Search
English Turkish Sentence Translations Page 168657
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| We decided I shouldn't use my real name. | Adımı bu işe karıştırmama kararı almıştım. Ben de 'Timsah' adını seçtim. Gerçek adımı kullanmamaya karar verdik. Bu yüzden de bana "Timsah" demeye başladık. Gerçek adımı kullanmamaya karar verdik. Bu yüzden de bana "Timsah" demeye başladık. Gerçek adımı kullanmamaya karar verdik. Bu yüzden de bana "Timsah" demeye başladık. Adımı bu işe karıştırmama kararı almıştım. Ben de 'Timsah' adını seçtim. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I want to take my panties off. | Pantolonumu indirmek mi istersin? İsabetli bir karar. Külotumu çıkartmak istiyorum. Akıllıca bir seçim yaptın. Külotumu çıkartmak istiyorum. Akıllıca bir seçim yaptın. Külotumu çıkartmak istiyorum. Akıllıca bir seçim yaptın. Pantolonumu indirmek mi istersin? İsabetli bir karar. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Gas leak? | Tek gaz kaçağı şu an senin ağzında ki. Gaz sızıntısı mı? Buradaki tek gaz sızıntısı şu anda ağzından çıkan gaz. Gaz sızıntısı mı? Buradaki tek gaz sızıntısı şu anda ağzından çıkan gaz. Gaz sızıntısı mı? Buradaki tek gaz sızıntısı şu anda ağzından çıkan gaz. Gaz kaçağı mı? Tek gaz kaçağı şu an senin ağzından çıkan. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I assure you I have no idea what you're talking about | Ne demek istediğini anlamadım. Sanırım Sizi temin ederim ki, neden bahsettiğinizi bilmiyorum. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I understand there was a bit of a mix up | bir yanlış anlaşılma olmuş. Bütün o bina iskelesi işinin biraz karışık olduğunu anlıyorum. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| The cucumber accents the water in such a way that... | Salatalığın tadı suya öyle bir işlemiş ki. Salatalık suya öyle bir tat veriyor ki... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Perhaps by way of apology, | Umarım sizden özür dileyebilirim. Belki de size özürlerimi sunmak için, Knicks maçı için kendime ait saha kenarı... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| for the Knicks game, with access to the Ambassador Club. | Kincks maçı özel saha yanı biletleriyle Hem de locaya giriş biletiyle beraber ...biletlerimi verebilirim, ayrıca Ambassador Club'a giriş. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Come on, Knicks! Come on! | Haydi Knicks bastır! Bastır, Knicks! Hadi! Knicks için deliriyorum ve bu harika! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Hey. This feels weird sitting here. It feels like it's a bribe. | Burada olmak bir çeşit rüşvet gibi sanki. Rüşvet zaten. Burada oturmak çok garip geliyor. Sanki rüşvet almışız gibi. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| It is a bribe. Son of a bitch, I saw courtside and I went blind. | Orospu çocuğu saha yanı bilet verdi. Nasıl oldu da anlayamadım. Tabii ki rüşvet aldık. Şerefsiz herif, saha kenarı deyince gözüm karardı. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| come on | Kalk gidiyoruz. Hadi. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| call me | Ara beni. Ara beni! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Excuse me. That was a trick. | pardon bu bir hile Affedersiniz. Bu bir numaraydı. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| No more | çok değil Buraya kadar. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Fantastic! You're so unbelievable! | Fantastik! İnanamıyorum. Mükemmel. İnanılmazsınız. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Excuse me. No more tickets. | Bilet milet istemiyoruz. Affedersiniz. Bu kadar bilet yeter. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Mr. Ershon, I tried to keep them in the waiting room. | Mr. Ershon, Onları bekleme odasında tutmak istedim ama. Bay Ershon, onları bekleme salonunda tutmaya çalıştım. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| No, no, no. No more water. We're not here for that. | Su mu istemez. bunun için burda değiliz Hayır, hayır, hayır. Başka su da yok. Bunun için gelmedik. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| No, I was very much looking forward to having a water. | Hadi ya, gerçekten süper olurdu. Aslında ben tadına bakmayı çok isterim. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| What's wrong with you? What? | Neden bahsediyorsun sen? ne Senin sorunun ne? Ne? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| It's the oldest game in the book for a reason, it works. | Meslekteki en eski numaradır ama her zaman işe yarar Boşu boşuna kitaptaki en eski numara değil bu, işe yarar. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Now you listen to me, you piece of shit. | Bana bak siktiğimin pezevengi Şimdi beni dinle bok parçası. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| It's just you and me, and I'm gonna rip you apart! | eğer anlatmaya başlamassan seni gebertirim. Burada sadece sen ve ben varız ve seni parçalara ayıracağım! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| How did you cover your losses up? | Kayıplarını nasıl gizliyorsun, lan? Hangi uyuşturucu şebekesiyle çalışıyorsun? Kayıplarını nasıl gizledin? Hangi uyuşturucu kartelleriyle birlikte çalışıyorsun? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Okay, I'll talk to you, you're reasonable! No, no, look at me! | Okay, Senin gibi mantıklı biriyle konuşurum. hayır hayır bana bak Seninle konuşayım, sen daha mantıklısın! Hayır, hayır bana bak! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Allen, what are you doing? What are you doing? Allen! | Allen, Ne yapıyorsun lan? Ne yapıyorsun lan? Allen! Allen, ne yapıyorsun? Kendine gel, Allen! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| "Wow, I gotta go even bigger than that, | ...seni o kadar sinirli görünce, bir an dedim ki bundan daha iyisini yapmam lazım. ...madem kötü polis, kötü polis olayını yapıyoruz ben daha kötü olabilirim. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| What? No, I said, | Ne? Ben iyi polis, kötü polis demiştim. Kötü polis ben, iyi poliste sen olacaktın. Ne? Hayır, dedim ki "iyi polis, kötü polis." Kötü polis bendim, sen iyi polistin. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Okay, then there it is. | Okay, Kötü polis, kötü polis dediğini sanmıştım. Tamam, şimdi anlaşıldı. Ben de senin "kötü polis, kötü polis" dediğini sandım. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Well, while you were going crazy, look what I snagged from his desk. | Sen delirmiş halde onu döverken, bunu onun masasından arakladım.. Sen orada çıldırırken bak ben de masasından ne çaldım. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Seven calls to the lottery office. | Piyango ofisini tam 7 kere aramış. 74 milyon dolar mı? O kadar mı almışlar milyonlarca dolarlık elmas vardı Piyango dairesini yedi defa aramış. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Jeesus | tanrım Tanrım! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| We call this in, right? | Bunu karakola bildireceğiz, değil mi? İhtiyacımız olan bütün delil burada. Bunu haber vereceğiz, değil mi? Sanırım ihtiyacımız olan delili bulduk. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| What do you mean, what? Where are we? | Neredeyiz? Ne demek ne oldu? Neredeyiz? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Hello? Hello, Gene? I mean, Captain. | Alo, Gene, Alo? Alo, Gene? Yani, Komiserim. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Captain, it's Allen Gamble. | yani amirim. Ben Allen Gamble. Komiserim, ben Allen Gamble. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Captain, it's a long story, but I'm just gonna cut to the chase. | Çok uzun hikaye ama sadede geleceğim amirim. Komiserim, uzun hikaye ama ben kısa keseceğim. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| We were kidnapped, | Kaçırılıp, bir kargo trenine konduk ve buraya gönderildik. Kaçırıldık, bir yük trenine koyulduk ve buraya getirildik. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Captain, I am being straight with you. | Galiba bir dolaplar dönüyor, amirim. Komiserim, size doğru söylüyorum. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Terry, Captain wants to know | Terry, Amirim kaç kere bize Terry, Komiser bize kaç defa Ershon'dan uzak durmamızı söylediğini soyuyor. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| how many times has he asked us to lay off of Ershon. | Ershon'dan uzak durmamızı söylediğini öğrenmek istiyor. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I gotta tell you, I started getting a hand for that, | Sana söylemeliyim, ben daha yeni başlıyorum.. Söylemem gerek ki buna alışmaya başladım, Pai Gow oynuyormuşum gibi. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Martin and Fosse, super cops, in three, two... | Biz Süper Fonsie Polisleriyiz. 3, 2, 1. Keşleri... Martin ve Fosse, süper polisler. Üç, iki... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| So, we busted that junkie. Got back 74 thou in diamonds. 74 thou. | 74bin dolarlık elmasla yakaladık. 74bin dolar. O bağımlıyı yakaladık. Sonra da 74 bin dolarlık elması geri aldık. 74 bin. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Solved the Castien case. | Böylece Castian davası çözülmüş oldu. Castien işini çözdük. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| How about this, Gamble? How about you shut your face? | Çeneni kapatsan nasıl olur Gamble. Şuna ne dersin, Gamble? Çeneni kapatmaya ne dersin? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| All right? Just shut it. | tamam sadece sus Tamam mı? Kapat çeneni. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I know it's off the subject, but is Kevlar copyrighted? | Konu dışı olduğunu biliyorum ama Kevlar'ın telif hakkı... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Captain? Yeah. | Amirim? Yeah. Komiserim? Evet. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Is it a bad time? No, come on. Come on. | Kötü bir zamanda mı geldim? hayır gel Kötü bir zaman mı? Hayır, içeri gelin. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Fellows, I'm sure you're familiar | Bölge savcısı Redford'u tanırsın. Bize küçük bir ziyaret yapmış. Beyler, eminim Sayın Başsavcı Radford'u tanıyorsunuzdur. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Hello, sir. Hey. | merhaba, sir. Hey. Merhaba, efendim. Merhaba. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| You know, I was talking to Gene here. He prefers "Captain. " | Gene ile konuşuyordum da. Amir demenizi tercih eder. Az önce Gene ile konuşuyordum. Komiser denmesini tercih eder. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I don't know what you two have been up to, | Neden olduğunu bilmiyorum ama... ...siz ikiniz ne işler karıştırıyorsunuz bilmiyorum... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Gene, how's the family? Good, good, Louis, thanks for asking. | Ailen nasıl Gene? İyiler, sorduğun için teşekkürler. Gene, ailen nasıl? İyi, iyiler Louis. İlgin için teşekkürler. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Guy never comes down here. | 20 sene sonra bu adamı Bu adam buraya hiç gelmemişti. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Twenty years, I think I've seen that guy in this building one time. | ilk defa burada gördüm. Yirmi yıldır, bu adamı bu binada sadece bir defa gördüm. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Yeah. I think you missed the point. Anyway, look. | Tamam. Sanırım işin önemini anlamıyorsun. Neyse, bakın. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Blue and white found your firearms down by the Hudson River. | Anlamadın. Silahlarınızı Hudson Nehiri civarında bulduk. Arama ekibi silahlarınızı Hudson Nehri'nde buldu. Al bakalım, Terry. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| It's a rape whistle. You blow that if you run into any trouble | Yardıma ihtiyacın olursa bunu üfle, Bir düdük. Başın belaya girerse bunu üfle... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| and someone with an actual gun will come and help you out. | biz yardıma geliriz. ...ve gerçek silahı olan birisi gelip sana yardım eder. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| We were abducted, Captain! This shit is real! | Bizi kaçırdılar amirim, yalan söylemiyoruz, Eshron ibnesi sandığınız gibi temiz değil. Kaçırıldık, Komiser! Bu iş gerçek! Ershon kirli bir adam. Piyangoyu hedefliyor. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| The financial district's under their jurisdiction. | The financial district's under their jurisdiction. Finansal sorunlar onların yetki alanındadır. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| One more thing, do me a favor, don't go chasing waterfalls. | Bir şey daha, bana bir iyilik yapın, şelalelerin arkasına geçmeye çalışmayın Bir şey daha, bana bir iyilik yapın ve şelaleleri takip etmeyin. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Was that accidental, or were you trying to quote TLC on purpose? | TLC şelalesi sloganını niye kullandınız? Bunu tesadüfen mi söyledin yoksa TLC'den alıntı yapmaya mı çalışıyorsun? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| You don't understand what you said? I don't know what that is. | Kendi dediğini mi? Hayır, senin, bilmiyorum bu ne Söylediğin şeyin anlamını bilmiyor musun? Ne söylediğimi hiç bilmiyorum. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Get out. Go. | çek git! Çıkın. Gidelim. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Let me ask you something. | bişey söyle bana hadi Sana bir şey sorayım. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Well, I serve as treasurer to the union. | Hazine için çalışırım, Teşkilat veznesinde görev yapıyorum. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Exactly! You're a worthless piece of shit! | Evet, işe yaramaz ibne herifin tekisin.! Kesinlikle! İşe yaramaz bok parçasısın tekisin! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I didn't mean it, all right? I'm upset. | Öyle demek istememiştim ..tamam mı?... Öyle demek istemedim, tamam mı? Sinirliyim. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Actually, we don't do that here. This is an installation art piece. | Alt üst olmuş durumdayım burada. Kaburga bok gibi olmuş. Aslında, burada bunu yapmayız. Bu bir sanat eseridir. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| This coffee table? Yes. We don't put drinks on it. | kahve masası? evet üzeerinde içmiyoruz ama. Bu kahve masası mı? Evet. Üzerine içki koymayız. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Five hundred thousand? He can read! Congratulations. | 500 binmi? hey okudun! tebrikler. Beş yüz bin dolar mı? Okuyabiliyor! Tebrik ederim. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| What? I'm sorry, are you in the right place? | Ne dedin sen? özür doğru yerdemisin? Ne? Üzgünüm, doğru yerde olduğuna emin misin? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Or not? I'm... | yada değil ? ben... Yoksa değil misin? Ben... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Terry. Does he... Okay. | Terry. ... Okay. Terry. Onun... Tamam. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Well... Sorry. Terry! What are you doing here? | şey... özür. Terry! ne yapıyosun burda? Üzgünüm. Terry! Burada ne arıyorsun? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I want to be with you. No, Terry, that's not gonna happen. | senle olmak istiyorum. hayır, Terry, olan bu değil. Seninle olmak istiyorum. Hayır Terry, bu olmayacak. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| You know where you belong. On top of me in the Poconos. | Size ait olduğumu biliyorum. Nereye ait olduğunu biliyorsun. Poconos'ta benim üstümde olmalısın. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Instead, you're here selling dirty coffee tables? | Onun yerine burada kirli kahve masaları mı satıyorsun? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I mean, look at this. This is nonsense! | Yani, Bu saçma! Şuna bir bak. Bu saçmalık! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Terry, this is an original Haverfield Jameson. | Terry, bu original bir Haverfield Jameson. Terry, bu orijinal bir Haverfield Jameson'dur. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| You think I don't know about this artsy fartsy crap? | bilmiyorum bu iddaalı artsy fartsy hakkında? Sence ben bu süslü sanat saçmalığını bilmiyor muyum? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| This coffee table isn't the ego. | bu sehpa egoları değil toplumun parçalanma duygusunu temsil eder Bu kahve masası egoları temsil etmiyor. Kapitalizmin tecrit ettiği... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| in the face of capitalist driven isolation. | kapitalist odaklı izolasyon karşısında. ...mahvolmuşluğu temsil ediyor. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Looks like the work of Cindy Sherman | Cindy Sherman çalışmaları gibi görünüyor veya Stella Frank. Aynı Cindy Sherman ya da Frank Stella'nın çalışmaları gibi. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| How did you know that, Terry? | nasıl biliyosun bunu, Terry? Bunu nereden biliyorsun, Terry? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I took some classes at RISD | RISD ' de bazı dersler aldım Rhode Adası'nda ders almıştım. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| so I could make fun of these lame artsy douches in my neighborhood. | bu yüzden çevremle dalga geçerdim Mahalledeki aptal sanat uzmanı salaklarla alay etmek için. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Terry, lower your voice! I don't have to lower my voice. | Terry, biraz yavaş konuş gerek yok Terry, sesini alçalt! Sesimi alçaltmama gerek yok. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Is this man bothering you? | Seni rahatsız eden bu adam mı? Eğer gerçekten bu creep ile seks mi? Bu adam seni rahatsız mı ediyor? Bu pislikle gerçekten seks mi yapıyorsun? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Terry, he's gay. Okay? | Terry, o ibne. Okay? Terry, o bir eşcinsel. Tamam mı? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| He's even wearing a T shirt that says, "I'm gay"! | giydiği tişörttede yazıyo, "ben ibneyim"! Giydiği tişörtte bile bu yazıyor, "Ben eşcinselim." | The Other Guys-9 | 2010 | |
| All right? And also, he is my boss. | Tamam mı? Ve ayrıca o benim patron Tamam mı? Ayrıca kendisi benim patronumdur. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Happy for you, man. Good. | ne mutlu sana adamım Senin adına sevindim dostum. Çok güzel. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Can you get out of here now? I'm talking to my lady. | dışarı alabilirmiyim kadınımla konuşuyorum Şimdi buradan uzayabilir misin? Kadınımla konuşuyorum. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Mr. Reger, everything is fine. Terry is actually leaving now. | Sayın Reger herşey yolunda demektir. Terry aslında şimdi ayrılıyor. Bay Reger, her şey yolunda. Terry de zaten gitmek üzereydi. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Nice toot, sailor. Jesus. | güzel çalacak.tanrım Sesini sevdim denizci. Tanrım. | The Other Guys-9 | 2010 |