Search
English Turkish Sentence Translations Page 163399
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| The sonofabitch cut a deal. | It herif anlasma yapmis. İt herif anlaşma yapmış. | The Firm-3 | 1993 | |
| Earlywine... Hemphill. | Earlywine... Hemphill. | The Firm-3 | 1993 | |
| Hemphill... Wait a minute. That's Lomax's secretary. | Hemphill... Bir dakika. o Lomax'in sekreteri. Hemphill... Bir dakika. O Lomax'ın sekreteri. | The Firm-3 | 1993 | |
| Wayne, it's Warden Dynehart from Wrightsville prison. | Wayne, Wrightsville cezaevinden mudur Dynehart. Wayne, Wrightsville cezaevinden müdür Dynehart. | The Firm-3 | 1993 | |
| Wayne, I've been questioning a guard who sent a fax | Wayne, senin mahkum hakkinda Memphis'te hukuk sirketine Wayne, senin mahkum hakkında Memphis'te hukuk şirketine | The Firm-3 | 1993 | |
| to a law firm in Memphis regarding your prisoner. | faks yollayan bir gardiyani sorguluyordum. faks yollayan bir gardiyanı sorguluyordum. | The Firm-3 | 1993 | |
| He's not in his office. I'll check the building. | Burosunda degil. Binayi arayayim. Bürosunda değil. Binayı arayayım. | The Firm-3 | 1993 | |
| Thank you, Madge. You're welcome. | Sagol Madge. Bir sey degil. Sağol Madge. Bir şey değil. | The Firm-3 | 1993 | |
| Mitch? We've just been looking for you. | Mitch? Biz de seni ariyorduk. Mitch? Biz de seni arıyorduk. | The Firm-3 | 1993 | |
| Can you step in here, please? | Buraya gelebilir misin lutfen? Buraya gelebilir misin lütfen? | The Firm-3 | 1993 | |
| Mr Tolar's office. | Bay Tolar'in burosu. Bay Tolar'ın bürosu. | The Firm-3 | 1993 | |
| Yes, he's right here, Nina. Transfer him. | Evet, su anda burada Nina. Transfer et. Evet, şu anda burada Nina. Transfer et. | The Firm-3 | 1993 | |
| One moment, please. | Bir dakika. | The Firm-3 | 1993 | |
| OK, Rudy, he's headed east up the alley. | Tamam Rudy, doguya sokagin yukarisina ilerliyor. Tamam Rudy, doğuya sokağın yukarısına ilerliyor. | The Firm-3 | 1993 | |
| I knew they wouldn't find her. | onu bulamayacagini biliyordum. Onu bulamayacağını biliyordum. | The Firm-3 | 1993 | |
| I need him here. Get him back on that plane. | onu buraya getirin. Tekrar ucaga bindirin. Onu buraya getirin. Tekrar uçağa bindirin. | The Firm-3 | 1993 | |
| lf we don't get McDeere before he talks to the feds... | McDeere'i FBl'yla konusmadan yakalayamazsak... McDeere'i FBl'yla konuşmadan yakalayamazsak... | The Firm-3 | 1993 | |
| What direction was he running? lt's McDeere. | Hangi yone kosuyordu? Bu McDeere. Hangi yöne koşuyordu? Bu McDeere. | The Firm-3 | 1993 | |
| Look, I'll send you a car. Just come on in. | Sana araba yollayacagim. Sana araba yollayacağım. | The Firm-3 | 1993 | |
| I'll tell you then. Tell me now. | o zaman anlatirim. Hemen anlat. O zaman anlatırım. Hemen anlat. | The Firm-3 | 1993 | |
| We'll place you in protective custody. | Seni hemen korumaya aliriz. Seni hemen korumaya alırız. | The Firm-3 | 1993 | |
| I wouldn't feel protected. You'll get whacked? | Kendimi guvende hissettirmiyorsunuz. Belani mi ariyorsun? Kendimi güvende hissettirmiyorsunuz. Belanı mı arıyorsun? | The Firm-3 | 1993 | |
| Do you know the Moroltos are arriving today from Chicago. | Bugun Chicago'dan Morolto ailesi buraya geliyor. Bugün Chicago'dan Morolto ailesi buraya geliyor. | The Firm-3 | 1993 | |
| Their itinerary's in front of me. | Seyahat programlari su anda onumde. Seyahat programları şu anda önümde. | The Firm-3 | 1993 | |
| They're coming to Memphis this afternoon. | Bu aksam Memphis'e geliyorlar. Bu akşam Memphis'e geliyorlar. | The Firm-3 | 1993 | |
| The whole world's looking for you, so get here now. | Herkes seni ariyor, bu yuzden hemen gel. Herkes seni arıyor, bu yüzden hemen gel. | The Firm-3 | 1993 | |
| I got to get lost for a few hours. | Birkac saatligine ortadan kaybolmaliyim. Birkaç saatliğine ortadan kaybolmalıyım. | The Firm-3 | 1993 | |
| Something I got to do. Where are the files? | Yapmam gereken bir is var. Dosyalar nerede? Yapmam gereken bir iş var. Dosyalar nerede? | The Firm-3 | 1993 | |
| You'll get instructions after. After what? | Talimatlari sonra veririm. Neyden sonra? Talimatları sonra veririm. Neyden sonra? | The Firm-3 | 1993 | |
| He's withholding evidence. | Delil sakliyor. Delil saklıyor. | The Firm-3 | 1993 | |
| He's got 3/4 of a million dollars of our money. | Paramizin dortte ucu, 750.000 Dolari onda. Paramızın dörtte üçü, 350.000 Doları onda. | The Firm-3 | 1993 | |
| He's a fugitive. I want him. | o bir kacak. onu istiyorum. O bir kaçak. Onu istiyorum. | The Firm-3 | 1993 | |
| Use the Memphis police if you have to. | Gerekirse Memphis polisini kullan. | The Firm-3 | 1993 | |
| lt's a red ten ton, registered to Farley's Catfish Farm. | Farley Yayinbaligi Ciftligine kayitli kirmizi 10 tonluk bir kamyon. Farley Yayınbalığı Çiftliğine kayıtlı kırmızı 10 tonluk bir kamyon. | The Firm-3 | 1993 | |
| And issue APBs on Ray and Mitchell McDeere. | Ray ve Mitchell McDeere icin arama emri cikar. Ray ve Mitchell McDeere için arama emri çıkar. | The Firm-3 | 1993 | |
| these great floating palaces like the Robert E. Lee, | burada maketini gordugunuz Robert E. Lee gibi burada maketini gördüğünüz Robert E. Lee gibi | The Firm-3 | 1993 | |
| whose model you see here, filled the Mississippi River. | yuzen saraylar Mississippi Nehrini dolduruyor. yüzen saraylar Mississippi Nehrini dolduruyor. | The Firm-3 | 1993 | |
| Follow me now to the deck where the cargo | Simdi kargo ve yolcularin tasindigi guverteye gitmek icin Şimdi kargo ve yolcuların taşındığı güverteye gitmek için | The Firm-3 | 1993 | |
| The rollers that powered the steam engine | Buhar motorunun calistirdigi carklar Buhar motorunun çalıştırdığı çarklar | The Firm-3 | 1993 | |
| ..the end of the steam era and advent of the railway. | ..buharli doneminin sonu ve trenin kesfi. ..buharlı döneminin sonu ve trenin keşfi. | The Firm-3 | 1993 | |
| The next gallery detailing... | Bir sonraki galeride... | The Firm-3 | 1993 | |
| off the US Army snag boat, the Arkansas ll. | rkansas ll'nin calisir durumdaki motoru var. Arkansas ll'nin çalışır durumdaki motoru var. | The Firm-3 | 1993 | |
| You light a fire underneath the boilers | Kazanlarin altinda ates yakarsiniz Kazanların altında ateş yakarsınız | The Firm-3 | 1993 | |
| Why, what's the matter? OK. | Neden, neler oluyor? Tamam. | The Firm-3 | 1993 | |
| Lamar, I just saw Mitch at Mud lsland Museum. | Lamar, az once Mitch'i Mud lsland Muzesinde gordum. Lamar, az önce Mitch'i Mud lsland Müzesinde gördüm. | The Firm-3 | 1993 | |
| He was zipping through like a tourist. He didn't see me. | Bir turist gibi dolaniyordu. Beni gormedi. Bir turist gibi dolanıyordu. Beni görmedi. | The Firm-3 | 1993 | |
| Northwest Airlines flight 264 arriving from Chicago, | Chicago'dan kalkan Northwest Havayollari 264 sefer sayili ucak, Chicago'dan kalkan Northwest Havayolları 264 sefer sayılı uçak, | The Firm-3 | 1993 | |
| Devasher. McDeere's on Mud lsland. | Devasher. McDeere Mud lsland'da. | The Firm-3 | 1993 | |
| Get the boys over there. I'm coming. | Cocuklari oraya yolla. Geliyorum. Çocukları oraya yolla. Geliyorum. | The Firm-3 | 1993 | |
| OK, let's get these below with the rest of them. | Tamam, bunlari da otekilerle asagi indirelim. Tamam, bunları da ötekilerle aşağı indirelim. | The Firm-3 | 1993 | |
| Abanks' Diving Lodge. | banks' Dalis Kulubu. Abanks' Dalış Kulübü. | The Firm-3 | 1993 | |
| Your brother's on the plane, and Tammy's loading the ship now. | Kardesin ucakta ve Tammy gemiyi yukluyor. Kardeşin uçakta ve Tammy gemiyi yüklüyor. | The Firm-3 | 1993 | |
| Your lawyer friend is dead. | vukat arkadasin oldu. Avukat arkadaşın öldü. | The Firm-3 | 1993 | |
| He never was on the boat. He cancelled the charter. | Tekneye hic binmedi. Rezervasyonu iptal etti. Tekneye hiç binmedi. Rezervasyonu iptal etti. | The Firm-3 | 1993 | |
| in his bathtub after the lady left. | kadin gittikten sonra banyo kuvetinde. kadın gittikten sonra banyo küvetinde. | The Firm-3 | 1993 | |
| Didn't Tammy tell you? | Tammy anlatmadi mi? Tammy anlatmadı mı? | The Firm-3 | 1993 | |
| What...what lady? How did you get... | Ne...hangi kadin? Iyi de nasil? Ne...hangi kadın? İyi de nasıl? | The Firm-3 | 1993 | |
| I don't know. Tammy's friend slipped him a Mickey Finn. | Bilmiyorum. Tammy'nin arkadasi ona ilacli icki vermis. Bilmiyorum. Tammy'nin arkadaşı ona ilaçlı içki vermiş. | The Firm-3 | 1993 | |
| What are you talking about? What lady friend? | Sen neden soz ediyorsun? Hangi sevgili? Sen neden söz ediyorsun? Hangi sevgili? | The Firm-3 | 1993 | |
| Mitch is asking about Abby. lsn't that her name? | Mitch, bby'i soruyor. di oyle degil mi? Mitch, Abby'i soruyor. Adı öyle değil mi? | The Firm-3 | 1993 | |
| He's in that door. I'll go around the front. | o kapidan girdi. Ben on tarafa gidiyorum. O kapıdan girdi. Ben ön tarafa gidiyorum. | The Firm-3 | 1993 | |
| Damn it. Where's the... | Lanet olsun. Nerede... | The Firm-3 | 1993 | |
| I can talk. lsn't that what I'm doing? | Konusabilirim. Yaptigim bu degil mi? Konuşabilirim. Yaptığım bu değil mi? | The Firm-3 | 1993 | |
| lf it's something else, please advise me, Maury. | Baska bir seyse, bana akil ver, Maury. Başka bir şeyse, bana akıl ver, Maury. | The Firm-3 | 1993 | |
| I like learning new things at %00 an hour! | Saati 500 Dolara yeni seyler ogrenmeyi severim! Saati 500 Dolara yeni şeyler öğrenmeyi severim! | The Firm-3 | 1993 | |
| I swear, every fucking lawyer ought to be killed. | Yemin ediyorum, tum avukatlari gebertmek lazim. Yemin ediyorum, tüm avukatları gebertmek lazım. | The Firm-3 | 1993 | |
| while I'm in Joliet for 30 years? | ikiniz birlesip benden saatine 1000 Dolar kopartmaya mi calisiyorsunuz? ikiniz birleşip benden saatine 1000 Dolar kopartmaya mı çalışıyorsunuz? | The Firm-3 | 1993 | |
| This kid's cut a deal, and I'll bet it's a beaut. | Bu cocuk anlasmis ve bahse girerim buyuk oynamistir. Bu çocuk anlaşmış ve bahse girerim büyük oynamıştır. | The Firm-3 | 1993 | |
| lf I find this fucking kid... Excuse me. | o kahrolasini bulursam... ffedersiniz. O kahrolasını bulursam... Affedersiniz. | The Firm-3 | 1993 | |
| Not now, Ruthie. lt's urgent, Mr Morolto. | Simdi olmaz Ruthie. Cok acil Bay Morolto. Şimdi olmaz Ruthie. Çok acil Bay Morolto. | The Firm-3 | 1993 | |
| Ruthie thinks it's urgent, Joey. | Ruthie acil oldugunu dusunuyor. Ruthie acil olduğunu düşünüyor. | The Firm-3 | 1993 | |
| lt's a Mr McDeere. Mr Mitchell McDeere. | Bay McDeere diye biri. Bay Mitchell McDeere. | The Firm-3 | 1993 | |
| He's waiting to see you. | Sizi gormek icin bekliyor. Sizi görmek için bekliyor. | The Firm-3 | 1993 | |
| I'm Mitch McDeere. | dim Mitch McDeere. Adım Mitch McDeere. | The Firm-3 | 1993 | |
| I'm your attorney... one of them, anyway. | Ben avukatinizim... en azindan onlardan biri. Ben avukatınızım... en azından onlardan biri. | The Firm-3 | 1993 | |
| I assume you knew, but I thought I'd mention it...in case. | Bildiginizi saniyorum ama soyleyeyim dedim. Bildiğinizi sanıyorum ama söyleyeyim dedim. | The Firm-3 | 1993 | |
| Would you care to sit down? | oturmaz misiniz? Oturmaz mısınız? | The Firm-3 | 1993 | |
| Not really. | Hayir. Hayır. | The Firm-3 | 1993 | |
| I'm afraid my firm has behaved | Korkarim sirketim Korkarım şirketim | The Firm-3 | 1993 | |
| in an uneth... unethical manner. | ahlaka sigmayacak... sekilde davrandi. ahlaka sığmayacak... şekilde davrandı. | The Firm-3 | 1993 | |
| well, a...conspiracy. | bir tur...yolsuzluga. bir tür...yolsuzluğa. | The Firm-3 | 1993 | |
| We've been... overbilling our clients. | Musterilerimizin... faturalarini sisiriyoruz. Müşterilerimizin... faturalarını şişiriyoruz. | The Firm-3 | 1993 | |
| ln some cases, massive overbilling. | Bazi durumlarda, asiri sisiriliyor. Bazı durumlarda, aşırı şişiriliyor. | The Firm-3 | 1993 | |
| I have to report this criminal behaviour. | Bu yasadisi davranisi bildirmeliyim. Bu yasadışı davranışı bildirmeliyim. | The Firm-3 | 1993 | |
| But I can't use... | Fakat sizin... | The Firm-3 | 1993 | |
| I can't use your invoices | Sizin faturalarinizi Sizin faturalarınızı | The Firm-3 | 1993 | |
| Our invoices? Tony, please, listen. | Faturalarimiz mi? Tony, lutfen dinle. Faturalarımız mı? Tony, lütfen dinle. | The Firm-3 | 1993 | |
| Yes, sir. Your bills. | Evet efendim. Faturalariniz. Evet efendim. Faturalarınız. | The Firm-3 | 1993 | |
| lt's important to proove that we've overbilled you. | Faturalarinizi sisirdigimizi kanitlamak cok onemli. Faturalarınızı şişirdiğimizi kanıtlamak çok önemli. | The Firm-3 | 1993 | |
| That's it? | Oyle mi? Öyle mi? | The Firm-3 | 1993 | |
| Well, most of our clients have already agreed... | Muvekkillerimizin cogu bunu kabul etti... Müvekkillerimizin çoğu bunu kabul etti... | The Firm-3 | 1993 | |
| well, pretty much all... except for you, | aslinda neredeyse tumu... siz haric, aslında neredeyse tümü... siz hariç, | The Firm-3 | 1993 | |
| which is why I'm here. | bu yuzden buradayim. bu yüzden buradayım. | The Firm-3 | 1993 | |
| And this is what you've been talking to the FBl about? | Yani FBl'yla konustugun sey bu muydu? Yani FBl'yla konuştuğun şey bu muydu? | The Firm-3 | 1993 | |
| You want to turn our bills... | Bizim faturalarimizi... Bizim faturalarımızı... | The Firm-3 | 1993 | |
| What we charged you, I should say overcharged you. | Size gonderilen faturalari, sisirilmis faturalari. Size gönderilen faturaları, şişirilmiş faturaları. | The Firm-3 | 1993 | |
| It does not waive your rights to complete confidentiality | vukat muvekkil iliskisi dahilinde gizli kalmasi Avukat müvekkil ilişkisi dahilinde gizli kalması | The Firm-3 | 1993 | |
| in any other area of the attorney/client relationship. | gereken bilgilerin hicbirini ihlal etmiyor. gereken bilgilerin hiçbirini ihlal etmiyor. | The Firm-3 | 1993 | |
| I'm your lawyer, gentlemen. | Ben avukatinizim beyler. Ben avukatınızım beyler. | The Firm-3 | 1993 | |
| Whether I like it or not, I can't talk about you | Istesem de istemesem de avukatliginizi biraktiktan sonra bile İstesem de istemesem de avukatlığınızı bıraktıktan sonra bile | The Firm-3 | 1993 |