• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 16298

English Turkish Film Name Film Year Details
Honey, I make my money on tips. Coffee drinkers don't tip. Tatlım, paramı bahşişlerle kazanıyorum. Kahveciler bahşiş bırakmaz. Tatlım ben paramı bahşişlerden kazanıyorum. Kahve içicileri de bahşiş bırakmaz. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Honey, just keep the coffee coming or I'll give you a tip you won't forget. Tatlım, sen kahveleri getirmeye devam et... Tatlım sadece kahve getirmeye devam et, ya da sana unutamayacağın bir bahşiş veririm. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Oh, my gosh. What a delightful surprise. Tanrım! Ne güzel bir sürpriz bu böyle. Bu ne harika bir sürpriz. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
You're the sweetest person in the world. Sen dünyadaki en tatlı insansın. Sen dünyadaki en tatlı insansın. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Never mind what it's about, Stu. Ne hakkında olduğunu boş ver Stu. Dediğimi yapsan iyi olur Stu. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Just get here in 10 minutes or I'm gonna tell Mr Jacks Ya 10 dakika içinde burada olursun ya da Bay Jacks'e asla... Yoksa 10 dakika içinde Jacks'i arayıp bilmesini istemediğin... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
something you don't want me to tell him. ...anlatmamı istemeyeceğin şeyler anlatırım. ...şeyleri ona anlatırım. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
STU: Oh, yeah? Like what? Öyle mi? Ne gibi? Öyle mi? Neymiş onlar? Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Well, for starters, that you stole the McPherson loan file off my desk İlk olarak, masamdan McPherson dosyasını çalıp... Ne mi? Birinci olarak masamdaki özel dosyaları çalıp onları... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
and gave it to First National. Now you got nine minutes! ...First National Bankası'na verişini. 9 dakikan kaldı! ...First National'a verdiğini. Dokuz dakikan kaldı. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Give me another. Seriously? Bir tane daha ver. Ciddi misin? Bir tane daha ver. Sen ciddi misin? Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Oh, God, Christine, please don't tell on me. I mean, if my dad ever finds out... Tanrım! Christine, n'olur beni ele verme. Eğer babam öğrenirse... Tanrım Christine, lütfen bunu bana yapma. Eğer babam bunu öğrenecek olursa... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Just tell me what you want. I need to give something to you. Benden ne istediğini söyle. Sana bir şey vermem gerekiyor. Sadece ne istediğini söyle. Sana bir şey vermek istiyorum. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
A little gift. A gift? Bir hediye. Hediye mi? Küçük bir hediye. Hediye mi? Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
But I don't understand. I thought you called me down here Anlayamıyorum, beni buraya kredi dosyasını... Anlamıyorum beni buraya evrakları öbür bankaya... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
because I gave that loan to First National... ...First National'a verdiğim için ...verdiğim için çağırdığını sanmıştım. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Look, you don't need to understand. Just shut up! Anlaman gerekmiyor! Kapa çeneni! Anlamana gerek yok tamam mı. Sadece kapa çeneni! Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Now, this gift that I'm giving you, it'll become your property. Sana verdiğim hediye senin malın olacak. Şimdi sana verdiğim bu hediye senin olacak yani bunun... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
You'll be the owner, all right? Sahibi sen olacaksın, tamam mı? ...sahibi sen olacaksın, tamam mı? Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
But I thought you wanted to give it to me 'cause of the loan stuff. Kredi olayından dolayı vermek istiyorsun sanmıştım. Ama kredi şeyi yüzünden bunu bana vermek istediğini samnıştım. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Just leave. Git buradan. Sadece git. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Okay. Thank you so much, Christine. Pekâlâ. Çok teşekkür ederim, Christine. Tamam. Çok teşekkürler Christine. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
But you're not gonna tell my dad, right? Go! Babama söylemeyeceksin değil mi? Defol! Ama babama söylemeyeceksin değil mi? Git! Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Who does deserve this? Kim bunu hak eder ki? Kim böyle birşeyi hakkeder? Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Well? Is it possible? Söyle, mümkün mü bu? Eee, bu mümkün mü? Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
There are gypsy blessings bestowed upon the dead. Ölülere yapılan çingene duaları vardır. Çingenelerin öbür dünya için ölülere hediye verme gelenekleri var. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
They give gifts to their departed Merhumun ruhuna yaranabilmek için... Ölenin ruhunun gözüne girebilmek için onlara hediyeler verirler,... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
to curry favour with the deceased's soul, for, truly, the soul never dies. ...ölmüş kimselerine hediyeler verirler. Çünkü gerçekte ruh asla ölmez. ...gerçekte de ruh asla ölmez. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Yes. I do believe you can give the curse to someone who has passed on, Evet, laneti ölü birisine geçirebileceğini düşünüyorum. Evet, sanırım laneti ölmüş birine aktarabilmen mümkün. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
but you must make a formal gift of the accursed object to the deceased. Ama lanetli objeyi usule uygun şekilde hediye etmelisin. Ama lanetli eşyanın da onunla birlikte olduğuna emin olmalısın. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
I'll do better than that. I'll shove it down her goddamn throat! Daha da iyisini yapacağım. Gırtlağına sokacağım. Bundan daha iyisini yapacağım. O lanet düğmeyi boğazından içeri sokacağım. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
I'm gonna get some... Onun o... Biraz... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
I'm giving it back to you! Bunu sana iade ediyorum! Bunu sana geri veriyorum! Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
You're gonna take this thing. Bunu alacaksın! Bu şeyi alacaksın. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Are you gonna take this thing? Alıyor musun? Bunu alacak mısın? Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Take it! Al şunu! Al şunu! Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
That's the last of my hair you're getting! Bu saçımdan kopardığın son parçaydı! Bu kopardığın saçlarımın sonuncusu. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
I, Christine Brown, do hereby make a formal gift of this button Ben Christine Brown, bu vesileyle bu düğmeyi... Ben Christine Brown, sana bu düğmeyi hediye olarak teklif ediyorum... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
to you, Sylvia Ganush! ...Sylvia Ganush. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Choke on it, bitch! Çiğne hadi sürtük! Yut bakalım kaltak! Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Goodbye. Hoşça kal! Elveda. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
CHRISTINE ON MACHINE: Hi, It's Christine. Leave a message and I'll call you back. Selam, ben Christine. Mesajınızı bırakırsanız sizi daha sonra arayacağım. Ben Christine. Lütfen mesajınızı bırakın. Sizi ararım. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
MR JACKS: Christine, it's Jim Jim Jacks. Christine, ben Jim Jacks. Christine, ben Jim Jacks. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
I'm sorry I'm calling so early, Bu kadar erken saatte aradığım için özür dilerim... Bu kadar erken aradığım için üzgünüm, Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
but last night, I found some troubling information about our friend Stu Rubin. ...ama dün gece Stu Rubin hakkında son derece rahatsız edici bir bilgi edindim. ama dün gece, arkadaşımız Stu Rubin hakkında rahatsız edici şeyler öğrendim. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Apparently, he stole your file on the McPherson loan Görünüşe bakılırsa, McPherson dosyasını çalmış... Görünüşe göre senin Mcpherson dosyalarını çalmış ve... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
and then tried to broker his own deal at First National. ...ve rakip banka üzerinden başka bir sözleşme yapmaya kalkışmış. ...onları First National' a kendi anlaşması gibi pazarlamaya çalışmış. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
I guess he thought we wouldn't find out. Sanırım öğrenmeyeceğimizi düşünmüş. Sanırım bunun ortaya çıkmayacağını düşünüyordu. Görünüşe bakılırsa, McPherson dosyasını çalmış... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
And we wouldn't have either, except that an hour ago, Açıkçası kendimiz öğrenmedik ancak bir saat kadar önce... Ve bizde öğrenemeyecektik, taa ki bir saat öce evime gelip... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
he came by my house and tried to pin the whole thing on you. ...evime gelip bütün olayın suçunu sana attı. ...bütün bu olanları senin üzerine yıkmaya çalışmasına kadar.. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
After I confronted him about a few inconsistencies in his story, Hikâyesindeki tutarsızlıkları yüzüne vurduktan sonra... Hikayesindeki birkaç tutarsızlık üzerine biraz gittikten sonra... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
he broke down crying and, well, we won't be seeing him around any more. ...gözyaşlarına boğuldu ve... Bir daha onu görmeyeceğiz. ...çözüldü ve ağlamaya başladı ve, şey onu daha fazla etrafta görmeyeceğiz.. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
So I just wanted you to know that, come Monday morning, Şunu bilmeni istedim: Pazartesi sabahı geldiğinde... Şunu söylemek isterim ki pazartesi sabahından itibaren... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
that assistant manager's position will be waiting for you. ...müdür yardımcılığı pozisyonu seni bekliyor olacak. ...Müdür Yardımcılığı senindir. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
MAN ON PA: Welcome to Union Station. Cookie, miss? Merkez İstasyonuna hoşgeldiniz. Çörek alır mısınız bayan? Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
No, thanks. We appreciate you choosing Hayır teşekkürler. Yolculuk için tren yollarını tercih... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
train travel as your mode of transportation, and we wish you a pleasant journey. ..ettiğiniz için çok teşekkürler. Hepinize iyi yolculuklar dileriz.. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Hi. Good morning. Merhaba. Günaydın. İyi sabahlar. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
I'm sorry, we're not open. I just... I just want this coat. Affedersiniz, açık değiliz. Sadece o paltoyu istiyorum. Üzgünüm daha açmadık. Ben sadece...Sadece şu ceketi istiyorum. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
We're not open yet. Henüz açmadık. Henüz mağazayı açmadık. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
My boyfriend and I are taking this really special trip this morning. Erkek arkadaşım beni çok özel bir geziye götürüyor. Erkek arkadaşım ve ben bu sabah çok özel bir seyahate çıkıyoruz da. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Please? Lütfen! Lütfen. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
WOMAN ON PA: Northbound Surfliner, service to Van Nuys, Northbound Surfliner treniyle Van Nuys, Simi Valley, Oxnard,... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Simi Valley, Oxnard, Santa Barbara, Santa Barbara, San Luis Obispo'ya... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
San Luis Obispo... Clay? Clay? ...gidecek yolcuların... Clay? Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Hey! Hey! Oh, man! Hi. Selam! Selam! Hey! Hey! Selam. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
God, I'm so glad you're here. So many things I wanna tell you. Tanrım, burada olduğun için o kadar mutluyum ki! Tanrım, burada olduğuna çok memnunum. Sana anlatacak çok şeyim var. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Wait, there's something I wanna say Unutmadan önce benim sana... Dur, hala aklımdayken sana söylemek... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
while I have it straight in my head. Okay. Go ahead. ...söylemek istediğim bir şey var. Peki. Söyle bakalım. ...istediğim bir şey var.. Tamam, söyle haydi. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
You never stopped believing in me. Asla bana inanmaktan vazgeçmedin. Bana inanmayı hiç bırakmadın. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Thank you for that. Bunun için sana teşekkür ederim. Bunun için sağ ol. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
And there's something else, something that I couldn't admit to before. Bir şey daha var... Daha önce itiraf etmediğim bir şey. Ve birşey daha var, Daha önce kabul edemediğim birşey. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
I could have given Mrs Ganush another extension on her loan, but I didn't. Bayan Ganush'a bir ek süre daha verebilirdim ama vermedim. Bayan Ganush'un kredisine başka bir uzatma verebilirdim, ama bunu yapmadım. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
It was my decision, and it was wrong of me. Benim kararımdı, ben hatalıydım. Bu benim kararımdı, ve benim yanlışımdı. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
You have such a good heart. Çok iyi kalplisin. Çok iyi bir kalbin var. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
You're so beautiful right now. Çok da güzelsin! Şu an o kadar güzelsin ki. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Do you like my new coat? I do. I really do. Yeni paltomu beğendin mi? Beğendim. Çok beğendim. Yeni ceketimi beğendin mi? Evet. Gerçekten harika. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
What happened to the old one, though? I threw it out. Eskisi ne oldu? Attım. Eskisine ne oldu peki? Onu attım. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
And I never want to see it again. Oh, no. Tekrar görmek istemiyorum. Hadi yahu? Ve onu birdaha görmek istemiyorum. Oh, olamaz. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
That's too bad, because I... Look what I found. I found this in the car. Kötü olmuş. Çünkü bak ne buldum. Arabadaymış. Bu çok kötü, çünkü ben... Ne bulduğuma bir bak. Bunu arabada buldum. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
I thought... Belki dedim... Düşündüm ki... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
And I thought maybe you could... Belki yerine dikersin. Ve belki de bunu... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
I thought maybe you could sew it back on. Bunu geri dikebileceğini düşünmüştüm. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
And I think you might have my Standing Liberty quarter, Sanırım çeyrekliğimin olduğu zarf da sende. Ve sanırım benim çeyrekliği sen almış olabilirsin,... Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
'cause the envelopes kind of look the same. Zarfları aynıydı ya. ...ne de olsa zarflar hemen hemen birbirinin aynısı gibiydi. Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Chris, what's wrong? Chris, Chris... Ne oldu? Chris, sen iyi misin? Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Oh, my God! Hey! Hey, hey, hey! Aman Tanrım! Oh, Tanrım! Hey! Hey, hey, hey! Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Oh, God. Hey, hey. Hey! Hey! Oh, Tanrım. Hey, hey. Hey! Hey! Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Stop! Chris! Oh, God! Dur! Chris! Tanrım! Dur! Chris! Oh, Tanrım! Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Hey! Hey! Hey, hey, no! Hey! Oh, God, no! Hey! Hey! Hey, hey, hayır! Hey! Oh, Tanrım, hayır! Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Hey, no! Hayır! Hey, hayır! Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Help me, please! Ne olur yardım et! Lütfen kurtarın beni! Drag Me to Hell-1 2009 info-icon
Repeat the following phrases precisely as spoken. Söylenen cümleleri telaffuz edildiği şekilde tekrarlayın. Şimdi gelen cümleyi aynen tekrar edin. Söylenen cümleleri telaffuz edildiği şekilde tekrarlayın. Söylenen cümleleri telaffuz edildiği şekilde tekrarlayın. Drag Me to Hell-2 2009 info-icon
Good sounds abound when the mouth is round. 1 Kırk küp, kırkının da kulpu kırık küp. Dal sarkar kartal kalkar. Kırk küp, kırkının da kulpu kırık küp. Kırk küp, kırkının da kulpu kırık küp. Drag Me to Hell-2 2009 info-icon
Here you go, Mr Jacks. Thank you. Buyrun Bay Jacks. Teşekkürler. Buyrun Bay Jacks. Teşekkürler. Buyrun Bay Jacks. Teşekkürler. Buyrun Bay Jacks. Teşekkürler. Drag Me to Hell-2 2009 info-icon
And would you mind taking your lunch break now? Öğle yemeğine şimdi çıksan olur mu? Bu arada öğle yemeği aranı kullanmaya ne dersin? Öğle yemeğine şimdi çıksan olur mu? Öğle yemeğine şimdi çıksan olur mu? Drag Me to Hell-2 2009 info-icon
Dr Dalton. Hello, dear. Doktor Dalton. Merhaba canım. Doktor Dalton. Selam hayatım. Doktor Dalton. Merhaba canım. Doktor Dalton. Merhaba canım. Drag Me to Hell-2 2009 info-icon
It's time to really find a partner. Kendine doğru dürüst bir eş bulman gerek artık. 1 Gerçek bir eş bulma zamanın geldi. Kendine doğru dürüst bir eş bulman gerek artık. 1 Kendine doğru dürüst bir eş bulman gerek artık. 1 Drag Me to Hell-2 2009 info-icon
Mr Jacks, by the way, aren't you a Laker fan? Bay Jacks, Lakers taraftarıydınız değil mi? Mr Jacks, siz Lakers taraftarı değil miydiniz? Bay Jacks, Lakers taraftarıydınız değil mi? Bay Jacks, Lakers taraftarıydınız değil mi? Drag Me to Hell-2 2009 info-icon
I am a Laker fan. Evet, öyleyim. Evet öyleyim. Evet, öyleyim. Evet, öyleyim. Drag Me to Hell-2 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 16293
  • 16294
  • 16295
  • 16296
  • 16297
  • 16298
  • 16299
  • 16300
  • 16301
  • 16302
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact