Search
English Turkish Sentence Translations Page 16146
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Have a wonderful birthday, Dorian! | Nice yıllara, Dorian! | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
(Laughs) Dorian. | Dorian. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
This crush is your finest yet. | Bu kalabalık şimdiye dek gördüklerimin en iyisi. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
One has to do something to null the pain of age. | Birileri yaşlanma sorununa bir çözüm bulmalı. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
But I always agree with him. | Ama her zaman onunla aynı fikirdeyimdir. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Congratulations, Basil. I hear you have a new exhibition. | Tebrikler, Basil. Yeni bir serginin olduğunu duydum. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Yes, yes, in Paris. | Evet, Paris'te. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Yes, in fact, I wanted to ask a question of you, Dorian. | Evet, aslında sana bir şey sormak istiyordum, Dorian. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I'd like to make your portrait my principal piece. | Portreni baş eserim olarak kullanmak istiyorum. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Whatever became of it? I haven't seen it myself in months. | Ne oldu ona? Aylardır ben de görmüyorum. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
He's very protective of it, aren't you? Indeed I am. | Fazla korumacı davranmıyor musun? Gerçekten öyleyim. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I'm very sorry, Basil, but it's just too precious. | Özür dilerim ama o resim benim için çok değerli, Basil. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I won't have it out of the house. | Onu evin dışına çıkarmayacağım. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Did you want me? | Beni arıyordun? | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
That picture is my finest work and it'd be greatly appreciated... | O resim en iyi eserim ve fazlasıyla takdir edilecektir. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
The greatest gift that anyone could ever have given. | Şimdiye kadar verilmiş en mükemmel armağan. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
In fact, I wish that I could tell you just how great. | Keşke sana neden harika bir hediye olduğunu söyleyebilseydim. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
But then it isn't so unreasonable to borrow it back a little while. | Yine de onu kısa süreliğine ödünç vermemen için bir neden yok. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I'm not sure that I've ever... | Şimdiye kadar minnettarlığımı... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
...fully expressed my gratitude. | ...ifade ettiğimden emin değilim. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I hardly think... | Hiç aklıma... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I have the key to your heart. | Kalbinin anahtarı ellerimde. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Don't touch that ever! | Sakın ona bir daha dokunayım deme! | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Dorian! | Dorian! | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
He's young. | O genç biri. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
But he was never cruel | Ama asla acımasız değildi... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
till he met you. | ...ta ki seni tanıyana dek. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I thought you'd gone home. I just needed a walk. | Evine gittiğini sanıyordum. Biraz hava almam gerekiyordu. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I'm here to see you, not them. | Seni görmek için buradayım, onları değil. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I don't know where to begin. | Nereden başlayacağımı bilmiyorum. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
You terrified that poor boy tonight. He seemed to recover. | Şu zavallı çocuğu çok korkuttun. Düzelmiş gibiydi. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
But do you really believe that I'm to blame? | Ama gerçekten suçlu olduğuma inanıyor musun? | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
When I look at you, I find it impossible to imagine. | Sana baktığımda, bu imkânsız diyorum. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
when I ask you the small favour that you loan me my own picture... | Kendi resmimi bana ödünç vermeni istediğim zaman bile. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Dorian... | Dorian... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I will always... | Ben her zaman... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
be that Dorian. | ...o Dorian olacağım. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Can I trust you, Basil? | Sana güvenebilir miyim, Basil? | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Would you like to see why you can never exhibit that picture? | O resmi neden sergileyemeyeceğini görmek istiyor musun? | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Don't you recognise me? | Beni tanımıyor musun? | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
What have you? | Sen ne... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
That thing... | Bu şey... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
It isn't what... | Bu yaptığım... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Together, we've created something beautiful. | Birlikte harika bir şey yarattık. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Because of your painting... | Resmin sayesinde... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
It's not... ...this will never age. | Bu... Bu asla yaşlanmayacak. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Will never scar. | Asla iz olmayacak. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Can you even imagine | Hayal edebiliyor musun? | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
being able to do anything you please... | Hoşuna giden her şeyi yapabilmeyi... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
...and live out every whim and impulse | ...ve her türlü heves ve dürtüyle sonsuza kadar yaşamayı... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Basil, please, don't. | Basil, lütfen yapma. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Don't you see that this must be destroyed? | Bunun yok edilmesinin gerektiğini görmüyor musun? | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Dorian, I want to help you. | Dorian, sana yardım etmek istiyorum. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
We'll find a priest or a spirit worker. | Bir papaz ya da ruh bilimci buluruz. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
There's good in your heart. I've seen it. | Kalbinde iyilik var. Onu gördüm. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
You're not this... | Sen bu... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
this devil! | ...şeytan değilsin! | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I'm a god. | Ben bir Tanrı'yım. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Basil! | Basil! | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Good day, Lady Victoria. | İyi günler, Leydi Victoria. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I was about to take Harry for lunch at Scott's. Why don't you join us? | Harry'yi öğle yemeğine götürecektim. Neden bize katılmıyorsunuz? | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Oh, Dorian. You haven't heard. | Dorian. Duymamışsın. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
They've found Basil's body in the river. | Basil'in cesedini nehirde bulmuşlar. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Thou art slave to Fate, | Kadere, talihe... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Chance, kings and desperate men, | ...güce ve umutsuzlara köle oldun. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
And dost with poyson, warre and sicknesse dwell, | Savaşlarda ve hastalıklarda hep oradaydın. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
And poppies or charmes can make us sleepe as well, | Bizi uyutmaya fazlaca yeter, eski büyüler ve esrar. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
And better than thy stroake. | Güçlüler en az senin kadar. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Why swell'st thou then? | Ne övünürsün ki öyleyse? | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
One short sleepe past, | Bir kısa uykunun ardından... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
we wake eternally. | ...uyanacağız sonsuzluğa. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
And death shall be no more. | Kimse ölmeyecek artık. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Death, thou shalt die. | Ölüm, öleceksin sen de. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
And have the buffoons managed to make a single inch of progress? | Ve soytarılar hiçbir ilerleme kaydedememişler mi? | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
They're convinced it was some Shadwell renter. | Shadwell muhitinden birilerinin yaptığına inanıyorlar. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
They think they'll catch him. | Onu yakalayacaklarını düşünüyorlar. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
So Basil's name will be dragged through the gutter. | Böylece Basil'in adı pisliğe bulanacak. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I'm of a mind to take a trip, Harry. | Seyahate çıkmayı düşünüyorum, Harry. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Maybe you should join me. | Belki de bana katılmalısın. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Where are you going? Everywhere. | Nereye gideceksin? Her yere. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I leave tomorrow. | Yarın ayrılıyorum. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
With all this? | Yaşananlara rağmen mi? | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Someone once gave me some fine advice... | Bir zamanlar, bir arkadaşım hayata bakış açısı hakkında... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
...about taking perspective. | ...güzel tavsiyelerde bulunmuştu. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
The child is imminent. | Doğum çok yakın. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Tell me everything. | Bana her şeyi anlatırsın. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I always do. | Her zamanki gibi. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
DORIAN: I've entered the tombs of dead nations, | Son vahşi kabilelerimizin istilalarıyla... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
ridden with our last savage tribes. | ...dağılan ulusların mezarlarına girdim. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I feel the brilliance of every moment, | Her anın parıltısını... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
the splendour of existence and its awful... | ...yaşamın ihtişamını ve korkunç gücünü... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
...keen as the edge of a blade, this desperate will to see, touch and... | ...derinden hissettim. Bu bitmek tükenmek bilmeyen istek | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Dearest Harry, you taught me that life must burn with a hard flame. | Sevgili Harry, bana bu hayatı ateşimle yakmam gerektiğini sen öğretmiştin. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Its light does not blind me, | Ne parıltısı gözümü alıyor... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
nor its heat sear me. | ...ne de sıcaklığı beni yakıyor. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
I am the flame, Harry. | Ben ateşim, Harry. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Well, here I am. | Pekâlâ, işte buradayım. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
Dorian. | Dorian. | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
You look so... | Sen çok... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |
...so... | Çok... | Dorian Gray-1 | 2009 | ![]() |