Search
English Turkish Sentence Translations Page 16023
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I've waited for this so long! | Bunun olmasını uzun zamandır bekliyordum. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
All my wishes are granted. | Tüm dileklerim gerçekleşti. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Thank heaven! | Şükür sana Tanrım. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Mr. Dimanche is here. Just what we need, a creditor. | Bay Dimanche geldi. Bir alacaklının gelmesinin de tam sırasıydı. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
We must pay him with something. | Ona bir ödeme yapmamız lazım. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I have already forgotten all your offenses. | Tüm günahlarını unuttum bile. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Mr. Dimanche! | Bay Dimanche! | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
What a pleasure to see you! Much obliged, sir. | Sizi görmek ne güzel! Teşekkür ederim. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I came... You do look well! | Gelmemin... İyi görünüyorsunuz. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Yes, sir, thank you. | Evet bayım, teşekkür ederim. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I came... You look hale and hearty... | Gelmemin... Sağlıklı ve zinde görünüyorsunuz. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Red lipped, | Dudaklarınız kırmızı. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
ruddy cheeked, bright eyed. | Yanaklarınız al al, gözleriniz de parlak. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I wanted... And how is Mrs. Dimanche? | Ben aslında... Bayan Dimanche nasıl? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Quite well, thank God. | Oldukça iyi, Tanrı'ya şükür. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
A fine woman. She is your humble servant. | Hoş bir hanım. Kendisi kulunuzdur. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I came... And your little girl, Claudine... | Gelmemin... Ya küçük kızınız, Claudine... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
How is she? Quite well. | İyi mi kendisi? Çok iyi. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Such a pretty thing! | Ne tatlı şey ama. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I'm so fond of her. | Ona pek düşkünüm. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
You're too kind, sir. | Çok naziksiniz efendim. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
And your little dog, Brunt? Does he still growl... | Peki ya küçük köpeğiniz? Hâlâ hırlayıp... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
and bite your guests on the leg? | ...konuklarınızın bacağını ısırıyor mu? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
More than ever. We can't stop him... | Eskisine göre daha da çok ısırıyor. Onu durduramıyoruz. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Don't be surprised if I ask about your family. | Ailenizi soruyorsam şaşırmayın. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I take great interest in them. | Onlarla çok ilgileniyorum. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
We are deeply grateful, sir. | Size müteşekkiriz efendim. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Your hand, Mr. Dimanche. | Elinizi verin Bay Dimanche. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Can I call you friend? | Size dostum diyebilir miyim? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I am you humble servant. | Sevgili kulunuzum. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I am yours. | Hayır o benim. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
You're too kind. There's nothing I wouldn't do for you. | Çok naziksiniz. Sizin için yapmayacağım şey yoktur. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
You're too good to me. And not out of self interest. | Ne kadar iyisiniz. Bunu çıkarım için yapmıyorum. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I don't deserve this honor. But, sir... | Bu onuru hak etmiyorum. Ama efendim... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
A son's offense is washed away by the first sign of repentance. | Tövbekarlığın ilk işareti görülünce günahlardan arınılıyor. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I must be getting back... | Dönmem gerekiyor... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Shall I accompany you? No need. I can find my own way. | Size eşlik edeyim mi? Gerek yok, ben yolu biliyorum. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I insist that you be escorted. | Size eşlik edilmesi konusunda ısrar ediyorum. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I am your humble servant and debtor. | Sizin kulunuzum ve size borçluyum. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I hide the fact from no one. | Bunu kimseden saklamıyorum. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
If only... Embrace me. | Sadece... Sarılın bana. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Quick! | Haydi çabuk olun! | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
But... Please believe in my devotion | Ama... Size olan bağlılığıma lütfen inanın. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
and that I would do anything for you. | Ve sizin için her şeyi yapacağıma da. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I'm delighted to see you converted! | Doğru yolu seçtiğinizi gördüğüme çok sevindim. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
A pox on the fool! | Bu salak için bir göz boyamaydı. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
What's that? Fool? | Nasıl yani? Salak mı? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
You think my lips speak for my heart? | Söylediklerime inandığımı mı sandın? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
You're not...? | Değil miydiniz...? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
No, I haven't changed. | Hayır değişmedim. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
My feelings remain the same. | Hislerimde değişiklik yok. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
What a man! | Ne adam ama! | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
This is the last straw! | Bu bardağı taşıran son damla. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I must speak out. | Konuşmam lazım. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Do what you will with me. | Bana istediğinizi yapın. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Thrash me, kill me if you want, | Dövün, isterseniz öldürün,... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
but I must unburden myself. | ...ama içimdekini söylemem lazım. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
A pitcher that goes to the well too often will be broken in the end. | Su testisi su yolunda kırılır. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
And, as an author I've never read once said, | Ve hiç tanımadığım bir yazarın dediği gibi... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
"Man in this world is like a bird on a bough. A bough on a tree. | ...bu dünyada, insanoğlu daldaki kuş gibidir. Dal ağaçta bulunur. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
"A tree inspires good deeds, which surpass fine words. | Ağaç güzel kelimelerin anlatmaya yetmediği iyilik duygularını uyandırıyor. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
"Fine words abound at court. | Sarayda güzel laftan bol ne var ki? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
"A court has courtiers. Courtiers follow fads. | Sarayda, saray mensupları var. Onlar modaya uyar. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
"Fads spring from fancy. Fancy comes from the soul. | Modalar beğenilerden ortaya çıkar. Beğeniler de ruhtan. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
"The soul gives us life. Life ends in death. | Ruh bize hayat veriyor. Hayat ölümle sonlanıyor. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
"Death reminds us of heaven. | Ölüm bize cenneti hatırlatıyor. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
"Heaven is above the earth. The earth is not the sea. | Cennet dünyanın üstündedir. Dünya deniz değildir. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
"The sea is full of storms. Storms torment ships. | Deniz fırtınalarla doludur. Fırtınalar gemilere eziyet eder. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
"Ships need a good pilot. | Gemilerin iyi bir kaptana ihtiyacı vardır. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
"A pilot is prudent. Prudence is not in youth. | Kaptan tedbirlidir. Tedbir gençlikte bulunmaz. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
"Youth must obey the old. | Gençler yaşlılara itaat etmeli. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
"The old love wealth. Wealth creates the rich. | Yaşlılar varlıklı olmayı seviyor. Varlık da zengin ediyor. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
"The rich aren't poor. The poor are in need. | Zenginler fakir değil. Fakirler de ihtiyaç içinde. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
"Need has no law. The lawless live like beasts. | İhtiyacın kuralı yoktur. Kural tanımayanlar hayvan gibi yaşarlar. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Thus, you'll be damned like the devil!" | O zaman da şeytan gibi lanetleneceksiniz. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Fine reasoning. | Güzel bir mantık. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I am glad to have a witness to my soul | Ruhum adına tanıklık edecek biri olmasına seviniyorum. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
and the true motives that make me | Ve beni ben yapan gerçek nedenleri bilen biri. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
If I said that | Tavrımı değiştirmek istediğimi söylediysem. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
and lead a model life, it was designed purely as a practical ruse. | O zaman davranışlarıma dikkat edip örnek bir hayat sürerim. Bu sadece bir aldatmacadır. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
A necessary posture. | Oynamam gereken bir rol. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
So you pose as an upright man. | Siz dürüst adam rolü yapıyorsunuz öyle mi? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
There is no longer any shame in it. | Bunda utanacak bir şey yok. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Hypocrisy is a fashionable vice. Fashionable vices pass for virtue. | İkiyüzlülük moda bir zaaf. Moda zaaflar meziyet görünüyor. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
The upright man is the finest role one can play. | Dürüst adam rolü, oynanabilecek en iyi roldür. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
The profession of hypocrite enjoys great advantages. | İkiyüzlülüğün büyük avantajları var. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
It is an art that commands respect. | Saygı uyandıran bir sanattır. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Imposture may be discovered, but never denounced. | Sahtekarlık ortaya çıkabilir ama asla açığa vurulmaz. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Other vices are liable to censure. One may attack them openly. | Başka zaafların eleştirilebilir. Açıkça yüzüne vurulabilir. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
But hypocrisy is a privileged vice. | Ama ikiyüzlülük ayrıcalıklı bir zaaftır. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
It has the power to seal lips | Dudakları mühürleme gücüne sahiptir. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
and can blithely enjoy sovereign impunity. | Ve cezasız bırakılmanın keyfine vararak yaşamanı sağlar. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
How many have I seen adopt this ruse | Kaç kişinin bu hileye başvurduğuna şahit oldum. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
to cleverly disguise the disorder of youth? | Gençliğin verdiği "bozukluğu" zekice maskeliyorlar. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
They use religion's mantle as a shield. | Dini kendilerine kalkan yapıyorlar. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
In this respected guise, | Bu saygın kılığa bürünerek... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
they freely go their wicked way. | Kendi bildikleri günahkar hayatlarını özgürce yaşıyorlar. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
We may know their schemes, | Onların bu taktiğini biliyor olabiliriz. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
see them for what they are. | Gerçek yüzlerini görüyor olabiliriz. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
They still enjoy esteem in the world. | Ama onlar saygınlık görmeye devam ediyor. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |