Search

English Turkish Sentence Translations Page 168495

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
January three, 2011.	3 Ocak, 2011.	The Office The Seminar-1	2011
A day which will live infamously.	Unutulmaz bir şekilde hatırlanacak olan gün.	The Office The Seminar-1	2011
Holly partridge flax, otherwise known as Holly,	Holly Partridge Flax, namıdiğer Holly,	The Office The Seminar-1	2011
otherwise otherwise known as a living, breathing angel,	namıdiğer namıdiğer yaşayan, nefes alan melek,	The Office The Seminar-1	2011
is engaged to another man.	başka bir erkekle nişanlandı.	The Office The Seminar-1	2011
This is freaking me out.	Bu sinirimi bozuyor.	The Office The Seminar-1	2011
Okay, let's just switch to the happy video, okay?	Tamam, mutlu videoya geçelim.	The Office The Seminar-1	2011
No, no, no, no. Let's push through.	Hayır, hayır, hayır, hayır. Zorlayalım.	The Office The Seminar-1	2011
We'll do this.	Yapalım şu işi.	The Office The Seminar-1	2011
Today will either be the best or the worst day of my life.	Bugün ya en iyi günüm olacak ya da en kötü günüm.	The Office The Seminar-1	2011
Holly gave AJ an ultimatum.	Holly, AJ'e ültimatom verdi.	The Office The Seminar-1	2011
He either proposes by new years or they break up.	Ya yeni yılda evlenme teklifi edecek, ya da ayrılacaklar.	The Office The Seminar-1	2011
Now if she's engaged, I'm gonna go crazy.	Şimdi, eğer nişanlıysa deliye dönerim.	The Office The Seminar-1	2011
And I'm gonna start attacking people.	Ve insanlara saldırmaya başlarım.	The Office The Seminar-1	2011
If she's not engaged, in all honesty,	Eğer nişanlı değilse... Dürüst olmak gerekirse,	The Office The Seminar-1	2011
I may just burn this whole place to the ground out of happiness.	Taşan mutluluğumla bütün burayı yakıp kül edebilirim.	The Office The Seminar-1	2011
Either way, I am going to need some talking down.	Her iki şekilde de, birinin beni sakinleştirmesi lazım.	The Office The Seminar-1	2011
And nobody talks me down like myself in a video	Ve hiçkimse beni bir videodaki halim kadar..	The Office The Seminar-1	2011
talking me down.	..sakinleştiremez.	The Office The Seminar-1	2011
Michael, I know what you're thinking.	Michael, ne düşündüğünü biliyorum.	The Office The Seminar-1	2011
Holly is engaged to somebody else	Holly başka birisi ile nişanlandı.	The Office The Seminar-1	2011
and you want to kill yourself.	..ve sen kendini öldürmeyi düşünüyorsun.	The Office The Seminar-1	2011
That may seem like a good idea, but it's not.	Bu iyi bir fikir gibi gözükebilir, ama değil.	The Office The Seminar-1	2011
Snot.	Geğir.	The Office The Seminar-1	2011
Sorry, it sounded like you said, "it's snot."	Özür dilerim, sanki "ama geğir" dedin gibi geldi.	The Office The Seminar-1	2011
Okay, so killing yourself...	Neyse, kendini öldürmek...	The Office The Seminar-1	2011
I was just thinking about snot.	Geğirme düşünüyordum.	The Office The Seminar-1	2011
Hey, guys. Uh, fun thing.	Selam millet. Ah, eğlenceli bir şey.	The Office The Seminar-1	2011
The index cards on your desk are resolution cards.	Masalarınızdaki kartlar birer kararlılık kartları.	The Office The Seminar-1	2011
You write your new year's resolution on them,	Yeni yıl kararınızı kartlara yazacaksınız.	The Office The Seminar-1	2011
I'll collect them, and then display the cards on	Ben de onları toplayıp, sergileyeceğim.	The Office The Seminar-1	2011
This...	Bunda!	The Office The Seminar-1	2011
Resolution board.	Kararlılık tahtası.	The Office The Seminar-1	2011
Wow, did your baby draw that?	Vay canına, bebeğin mi çizdi?	The Office The Seminar-1	2011
The glitter is blinding.	Simler kör edici.	The Office The Seminar-1	2011
Oh, I think it's good. It's gonna be fun.	Ah, bence iyi olmuş. Eğlenceli olacak.	The Office The Seminar-1	2011
I recently met sue, the office administrator	Geçenlerde Sue ile tanıştım.	The Office The Seminar-1	2011
at vance refrigeration.	Vance Buzdolaplarında ofis yöneticisi.	The Office The Seminar-1	2011
She has this awesome wall	Onda tamamı eğlence başlatan, moral arttırıcı..	The Office The Seminar-1	2011
full of fun initiatives and morale boosters and stuff.	..şeylerden oluşan muhteşem bir duvar var.	The Office The Seminar-1	2011
Sue just goes for it. She's awesome.	Sue işi biliyor. Muhteşem biri.	The Office The Seminar-1	2011
I know sue, she's not that great.	Sue'yu tanırım, o kadar da iyi değil.	The Office The Seminar-1	2011
And you know her husband's in a wheel chair, right?	Kocasının tekerlekli sandalyede olduğunu biliyorsunuz değil mi?	The Office The Seminar-1	2011
Okay, champagne. Happy.	Peki, şampanya? Mutlu.	The Office The Seminar-1	2011
Sponge. Sad.	Sünger. Üzgün.	The Office The Seminar-1	2011
To soak up my tears.	Göz yaşlarımı emmesi için.	The Office The Seminar-1	2011
Gummi bears and gummi worms.	Ayı şekerler, solucan şekerler.	The Office The Seminar-1	2011
Bears sad, worms happy. C'mon, man.	Ayı mutluya, solucan üzgüne. Cidden..	The Office The Seminar-1	2011
Ukuleles...Happy?	Ukulele.. Mutlu?	The Office The Seminar-1	2011
Sad. Something to break.	Üzgün. Kırmak için.	The Office The Seminar-1	2011
For you, job well done.	Sana, iyi işin için.	The Office The Seminar-1	2011
And two bottles of scotch.	İki şişe viski.	The Office The Seminar-1	2011
Both sad.	İkisi de üzgüne.	The Office The Seminar-1	2011
And did you get the tickets?	Peki biletleri aldın mı?	The Office The Seminar-1	2011
I did, I did indeed.	Aldım, sahiden aldım.	The Office The Seminar-1	2011
Two front row center to Paula Poundstone,	İki tane ön orta sıra, Poughkeepsie'de yaşayan..	The Office The Seminar-1	2011
live in Poughkeepsie.	..Paula Poundstone'a.	The Office The Seminar-1	2011
Holly's favorite.	Holly'nin en sevdiği.	The Office The Seminar-1	2011
I hope she doesn't call us up onstage, that would suck.	Umarım tutup da bizi sahneye çağırmaz, berbat olurdu.	The Office The Seminar-1	2011
Hey, you think you could do my job better?	Hey, işimi daha iyi yapabileceğini mi sanıyorsun?	The Office The Seminar-1	2011
I don't know. What's your name?	Bilmem. Adın ne?	The Office The Seminar-1	2011
I'm really excited for Michael either way.	Her iki olasılıkta da Michael için heyecanlıyım.	The Office The Seminar-1	2011
Because if Holly chooses to be with him,	Çünkü eğer Holly onunla birlikte olmayı seçerse..	The Office The Seminar-1	2011
he will be so, so happy.	..çok ama çok mutlu olacak.	The Office The Seminar-1	2011
And if not, he'll be avoiding	Olur da seçmezse hayatının..	The Office The Seminar-1	2011
the biggest mistake of his life.	..en büyük hatasını yapmaktan kurtulacak.	The Office The Seminar-1	2011
Oh. Hey, guys.	Merhaba millet.	The Office The Seminar-1	2011
I'd like to introduce you to a new little friend of mine.	Sizi yeni küçük arkadaşımla tanıştırmaktan mutluluk duyarım.	The Office The Seminar-1	2011
His name is new year's resolution board.	Adı, Yeni Yıl Kararlılık Tahtası	The Office The Seminar-1	2011
Shaaaaa... shut up. Hello.	Keeees.. Kes sesini. Merhaba.	The Office The Seminar-1	2011
What happened? Is there a ring?	Ne oldu? Yüzük var mı?	The Office The Seminar-1	2011
So, high five me. We're back.	Neyse, çak bakalım. Geri döndük..	The Office The Seminar-1	2011
To a happy... aaaah.	..mutlu Aaah.	The Office The Seminar-1	2011
Look at those.	Şuna bak.	The Office The Seminar-1	2011
Mittens. Those a present?	Eldiven. Hediye mi?	The Office The Seminar-1	2011
They're warm.	Sıcaklar.	The Office The Seminar-1	2011
Those are so fuzzy and warm.	Tüylü tüylü ve sıcak.	The Office The Seminar-1	2011
Aah, let me feel those. Let me feel that.	Aah, izin ver hissedeyim. Hissedeyim şunu.	The Office The Seminar-1	2011
Put her there. Give me a good firm one.	Bırak şuraya. Bana kararlı bir el sıkışı ver.	The Office The Seminar-1	2011
Ooh, that's a good, firm handshake.	Ooh, iyi bu, kararlı el sıkışı.	The Office The Seminar-1	2011
Yes, well let's get right into the Anderson account, shall we?	Evet, o zaman doğruca Anderson hesabına geçelim ne dersin?	The Office The Seminar-1	2011
Oh, definitely. Yes, yes, right away.	Ah, kesinlikle. Evet, evet, derhal.	The Office The Seminar-1	2011
Okay. Yes, yes.	Tamam. Evet, evet.	The Office The Seminar-1	2011
Right away. Okay.	Derhal. Peki.	The Office The Seminar-1	2011
Want me to crank the thermostat to 90?	Termostatı 90'a çıkarmamı ister misin?	The Office The Seminar-1	2011
Smoke her out?	Pişirelim onu?	The Office The Seminar-1	2011
She can't keep those mittens on forever.	O eldivenleri sonsuza dek takamaz.	The Office The Seminar-1	2011
Yes... no, what? Stop.	Evet.. dur ne? Kes.	The Office The Seminar-1	2011
Congrat...	Tebrik...	The Office The Seminar-1	2011
wow. Ooh.	Vay.	The Office The Seminar-1	2011
Oh, my God. That's it, that's it.	Ah! Aman Tanrım. İşte bu! İşte bu!	The Office The Seminar-1	2011
Everybody knows about the ultimatum.	Herkesin ültimatomdan haberi var.	The Office The Seminar-1	2011
Yes, I told everyone.	Evet, herkese söyledim.	The Office The Seminar-1	2011
Ha, ha! Ha, ha!	Ha, ha! Ha, ha!	The Office The Seminar-1	2011
Hey, right back at you, bitch.	Hey, al bakalım kaltak.	The Office The Seminar-1	2011
Happy, happy, happy, happy!	Mutlu, mutlu, mutlu, mutlu.!	The Office The Seminar-1	2011
Okay, calm down! Breathe.	Tamam sakin ol. Nefes al.	The Office The Seminar-1	2011
I said breathe.	Nefes al dedim.	The Office The Seminar-1	2011
Are you listening to music?	Müzik mi dinliyorsun?	The Office The Seminar-1	2011
Shut that off.	Kapat şunu.	The Office The Seminar-1	2011