• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 169847

English Turkish Film Name Film Year Details
It's great. Bu harika. Harika. The Roommate-1 2011 info-icon
No, Mom, she's not here yet. Hayır anne, henüz gelmedi. Hayır anne, daha gelmedi. The Roommate-1 2011 info-icon
At least I got to pick my side of the room though. En azından kendi tarafımı seçebildim. En azından kendi yatağımı seçebildim. The Roommate-1 2011 info-icon
All right, I'll talk to you later. I love you. Bye. Pekâlâ, sonra tekrar konuşuruz. Seni seviyorum. Güle güle. Tamam, sonra konuşuruz. Seni seviyorum, hoşça kal. The Roommate-1 2011 info-icon
Hey. Tau Sigma Kappa's throwing a bash. You have to come. Selam, Tau Sigma Kappa'ların eğlencesi var. Gelmek zorundasın. Tau Sigma Kappa parti veriyor. Sen de gelmelisin. The Roommate-1 2011 info-icon
I'm sorry, Tau ? They're a frat. You know, beer, guys.... Üzgünüm, Tau...? Bir erkek öğrenci birliği. Bira, erkekler... Pardon ama Tau da ne? Öğrenci birliği. Biralar, erkekler... The Roommate-1 2011 info-icon
You know, I think I'm gonna wait for my roommate. Sanırım oda arkadaşımı beklemem gerek. Oda arkadaşımı beklesem daha iyi olacak sanırım. The Roommate-1 2011 info-icon
Come on! It's gonna be fun. Hadi ama! Eğlenceli olacak. Hadi ama, harika olacak. The Roommate-1 2011 info-icon
Me and Kim are coming. Please, please, please. Kim ve ben de geliyoruz. Lütfen, lütfen, lütfen. Kim ve ben de gidiyoruz. Lütfen, lütfen! The Roommate-1 2011 info-icon
Cheers. Yes. College! Şerefe. Evet. Üniversiteye! Şerefe! Evet! Üniversiteye! The Roommate-1 2011 info-icon
Did you see that guy? He's checking you out. Şu çocuğu görüyor musun? Seni süzüyor. Şu çocuğu gördün mü? Seni süzüyor. The Roommate-1 2011 info-icon
Thank you. We're gonna take a break. Someone get us a beer! Sağ olun. Ufak bir mola vereceğiz. Biri bize bira getirsin! Sağ olun. Kısa bir ara vereceğiz. Birileri bize bira ısmarlasın! The Roommate-1 2011 info-icon
I'm gonna get some more punch. You guys want some? Biraz daha meyve kokteyli alacağım. Bir şey istiyor musunuz? Gidip biraz daha panç alacağım. Başka isteyen var mı? The Roommate-1 2011 info-icon
No, no, no. I'm good. Hayır, hayır, hayır. Böyle iyiyim. Hayır ben iyiyim. The Roommate-1 2011 info-icon
Oh, no. I am so sorry about that. Olamaz. Bunun için çok özür dilerim. Olamaz. Çok ama çok özür dilerim. The Roommate-1 2011 info-icon
I really am sorry. Gerçekten üzgünüm. Gerçekten çok özür dilerim. The Roommate-1 2011 info-icon
Whoa, wait. Where you going? Dur, bekle. Nereye gidiyorsun? Dur bekle. Nereye gidiyorsun? The Roommate-1 2011 info-icon
I'm feeling a little dizzy. Biraz başım dönüyor gibi. The Roommate-1 2011 info-icon
Let's find you a seat and I'll grab you a towel. Sana oturacak yer bulalım sonra sana bir havlu getireyim. Oturman için bir yer bulalım, ben de sana bir havlu getireyim. The Roommate-1 2011 info-icon
Here. Here you go. Thank you. İşte. Al bakalım. Sağ ol. İşte, al bakalım. Sağ ol. The Roommate-1 2011 info-icon
I'm gonna grab a beer. Do you want one? Bir bira kapıp geleceğim. Sen de ister misin? Gidip bir bira alacağım. Sen de ister misin? The Roommate-1 2011 info-icon
Oh, no, thanks. I'm just having punch. Hayır, sağ ol. Meyve kokteyli içiyorum. Hayır, sağ ol. Sadece panç içiyorum. The Roommate-1 2011 info-icon
That might explain a few things. Bu bazı şeyleri açıklıyor. Bu bazı şeyleri açıklığa kavuşturuyor o zaman. The Roommate-1 2011 info-icon
We tend to spike the punch. Kokteylin için alkol karıştırdık. Pança alkol karıştırırız. The Roommate-1 2011 info-icon
You spike it? Yeah. Alkol mu kattınız? Evet, öyle. Gerçekten mi? Evet. The Roommate-1 2011 info-icon
Nice. When a girl has had three cups.... Güzel. Bir kız ondan 3 bardak içtiğinde... Harika. Bir kız ondan 3 bardak içtiğinde... The Roommate-1 2011 info-icon
If we don't get her up into a room... Onu odaya atamazsak... Eğer onu bir odaya götürmezsek... The Roommate-1 2011 info-icon
...we have to pull kitchen duty for, like, a week. ...bir hafta boyunca mutfak işleri yapmak zorunda kalırız. ...bir hafta boyunca tüm mutfak işlerini yapmak zorunda kalırız. The Roommate-1 2011 info-icon
I'm gonna go to the bathroom. I have to clean this up. Ben tuvalete gidiyorum. Bunu temizleyeyim. Tuvalete gitmem gerekiyor. Şu üzerimi temizlemem lazım. The Roommate-1 2011 info-icon
Plan didn't work. I guess it backfired. Plan işe yaramadı. Sanırım geri tepti. Plan işe yaramadı. Teklif boşa çıktı. The Roommate-1 2011 info-icon
I purposely spilled beer on you to start a conversation. Seninle konuşabilmek için bilerek üzerinde bira döktüm. Seninle konuşabilmek için birayı üzerine bilerek döktüm. The Roommate-1 2011 info-icon
You purposely spilled beer on me? Yes, I did. Kasten üzerime bira döktün? Evet, yaptım. Üzerime bilerek mi bira döktün? Evet, aynen öyle. The Roommate-1 2011 info-icon
Sara! Sara! I think you better come here. Sara! Sara! Bence buraya gelsen iyi olacak. Sara! Sara! Buraya gelsen iyi olacak sanırım. The Roommate-1 2011 info-icon
Take it off! Take it off! Take it off! Oh, no. Çıkar! Çıkar! Çıkar! Olamaz. Soyun! Soyun! Soyun! Olamaz. The Roommate-1 2011 info-icon
Is she a friend of yours? Yes. Senin arkadaşın mı? Evet. Arkadaşın mı? Evet. The Roommate-1 2011 info-icon
Take it off! Take it off! Take it off! Çıkar! Çıkar! Çıkar! Soyun! Soyun! Soyun! The Roommate-1 2011 info-icon
Yeah! I got her, I got her, I got her. Evet! Ben alırım, ben alırım, ben alırım. Evet! Tuttum, tuttum. The Roommate-1 2011 info-icon
Get off of her. Get off her! Rahat bırak onu. Bırak onu! Çek ellerini ondan! Çekil! The Roommate-1 2011 info-icon
Yeah, who's got you? I guess that would be me. Seni kim alıyor? Sanırım o ben oluyorum. Seni kim götürecek? Sanırım o ben oluyorum. The Roommate-1 2011 info-icon
Yeah? Who's got you? Öyle mi? Seni kim alacak? Evet, seni kim götürecek? The Roommate-1 2011 info-icon
Apparently, God. Görünüşe göre, Tanrı. Görünüşe bakılırsa Tanrı. The Roommate-1 2011 info-icon
You okay, Kim? Yeah, yeah. Sen iyi misin, Kim? Evet, evet. İyi misin Kim? Evet, evet. The Roommate-1 2011 info-icon
Oh, God! Oh, God! Okay, here we go. Tanrım! Tanrım! Tamam, işte böyle. The Roommate-1 2011 info-icon
Should we ride the elevator? Asansöre mi binsek? Asansöre binsek mi? The Roommate-1 2011 info-icon
All I had was punch. Here we go. Hepsi kokteylden. Hadi bakalım. Tek içtiğim pançtı. İşte böyle. The Roommate-1 2011 info-icon
You got her? Thanks, Sara. Okay. Onu tutar mısın? Sağ ol, Sara. Tamamdır. Tuttun mu? Sağ ol Sara. Tamam. The Roommate-1 2011 info-icon
Hey, you're that cute drummer guy from that shitty band. Sen şu boktan gruptaki sevimli davulcu çocuksun. Sen şu boktan grupta çalan tatlı davulcusun. Çok tatlısın. The Roommate-1 2011 info-icon
Oh, you're hot. Çok ateşlisin. The Roommate-1 2011 info-icon
You know, I'm gonna get yelled at for helping girls actually leave a frat party. Partideki sarhoş kızlara yardım ettiğim için epey laf yiyeceğim. Öğrenci birliği partisindeki sarhoş kızlara yardım etmekten dolayı epey fırça yiyeceğim. The Roommate-1 2011 info-icon
It's kind of like the opposite of everything we stand for. Desteklediğimiz her şeyin tam tersi çünkü. Temsil ettiğimiz her şeyin tam tersi çünkü. The Roommate-1 2011 info-icon
You know? Anlarsın? Anlarsın ya. The Roommate-1 2011 info-icon
Wait. No, keep it. Save it till next time. Bekle. Hayır, kalsın. Bir dahaki sefere sakla. Bekle. Hayır, kalsın. Bir dahaki sefere alırım. The Roommate-1 2011 info-icon
I'm sorry about kitchen duty. Mutfak görevin için üzgünüm. Mutfak işleri için üzgünüm. The Roommate-1 2011 info-icon
I was just bullshitting you. Sadece zırvalıyordum. Dalga geçiyordum. The Roommate-1 2011 info-icon
Shit. Hi. Kahretsin. Selam. Kahretsin. Merhaba. The Roommate-1 2011 info-icon
Who are you? I'm your roommate, Rebecca. Kimsin sen? Oda arkadaşınım, Rebecca. Sen de kimsin? Oda arkadaşın, Rebecca. The Roommate-1 2011 info-icon
Oh, God. Tanrım. Tanrım olamaz. The Roommate-1 2011 info-icon
Hey, Sara. Selam, Sara. Merhaba Sara. The Roommate-1 2011 info-icon
You met me last night. Dün gece tanışmıştık. The Roommate-1 2011 info-icon
Starts with an R. İsmin "R" ile başlıyordu... Adın "R" harfi ile başlıyordu. The Roommate-1 2011 info-icon
Here, take these. It'll help. İşte, al şunları. Yardımı olur. Bunlardan al bir tane. İyi gelir. The Roommate-1 2011 info-icon
I didn't throw up on you, did I? Üzerine kusmadım, değil mi? Hayır. Dün gece üzerine falan kusmadım, değil mi? The Roommate-1 2011 info-icon
Did you draw those? Onları sen mi çizdin? The Roommate-1 2011 info-icon
Very cool. Thank you. Çok iyi. Sağ ol. Çok güzeller. Sağ ol. The Roommate-1 2011 info-icon
Come on. Let's hit the bookstore. The walk will help your head. Hadi. Bir kitapçı bulalım. Yürümek başına iyi gelecektir. Hadi gel de kitapçıya gidelim. Yürümek başına da iyi gelecektir. The Roommate-1 2011 info-icon
It's too early for me. Benim için daha çok erken. Daha çok erken. The Roommate-1 2011 info-icon
It's 3:00 in the afternoon. Saat öğlen 3 oldu. Saat 3'e geliyor. The Roommate-1 2011 info-icon
Oh, God. Aman Tanrım. Tanrım, olamaz. The Roommate-1 2011 info-icon
Jason, what are you doing? Jason, ne yapıyorsun? Jason, ne yaptığını sanıyorsun? The Roommate-1 2011 info-icon
I told you not to do this. I need to talk to you. Sana bunu yapmamanı söylemiştim. Seninle konuşmam gerek! The Roommate-1 2011 info-icon
You're just making it harder. Daha da zorlaştırıyorsun. İşleri daha da zorlaştırıyorsun. The Roommate-1 2011 info-icon
Sara, listen, I wanna come out there. Sara, dinle, oraya gelmek istiyorum. Sara dinle, oraya gelmek istiyorum. The Roommate-1 2011 info-icon
Yeah, but you didn't, remember? That's the problem. Evet, ama gelemedin, hatırladın mı? Sorunda bu. Evet ama gelmedin, hatırladın mı? Sorun da bu zaten. The Roommate-1 2011 info-icon
I gotta go. Kapatmalıyım. Kapatmam gerek. The Roommate-1 2011 info-icon
That didn't sound good. Bu kulağa pek hoş gelmiyordu. Bu pek iyi bir şey değil gibiydi. The Roommate-1 2011 info-icon
Was that your boyfriend? Erkek arkadaşın mıydı? Erkek arkadaşın mıydı? Eski erkek arkadaşım. Durumlar biraz karışık. The Roommate-1 2011 info-icon
Ex. It's complicated. Eski. Karmaşık bir durum. The Roommate-1 2011 info-icon
We were supposed to go to college together. Sözde, üniversiteye beraber gidecektik. Güya aynı üniversiteye gidecektik. The Roommate-1 2011 info-icon
We both applied to Brown, and I got in but he didn't. İkimiz de Brown'a başvurduk, ben kabul edildim ama o edilmedi. İkimiz de Brown'a başvurduk, ben kabul edildim, o edilmedi. The Roommate-1 2011 info-icon
And I stuck to our agreement. And we both committed to ULA. Ben anlaşmamıza sadık kaldım. İkimiz de ULA'da karar kıldık. Ben de anlaşmamıza bağlı kaldım. İkimiz de ULA konusunda anlaştık. The Roommate-1 2011 info-icon
And a couple of weeks ago, a spot opens up at Brown, and Bir kaç hafta sonra Brown'da yer açıldı, ve Birkaç hafta sonra Brown'da bir yer açıldı ve... The Roommate-1 2011 info-icon
No. Yeah. Hayır. Evet. Yok artık. Evet. The Roommate-1 2011 info-icon
He didn't. He did. Yapmış olamaz. Yaptı. The Roommate-1 2011 info-icon
What an asshole. Tam bir pislikmiş. Götün tekiymiş. The Roommate-1 2011 info-icon
Do you miss him? Sometimes I think I do. Onu özlüyor musun? Bazen düşünüyorum. Onu özlüyor musun? Bazen sanırım. The Roommate-1 2011 info-icon
It's hard to let go. Believe me, I know. Bırakmak zor. İnan bana, biliyorum. Unutmak zordur. İnan bana, nasıl bir histir iyi bilirim. The Roommate-1 2011 info-icon
But you're in college now. A girl's gotta move on. Ama artık üniversitedesin. Bir kız yoluna devam etmelidir. Artık üniversitedesin. Önüne bakmalısın. The Roommate-1 2011 info-icon
What? I am so jealous. Ne var? Çok kıskandım. Ne oldu? Çok kıskandım. The Roommate-1 2011 info-icon
Yeah, I'm kind of a clotheshorse. Evet, ben biraz gösteriş budalasıyımdır. Evet, biraz gösteriş meraklısıyımdır. The Roommate-1 2011 info-icon
Actually, can I put some stuff on your side? Aslında, senin tarafına da bir şeyler koyabilir miyim? Bazı kıyafetlerimi senin tarafına assam olur mu? The Roommate-1 2011 info-icon
No problem. You can borrow anything you want. Sorun değil. İstediğini ödünç alabilirsin. Elbette. İstediğini ödünç alabilirsin. The Roommate-1 2011 info-icon
Some of this I've only seen in Vogue. My parents' idea of bonding... Bazılarını sadece Vogue'da görmüştüm! Ailemin birleşme fikri... Vay canına. Bazılarını sadece Vogue dergisinde falan görmüşümdür! The Roommate-1 2011 info-icon
...is setting me loose with a platinum card. ...bana platinyum kart kazandırdı. The Roommate-1 2011 info-icon
You're from here? Twenty minutes away. Burada mı yaşıyorsun? 20 dakika uzaklıkta. Buralı mısın? Evim 20 dakika uzakta. The Roommate-1 2011 info-icon
That must be nice. Go home on the weekends, free laundry, free meals. Bu iyi olmalı. Hafta sonları eve gidersin, çamaşır yıkama, yemek derdi yok. Güzel olmalı. Hafta sonları eve gitmek, çamaşır yıkama, yemek derdi olmaması. The Roommate-1 2011 info-icon
Yeah, not gonna happen. Why? Evet, bu olmayacak. Neden? Öyle bir şey olmuyor. Neden? The Roommate-1 2011 info-icon
Let's just say nothing is free in my house. Benim evimde hiçbir şey karşılıksız değildir diyelim. Bizim evde hiçbir şey karşılıksız yapılmaz. The Roommate-1 2011 info-icon
What is that? Bu da ne? Bu nedir? The Roommate-1 2011 info-icon
Oh, it's nothing. It's just some ideas. Hiçbir şey. Bir kaç fikir sadece. Bir şey değil. Sadece birkaç fikir. The Roommate-1 2011 info-icon
It's good. Thanks. Güzel Sağ ol. Çok iyiler. Sağ ol. The Roommate-1 2011 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 169842
  • 169843
  • 169844
  • 169845
  • 169846
  • 169847
  • 169848
  • 169849
  • 169850
  • 169851
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact