Search

English Turkish Sentence Translations Page 170183

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
How are you, Counselor?	Nasılsın, Doktor?	The Secret in Their Eyes-1	2009
And you, Lieutenant? Is the boss here?	Seni sormalı, Komiser? Şef burada mı?	The Secret in Their Eyes-1	2009
Go right in, Your Honor.	Buradan buyurun, Sayın Yargıç.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Thanks, Reverend.	Sağ ol, Papaz Efendi.	The Secret in Their Eyes-1	2009
You look good and rested.	Eşek gibi gördüm seni.	The Secret in Their Eyes-1	2009
What a fucking asshole!	Ne ibne adam oldun sen!	The Secret in Their Eyes-1	2009
Takes one to know one.	Beni de kendine benzettin öyleyse.	The Secret in Their Eyes-1	2009
The gates of Heaven have opened...	Cennet kapıları açıldı...	The Secret in Their Eyes-1	2009
Your Highness.	Sayın Yargıç.	The Secret in Their Eyes-1	2009
What a surprise!	İşe bakın siz!	The Secret in Their Eyes-1	2009
May I? What brings you here?	Müsaade var mı? Hangi rüzgar attı böyle?	The Secret in Their Eyes-1	2009
You busy?	İşin var mıydı?	The Secret in Their Eyes-1	2009
Jut over preparing for a hearing.	Hayır. Dosyalara bir göz gezdiriyordum sadece.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Bring us two of those great coffees from the cafe.	Bize şu kafeden iki güzel kahve kap gel.	The Secret in Their Eyes-1	2009
I'm typing a deposition.	Bir ifade yazıyordum.	The Secret in Their Eyes-1	2009
A deposition? Meet Mr. Benjamin Esposito,	İfade mi? Bay Benjamin Esposito ile tanış.	The Secret in Their Eyes-1	2009
our recently retired Royal Honoris Causa,	Geçenlerde emekli olan adliyemizin onursal üyesi...	The Secret in Their Eyes-1	2009
and an old friend.	...ve eski bir dostum.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Mariano, our spring summer intern.	Mariano, bu dönemki stajyerimiz.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Here, bring some petit fours and get yourself a candy bar.	İşte. Bize atıştırmalık bir şeyler de al.	The Secret in Their Eyes-1	2009
I'll take extra cream.	Benim kahve bol kremalı olsun.	The Secret in Their Eyes-1	2009
That's right, you're not well.	Ha, anladım, sağlığın iyi değil.	The Secret in Their Eyes-1	2009
What was your problem again? Old age?	Yine neyin var? İhtiyarlık mı?	The Secret in Their Eyes-1	2009
Extra cream for the man, he has an age problem.	Beyimize bol kremalı, yaşı öyle gerektiriyor.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Wait. Is it important?	Bekle! Ciddi bir şey mi?	The Secret in Their Eyes-1	2009
Come on, sit down.	Otursana ya!	The Secret in Their Eyes-1	2009
What do you know about writing novels?	Roman yazmaktan sen ne anlarsın ki?	The Secret in Their Eyes-1	2009
I've been writing all my life.	Hayatım boyunca yazdım.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Take a look in the archive.	İstersen git arşivlere bak.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Oh, the case files.	Oh, dava dosyaları...	The Secret in Their Eyes-1	2009
How many pages will your file be?	Dosyan kaç sayfa olacak?	The Secret in Their Eyes-1	2009
Does it have a cover?	Kapağı hazır mı?	The Secret in Their Eyes-1	2009
A little encouragement would be nice.	Biraz da yüreklendirsen diyorum.	The Secret in Their Eyes-1	2009
What should I do?	Ne yapsaydım?	The Secret in Their Eyes-1	2009
Act like some unwanted retiree	Emekli olduk diye sadece...	The Secret in Their Eyes-1	2009
who wants to help out? Serve coffee?	...sağa sola uğrayıp bir kahve mi içeceğiz.	The Secret in Their Eyes-1	2009
I want to write, so what?	Yazmak istiyorum, ne var yani?	The Secret in Their Eyes-1	2009
I want to write about the Morales case.	Morales davası hakkında yazmak istiyorum.	The Secret in Their Eyes-1	2009
I don't know why, it's been on my mind.	Neden bilmiyorum. Aklımda yer etmiş işte.	The Secret in Their Eyes-1	2009
We actually never talked about it.	Aslına bakarsan seninle o konuda hiç konuşmadık.	The Secret in Their Eyes-1	2009
With your handwriting, it'll be unreadable.	Bu el yazınla yazarsan kimse okuyamayacak gibi.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Wait, look.	Ah! Bekle biraz!	The Secret in Their Eyes-1	2009
My biggest problem is that I've started fifty times	Belki elli kere kalemi elime aldım ama...	The Secret in Their Eyes-1	2009
and never got past the 5th line.	...daha beş satırdan fazla yazamadım.	The Secret in Their Eyes-1	2009
At this rate, I'll spend my whole pension fund	Böyle giderse tüm emekli aylığımı...	The Secret in Their Eyes-1	2009
on spiral notebooks.	...spiralli defterlere yatıracağım.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Come here, give me a hand.	Bir el ver bana.	The Secret in Their Eyes-1	2009
I can't...	Gel bakalım...	The Secret in Their Eyes-1	2009
It weighs a ton.	Bir ton çeker bu.	The Secret in Their Eyes-1	2009
I can't believe it. The old Olivetti.	Gözlerime inanamıyorum. Eski Olivetti.	The Secret in Their Eyes-1	2009
It was in storage. I think it's 100 years old.	Depoda duruyordu. Yüz yıllık olmuştur.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Think they fixed the "A"?	"A" harfi bozuk değil miydi?	The Secret in Their Eyes-1	2009
The "A" is for pansies.	"A" olduktan sonra dedem de yazar.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Take it. Dinosaurs have to stick together.	Al götür. Dinozorları bir arada tutmalı.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Now I'm out of excuses.	Artık mazeretim kalmadı.	The Secret in Their Eyes-1	2009
I'll have to write.	Yazmak zorunda kalacağım.	The Secret in Their Eyes-1	2009
But where do I start?	Ama nereden başlamalı?	The Secret in Their Eyes-1	2009
Wherever you remember the most.	En iyi hatırladığın yerden.	The Secret in Their Eyes-1	2009
It was over 20 years ago.	20 yıldan fazla oldu.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Which part comes back most often?	En iyi hangi kısım hatırındaysa...	The Secret in Their Eyes-1	2009
That's the image you should start with.	...başlaman gereken yer orası olmalı.	The Secret in Their Eyes-1	2009
It's a start.	Pekâlâ Beyler, dikkatle dinleyin.	The Secret in Their Eyes-1	2009
This is your new boss, fresh out of Harvard.	Size Harvard mezunu yeni şefinizi takdim edeyim.	The Secret in Their Eyes-1	2009
"Hastings"	'Heysings'	The Secret in Their Eyes-1	2009
It's pronounced "Hastings." It's Scottish.	'Heysings' şeklinde söyleniyor. İskoççadır.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Sorry. Hastings, the new clerk.	Pardon, 'Heysings'. Yeni Yazı İşleri Müdürümüz.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Your deputy, Benjamin Esposito.	Yardımcınız, Zabıt Kâtibi Benjamin Esposito.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Actually I went to Cornell, not Harvard.	Aslında Harvard değil, Cornell mezunuyum.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Pablo Sandoval, deputy clerk,	Zabıt Kâtip Vekili, Hizmetli Pablo Sandoval...	The Secret in Their Eyes-1	2009
Then start at the beginning and stop dwelling on it.	O zaman ta başından başla ve bu dertten kurtul.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Blood Bank, good morning.	Kan Bankası, buyurun. Bay Esposito...	The Secret in Their Eyes-1	2009
Court 18. It's their turn.	18. Daire. Onların sırası.	The Secret in Their Eyes-1	2009
They said it's rape and murder.	Diyorlar ki tecavüz ve cinayet davasıymış.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Court 18.	18. Daire!	The Secret in Their Eyes-1	2009
Hi, fellas.	Selam, beyler.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Ma'am, did a saint die this morning?	Müdür Hanım, bu sabah ölen bir aziz mi var?	The Secret in Their Eyes-1	2009
Because an angel in mourning just walked in the door.	Karalar bağlamış bir melek içeri giriverdi de ondan.	The Secret in Their Eyes-1	2009
It's just a trick we angels have to look 5 pounds lighter.	Meleklerin daha ince görünmek için yaptığı küçük bir numara sadece.	The Secret in Their Eyes-1	2009
You smooth fucker.	Çok anasının gözü adamsın.	The Secret in Their Eyes-1	2009
You have a compliment ready	Daha kız içeri girer girmez...	The Secret in Their Eyes-1	2009
the moment she walks in the door. How do you do it?	...iltifatın hazır. Bunu nasıl beceriyorsun?	The Secret in Their Eyes-1	2009
Well, I may dress like a toad,	Şey, iyi giyinmiyor olabilirim ama...	The Secret in Their Eyes-1	2009
but I'm actually Prince Charming.	...bende bir prensin çekiciliği vardır.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Mr. Esposito! What?!	Bay Esposito! Ne var?	The Secret in Their Eyes-1	2009
Counselor Romano...	Hâkim Romano dedi ki...	The Secret in Their Eyes-1	2009
He told them it was our turn.	...sıra bizdeymiş.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Tell him Sheriff Esposito is gonna fuck him up.	Ona de ki, 'Mareşal' Esposito gelip üstüne sıçacakmış.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Okay Come back here.	Peki. Buraya gel, embesil.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Three hours thinking of what to say, she opens the door and...	Üç saattir ne diyeceğim diye düşünüyorum ama o kapıdan girince...	The Secret in Their Eyes-1	2009
I freeze up.	...dilim tutuluveriyor.	The Secret in Their Eyes-1	2009
It's easier for me, I'm not in love.	Benim için kolay. Âşık olana zor gelir.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Neither am I, moron.	Kimmiş âşık, beyinsiz!	The Secret in Their Eyes-1	2009
I want you to get the files	Dosyaları oradan alıp...	The Secret in Their Eyes-1	2009
and put them on this side.	...bu tarafa koymanı istiyorum.	The Secret in Their Eyes-1	2009
All together, it's simple enough.	Hepsi bu. Çocuk oyuncağı iş.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Romano, what did you tell the Precinct?	Hey Romano, 25. Cadde'ye niye ben gidecekmişim?	The Secret in Their Eyes-1	2009
It's your turn.	Sıra sizdeydi.	The Secret in Their Eyes-1	2009
We're alternating.	Değiş tokuş yaptık.	The Secret in Their Eyes-1	2009
We got another case, what's the problem?	Biz başka bir olayı devraldık. Sorun nedir?	The Secret in Their Eyes-1	2009
A mini mart robbery, smart ass.	Küçük bir market soygunu. Uyanık!	The Secret in Their Eyes-1	2009