Search
English Turkish Sentence Translations Page 16292
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Your call. | Sana bırakıyorum. Sen karar ver. Sana bırakıyorum. Sana bırakıyorum. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I'll take care of it. | Ben halledeceğim. Bununla ben ilgilenirim. Ben halledeceğim. Ben halledeceğim. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Mrs Ganush. I'm sorry, Mrs Ganush, | Bayan Ganush, çok üzgünüm... Çok üzgünüm Bayan Ganush ama... Bayan Ganush, çok üzgünüm... Bayan Ganush, çok üzgünüm... | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
but another extension on the loan is out of the question. | ...fakat borç vadesinin bir kez daha uzatılması mümkün değil. ...başka bir uzatma daha söz konusu değil. ...fakat borç vadesinin bir kez daha uzatılması mümkün değil. ...fakat borç vadesinin bir kez daha uzatılması mümkün değil. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
What? I would like to help, but it is in the bank's... | Ne? Yardım etmek isterdim ama Nasıl olur? Yardım etmek isterdim ama banka... Ne? Yardım etmek isterdim ama Ne? Yardım etmek isterdim ama | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
No, please, this is my home. Where will I live? | Hayır, lütfen. Bu benim yuvam. Nerede yaşarım ben? Hayır, lütfen. Orası benim evim. Hayır, lütfen. Bu benim yuvam. Nerede yaşarım ben? Hayır, lütfen. Bu benim yuvam. Nerede yaşarım ben? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
You list your granddaughter as a reference. Maybe you could stay with her. | Kefil olarak torununuzu göstermişsiniz; belki onunla kalabilirsiniz. Torununuz size kefil olmuş, belki onunla kalabilirsiniz. Kefil olarak torununuzu göstermişsiniz; belki onunla kalabilirsiniz. Kefil olarak torununuzu göstermişsiniz; belki onunla kalabilirsiniz. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I would not burden her. | Hayır, ona yük olmam. Ona yük olmayacağım. Hayır, ona yük olmam. Hayır, ona yük olmam. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
And there are several fine assisted living facilities for the elderly... | Ayrıca yaşlı insanlar için çok güzel bakımevleri de var... Ve yaşlıların yaşayabileceği pekçok kaliteli tesislerde mevcut. Ayrıca yaşlı insanlar için çok güzel bakımevleri de var... Ayrıca yaşlı insanlar için çok güzel bakımevleri de var... | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
A nursing home? No, I would never live in one of those places. | Huzurevi mi? Hayır, o yerlerde asla yaşamam ben. Huzurevi mi? Huzurevi mi? Hayır, o yerlerde asla yaşamam ben. Huzurevi mi? Hayır, o yerlerde asla yaşamam ben. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I'm really sorry. | Çok üzgünüm. Gerçekten üzgünüm. Çok üzgünüm. Çok üzgünüm. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I am proud woman, Miss Brown, | Ben çok gururlu bir kadınım, Bayan Brown... Ben gururlu bir kadınım Bayan Brown... Ben çok gururlu bir kadınım, Bayan Brown... Ben çok gururlu bir kadınım, Bayan Brown... | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
and never have I begged for anything. | ...ve bugüne kadar hiçbir şey için yalvarmadım. ...ve hayatımda hiçbir şey için yalvarmadım. ...ve bugüne kadar hiçbir şey için yalvarmadım. ...ve bugüne kadar hiçbir şey için yalvarmadım. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
But now, I beg for you. | Ama şimdi sana yalvarıyorum. Ama şimdi sana yalvarıyorum. Ama şimdi sana yalvarıyorum. Ama şimdi sana yalvarıyorum. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I humble myself before you. Mrs Ganush. Mrs Ganush, please. | Önünde eğiliyorum. Bayan Ganush, lütfen... Senin önüde eğiliyorum. Mrs Ganush. Mrs Ganush, lütfen. Önünde eğiliyorum. Bayan Ganush, lütfen... Önünde eğiliyorum. Bayan Ganush, lütfen... | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Please stand up. I, Sylvia Ganush, beg. | Lütfen kalkın. Ben Sylvia Ganush, sana yalvarıyorum. Lütfen ayağa kalkın. Ben Sylvia Ganush, yalvarıyorum. Lütfen kalkın. Ben Sylvia Ganush, sana yalvarıyorum. Lütfen kalkın. Ben Sylvia Ganush, sana yalvarıyorum. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
On my mother's grave, I beg you! | Annemin mezarı üzerine sana yalvarıyorum. Annemin mezarı üstüne sana yalvarıyorum. Annemin mezarı üzerine sana yalvarıyorum. Annemin mezarı üzerine sana yalvarıyorum. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Please let go. Let go! Security! Stop! | Lütfen, bırakın. Bırakın beni! Güvenlik! Kesin şunu! Lütfen bırakın beni, bırakın. Lütfen, bırakın. Bırakın beni! Güvenlik! Kesin şunu! Lütfen, bırakın. Bırakın beni! Güvenlik! Kesin şunu! | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
WOMAN: Over here, Billy! Over here! GUARD: We're coming. | Buraya gel, Billy. Buradalar. Billy buraya. Geldiyoruz. Buraya gel, Billy. Buradalar. Buraya gel, Billy. Buradalar. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
You shame me. | Beni rezil ettin. Beni utandırdın. Beni rezil ettin. Beni rezil ettin. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I beg you, and you shame me. | Sana yalvardım ama sen beni rezil ettin. Sana yalvardım ve sen beni utandırdın. Sana yalvardım ama sen beni rezil ettin. Sana yalvardım ama sen beni rezil ettin. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
GUARD 1: I think your business is finished here, ma'am. | Buradaki işiniz bitti sanırım bayan. Buradaki işiniz bitti bayan. Buradaki işiniz bitti sanırım bayan. Buradaki işiniz bitti sanırım bayan. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Let's go. | Gidelim. Gidelim. Gidelim. Gidelim. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Mrs Ganush... | Bayan Ganush... Mrs Ganush... Bayan Ganush... Bayan Ganush... | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Get out of here! | Gidin buradan! Çıkın buradan! Gidin buradan! Gidin buradan! | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Come on, ma'am. GUARD 2: Let's go. | Yürüyün bayan. Gidiyoruz. Hadi bayan. Gidelim. Yürüyün bayan. Gidiyoruz. Yürüyün bayan. Gidiyoruz. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I never saw anything quite like that before. | Hiç böyle bir şey görmemiştim. Daha önce hiç bunun gibi bir şey görmemiştim. Hiç böyle bir şey görmemiştim. Hiç böyle bir şey görmemiştim. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Are you okay? | Sen iyi misin? Sen iyi misin? Sen iyi misin? Sen iyi misin? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
You handled that just right, you know. | Sen doğru olanı yaptın. Biliyorsun, orada yapılması gereken şeyi yaptın. Sen doğru olanı yaptın. Sen doğru olanı yaptın. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
GUARD: Good night. See you tomorrow. WOMAN: Okay. | İyi akşamlar. Yarın görüşürüz. İyi geceler, yarın görüşürüz. İyi akşamlar. Yarın görüşürüz. İyi akşamlar. Yarın görüşürüz. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
You know, I just finished going over this McPherson loan. | Biraz önce McPherson'ın kredi dosyasını tekrar gözden geçirdim. McPhirson dosyasını gözden geçirmeyi yeni bitirdim ve... Biraz önce McPherson'ın kredi dosyasını tekrar gözden geçirdim. Biraz önce McPherson'ın kredi dosyasını tekrar gözden geçirdim. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
This is very impressive work. Thanks. | Bu çok etkileyici bir çalışma olmuş. Teşekkür ederim. ...bu gerçekten etkileyici bir iş. Teşekkürler. Bu çok etkileyici bir çalışma olmuş. Teşekkür ederim. Bu çok etkileyici bir çalışma olmuş. Teşekkür ederim. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Would you mind taking this home tonight and finishing it up? | Bunu bu akşam eve götürüp bitirsen olur mu? Bunu eve götürüp bu gece tamamlayabilir misin acaba? Bunu bu akşam eve götürüp bitirsen olur mu? Bunu bu akşam eve götürüp bitirsen olur mu? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Because I would like to show it to the regional veep in the morning. | Çünkü bunu sabah bölge başkan yardımcısı'na göstermek istiyorum. Çünkü sabahtan bunu Bölge Müdürü'ne göstermek istiyorum. Çünkü bunu sabah bölge başkan yardımcısı'na göstermek istiyorum. Çünkü bunu sabah bölge başkan yardımcısı'na göstermek istiyorum. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I would love to. Great. | Seve seve. Harika. Seve seve yaparım. Harika. Seve seve. Harika. Seve seve. Harika. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Thank you. | Sağ olun. Çok teşekkürler. Sağ olun. Sağ olun. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
And as far as that assistant manager's position goes, | Müdür yardımcılığı pozisyonuna gelince... Yardımcı Müdürlük pozisyonunda ise... Müdür yardımcılığı pozisyonuna gelince... Müdür yardımcılığı pozisyonuna gelince... | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
you're at the top of the list. | ...listenin tepesindesin şu an. ...sen listenin ilk sırasındasın. ...listenin tepesindesin şu an. ...listenin tepesindesin şu an. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
You shamed me. | Beni rezil ettin. Beni utandırdın. Beni rezil ettin. Beni rezil ettin. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I beat you, you old bitch! | Nasıl okudum canına kaltak! Hakladım seni yaşlı kaltak! | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Lamia. | Lamia. Lamia. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Soon it will be you who comes begging to me. | Yakında sen gelip bana yalvaracaksın. Yakında bana gelip yalvaracak olan sen olacaksın. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
OFFICER: She's right over there. CLAY: Thank you, thank you. | Tam şuradaydı. Teşekkürler. Arkadaşınız şurada, Teşekkürler. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Once they send some officers over to have a talk with her, | Polis memurları onunla konuştuktan sonra... Onunla konuşması için birkaç memur gönderecekler,... | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
she's not gonna be bothering you any more, okay? | ...bir daha seni rahatsız etmeyecektir, tamam mı? ...daha fazla seni rahatsız etmeyecek, tamam mı? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
So don't even think about her. | Onu kafana takma artık yani. Daha fazla onu düşünme artık. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
And I'm gonna call Mr Jacks and just make sure | Ayrıca Bay Jacks'i arayacağım ve her akşam... Ve Bay Jacks' i arayıp geceleri arabana kadar sana eşli edecek... | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
he can have somebody walk you to your car every night, okay? | ...sana arabaya eşlik edecek birini ayarlamasını rica edeceğim, tamam mı? ...birilerini ayarlamasını söyleyeceğim. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
CHRISTINE: Okay. | Tamam. Tamam. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I just thank God you're okay. You are okay, right? | Tanrı'ya şükür bir şeyin yok. İyisin, değil mi? Sadece iyi olduğun için Tanrıya dua ediyorum. İyisin değil mi? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
What? What's the matter? | Ne? Ne oldu? N'oldu? Sorun nedir? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
It's just that maybe I could have gotten her another extension on her loan. | Sadece, belki kredisi için ona başka bir uzatma sağlayabilirdim. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Chris, no, don't do that. | Chris, hayır. Bunu yapma. Chris bunu kendine yapma. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
You said the bank granted this woman two extensions already, right? | Banka zaten iki kez uzatma hakkı tanımış, değil mi? Bankanın ona zaten iki uzatma verdiğini söylemiştin değil mi? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry, if you don't pay your mortgage, you lose your house. | Üzgünüm ama ev kredini ödemezsen, evini kaybedersin. Buna üzüldüm, ama eğer kredilerini ödeyemezsen evini kaybedersin. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
What does this woman expect? It's not your fault. | Bu kadın ne olmasını bekliyordu ki? Senin bir suçun yok. Bu kadın ne olacağını sanıyordu ki. Bu senin hatan değil. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
You can't beat yourself up over it. | Bunun için kendini suçlayamazsın. Bunun için kendini suçlayamazsın. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
CLAY: I mean, what'd she expect? It's not your fault. | Bu kadın ne olmasını bekliyordu ki? Senin bir suçun yok. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
What is it? What's wrong? | Ne oldu? Sorun ne? Ne oldu? Sorun ne? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Did you hear that? What? | Bunu duydun mu? Neyi? Bunu duydun mu? Neyi? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Really? You didn't? | Gerçekten duymadın mı? Gerçekten duymadın mı? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
No. What? | Hayır. Neyi? Hayır. Neyi? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I know this is gonna sound weird, but I wanna get my fortune read. | Bunun biraz garip geleceğini biliyorum ama falıma baktırmak istiyorum. Bunun kulağa garip geldiğini biliyorum ama falıma baktırmalıyım. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
(LAUGHS) Now? Are you kidding? | Şimdi mi? Dalga mı geçiyorsun? Şimdi mi? Şaka mı yapıyorsun? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Come on, Chris. I'll read your fortune for you. | Yapma ama Chris. Ben senin falına bakarım. Hadi ama Chris. Sana geleceğini söyleyebilirim. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
In the near future, we are gonna get in the car, | Yakın bir tarihte arabaya biniyoruz... Gelecekte bir arabaya bineceğiz ve... | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
go home and relax. Clay, I really want to do this. | ...ve eve gidip rahatlıyoruz. Clay, bunu cidden yapmak istiyorum. ...eve gidip rahatlayacağız. Bunu gerçekten yapmak istiyorum Clay. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Why? Because of what happened with that old woman? | Neden? O yaşlı kadınla olanlar yüzünden mi? Neden? Yaşlı kadınla yaşadıkların yüzünden mi? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Chris, I really think we should just get you home now. | Chris, bence şu an eve gitmemiz gerekiyor. Chris gerçekten eve gitmemiz gerektiğini düşünüyorum. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Can you do this for me? | Bunu benim için yapamaz mısın? Benim için bunu yapar mısın? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I pray to God none of my students see me here. | Tanrı'ya şükür öğrencilerimden biri beni burada görmedi. Tanrıya şükür öğrencilerimden hiçbiri beni burada görmedi. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
The only class I'll be able to teach is, like, Hypocrisy 101. | Sonrasında sadece Hipokrasi 101 dersine girebilirdim galiba. Burada öğretebileceğim tek ders riyakarlığın ana kuralları. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, there's so many things to choose from here. | Buradan alınacak çok şey varmış. Burada seçebileceğin pekçok şey var. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Unfortunately, not what I'm looking for, which is a weird little dried monkey head. | Ama ne yazık ki benim aradığım kurutulmuş küçük maymun kafası yok. Ne yazık ki aradığım kurutulmuş küçük maymun kafası bunların arasında yok. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Wait, no, never mind, he's got one. | Dur dur, pardon. O da varmış. Hayır bekle, bak o da buradaymış. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I am Rham Jas, seer. | Ben falcı Rham Jas. Ben Rham Jas, kahin. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I'm Christine and this is Clay. But you probably already knew that, right? | Ben Christine ve bu da Clay. Bunu önceden biliyorsunuzdur zaten, değil mi? Ben Christine, bu da Clay. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Just kidding. How can I help you? | Şakaydı. Nasıl yardımcı olabilirim? Sadece şakaydı. Size nasıl yardım edebilirim? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I would like to have my fortune read. Can you do that? | Falıma baktırmak istiyordum. Bakabilir misiniz? Falıma baktırmak istiyordum. Bunu yapabilir misin? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
I have the ability to see certain energies. | Belirli enerjileri görme yetim var. Bazı belirli enerjileri algılayabilirim. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Sometimes these energies are a foretoken of things to come. | Bazen bu enerjiler, yaklaşan şeyleri önceden haber verirler. Bazen bu enerjiler gelecek için bir şeyler gösterebilir. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
$60, please. | 60 dolar lütfen. 60 dolar lütfen. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Seriously? Yes. | Cidden mi? Evet. Ciddi misin? Evet. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Sixty... Doesn't that seem a little steep for this sort of thing? | Altmış... Böyle bir şey için biraz fazla değil mi? Altmış...Bu tip birşey için biraz ucuz değil mi sence? | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
If you're not serious, please go. All right. Come on, Chris. | Ciddi değilseniz, lütfen gidin. Tamam. Hadi gidelim Chris. Ciddi değilseniz lütfen, gidin. Tamam. Hadi Chris. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Wait, wait! I'll... I'll pay. | Durun, durun. Ben öderim. Bekle, bekle! Ben...Ben öderim. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
No, you know what? You know what? I got it. I got it. | Hayır, hayır. Tamam, ben hallettim. Hayır, biliyor musun. Ben hallederim, ben hallederim. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
There you go. Platinum card. Very good. | Buyrun. Platinyum kart demek. Çok güzel. Al bakalım. Platinum kart. Çok güzel. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
CHRISTINE: Thank you. | Teşekkür ederim. Teşekkürler. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Here, here, baby. Thanks. | Şöyle geç bebeğim. Sağ ol. Şöyle geç bebeğim. Teşekkürler. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Sure. | Ne demek. Ne demek. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Uh uh. Please. | Lütfen. Aa, lütfen. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
So, you wish to know something of your destiny. | Kaderin hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorsun demek. Pekala, demek kaderin hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorsun. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Yes. Very good. | Evet. Çok güzel. Evet. Çok güzel. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Let's see what the fates have in store. | Bakalım talihinde neler varmış. Güzel, bakalım kader sana neler hazırlamış. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
CLAY: You know, Freud said destiny was not an act of fate, | Freud'a göre, alın yazısı kaderin bir oyunundan ziyade... Biliyor musun Freuda'a göre kader... | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
but rather something created by our subconscious | ...bilinçaltımız tarafından, bilinçli tercihlerimizi... ...bilinçli seçimlerimizi kontrol etmek için... | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
to control our conscious choices. | ...yönlendirmek amacıyla yaratılmış bir şeydir. ...bilinçaltımız tarafından yaratılmıştır. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
That's true. But we cannot attempt to understand the world by intellect alone. | Doğru. Ama dünyayı anlayabilmemiz için akıl tek başına yeterli değildir. Bu doğru. Ama dünyamızın gerçeklerini sadece aklımızı... | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |
Carl Jung. Yes. | Carl Jung. Evet. Carl Jung. Evet. | Drag Me to Hell-1 | 2009 | ![]() |