Search
English Turkish Sentence Translations Page 163400
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| even when I'm no longer your lawyer. | bu konuda konusamam. bu konuda konuşamam. | The Firm-3 | 1993 | |
| That would be breaking my word, my oath. | Bu, benim ettigim yemine ters duser. Bu, benim ettiğim yemine ters düşer. | The Firm-3 | 1993 | |
| All right, Mitch. | Pekala, Mitch. | The Firm-3 | 1993 | |
| Then what was this stealing of the files all about? | Peki dosyalarin calinmasi hikayesi neydi? Peki dosyaların çalınması hikayesi neydi? | The Firm-3 | 1993 | |
| The files haven't been stolen. | Dosyalar calinmadi. Dosyalar çalınmadı. | The Firm-3 | 1993 | |
| They're in exactly the same place they were. | Daha once neredelerse su anda oradalar. Daha önce neredelerse şu anda oradalar. | The Firm-3 | 1993 | |
| I just felt it was important for me to be thoroughly familiar | Tum faaliyetlerinizin paravanlari ve yerlerini Tüm faaliyetlerinizin paravanları ve yerlerini | The Firm-3 | 1993 | |
| of all your activities... | hissettim... | The Firm-3 | 1993 | |
| That way you and I can communicate perfectly. | Boylece sizinle mukemmel iletisim kurabilecegiz. Böylece sizinle mükemmel iletişim kurabileceğiz. | The Firm-3 | 1993 | |
| And, of course...if we have to talk to a third party, | Elbette... ucuncu tarafla konusmamiz gerektiginde, Elbette... üçüncü tarafla konuşmamız gerektiğinde, | The Firm-3 | 1993 | |
| I know everything you know... as I should as your attorney. | vukatiniz olarak sizin bildiginiz... ve bilmem gereken her seyi biliyorum. Avukatınız olarak sizin bildiğiniz... ve bilmem gereken her şeyi biliyorum. | The Firm-3 | 1993 | |
| And what if the firm should desire at some point | Peki sirket bir noktada isinize son vermek isterse Peki şirket bir noktada işinize son vermek isterse | The Firm-3 | 1993 | |
| to terminate your employment? | ne olacak? | The Firm-3 | 1993 | |
| I am bound by the attorney/client privilege. | avukat muvekkil iliskisi beni baglayacak. avukat müvekkil ilişkisi beni bağlayacak. | The Firm-3 | 1993 | |
| I am very much like... | Bu durumda neredeyse... | The Firm-3 | 1993 | |
| I would say I am exactly like a ship carrying a cargo | aslinda tam olarak hicbir limana yanasmayacak yuk tasiyan aslında tam olarak hiçbir limana yanaşmayacak yük taşıyan | The Firm-3 | 1993 | |
| that will never reach any port. | bir gemi gibi olacagim. bir gemi gibi olacağım. | The Firm-3 | 1993 | |
| And as long as I'm alive, | Hayatta oldugum surece Hayatta olduğum sürece | The Firm-3 | 1993 | |
| that ship will always be at sea, so to speak. | bu gemi bir sekilde denizlerde olacak. bu gemi bir şekilde denizlerde olacak. | The Firm-3 | 1993 | |
| Never a night in the same place. | sla iki gece ayni yerde degil. Asla iki gece aynı yerde değil. | The Firm-3 | 1993 | |
| ln any case, I need your written authorisation | Her kosulda, oteki muvekkiller gibi faturalari vermek icin Her koşulda, öteki müvekkiller gibi faturaları vermek için | The Firm-3 | 1993 | |
| to release your bills, like every other client has given. | yazili izninize ihtiyacim olacak. yazılı izninize ihtiyacım olacak. | The Firm-3 | 1993 | |
| Mitch says the money's there...7%0,000. | Mitch paranin hesapta oldugunu soyledi...750,000. Mitch paranın hesapta olduğunu söyledi...350,000. | The Firm-3 | 1993 | |
| I love your mouth. | o agzina bayiliyorum. O ağzına bayılıyorum. | The Firm-3 | 1993 | |
| That's not my best feature. | En iyi ozelligim degildir. En iyi özelliğim değildir. | The Firm-3 | 1993 | |
| What is this? You let the Moroltos off the hook! | Bu da ne? Morolto ailesini kurtarmissin! Bu da ne? Morolto ailesini kurtarmışsın! | The Firm-3 | 1993 | |
| They're my clients. The Mafia's getting away. | onlar muvekkillerim. Mafya bundan siyriliyor. Onlar müvekkillerim. Mafya bundan sıyrılıyor. | The Firm-3 | 1993 | |
| You're behind the times. So? They padded their bills! | Bir adim geridesiniz. N'olmus? Fatura sisirmisler! Bir adım geridesiniz. N'olmuş? Fatura şişirmişler! | The Firm-3 | 1993 | |
| You think if they don't kill, they aren't bad. | Oldurmedikleri surece kotu olmadiklarini saniyorsun. Öldürmedikleri sürece kötü olmadıklarını sanıyorsun. | The Firm-3 | 1993 | |
| Who's hard to find... | Hangisini bulmak daha zor... | The Firm-3 | 1993 | |
| the killer or the lawyer who hides their money. | katili mi, paralarini saklayan avukati mi? katili mi, paralarını saklayan avukatı mı? | The Firm-3 | 1993 | |
| You want the Mafia? Get their lawyers. | Mafya'yi mi istiyorsun? vukatlarini yakala. Mafya'yı mı istiyorsun? Avukatlarını yakala. | The Firm-3 | 1993 | |
| Without the firm the Moroltos can't launder money. | Morolto'lar sirket olmadan para aklayamaz. Morolto'lar şirket olmadan para aklayamaz. | The Firm-3 | 1993 | |
| Other Bendini Lamberts will be laundering money tomorrow. | Yarin parayi baska Bendini Lambert'lar aklar. Yarın parayı başka Bendini Lambert'lar aklar. | The Firm-3 | 1993 | |
| How will you get them? One at a time. | onlari nasil yakalayacaksin? Teker teker. Onları nasıl yakalayacaksın? Teker teker. | The Firm-3 | 1993 | |
| I'm a lawyer, and I got mine. You're the cop, Tarrance. | Ben avukatim ve benimkini hallettim. Polis sensin Tarrance. Ben avukatım ve benimkini hallettim. Polis sensin Tarrance. | The Firm-3 | 1993 | |
| With what? Overbilling, mail fraud? That's exciting! | Neyle? Fatura sisirme, posta sahtekarligi? Cok heyecanli! Neyle? Fatura şişirme, posta sahtekarlığı? Çok heyecanlı! | The Firm-3 | 1993 | |
| lt's not sexy, but it gets them 10,000 | Pek cazip degil, ama bu yuzden 10 Bin Dolar para Pek cazip değil, ama bu yüzden 10 Bin Dolar para | The Firm-3 | 1993 | |
| That's ten and five for each act. | Her suc eylemi icin 10'a bes. Her suç eylemi için 10'a beş. | The Firm-3 | 1993 | |
| Have you really looked at that? | Bunu gercekten arastirdin mi? Bunu gerçekten araştırdın mı? | The Firm-3 | 1993 | |
| You've got every partner on overbilling. | Fatura sisirmeden tum ortaklari tutuklayabilirsin. Fatura şişirmeden tüm ortakları tutuklayabilirsin. | The Firm-3 | 1993 | |
| There's 2%0 acts of mail fraud there. That's racketeering. | 250 posta sahtekarligi olayi var. Buyuk bir is. 250 posta sahtekarlığı olayı var. Büyük bir iş. | The Firm-3 | 1993 | |
| That's minimum 1 ,2%0 years in prison | En az 1250 yil hapis cezasi En az 1250 yıl hapis cezası | The Firm-3 | 1993 | |
| and 2.% million in fines. | 2.5 Milyon para cezasi. 2.5 Milyon para cezası. | The Firm-3 | 1993 | |
| That's more than you had on Capone. | Capone'dan aldiginizdan daha fazla. Capone'dan aldığınızdan daha fazla. | The Firm-3 | 1993 | |
| Twist this how you want. You made a deal to save your ass. | Nereye cekersen cek. Kurtulmak icin anlasma yaptin. Nereye çekersen çek. Kurtulmak için anlaşma yaptın. | The Firm-3 | 1993 | |
| You got our 7%0,000, and you're still a hotshot lawyer. | 750,000 dolarimizi aldin ve hala iyi bir avukatsin. 350,000 dolarımızı aldın ve hala iyi bir avukatsın. | The Firm-3 | 1993 | |
| That money was always for somebody else. | Parayi zaten baskasi icin istedim. Parayı zaten başkası için istedim. | The Firm-3 | 1993 | |
| Yeah, I'm a lawyer with references from the firm. | Evet, sirketten referansi olan bir avukatim. Evet, şirketten referansı olan bir avukatım. | The Firm-3 | 1993 | |
| You think I'll ever turn on my ignition again without sweating? | Bundan sonra arabami korkmadan calistirabilecek miyim? Bundan sonra arabamı korkmadan çalıştırabilecek miyim? | The Firm-3 | 1993 | |
| Then I don't understand you. What'd you do it for? | Seni anlayamiyorum. Bunu neden yaptin? Seni anlayamıyorum. Bunu neden yaptın? | The Firm-3 | 1993 | |
| You didn't win a thing. I won my life back. | Hicbir sey kazanmadin. Hayatimi geri kazandim. Hiçbir şey kazanmadın. Hayatımı geri kazandım. | The Firm-3 | 1993 | |
| You don't run me, and they don't run me. | Beni siz yonetmiyorsunuz, onlar da yonetmiyor. Beni siz yönetmiyorsunuz, onlar da yönetmiyor. | The Firm-3 | 1993 | |
| Wanna know something weird? I discovered the law again. | Tuhafina gidecek bir sey soyleyeyim. Kanunu yeniden kesfettim. Tuhafına gidecek bir şey söyleyeyim. Kanunu yeniden keşfettim. | The Firm-3 | 1993 | |
| I got through law school without doing that. | Bunu yapmadan hukuku bitirmisim. Bunu yapmadan hukuku bitirmişim. | The Firm-3 | 1993 | |
| lt's you at the dog track. I could've gone public with it. | Kopek yarisindaki kaset. Herkese aciklayabilirdim. Köpek yarışındaki kaset. Herkese açıklayabilirdim. | The Firm-3 | 1993 | |
| Why didn't you? lt's against the law. | Neden yapmadin? Yasalara aykiri. Neden yapmadın? Yasalara aykırı. | The Firm-3 | 1993 | |
| How the hell did you come up with mail fraud? | Posta yolsuzlugu isini nereden cikardin? Posta yolsuzluğu işini nereden çıkardın? | The Firm-3 | 1993 | |
| They made me study like hell for it. | Sinava cok calistirdilar. Sınava çok çalıştırdılar. | The Firm-3 | 1993 | |
| You've had a busy day. | Yogun bir gun gecirdin. Yoğun bir gün geçirdin. | The Firm-3 | 1993 | |
| Why didn't you tell me the truth about your plan? | Neden bana planlarindan soz etmedin? Neden bana planlarından söz etmedin? | The Firm-3 | 1993 | |
| All of it...the Moroltos. | Her seyi...Morolto'lari. Her şeyi...Morolto'ları. | The Firm-3 | 1993 | |
| I knew you'd worry and that might make you stay... | Endiselenecegini biliyordum bu durumda kalirdin... Endişeleneceğini biliyordum bu durumda kalırdın... | The Firm-3 | 1993 | |
| You needed to leave. | Gitmen gerekiyordu. | The Firm-3 | 1993 | |
| I like what you've done to the place. | Buraya yaptiklarini begendim. Buraya yaptıklarını beğendim. | The Firm-3 | 1993 | |
| You were going to your folks. I was. | nnenlere gidiyordun. Oyleydi. Annenlere gidiyordun. Öyleydi. | The Firm-3 | 1993 | |
| Where are you going? To look for you. | Nereye gidiyorsun? Seni aramaya. | The Firm-3 | 1993 | |
| I guess I couldn't leave you without trying to help you. | Galiba sana yardim etmeye calismadan seni birakamazdim. Galiba sana yardım etmeye çalışmadan seni bırakamazdım. | The Firm-3 | 1993 | |
| Wanna tell me what happened? | olanlari anlatmak ister misin? Olanları anlatmak ister misin? | The Firm-3 | 1993 | |
| I think you should know that Avery was...pretty decent. | Bilmen gereken bir sey var. very...oldukca saygindi. Bilmen gereken bir şey var. Avery...oldukça saygındı. | The Firm-3 | 1993 | |
| It could've happened to you. Did I lose you? | Sana da olabilirdi. Seni kaybettim mi? | The Firm-3 | 1993 | |
| You look tired. Did I? | Yorgun görünüyorsun. Kaybettim mi? | The Firm-3 | 1993 | |
| I've loved you all my life. Even before we met. | Seni hayatım boyunca sevdim. Hatta tanışmamızdan önce. | The Firm-3 | 1993 | |
| Part of it wasn't even you. It was just a promise of you. | Bir parçan sana ait değildi. Sadece bana verdiğin sözdü. | The Firm-3 | 1993 | |
| But these last days... | Bu son günlerde... | The Firm-3 | 1993 | |
| How could you lose me? | Beni nasıl kaybedebilirsin? | The Firm-3 | 1993 | |
| You think it'll make it? Make it where? | Sence başarabilir miyim? Nerede? | The Firm-3 | 1993 | |
| Boston. What's in Boston? | Boston'da. Boston'da ne var? | The Firm-3 | 1993 | |
| ..and a very small, unknown law firm... | ..ve küçük ama potansiyeli yüksek... | The Firm-3 | 1993 | |
| ..with a lot of potential. | ..tanınmamış bir hukuk şirketi. | The Firm-3 | 1993 | |
| .. requirement for a first year associate | ..birinci yil icin senden 2500, 2600 veya 2700 degil, ..birinci yıl için senden 2500, 2600 veya 2300 değil, ..birinci yıl için senden 2500, 2600 veya 2300 değil, | The Firm-4 | 1993 | |
| Do I... do I open it here? Of course. | Bunu...burada mi acayim? Elbette. Bunu...burada mı açayım? Elbette. Bunu...burada mı açayım? Elbette. | The Firm-4 | 1993 | |
| Well... your folks are only a few hours away, too. | Evet...sizinkiler de birkac saat uzaklikta. Evet...sizinkiler de birkaç saat uzaklıkta. Evet...sizinkiler de birkaç saat uzaklıkta. | The Firm-4 | 1993 | |
| "Just a few things to make you feel at home. " | ''kendinizi evinizde hissettirecek birkac sey.'' ''kendinizi evinizde hissettirecek birkaç şey.'' ''kendinizi evinizde hissettirecek birkaç şey.'' | The Firm-4 | 1993 | |
| .. and wipe away tears from our eyes. | ..usulca gozlerinizdeki yaslari silin. ..usulca gözlerinizdeki yaşları silin. ..usulca gözlerinizdeki yaşları silin. | The Firm-4 | 1993 | |
| I mean... leaving you every day just to go off to work. | Yani...her gun sizi evde birakip ise gidiyor olmasi. Yani...her gün sizi evde bırakıp işe gidiyor olması. Yani...her gün sizi evde bırakıp işe gidiyor olması. | The Firm-4 | 1993 | |
| I got... caught in this incredible accident... | Bugun...inanilmaz bir trafik kazasina takildim... Bugün...inanılmaz bir trafik kazasına takıldım... Bugün...inanılmaz bir trafik kazasına takıldım... | The Firm-4 | 1993 | |
| Just... you know, it's... just this stuff... | Sadece...bilirsin, bu...bildigin isler... Sadece...bilirsin, bu...bildiğin işler... Sadece...bilirsin, bu...bildiğin işler... | The Firm-4 | 1993 | |
| Hey, you like the word "protege"? | Hey, imtiyazli kelimesini sever misiniz? Hey, imtiyazlı kelimesini sever misiniz? Hey, imtiyazlı kelimesini sever misiniz? | The Firm-4 | 1993 | |
| Other guy had long, blond hair... almost white, | Oteki adamin uzun, sari saclari vardi... neredeyse beyaz, Öteki adamın uzun, sarı saçları vardı... neredeyse beyaz, Öteki adamın uzun, sarı saçları vardı... neredeyse beyaz, | The Firm-4 | 1993 | |
| there's things we can do on it... primitive things. | burada yapabilecegimiz seyler var...ilkel seyler. burada yapabileceğimiz şeyler var...ilkel şeyler. burada yapabileceğimiz şeyler var...ilkel şeyler. | The Firm-4 | 1993 | |
| I guess... I wanted to feel... | Hissetmek...istedigim... Hissetmek...istediğim... Hissetmek...istediğim... | The Firm-4 | 1993 | |
| Was Julio Iglesias. | Julio lglesias'di. Julio lglesias'dı. Julio lglesias'dı. | The Firm-4 | 1993 | |
| We'll review sections 704 B of the IRS code of 186... | 1986 maliye yasasinin 704 B bolumunu ele alacagiz... 1986 maliye yasasının 304 B bölümünü ele alacağız... 1986 maliye yasasının 304 B bölümünü ele alacağız... | The Firm-4 | 1993 | |
| ".. with partners' interests in the partnership | ''..ortaklarin ortakliktan yana cikarlariyla ''..ortakların ortaklıktan yana çıkarlarıyla ''..ortakların ortaklıktan yana çıkarlarıyla | The Firm-4 | 1993 | |
| "unless those allocations satisfy the economic effect | ''bunun icin guvenli bolge kosullarindan ''bunun için güvenli bölge koşullarından ''bunun için güvenli bölge koşullarından | The Firm-4 | 1993 | |
| "of the safe harbour provisions set forth therein. " | ''ekonomik etkiyi karsilamasi gerekir.'' ''ekonomik etkiyi karşılaması gerekir.'' ''ekonomik etkiyi karşılaması gerekir.'' | The Firm-4 | 1993 | |
| If it isn't the Justice Department, it's the IRS. | dalet Bakanligi degilse Maliyeyle. Adalet Bakanlığı değilse Maliyeyle. Adalet Bakanlığı değilse Maliyeyle. | The Firm-4 | 1993 | |
| If you're afraid you'll wake the kids, we don't have any. | Cocuklari uyandirmaktan korkuyorsan, cocuklarimiz yok. Çocukları uyandırmaktan korkuyorsan, çocuklarımız yok. Çocukları uyandırmaktan korkuyorsan, çocuklarımız yok. | The Firm-4 | 1993 | |
| If we run, they'd find us, and it gets Ray killed. | Bir cikis yolu dusun. Kacarsak bizi bulurlar ve Ray olur. Bir çıkış yolu düşün. Kaçarsak bizi bulurlar ve Ray ölür. Bir çıkış yolu düşün. Kaçarsak bizi bulurlar ve Ray ölür. | The Firm-4 | 1993 |