• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 172805

English Turkish Film Name Film Year Details
FUTURE ALBA: That's just what happens. Hayat böyledir. Bunlar hep olan şeyler. Bunlar hep olan şeyler. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
We're born, we live, and then when we get old, we just die. Doğarız, yaşarız, yaşlanırız ve sonra da ölürüz. Doğar, yaşarız, sonra yaşlanır ve ölürüz. Doğar, yaşarız, sonra yaşlanır ve ölürüz. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
HENRY: Help me. Yardım et. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
DOCTOR: How did he get hypothermia? We need to let them do their work. Bırakalım da işlerini yapsınlar. Nasıl hipodermi olduğunu merak ediyorum. İşlerini yapmalarını sağlamalıyız. Nasıl hipodermi olduğunu merak ediyorum. İşlerini yapmalarını sağlamalıyız. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
He said that some guys were chasing him, and it was snowing... Birilerinin onu kovaladığını söyledi, kar yağıyormuş... Birilerinin onu takip ettiğini ve kar yağdığını,... Birilerinin onu takip ettiğini ve kar yağdığını,... The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
...and he got on this freight car train, and then somebody locked him in. Bir yük vagonuna girmiş ve biri onu içeri kapatmış. ...bu yük trenine bindiğinde de birinin onu kilitlediğini söyledi. ...bu yük trenine bindiğinde de birinin onu kilitlediğini söyledi. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
And Oh, God. Tanrım. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
They're going to save his foot. Ayağını kurtaracaklar. Bacağını kurtaracaklar. Bacağını kurtaracaklar. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Now, he's going to be in a wheelchair for a few months, but he's going to be all right. Birkaç ay tekerlekli sandalyede olacak ama iyileşecek. Birkaç ay tekerlekli sandalye kullanacak ama sağlığı yerine gelecek. Birkaç ay tekerlekli sandalye kullanacak ama sağlığı yerine gelecek. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
But he has to be able to walk. Ama o yürüyebilmek zorunda... Ama yürümek zorunda. Ama yürümek zorunda. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
He has to be able to run. ...koşabilmek zorunda. Yürüyebilmek zorunda. Yürüyebilmek zorunda. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
If he can't run.... Koşamazsa... Koşamazsa eğer... Koşamazsa eğer... The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
ALBA: Daddy? Baba? The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Are you dying? Ölüyor musun? Sen ölcek misin? Yakında ölecek misin? The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Are you going to have to be in this chair from now on? Peki bundan sonra hep o sandalyede mi oturmak zorundasın? Bundan böyle bu sandalyeye mi mahkûm olacaksın? Bundan böyle bu sandalyeye mi mahkûm olacaksın? The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Only for a little while, honey. Sadece bir süreliğine, tatlım. Çok kısa bir süreliğine, tatlım. Çok kısa bir süreliğine, tatlım. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Things are happening fast now, honey. I'm traveling a lot. Olaylar çok hızlı gelişiyor, tatlım. Her şey çok hızlı gelişiyor bir tanem. Çok seyahat ediyorum. Her şey çok hızlı gelişiyor bir tanem. Çok seyahat ediyorum. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
It might be because of what they're giving me for the pain. Belki de bana acı çektiren şey budur. Ağrılarım için bana verdikleri şeylerden kaynaklanıyor olabilir. Ağrılarım için bana verdikleri şeylerden kaynaklanıyor olabilir. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Try to stay, Daddy. Kalmayı dene, Baba. Yaşamaya çalış, baba. Kalmaya çalış, baba. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Well, how do you do it? Nasıl? Bunu nasıl yapıyorsun? Bunu nasıl yapıyorsun? The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
When I feel like I'm going... Gideceğimi hissettiğim zaman... Gitmeye başladığımı hissettiğimde... Gitmeye başladığımı hissettiğimde... The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
...I sing. ...kendi kendime şarkı söylüyorum. ...şarkı söylüyorum. ...şarkı söylüyorum. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
I sing to myself. Kendi kendime şarkı söylüyorum. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Let's try that. Hadi deneyelim. Şunu denemeye ne dersin? Hadi deneyelim. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
CHARISSE: Clare. Clare. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Clare. KENDRICK: I'm calling the hospital. Clare. Hastaneyi arıyorum. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
HENRY: This'll come in handy one day. Gün gelecek çok işine yarayacak. Bunun bir gün sana faydası olacak. Bunun bir gün sana faydası olacak. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
No, you need to feel it, honey. It'll tell you when to twist. Hayır, hissetmelisin, tatlım. Tam oturttuğunda çevirmelisin. Hayır, hissetmelisin tatlım. Döndüğünde sesi duyacaksın. Hayır, hissetmelisin tatlım. Döndüğünde sesi duyacaksın. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Oh, that's my girl. İşte benim kızım. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
This smells great, Mommy. HENRY: That's ready. Harika kokuyor, anne. Tamam, bu hazır. Çok güzel kokuyor anne. İşte hazır. Çok güzel kokuyor anne. İşte hazır. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Straight over. Don't forget the baster. CLARE: I've got it. Şuradaki. Eldivensiz dokunma. Aldım. Sapından tut. Yağ dökmeyi unutma. Becerdim. Sapından tut. Yağ dökmeyi unutma. Becerdim. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Be generous. Yeah. It's hot. Cömert ol. Tamam, çok sıcak. Bonkör ol. Pek sıcak. Bonkör ol. Pek sıcak. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
HENRY: Lots. Parçala. Çok. Çok. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
CLARE: Oh! Careful. Dikkat et. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
There you go. Okay, it's ready. Tamam, çok güzel oldu. İşte oldu. Tamam, hazır. İşte oldu. Tamam, hazır. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Done. İşte bitti. Tamamdır. Tamamdır. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Look, everyone. It's snowing. Bakın. Kar yağıyor! Bakın, kar yağıyor. Bakın, kar yağıyor. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Oh, honey, your coat. Tatlım, montunu giy! Tatlım, montun. Tatlım, montun. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
CLARE: Okay. Tamam. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
There. There you go. İşte. Haydi bakalım. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
ALBA: Thank you. Teşekkür ederim. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
ALBA: Wow! Vaaay! The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
CLARE: It's beautiful. Çok güzel. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
ALBA: Can we open the presents tonight? Hediyeleri bu gece açabilir miyiz? The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
CLARE: What presents? Ne hediyeleri? Hangi hediyeleri? Hangi hediyeleri? The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Santa doesn't come till you're asleep. Noel Baba sen uyumadan önce gelmez. Noel baba uyumazsan gelmez. Noel baba uyumazsan gelmez. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
I already looked in the closet. Dolaba baktım bile. O dolaba çoktan baktım ki. O dolaba çoktan baktım ki. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Alba, that closet was locked. Alba, o dolap kilitliydi. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Christmas is in the morning. Hediyeler sabaha. Noel sabahleyin. Noel sabahleyin. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
That's the rule. No presents on Christmas Eve. Kural budur. Kural bu. Noel arifesinde hediye olmaz. Kural bu. Noel arifesinde hediye olmaz. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Well, then what are we gonna do? Öyleyse ne yapacağız? Ne yapacağız o zaman? Ne yapacağız o zaman? The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
ALBA: I'm gonna get you! Seni yakalayacağım. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
HENRY: Slow down. You almost slipped there. Yavaş olun. Az kala kayıyordunuz. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
ALBA: Come on, this way. Hadi, bu taraftan. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
MAX: Okay. Tamam. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
GOMEZ: You need anything? No. Bir şey ister misin? Hayır. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Oh, I'm good, hon. Okay. Ben iyiyim hayatım. Tamam. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
HENRY: Hey, Gomez. Hey. Hey, Gomez. Hey. Selam, Gomez. Selam. Selam, Gomez. Selam. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
HENRY: Come outside for a minute. Bir dakikalığına dışarı gel benimle. Bir dakika dışarı gelsene. Bir dakika dışarı gelsene. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
It's cold out there. Don't be an old man. Niye ki? Dışarısı buz gibi. Moruklaşma. Hava çok soğuk. Dırdır etme. Hava çok soğuk. Dırdır etme. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Come on, just take a second. Hadi, sadece birkaç saniye. Haydi, uzun sürmez. Haydi, uzun sürmez. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
KENDRICK: Well, I've never considered myself a performer, but I'd like to try. Kendimi bir oyuncu yerine koymamıştım, ama denemek isterim. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
What, uh...? Söyle bakalım. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
What's up? Ne var ne yok? Ne oldu? Ne oldu? The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Just wanted to say thanks for everything, man. Her şey için sana teşekkür etmek istedim, dostum. Her şey için teşekkür etmek istedim, dostum. Her şey için teşekkür etmek istedim, dostum. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
You've been a great friend. What are you talking about? Çok iyi bir arkaş oldun. iyi bir arkadaş oldun. Neden bahsediyorsun böyle? iyi bir arkadaş oldun. Neden bahsediyorsun böyle? The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Something might happen tonight. Bu gece bir olay olabilir. Bu gece bir şey olabilir. Bu gece bir şey olabilir. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
All right? Tamam mı? Anladın mı? Anladın mı? The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
And I just wanna let you know... O yüzden sana söylemek istedim. Bilmeni isterim ki,... Bilmeni isterim ki,... The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
...that I know I've been a pain in the ass, but you've been great. Tam bir baş belası olduğumu biliyorum... ...biliyorum, tam bir baş ağrısıydım ama sen hep iyi davrandın. ...biliyorum, tam bir baş ağrısıydım ama sen hep iyi davrandın. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
It's all been great. Her şey çok güzeldi. Her şey çok iyiydi. Her şey çok iyiydi. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Yeah. Don't mention it. Estağfurullah. Ne demek. Lâfı bile olmaz. Ne demek. Lâfı bile olmaz. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
You guys crazy? Çocuklar çıldırdınız mı? Siz delirdiniz mi? Siz delirdiniz mi? The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
It's freezing. Baby, put this on. Burası buz gibi. Üzerine şunu al. Hava buz kesiyor. Şunu giy bebeğim. Hava buz kesiyor. Şunu giy bebeğim. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Gomez, just give us a minute, man. Gomez, bir dakika izin ver, dostum. Gomez, bize biraz izin ver dostum. Gomez, bize biraz izin ver dostum. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
ALBA: Guys, can you believe it? Buna inanabiliyor musunuz? The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
GOMEZ: We're gonna give them a minute or two. Onlara biraz izin verelim. Bir ya da iki dakika vereceğiz. Bir ya da iki dakika vereceğiz. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Come here. Gel buraya. Buraya gel. Buraya gel. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Come on. Gel yanıma. Haydi. Haydi. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Why did you let me invite all these people? Neden bu insanları davet etmeme izin verdin? Bu kadar insanı davet etmeme neden izin verdin? Bu kadar insanı davet etmeme neden izin verdin? The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
I didn't want you to be alone. Yalnız olmanı istemedim. Yalnız kalmanı istemedim. Yalnız kalmanı istemedim. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
I wouldn't change anything. Hiçbir şeyi değiştirmezdim. Kararım hiç değişmezdi. Kararım hiç değişmezdi. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
I would not give up... Hayatımızın... Hayatımızın hiçbir anından... Hayatımızın hiçbir anından... The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
...one second of our life together. ...birlikte geçirdiğimiz bir saniyesinden bile vazgeçmezdim. ...vazgeçmezdim. ...vazgeçmezdim. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
MAN: Got it? PHILIP: Yeah. Shh, shh. Gördün mü? Evet. Sus. Gördün mü? Evet. Gördün mü? Evet. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
ALBA: Dad. Dad. Baba. Baba. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
I knew I clipped it. Vurduğumu biliyordum. Mermi koyduğumu biliyordum. Mermi koyduğumu biliyordum. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
MAN: I don't see any tracks. Yeah. Hiçbir iz görmiyorum. Evet. Hiç iz göremiyorum. Öyle. Hiç iz göremiyorum. Öyle. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Let's try over here. Hadi, şu tarafa bakalım. Gel şu tarafa bakalım. Gel şu tarafa bakalım. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
I love you. More than anything. Seni seviyorum. Her şeyden çok seviyorum. Seni seviyorum. Her şeyden daha fazla. Seni seviyorum. Her şeyden daha fazla. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
I love you. I'll always love you. Always. Seni seviyorum. Seni daima seveceğim. Seni seviyorum. Daima seveceğim. Daima. Seni seviyorum. Daima seveceğim. Daima. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Stay here. Burada bekle. Burada kal. Burada bekle. Burada kal. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
HENRY: Alba, sweetie. Alba, tatlım. Alba, güzelim. Alba, güzelim. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Daddy. Babacığım. Baba. Baba. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Oh, Henry. Henry. Ah, Henry. Ah, Henry. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Sweetheart. Tatlım. Hayatım. Hayatım. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
MAX: Aah! Whoa. Vaaay. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Daddy? Alba. Baba? Alba. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
Daddy, I knew I'd see you again. I knew it. Baba, seni tekrar göreceğimi biliyordum. Baba, seni tekrar göreceğimi biliyordum. Biliyordum. Baba, seni tekrar göreceğimi biliyordum. Biliyordum. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
How old are you? When is this? I'm 9. Kaç yaşındasın? Hangi yıl bu? 9 yaşındayım. Kaç yaşındasın? Hangi tarih? Dokuz yaşındayım. Kaç yaşındasın? Hangi tarih? Dokuz yaşındayım. The Time Traveler's Wife-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 172800
  • 172801
  • 172802
  • 172803
  • 172804
  • 172805
  • 172806
  • 172807
  • 172808
  • 172809
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact