Search
English Turkish Sentence Translations Page 165907
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You're afraid of being alone. | Yalnizliktan korkuyorsun. Yalnızlıktan korkuyorsun. Yalnızlıktan korkuyorsun. Yalnızlıktan korkuyorsun. Yalnızlıktan korkuyorsun. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Who are you? You don't recognize me? | Sen de kimsin? Beni tanimadin mi? Sen de kimsin? Beni tanımadın mı? Sen de kimsin? Beni tanımadın mı? Sen de kimsin? Beni tanımadın mı? Sen de kimsin? Beni tanımadın mı? | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
The kingdom of heaven is enough. You're a liar. | Göklerin egemenligi benim için yeterli. Yalan söylüyorsun. Göklerin egemenliği benim için yeterli. Yalan söylüyorsun. Göklerin egemenliği benim için yeterli. Yalan söylüyorsun. Göklerin egemenliği benim için yeterli. Yalan söylüyorsun. Göklerin egemenliği benim için yeterli. Yalan söylüyorsun. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
...your head was exploding with dreams of power. | iktidar hirsiyla yanip tutuºuyordun. iktidar hırsıyla yanıp tutuşuyordun. iktidar hırsıyla yanıp tutuşuyordun. iktidar hırsıyla yanıp tutuşuyordun. iktidar hırsıyla yanıp tutuşuyordun. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
You could even have Rome. Liar. | Istersen Roma lmparatorlugunu. Yalanci. İstersen Roma İmparatorluğunu. Yalancı. İstersen Roma İmparatorluğunu. Yalancı. İstersen Roma İmparatorluğunu. Yalancı. İstersen Roma İmparatorluğunu. Yalancı. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
...I want to say that you're both blessed. | Ikiniz de ödülsüz kalmayacaksiniz. İkiniz de ödülsüz kalmayacaksınız. İkiniz de ödülsüz kalmayacaksınız. İkiniz de ödülsüz kalmayacaksınız. İkiniz de ödülsüz kalmayacaksınız. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Go on. No. | Devam et. Hayir. Devam et. Hayır. Devam et. Hayır. Devam et. Hayır. Devam et. Hayır. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
The Baptist? What? He's dead. He was killed by Herod. | Vaftizci'ye ne oldu? Öldü. Onu Hirodes öldürttü. Vaftizci'ye ne oldu? Öldü. Onu Hirodes öldürttü. Vaftizciye ne oldu? Öldü. Onu Hirodes öldürttü. Vaftizci'ye ne oldu? Öldü. Onu Hirodes öldürttü. Vaftizci'ye ne oldu? Öldü. Onu Hirodes öldürttü. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
If we go back to Galilee, like Peter says... | Dedigin gibi Celile'ye dönersek... Dediğin gibi Celile'ye dönersek... Dediğin gibi Celileye dönersek... Dediğin gibi Celile'ye dönersek... Dediğin gibi Celile'ye dönersek... | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Everybody says he did. But how do we know? | Herkes söyledi diyor. Nereden biliyoruz? Herkes söyledi diyor. Nereden biliyoruz? Herkes söyledi diyor. Nereden biliyoruz? Herkes söyledi diyor. Nereden biliyoruz? Herkes söyledi diyor. Nereden biliyoruz? | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Even if he didn't, the words are important. Why? | Söylememiº olsa bile, önemli olan bu sözler. Niye? Söylememiş olsa bile, önemli olan bu sözler. Niye? Söylememiş olsa bile, önemli olan bu sözler. Niye? Söylememiş olsa bile, önemli olan bu sözler. Niye? Söylememiş olsa bile, önemli olan bu sözler. Niye? | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
And what if our Master's... | Ya efendimiz... | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
The One. What do you mean? The Messiah? | Beklenen kiºi. Nasil yani? Mesih mi? Beklenen kişi. Nasıl yani? Mesih mi? Beklenen kişi. Nasıl yani? Mesih mi? Beklenen kişi. Nasıl yani? Mesih mi? Beklenen kişi. Nasıl yani? Mesih mi? | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
...I shall be perfected. | hazir olacagim. hazır olacağım. hazır olacağım. hazır olacağım. hazır olacağım. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Moses, Elijah, Isaiah... | Musa, llyas, Yeºaya... Musa, İlyas, Yeşaya... Musa, İlyas, Yeşaya... Musa, İlyas, Yeşaya... Musa, İlyas, Yeşaya... | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
According to the law of Moses and Israel. | Musa'nin ve lsrail'in kanunlarina göre. Musa'nın ve İsrail'in kanunlarına göre. Musanın ve İsrailin kanunlarına göre. Musa'nın ve İsrail'in kanunlarına göre. Musa'nın ve İsrail'in kanunlarına göre. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
"According to the law of Moses and Israel." | "Musa'nin ve lsrail'in kanunlarina göre." "Musa'nın ve İsrail'in kanunlarına göre." ''Musa'nın ve İsrail'in kanunlarına göre.'' ''Musa'nın ve İsrail'in kanunlarına göre.'' | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Water. No. It's wine. | Su. Hayir, ºarap var. Su. Hayır, şarap var. Su. Hayır, şarap var. Su. Hayır, şarap var. Su. Hayır, şarap var. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
It's wine. It's water. | ªarap var. Su var. Şarap var. Su var. Şarap var. Su var. Şarap var. Su var. Şarap var. Su var. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
You should be ashamed. Kill him! He's going to burn us. | Utanmalisiniz. Öldürün onu! Bizi ateºe atacak! Utanmalısınız. Öldürün onu! Bizi ateşe atacak! Utanmalısınız. Öldürün onu! Bizi ateşe atacak! Utanmalısınız. Öldürün onu! Bizi ateşe atacak! Utanmalısınız. Öldürün onu! Bizi ateşe atacak! | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Your mother. I don't have a mother. | Senin annenim. Benim annem yok. Senin annenim. Benim annem yok. Senin annenim. Benim annem yok. Senin annenim. Benim annem yok. Senin annenim. Benim annem yok. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
There were? Thousands. | Öyle mi? Binlerce melek. Öyle mi? Binlerce melek. Öyle mi? Binlerce melek. Öyle mi? Binlerce melek. Öyle mi? Binlerce melek. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
...I call you here. | seni çagiriyorum. seni çağırıyorum. seni çağırıyorum. seni çağırıyorum. seni çağırıyorum. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
How can you presume... | Buna nasil cüret... Buna nasıl cüret... Buna nasıl cüret... | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Watch what you're saying. Maybe we should go. | Söylediklerine dikkat et! Gitsek iyi olacak. Söylediklerine dikkat et! Gitsek iyi olacak. Söylediklerine dikkat et! Gitsek iyi olacak. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
When I say, "l," Rabbi... | Ben, "ben" dedigim zaman... Ben, "ben" dediğim zaman... Ben, ben dediğim zaman... | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
...I�m saying "God." | "Tanri" diyorum. "Tanrı" diyorum. Tanrı diyorum. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
God is not an Israelite! | Tanri Yahudi degildir! Tanrı Yahudi değildir! Tanrı Yahudi değildir! | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
...I've something to tell you. | Sana bir ºey söyleyecegim. Sana bir şey söyleyeceğim. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
You know why I came to Jerusalem? Yes. | Kudüs'e niye geldim, biliyor musun? Evet. Kudüs'e niye geldim, biliyor musun? Evet. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Last night Isaiah came to me. | Dün gece Yeºaya bana göründü. Dün gece Yeşaya bana göründü. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
You mean you're not the Messiah? I am. | Yani sen Mesih degil misin? Benim. Yani sen Mesih değil misin? Benim. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Listen. At first, I didn't understand... No, you, listen! | Dinle, ilk baºta ben de anlamadim... Asil sen beni dinle! Dinle, ilk başta ben de anlamadım... Asıl sen beni dinle! | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
What good could that do? I can't help it. | Bu ne iºe yarar? Ben ne yapayim? Bu ne işe yarar? Ben ne yapayım? | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
We need you alive! Now I finally understand. | Sen bize canli lazimsin! Artik ben de anladim. Sen bize canlı lazımsın! Artık ben de anladım. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
What then? What if he doesn't? | Ne demek o? Ya yapmazsa? Ne demek o? Ya yapmazsa? | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
You're a coward, Thomas. Yes, I am. | Sen bir korkaksin Tomas. Evet, korkuyorum. Sen bir korkaksın Tomas. Evet, korkuyorum. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Master, I've been talking with the others and listening and... | Efendim, arkadaºlarla konuºuyorduk da... Efendim, arkadaşlarla konuşuyorduk da... | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
They'll kill us... We came to fight, not to die! | Bizi öldürecekler. Biz dövüºmeye geldik, ölmeye degil! Bizi öldürecekler. Biz dövüşmeye geldik, ölmeye değil! | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
you have no choice, neither do I. | Baºka seçenegin yok, benim de yok. Başka seçeneğin yok, benim de yok. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
I've strayed, haven't I? | Amacimizdan saptim, degil mi? Amacımızdan saptım, değil mi? | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
...I'll come back, in victory. | zaferle geri dönecegim. zaferle geri döneceğim. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
...I want to tell you something. | bir ºey söylemek istiyorum. bir şey söylemek istiyorum. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Yes? Yes. | Söyleyeyim mi? Evet. Söyleyeyim mi? Evet. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
you see, God threw the stone. The stone is me. And Rome... | Taºi Tanri firlatti. O taº benim. Roma da... Taşı Tanrı fırlattı. O taş benim. Roma da... | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
He doesn't know what he's talking about. He is one of his followers. | Ne dedigini bilmiyor. Onun yandaºlarindan biri. Ne dediğini bilmiyor. Onun yandaşlarından biri. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Aren't you going to eat? I want to hear what he says. | Sen yemeyecek misin? O adami dinlemek istiyorum. Sen yemeyecek misin? O adamı dinlemek istiyorum. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
...I gambled, I whored, I drank and persecuted, tortured and murdered. | kumar oynadim, fahiºelerle yattim, sarhoº oldum, iºkence yaptim, adam öldürdüm. kumar oynadım, fahişelerle yattım, sarhoş oldum, işkence yaptım, adam öldürdüm. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
And I loved it, I enjoyed it, I relished it, I revealed in it. | Ve bunu sevdim, hoºuma gitti, bundan zevk aldim. Ve bunu sevdim, hoşuma gitti, bundan zevk aldım. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
...I was struck by a white light that blinded me! | beyaz bir iºik gözlerimi kör etti. beyaz bir ışık gözlerimi kör etti. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
You're a liar. His disciples saw him. | Yalan söylüyorsun. Havarileri onu görmüº. Yalan söylüyorsun. Havarileri onu görmüş. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
No. That wouldn't happen. How do you know? | Hayir, öyle bir ºey olmaz. Nereden biliyorsun? Hayır, öyle bir şey olmaz. Nereden biliyorsun? | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Peter? Is that you? | Petrus, sen misin? | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Now there's no more Israel. | Artik lsrail yok. Artık İsrail yok. | The Last Temptation of Christ-3 | 1988 | ![]() |
Go away, we don't want beggars here. | Defol buradan, dilencileri burada istemiyoruz. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
I'm not a beggar, I'll pay... | Dilenci değilim, ödeyeceğim... | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
for food and lodging for the night. | işte; yemek ve kalacak yer için. ...işte; yemek ve kalacak yer için. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
If you want to pay, give me seeds or new tools... | Ödemek istiyorsan bana tohum ver, yeni aletler ver, Ödemek istiyorsan bana tohum ver, yeni aletler ver... | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
give me a horse, raise my sons from the dead... | at ver, ölmüş oğlumu dirilt, ...at ver, ölmüş oğlumu dirilt... | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
or stop this stinking war. | ya da şu iğrenç savaşı durdur! ...ya da şu iğrenç savaşı durdur! | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Go away or we'll drive you away. | Defol buradan! Yoksa biz seni buradan kovarız! | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
I'll work or write letters... | Çalışırım veya mektup yazarım... | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
or tell you about the places I've seen, anything. | gördüğüm yerleri size anlatırım, her yeri, her şeyi. ...gördüğüm yerleri size anlatırım, her yeri, her şeyi. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
I need only a little food. | Sadece biraz yemeğe ihtiyacım var... | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Can't you see we are starving? Go away. | Bizim de açlıktan öldüğümüzü görmüyor musun? Defol buradan! | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Live, die. What difference does it make? | Yaşamak ve ölmek... Zaten ne fark var ki aralarında? | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Jesus has forsaken us. Go away. | Tanrı bizi terk etti. Defol git... | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
I don't know, I came here alone. | Bilmiyorum, buraya yalnız geldim. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Not a soul, Captain, except this bastard. | Bu piçin haricinde kimsecikler yok, Yüzbaşı. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
And where are your cattle? | Ve ineklerin de? | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Wake him up. | Uyandır şunu. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
I don't know. | Bilmiyorum, bilmiyorum. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
I came here alone this morning after food. | Sabah yemek yedikten sonra yalnız başıma buraya geldim. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
I've never seen this valley before. | Bu vadiye daha önce hiç gelmedim. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
That won't do. Speak fast. I lost patience 12 years ago. | Öyle de olacak. Çabuk konuş. Sabretme yetimi 12 yıl önce yitirdim. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Two ears are better than 40, Captain. | Benim iki kulağım, senin 40 kulağından daha iyidir, Yüzbaşı. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
You can't bargain with me. | Benimle pazarlık edemezsin. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
I can crush you and your village like a bedbug. | Seni ve köyünü, bir tahtakurusu gibi ezip geçerim. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
That's what I want to talk to you about. | Benim de konuşmak istediğim konu bu zaten. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Break open every house. | Bütün evlere girin. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Gather all we can use in that barn... | Kullanabileceğimiz ne varsa toplayıp şu ahırda biriktirin, Kullanabileceğimiz ne varsa toplayıp şu ahırda biriktirin... | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
nothing in your own saddlebags. | heybelerinize bir şey aşırmayın. ...heybelerinize bir şey aşırmayın. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
We'll round up the peasants... | Daha sonra köylüleri toplayacağız, Daha sonra köylüleri toplayacağız... | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
and fire the village at leisure. | ve müsait bir anda köyü yakacağız. ...ve müsait bir anda köyü yakacağız. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Korski, over there. You, come with me. | Korski, şuraya git. Sen de benimle gel. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
I don't like secrets. | Gizli kapaklı işlerden hoşlanmam. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
You can come, too, Korski. | Öyleyse sen de gelebilirsin Korski. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Well? | Anlat. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
There's famine all over Germany... | Almanya'nın her yerinde kıtlık var. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
plague, pestilence, even now... | Veba salgını, hem de bu zamanda... | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
and winter's coming. | ve kış da geliyor. ...ve kış da geliyor. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
In 10, 20 years, have you seen a richer valley? | Son 10 20 yıl içinde bundan daha zengin bir vadi gördün mü? | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
I don't answer uestions. | Sorulara cevap vermeyeceğim. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Take their grain and cattle, and they starve this winter. | Tahıllarını ve sürülerini alacaksın, ve onları kışın açlığa mahkûm edeceksin. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
I'm tiring of you. Come to your point. | Beni sıkmaya başlıyorsun. Sadede gel. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
I'm there now, Captain. | Geldim, Yüzbaşı. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Take all this food back to your army, and down it goes into a thousand stomachs. | Bütün bu gıdayı alıp orduna götüreceksin ve bin aç mideye tıkacaksın. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Why such waste? | Niye böyle bir israf yapacaksın ki? | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Winter here, occupy the valley. | Kışı burada geçir, vadiyi işgal et. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |
Winter here. | Kışı burada geçir. | The Last Valley-1 | 1971 | ![]() |