Search
English Turkish Sentence Translations Page 16423
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
That's right. It's very embarrassing. | O doğru işte. Çok can sıkıcı bir şey. | Dreileben Komm Mir Nicht Nach-1 | 2011 | ![]() |
My son also has hearing problems. | Oğlumda da işitme sorunları var. | Dreileben Komm Mir Nicht Nach-1 | 2011 | ![]() |
It must be difficult | O yaştaki bir çocuk için zor olmalı. Diğer çocuklar dalga geçiyor mu? | Dreileben Komm Mir Nicht Nach-1 | 2011 | ![]() |
It's not rare nowadays. | Çok da yaygın aslında. | Dreileben Komm Mir Nicht Nach-1 | 2011 | ![]() |
Look, I have to hang up. | Kapatmam gerekiyor. | Dreileben Komm Mir Nicht Nach-1 | 2011 | ![]() |
Maybe I'll call again in the next few days, OK? | Önümüzdeki birkaç gün içinde seni tekrar arayabilirim. | Dreileben Komm Mir Nicht Nach-1 | 2011 | ![]() |
Did you get something nice? | Bana güzel bir hediye getirdin mi? | Dreileben Komm Mir Nicht Nach-1 | 2011 | ![]() |
And why? Because I won. | Neden getirecekmişim? Ben kazandım ya. | Dreileben Komm Mir Nicht Nach-1 | 2011 | ![]() |
Here. It rattles. | Al bakalım. Tıkır tıkır ses geliyor. | Dreileben Komm Mir Nicht Nach-1 | 2011 | ![]() |
It rattles. Oh! | Tıkır tıkır ses geliyor. | Dreileben Komm Mir Nicht Nach-1 | 2011 | ![]() |
I wanted something big. | Ben daha büyük bir şey istemiştim. | Dreileben Komm Mir Nicht Nach-1 | 2011 | ![]() |
Humbert, the villain is big, | Kötü Humbert büyüktür ama bende büyük bir şey yok. Açsana. | Dreileben Komm Mir Nicht Nach-1 | 2011 | ![]() |
Look, | Evimize döndüğümüzde sana istediğin başka bir şeyi daha alırım. Olu mu? | Dreileben Komm Mir Nicht Nach-1 | 2011 | ![]() |
And tonight I'll sleep here. Yes. | Ama bu gece seninle yatarım. Olur. | Dreileben Komm Mir Nicht Nach-1 | 2011 | ![]() |
Talk about great! | Acayip kraldı! | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
My place. Vodka. I have only got three hours. | Bize vodka içmeye gidelim. Sadece 3 saatim var. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Me, too. To get to the airport? | Benim de. Havaalanına gitmek için mi? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
I'd forgotten about that. | O meseleyi unutmuştum. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
We'll think of you at work as we lie on the beach. | Plajda uzanırken senin işteki hâlini düşünürüz. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Girls, come back to my place for some vodka. | Kızlar, vodka içmeye bize gelin. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Come with me, Christian. | Benimle gel, Christian. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
You can go straight on to work. 1 | Oradan direkt işe gidersin. 1 | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
I must be getting home. See you. | Benim eve gitmem gerek. Görüşürüz. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Take care. Have fun. | Kendine iyi bak. İyi eğlenceler. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Do come! | Sen de gel. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
No, I need a bit of sleep. | Hayır, biraz yatmam gerek. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
No. Forget I said so. | Neyse, söylediğimi unut. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
OK. | Görüşürüz. Peki. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Christian? | Christian? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Christian! | Christian! | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Shall we mix the alcohol with some fresh air? | Şu alkol kokusuyla temiz havayı bir karıştıralım mı? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
I'm asleep. It's 8.30. | Uyuyorum ya. Saat 8.30. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
8.30? Why didn't you wake me up? I should've been at work at 8! | 8.30 mu? Neden beni kaldırmadın? Saat 8'de işte olmam gerekiyordu! | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
I thought you had tabs on it. I've got breakfast ready. | Saatten haberin vardır sanıyordum. Kahvaltıyı hazırladım. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
No time for that. You have to eat. | Vaktim yok. Bir şeyler yemelisin. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
I start at 8. Why did you take that job? | 8'de başlıyordu. İşi neden aldın ki? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
We could have enjoyed ourselves. I need the money, right? | Beraber eğlenirdik işte. Paraya ihtiyacım var, tamam mı? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
A flat. And my motorbike license. | Bir daire için. Ve de motor ehliyetim için. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
I'm not going to look after you if you end up in a wheelchair. | Olur da tekerlekli sandalyeye düşersen sana bakmam söyleyeyim. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
You don't pay rent here. Mum! | Burada kira ödemiyorsun. Anne! | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
I thought you were in a hurry? Are you OK? | Acelen var sanıyordum? Sen iyi misin? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Yes... It's probably just the bright light. | Evet... Muhtemelen ışık yüzündendir. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Phone me if you need me. Run along. I'm fine. | İhtiyacın olursa beni ara. Haydi fırla, ben iyiyim. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Are you eyeing me up or what? No. I'm sorry I'm late. | Beni dikizliyor musun sen? Hayır, üzgünüm geciktim. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Late for what? I'm Christian from number 6. | Ne için geciktin? Ben 6 numaradan Christian. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Are you John? | Sen John musun? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Yes? I'm meant to be helping you. | Evet? Sana yardım edecektim. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Oh, right, was it today? | Doğru ya, o bugün müydü? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Get yourself a cup of coffee. Be right with you. | Sen kendine bir kahve koy. Hemen geliyorum. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Let's swap places, all right? Yes, of course. | Yerlerimizi değişelim, olur mu? Olur, tabii. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
It'll be hard work. I hope they told you. | İş ağır olacak, umarım sana söylemişlerdir. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Yes. They did. | Evet, söylediler. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Well, since they've hired you... Thanks. | Madem seni işe almışlar... Sağ olun. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
You can start by sweeping up the broken bottle in the courtyard. | Bahçedeki kırık cam şişeyi süpürerek işe başlayabilirsin. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
It's delicious. | Çok güzel. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
That's nice to know. It's from a recipe I found. | Öğrendiğim iyi oldu. Bulduğum bir tarifi yaptım. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
There should have been a bit of... | İçinde biraz kişniş ve zencefil... | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
...coriander and ginger in it. But they're a bit much, I find. | ...olacaktı ama sanırım biraz fazla kaçmış. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
The janitor... | Kapıcı... | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Isn't he a bit... No, he's all right. | ...o biraz... Hayır, iyi biri. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Can you talk to each other? What do you mean? | Karşılıklı konuşabiliyor musunuz? Ne demek istiyorsun? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
You don't have much in common. He spends the day in the yard. | Pek ortak noktanız yoktur. O gününü bahçede geçiriyor. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Yes. And you spend the day in an office. | Evet. Sen de tüm gününü bir ofiste geçiriyorsun. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Not because I want to. | İstediğim için geçirmiyorum. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
If I could, I'd have chosen differently. | Elimde olsa bunu yapmayı seçmezdim. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
I'd have gone to college. Like you. | Elimde olsa senin gibi üniversiteye giderdim. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
You could have done. | Gidebilirdin. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Finished? Yes. | Bitirdin mi? Evet. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
It was too rich. I shouldn't have used cream instead of coconut milk. | Çok ağırdı. Hindistancevizi sütü yerine krema kullanmamalıydım. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Time for Teletubbies. Teletubbies? | Teletububbie zamanı. Teletubbie mi? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Yes. Dipsy and Po. | Evet, Dipsy ve Po. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
I'll be a bit late in tomorrow. Can you manage? | Yarın biraz geç geleceğim. Sen idare edebilir misin? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
If anyone asks, say I've gone to the dump. Not that they will. | Sormazlar ya, olur da sorarlarsa çöp atmaya gitti dersin. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
No, thanks. A little one? Sure? | Yok, koyma. Birazcık bile mi? Emin misin? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
That's a luxury lunch box. Mum likes doing them. | Senin yemek kutun da epey zenginmiş. Annem hazırlamayı seviyor. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
She sounds like an OK lady. | İyi bir kadın olsa gerek. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Are you married? No, I am not. I am not. | Evli misin? Hayır, değilim. Değilim. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Any children? | Çoluk çocuk? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
That's how it goes. | Öyle işte. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
I think I'll go to bed. I'm coming down with something. | Sanırım ben yatacağım. Hastalanacağım galiba. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
I'll go and read for a bit. | Ben de gidip biraz bir şeyler okuyayım. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Hello? Yes? | Kimse var mı? Evet. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
I'm looking for the janitor. He's gone to the dump. | Kapıcıya bakmıştım. Çöp atmaya gitti. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Do you know when he'll be back? No. | Ne zaman döner, biliyor musun? Hayır. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Can I help you? Can you install a washing machine? | Ben yardımcı olabilir miyim? Bulaşık makinesi kurabilir misin? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Maybe. Where do you live? 18. 9th floor. I just moved in. | Belki. Nerede oturuyorsun? 18. daire, 9. kat. Yeni taşındım. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
My name's Sanne. Christian. | Adım Sanne. Christian. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Shall we take a look? | Bir bakalım mı? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
What did you say it was? A washing machine. | Ne kurulacak demiştin? Bulaşık makinesi. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Oh, yes. I don't think I can do it. | Ha, tamam. Kurabileceğimi sanmıyorum. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
We'd better wait till he gets back. | Kapıcı dönene kadar beklesek iyi olacak. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Just to be on the safe side. | Ne olur ne olmaz diye. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
I'll just have to turn my knickers inside out then. | Ben de o zamana kadar külodumu ters giyivereyim bari. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Oh, right! | Ha, anladım. 1 | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
'Bye! | Görüşürüz. Görüşürüz. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
He's amazingly good at describing the way women's minds work. | Bu adam kadın aklının nasıl çalıştığını ifade etmekte bir harika. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
It got fabulous reviews. You really must read it. | Müthiş yorumları var. Bunu kesinlikle okumalısın. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
Is something wrong? Like what? | Bir sorun mu var? Ne gibi? | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
You seem so distracted. I've got a bit of a headache. | Dalgın duruyorsun. Biraz başım ağrıyor. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |
I think I'll go out for some fresh air. | Biraz temiz hava alsam iyi olacak sanırım. | Dreng-1 | 2011 | ![]() |