Search
English Turkish Sentence Translations Page 177451
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Don't lie so much! | İyi, iyi... Daha fazla yalan söyleme! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Didn't we buy it together in Arbil? | Hewler'de beraber almadık mı? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| We've come to see war news. | Bu cemaat, savaşla ilgili bugünkü gelişmeleri merak ediyor. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| There's no news, nothing. Go back to your homes! | Yok haber maber. Evinize dönün haydi! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| There's no need for all of you to come here. | Hepinizin buraya gelmesine gerek yoktu. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Go back to your tents! | Herkes kendi çadırına geri dönsün! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| We'll announce the news on the mosque speaker. | Mescidin hoparlöründen yayınlayacağız haberleri. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Go back to your tents! | Haydi herkes çadırına dönsün! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| We'll give you the news on the speaker. | Uydu haberlerini mescidin hoparlöründen duyurulacak. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| You don't have to worry while I'm here. | Gidin babam gidin. Haydi gidelim. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| They are the elders of the village and the governor is here. | Bunlar köyün büyükleri. Yayını izlemeye geldiler. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Don't show the prohibited channels! | Haram olan kanalları gösterme sakın! Tamam, tamam | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| What if the governor doesn't accept? The governor is here himself. | Ya hoca kızarsa? Şeyh ve köyün büyükleri burda zaten. Tamam o zaman. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Tell us what it's saying! We don't understand. | Ne dediklerini anlamıyoruz, çevirsene bize! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I'm responsible for the village children. | Köydeki çocuklarla ilgilenmem lazım. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I have to make income for them. | Onların geçinmelerini sağlamalıyım. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I'll give you money. I'll give you accommodation. | Sana para veririm ben. Sana borç veririm. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Accommodation? You won't. I will. | Borç? Vermezsin. Veririm. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| No, you won't. | Hayır vermezsin. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Last time you promised but you didn't. | Bundan öncede söz verdin ama yapmadın. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Don't hit me! I'm looking for a news channel. | Bana niye vuruyorsun! Ben haber kanalını arıyorum. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| It's prohibited! | Haramdır haram! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Let the teacher come and tell you. It's not my job. | İzin verinde öğretmen gelsin çevirsin. Bu benim işim değil. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| He doesn't know anything! The teacher doesn't know anything? | O hiçbir şey bilmiyor! Öğretmen hiçbir şey bilmiyor mu? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I saw him write 28 letters in English to Mr. Bush with my own eyes. | Kendi gözlerimle gördüm Bush'a 28 tane İngilizce mektup yazdı. Nasıl bilmiyor. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| What's the relationship? | Yağmurun ne alakası var? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I think it's a code! What code? | Bence bu bir şifre! Ne şifresi? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Go! I'll come in a minute. | Git! Ben birazdan gelirim. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Here is Saddam! I'm done here. You understand Arabic. | İşte Saddam! Burda işim bitti. Arapça anlarsınız siz artık. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Come back for the news tonight! I want to know about the war. | Bu geceki haberler için tekrar gel! Dünyada ne olup bitiyor bize söylemen lazım. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| All right! We'll see. | Peki! Görüşürüz. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Agrin, where's Riga? | Agrîn, Rigâ nerede, Agrîn? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I don't know. What do you mean you don't know? | Bilmiyorum. Nasıl bilmezsin? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| What's this child doing here? | Bu çocuk burda ne yapıyor? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I think it's the brother of the girl from Halabcheh. | Sanırım bu Halepçeli kızın kardeşi. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Look! I scared him. He's gone. | Bak! Gitti diye korktum. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| How many is this? Leave him alone! He can't see. | Bu kaç? Rahat bırak onu! Göremez. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Look what I'm doing with the Turk soldier. | Bak Türk askerine ne yapıyorum. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Hey, let's go before he kills us. | Hey, bizi öldürmeden gidelim. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| We didn't want to harm your brother. | Kardeşin orada duruyordu. Az kalsın telleri geçiyordu, aldık getirdik. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| He could've got killed. | Getirmeseydik şimdiye kadar öldürmüşlerdi. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| If it weren't for Satellite your brother would be dead. | Eğer Satellite getirmeseydi kardeşiniz ölecekti. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| What are you doing here? Where's my bike? | Ne yapıyorsun burada? Bisikletim nerede? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I saw your bike here. I waited for you but you didn't come. | Bisikletini burada gördüm. Seni bekliyordum ama gelmedin. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I told him I didn't know. He wanted to take your bike with him. | Ona bilmediğimi söyledim. Bisikletini götürmek istedi. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Again he said he would. I told him I won't let him. | Sonra tekrar götüreceğim dedi. Sonra kavga ettik. Ona izin vermeyeceğimi söyledim. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| How dare he take my chastity? | İyiniyetimden faydalanmaya nasıl cesaret eder? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Tell him I can't translate during the day, | Ona söyle ki bugün çevirmeyeceğim, | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I'll go from this village. | Bu köyden gideceğim. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| If he doesn't bring my bike back, I'll leave this village with the dish. | Eğer bisikletimi geri vermezse, çanakla beraber köyü terkederim. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| If they don't return the bike, I'll leave now. Go, tell him! | Eğer bisikletle birlikte geri gelmezse, şimdi giderim. Git, söyle ona! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Bring it up! Watch the mud! Follow me! | Yukarı çık! Çamuru izle! Beni takip et! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| He said don't leave. He said whatever Satellite says is fine. | Hiçbir yere gitme dedi. Satellite ne derse tamam. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Those who work for me aren't allowed to work with him. | Benle çalışanlar onunla çalışmalarına izin vermiyorlar. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I won't buy mines today, understand? | Mayınları bugün alamam, anladın mı? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Goodbye forever to those who don't work with me! | Benle birlikte çalışmayanlara sonsuza kadar güle güle deriz! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I went after your bike with them. | Biskletini götürdüklerinden sonra gittim. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I asked why he hit me. He said it was my ration for tomorrow! | Ona bana niye vuruyorsun dedim. Bu da yarın ki hakkın dedi! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| We'll go to the shell field tomorrow! | Yarın meydanda buluşalım. Haydi gidin, gidin. Gidin hadi. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Satellite! Not all of them are our boys. | Satellite! Bunların hepsi bizim çocuklar değil. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| It's doesn't matter. Everyone get off! Aren't you getting off? | Sorun değil. Herkes terk etsin! Sen terk etmiyor musun? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Hey! Don't you know someone like yourself who has no arms? | Hey! Senden başka kollarını kaybeden yok mu yani? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| You don't? You know it's you. I won't tell anyone. | Sen tanımıyorsun beni ama ben seni tanıyorum. Kimseye söylemeyeceğim. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Don't use it for black smoke! | Siyah duman için kullanmayın! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| It's only for smoke smelling of garlic and grass. | Sarımsak ve ot kokusuna benzeyen duman için sadece. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Those who don't have masks must go under water or in the river... | Herhangi bir kimyasal atıldığı zaman... | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| If you don't find water, go to high places. | Eğer su bulamazsanız, yüksek bir yere gidin. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Look at this boy to learn how to use it! | Nasıl kullanıldığını görmek için çocuğu izleyin! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Listen, war doesn't warn of its coming. | Dinleyin, savaş geliyorum demez. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| and pull it down over your face. | ...ve yüzünüzden aşağıya şöyle çekin. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Come! Don't you want a mask? | Gelsene! Maske istemiyor musun? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Tell her I'll find a smaller mask for her brother. | Ona kardeşine de küçük bir maske bulacağımı söyle. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Satellite has sent this mask for you. | Satellite bu maskeyi sana yolladı. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| He said he would find one for your brother. | Kardeşine de bir tane bulacağını söyledi. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Sorry! It's Satellite's orders! | Üzgünüm! Bu Satellite'in emri! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| He said he will definitely find one for your brother too. | Kardeşine de kesinlikle bir tane bulacağını söyledi. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| This way! This way! That's fine! | Bu taraftan! Bu taraftan! Gel, gel, gel. Hoop! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Now go down! | Şimdi aşağıya indir. Aşağı indir. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Today you will clear Aziz's field from mines. | Bugün Aziz'in tarlasındaki mayınları temizleyeceksiniz. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Where are you going? To Aziz's field! | Nereye gidiyorsunuz? Aziz'in tarlasına! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| You can go and gather the mines there. | Mayınları toplamak için gidebilirsiniz. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| If anybody makes trouble, I'll deal with him. | Herhangi biri sorun çıkarırsa, ben anlaşırım onlarla. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I'll count to three. "One! Two!" Go! | Üçe kadar sayacağım. "Bir! İki!" Gidin! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Wait here! I'll go and bargain. | Burda bekleyin! Ben gidip anlaşacağım. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I'll try to sell the mines at the best price. Let's go! | Mayınları en yüksek fiyata satmaya çalışağım. Haydi gidelim! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Why don't you speak properly? | Yılanın zehri, zıkkımın kökü.... Niye kendi dilinde konuşmuyorsun? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| There's money in "Hello" these days. | Bugünlerde "Hello" "Mello"larda para var. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| If I don't say hello, no one answers back. | "Hello"lar olmazsa kimse bize selam bile vermez. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| They don't know you're Kurd. They think you're a foreigner. | Senin Kürt olduğunu bilmiyorlar. Seni yabancı sanıyorlar. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| "OK, Mr.! How much mine?" | "OK, Mr.! Mayınlar ne kadar?" | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| How much for the mines today? | Mayınlar bugün ne kadar? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| How many have you got? 96. | Kaç tane var? 96. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| You used to bring 10 or 15. What's happened? | 96 mı? Her zaman 10 ya da 15 tane verirdin. Bugün niye bu kadar fazla? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Don't think about that! How much? | Boşver! Ne kadar? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| You think I don't know that you sell them to UN for 2200 Dinars each? | Senin Birleşmiş Milletlere 2200 dolara sattığını bilmiyor muyum yani ? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I even know how much they get for it. | Senden ne kadar aldıklarını biliyorum. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Are you kidding me? I don't care if you sell or not. | Benimle dalga mı geçiyorsun? Satıp satmaman umrumda değil. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| OK! I'll try. Now go! | Tamam! Bakarız. Şimdi git! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| These people have come after the children. | Çocuklardan sonra bu adamlar geldi. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Where are they? They're waiting. | Neredeler? Bekliyorlar. | Turtles Can Fly-2 | 2004 |