Search
English Turkish Sentence Translations Page 18544
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
to produce kilogram quantities of HPGAA. | ...kilogramlarca HPGAA üretmektir. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
And the question is whether or not it's cost effective | Esas sorun ise, bunu uygulayabilecek ya da kendi.. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
to contract this work out or to build our own manufacturing facility. | ...üretim tesisimizi kuracak kadar uygun bir maliyeti olup olmaması. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Either way, we're gonna eventually need an investment on the order of $10 million. | İki şekilde de, neticede 10 milyon dolarlık bir yatırıma ihtiyacımız olacak. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
It's a lot of information in a short period of time. | Kısa zamanda epey bilgi vermiş oldum. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Does anybody have any questions? | Sorusu olan var mı? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
This is astonishing. Well, thank you, George. | Hayret vericiydi! Teşekkür ederim George. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
This man is light years ahead of the field. | Bu adam alanında ışık yılı önde gidiyor! | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Well, why don't you have your money guys get together with John | O zaman siz de paralı adamlarınızı John ile buluşturun da... | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
and work out the business... Sounds great. | ...birlikte işe koyulalım... Harika olur. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Of course, we'll need you to explain some of the mundane stuff, Bob, | Ama öncesinde biraz dünyevi konulardan konuşalım Bob... | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
the nuts and bolts. | ...ayrıntılardan falan. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Nuts and bolts? What... Yeah. | Ayrıntılar mı? Evet. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
You're a brilliant theoretician, | Müthiş bir kuramcısın... | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
but you've never actually brought a new drug to market before, right? | ...ancak piyasaya daha önce hiçbir ilacın çıkmadı, değil mi? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
No, I've never brought a drug to market. I haven't. | Hayır, hiçbir ilacım piyasaya çıkmadı. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
I mean, for example, how are you getting the phosphotransferase? | Yani mesela fosfotransferazı nasıl üreteceksin? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
I'm purifying it out of a lactating bovine udder. | İnek gibi hayvanların memelerinden elde edeceğim. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
I see. And where are you getting the udders? | Anladım. Peki hayvan memesini nereden bulacaksın? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Pretty straightforward stuff. Not really. | Epey basit bir iş. Pek değil. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
You can't inject cow protein into people. I know that. | İnsanlara inek proteini veremezsin. Biliyorum. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
The bovine version of the enzyme is for lab work, for proof of concept. | Hayvan enzimlerini araştırmayı tamamlayıp kanıt için kullanacağım. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
I'll make a copy of the human enzyme for actual drug trials. | Asıl ilaç deneylerindeyse insan enziminin bir kopyasını kullanacağım. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
What about uncovering enzyme? What about it? | Peki ya serbestleştirici enzim? Ne olmuş ona? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
How exactly do you plan on making | Tam olarak aynı kopyayı oluşturmayı... | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
an exact replica? I'm making it in T 293, | ...nasıl düşünüyorsun? İnsan böbrek hücrelerinden... | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
out of human kidney cells. | ...çıkaracağım, T 293 ile. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Oh, my goodness. No. "Oh, my goodness. No?" | Aman Tanrım, olmaz! Aman Tanrım, olmaz mı? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
No. The FDA will never allow that. | Olmaz! Gıda ve İlaç Dairesi buna hiçbir şekilde izin vermez. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Hey, Bob, just... Wait a second. | Bak, Bob... Sen bir dur! | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
For Christ's sake, we will change the cell line before clinical trials. | Tanrı aşkına! Hücre kültürlerini deneylerden önce değiştireceğiz! | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
You've gotta have that process locked down long, long before you think about... | Bu işlemi deneyi düşünmeden çok çok zaman önce... | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Bob, why don't we just take a coffee break... | Bob, sen bir kahve molası versen de... | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Why are you talking to me this way? I don't want any goddamn coffee. | Neden benimle bu şekilde konuşuyorsun? Kahve falan istemiyorum! | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Bob, can you just tell us how you're planning to make | Bob, Gıda ve İlaç Dairesi'nin onayını almadan... | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
the three enzymes under FDA approved GMP in... | ...o üç enzimi nasıl üretmeyi plânlıyorsun? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
I'm not here to cross every "t" and dot every "i", George. | Ben buraya hazır bitmiş işin rötuşlarını yapmaya gelmedim. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
And I'm not here to be poked and prodded like a first year med student. | Buraya çömez bir fakülte öğrencisi gibi itilip kakılmaya da gelmedim! | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
This is ridiculous. Bob. | Saçmalık bu! Bob. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
This is bullshit. | Resmen saçmalık! | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Bob. | Bob? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Bob, if you can't answer a question, you say you're working out the details. | Al ördekçik. Bob, bir soruya cevap veremiyorsan, ayrıntıları bilmiyorum dersin. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
You don't storm out on these guys like some sort of spoiled child, okay? | Bu heriflerin yanında şımarık bir çocuk gibi kıyameti koparamazsın. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Now, we're gonna go back in there. No, I'm not going back in there. | Şimdi tekrar içeri giriyoruz! Hayır, oraya girmem ben bir daha! | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
We're going back in there. This is business, Bob. It's not personal. | İçeri giriyoruz! İş yapıyoruz burada Bob. Kişisel bir şey yok. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
That was personal. | O yaptıkları kişiseldi! | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Stonehill goes and completely sabotages the meeting. | ...sonra da Stonehill çıkıp gitti ve resmen işi zora soktu. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
I mean, he completely blew my plan, right out of the gate. | Yani kapının hemen dışında tüm plânımı mahvetti! | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Okay, I get that he's a loose cannon, but do you still believe in his science? | Tamam, anladığım kadarıyla adam biraz dengesiz... | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Honey, if I don't raise $10 million in capital, | Hayatım, 10 milyon dolar sermaye çıkaramazsam.. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
his science doesn't matter. At all. | ...deneyin önemi kalmıyor. Hem de hiç! | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
What's going on with his arm? | Koluna ne oluyor? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Hey, buddy, you okay? | İyi misin oğlum? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
You all right? I can't throw them anymore. | İyi misin? Daha fazla fırlatamıyorum. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
You should help him, Daddy. That's a good idea. | Yardımcı olmalısın babası. Çok güzel bir fikir. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Okay, here we go. You ready? | Tamam, başlıyoruz. Hazır mısın? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
One, two... Into the water. | Bir, iki... Gönder suya! | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
That was a good shot. We can do better than that. | İyi atıştı! Daha iyisini de yapabiliriz ama. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Try again. Let's make, like, a little pellet. | Yeniden deneyelim. Küçük bir top haline getirelim. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Here, ducky, ducky. | Al bakalım ördekçik. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Let's do it again. | Hadi yine yapalım. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Give me another piece, John. | Bir parça daha ver John. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
I can just throw them. | Öylece atabilirim bile. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
And you do all the laughing, and I'll do all the throwing. | Siz bütün gülme işini yapın, ben hepsini atarım. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Did you see that? Yeah. | Gördün mü şunu? Evet. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
We're out of time. I know. | Vaktimiz azalıyor. Biliyorum. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
He doesn't have the strength to throw a piece of bread to a duck. | Oğlumun bir ördeğe ekmek atacak kadar bile gücü yok. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
It scares the hell out of me. Me, too. | Çok feci korkuyorum. Ben de. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
I'm offering Renzler a deal he can't turn down. | Renzler'a reddedemeyeceği bir teklif sunacağım. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Excuse me. Morning. Dr. Renzler? | Affedersiniz, günaydın Dr. Renzler? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Dr. Renzler? | Dr. Renzler? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Sir, good morning. | Bayım, günaydın. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
John Crowley. Crowley? | John Crowley. Crowley? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Yes, sir. What are you doing here? | Evet bayım. Ne yapıyorsun burada? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
I understand from your secretary that you're going to be leaving for France | Sekreterinizden öğrendiğime göre bir aylığına Fransa'ya gidiyormuşsunuz. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
I have a proposal for you, and I was hopeful | Sizin için bir teklif hazırladım ve en azından... | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
that you could take a look at it. We're running late for a flight. | ...bir göz atmanızı umuyordum. Uçağa geç kalıyoruz. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Fine. I'll read it in the car. It might interest you. | Tamam, arabada okurum. İlginizi çekebilir. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Does Stonehill know about this? Of course. | Stonehill'in bundan haberi var mı? Elbette. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
And he's okay with these terms? | Bu şartlar kendisine uygun muymuş? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
All I need is your signature. | Sadece sizin imzanız gerekiyor. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Over here. | Buraya bak! | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Hi. Bob. | Baksana buraya! Bob! | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
What'd you do to yourself? | Ne yaptın kendine böyle? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
I got the investment from Renzler. You what? | Renzler'ın yatırımını aldım. Ne yaptın? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Listen, I want you to | Bak, onu okumadan önce... | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
think about something before you read that. | ...bazı şeyleri düşünmeni istiyorum. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
What the hell is this? | Bu ne şimdi? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Under the circumstances, this is the best deal that we could ever get. | Şartlara bakıldığı zaman, yapabileceğimiz en iyi anlaşma bu. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
This isn't a deal. This is the terms of our surrender, for... | Anlaşma falan değil bu. Teslim oluşumuzun şartları bu! | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Renzler comes in for a couple of million now, | Renzler birkaç milyon ile girecek diye... | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
and you give him the option ofjumping in as a full partner later? | ...sonradan tam ortaklığa geçiş fırsatı mı verdin? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Well, after sabotaging our meeting, I had to do something dramatic. | Buluşmamızı baltaladıktan sonra dramatik bir şeyler yapmam gerekti. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
And you promise him we'll be in clinical trials in a year? | Bir yıllığına tıbbi deneylerinde olacağımızı mı vaat ettin? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
We can do this, Bob. All right? | Bunu yapabiliriz Bob! Tamam mı? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
We work harder, we push ourselves, we work around the clock. | Daha sıkı çalışır, kendimizi zorlarız. Gece gündüz durmadan çalışırız! | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Why don't you just give 'em my balls in a jelly jar? | Oldu olacak, bir de utanmayıp hayalarımı paketleyip hediye niyetine verseydin bari. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Shit, I... | Pembe olmasını istiyorum. Neyin? | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Okay. I guess I can ask Dr. Stonehill. | Sen de hep konuşmak istiyorsun. | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |
Theirs is crude and uninspired, but it's ready. 1 | Baba, telefonun çalmayacağına söz verdin. Biliyorum. Biliyorum ama... | Extraordinary Measures-4 | 2010 | ![]() |