | ...ve aşkının huzuruyla verilsin son nefesim." | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
As close as fragrances are to breath. | Nasıl ki rayiha, yakındır nefese | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
As close as songs are to lips. | Nasıl ki nâmeler, yakınsa diline | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
As close as sleepless nights to memories. | Nasıl ki geceler, yakın hülyalara | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
As close as arms are to embraces. | Nasıl ki kollarım, yakınsa kavuşmaya | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
As close, as close as dreams to eyes. | Yakın ol bana, hülyalı gözler gibi | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Be that close to me, oh love of mine. | Böyle yakın ol biricik sevdiceğim | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Let my eyes swell with tears, let me cry today. | Bırak gözlerim dolsun, bugün hıçkırıklara boğulayım | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Take me in your arms, get drenched today. | Al beni kollarına, seni gözyaşlarımla ıslatayım | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
The sea of pain trapped in my heart will explode. | İçimde kopan fırtınalar, açığa çıkacak | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
l have so much pain your veil will be drenched. | Gözyaşlarım peçeni bile ıslatacak | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
As close as secrets are to heartbeats. | Sırlar kalp atışlarına nasıl yakınsa | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
As close as raindrops are to clouds. | Damlalar bulutlara nasıl yakınsa | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
As close as the moon is to night. | Mehtap geceye nasıl yakınsa | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
As close as kohl is to eyes. | Rastık gözlere nasıl yakınsa | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
As close, as close as waves to the ocean. | Yakın ol bana, dalgaların kıyılara olduğu gibi | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
My breath was incomplete, heartbeat incomplete, incomplete was l. | Soluğum, kalbim yarımdı; ben yarımdım | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
But now the moon is full, complete in the sky, and now with you complete am l.. | Lâkin artık dolunay kadar, gökyüzü kadar; bütünüz canım | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Give us some good news Aakash. Can we go any further? | İyi haberler ver Aakash. İlerleyebilecek miyiz? | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Sorry ma'am, we'll have to wait another 2 or 3 days. | Üzgünüm hanımefendi, 2 ya da 3 gün daha bekleyeceğiz. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
But we have to do something Aakash. We can't just stand around. | Bir şeyler yapmalıyız Aakash. Öylece oturup bekleyemeyiz. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
No. Not the press. We can't talk to the media about the bomb yet. | Hayır. Basın olmaz. Meydaya bomba konusunu açıklayamayız. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
The order's come directly from Delhi. | Emirler doğrudan Delhi'den geldi. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
We can't talk about the bomb but we can talk about him. | Bomba konusu olmasa da onu açıklayabiliriz. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Aakash! lnform the press. Newspaper, Radio, TV. | Aakash! Basına, gazetelere, radyo ve televizyona haber ver. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
The search is on for a terrorist hiding in the outskirts of Srinagar. | Srinagar eteklerinde saklanan terörist aramalarına devam ediliyor. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
This terrorist is badly wounded and is wearing an army uniform. | Kendisi asker üniforması giyen yaralı biri olmakla beraber... | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
He is also carrying an electronic part. | ...elektronik bir parça taşıyor. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
lf you have any information on this man please.. | Bu adamla ilgili herhangi bir bilginiz varsa lütfen... | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
..contact your nearest police station immediately. | ...en yakın karakola başvurun. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Come on Rehan, drink your milk. | Hadi bakalım Rehan sütünü iç. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Rehan loves you more than you love Rehan. | Ben seni, senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
No, l love Rehan much more than that and he has to drink this milk. | Hayır, ben seni daha çok seviyorum ve sütünü içmek zorundasın. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
And what about this Rehan? | Peki ya bu Rehan? | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Colonel? At this time? What's the matter? | Albay, bu saatte ne arıyorsunuz? Sorun nedir? | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
l have risked life and come here for a very important reason. | Çok önemli bir şey için canımı dişime takarak geldim. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
l've run out of rum! | Rom kalmamış evde! | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
The games destiny plays with us. And if one is in the army their.. | Ah şu kaderin oynadığı oyunlar yok mu? Gerçi askeriye mensupları için... | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
..destiny is not in their hands anyway. Cheers! | ...hiçbir zaman kader belli değildir ya, neyse. Şerefe! | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Rehan, if you like you can come to my house and radio your unit. | Rehan istersen bize gelip kendi birimini telsizle bilgilendirebilirsin. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Meet the man who lives in the middle of nowhere.. | Hiçliğin ortasında yaşadığı halde... | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
..and keeps a radio to keep in touch with people. | ...insanlarla bağlantı kurmak için telsiz vericisi kullanan adamla tanış. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Always wonder why he lives out here. | Sahi sen niye burada yaşıyorsun ki? | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
lt's late today. lt'll be dark by the time you return. | Geç oldu bugün. Eve dönene kadar gece olur. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
lt's dark already. | Baksana hava karardı bile. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Ok, so it's night already. Come tomorrow. The weather.. | O yüzden sen en iyisi yarın gel. Hava da... | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
..should be clearer as well. Come and radio your unit then. | ...düzelmiş olur hem. Yarın gel de birimini bilgilendir. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
There's no need for that. | Buna hiç gerek yok yahu. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
He has just returned after 7 years. l don't want.. | 7 yılın ardından yeni döndü. Yine kaybolmasını istemiyorum. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
You are trying to guard a soldier is it? Rehan, do you want me to radio them? | Bir askeri mi korumaya çalışıyorsun? Rehan, onları ben bilgilendireyim mi? | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
No, l'll have to do it myself. | Hayır, kendim yapsam daha iyi olacak. Tabii, haklısın. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Let him give his status report then you.. | Durum bilgilendirmesini yapsın... | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
..can keep him imprisoned here forever, right Rehan? | ...sonra onu burada istediğiniz kadar tutabilirsiniz, anlaştık mı Rehan? | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Fine, now no more discussion. What do they say in Punjabi? | Tamam o zaman konu kapanmıştır. Punjabi'de ne derler? | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Let's have a whopper of a drink. | Haydi fondip! | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Where's your father? He was to take me to colonels' house. | Baban nerede? Beni albayın evine götürecekti. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Do you really have to go? | Gitmek zorunda mısın? Son bir işim kaldı. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Papa takes a while to get ready. He'll be down soon. Papa! | Babamın hazırlanması biraz uzun sürer. Birazdan iner. Baba! | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Once upon a time there was a prince, and a princess who was blind. | Bir zamanlar bir şehzadeyle kör bir sultan varmış. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
Mom, you are telling a story? | Anne, hikâye mi anlatıyorsun yoksa? | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
One day the princess met an ordinary man who.. | Günün birinde sultan, değişik şehirlerde... | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
..followed different monuments in different cities. | ...değişik işler peşinde koşan sıradan bir adamla tanışmış. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
But the princess saw the prince hidden in that ordinary man. | Ama sultan, o adamın içinde saklı şehzadeyi görmüş. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
What was the prince's name? | Şehzadenin adı neymiş? Rehan. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
The prince saved the princess from a huge, scary dragon. | Şehzade, sultanı kocaman, korkunç bir ejderhadan kurtarmış. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
The dragon had a big, red face. Every time he opened his mouth.. | Ejderhanın kocaman, kıpkırmızı bir yüzü varmış. Ağzını her açtığında da... | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
..gigantic balls of fire would come out of it. | ...dışarı alev topları atarmış. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |
What was the dragon's name? | Ejderhanın adı neymiş? Büyükbaba. | Fanaa-1 | 2006 | ![]() |