Search
English Turkish Sentence Translations Page 16021
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You must lie still. | Kıpırdamadan yatmalısın. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
My opinion: Keep him in bed for a few days | Kanımca... Birkaç gün onu yatakta tutun. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
on a diet of bread and wine. | Sadece ekmek ve şarap ile besleyin. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
And prunes to loosen the bowels! | Ve bağırsakları yumuşatmak için de erik verin. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
You could easily settle things. | Anlaşmazlığı kolayca çözebilirdiniz. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
But my passion for Dona Elvira is spent. | Benim Dona Elvira'ya duyduğum aşk bitti. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
There's no fighting that. | Bunda tartışılacak bir şey yok. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
The lungs! You disbelieve in medicine! | Ciğerlerim! Tıbba inanmıyorsunuz. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
One of man's great follies. You must believe in something. | İnsanoğlunun çılgınlıklarından biri. Bir şeye inanıyor olmalısınız. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Look at Molière's comedies. | Molière'in komedilerine bir bakın. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
There's a lout for you! | İşte tam size göre kaba saba biri. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
If he were sick, I'd let him die. | Hasta olsaydı, onu ölüme terk ederdim. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I'd say, "Die! Die!" | Ona "Geber!" derdim. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
So what are your beliefs? | Peki neye inanıyorsunuz? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
My beliefs? | Benim inançlarım mı? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
That two and two are four, Sganarelle. | İki artı iki dört eder Sganarelle. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
And that four and four are eight. | Dört artı dört sekiz eder. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I'd like to know why day and night exist. | Gece neden gündüz olmaz, bunu öğrenmek isterdim. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
With schooling, I'd study things never before studied. | Eğitimle, daha önce hiç ele alınmamış konuları incelerdim. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
With my modest sense and judgment, I see things better than any book. | Benim basit aklım ve mantığımla, bazı şeyleri... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Isn't it marvelous | Bu muhteşem, değil mi? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
to be standing here, | Burada duruyor olmak... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
with a thing in my head that thinks different thoughts | Kafamda farklı konuları irdeleyen bir şey var... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
and makes my body do what it orders? | Ve bedenime istediğini yaptırmak için komut veriyor. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I want to clap my hands... | Ellerimi çırpmak istiyorum... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
raise my arms... | Kollarımı kaldırmak... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
lift my eyes heavenward, | Göğe doğru gözlerimi kaldırmak. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
lower my head, | Kafamı eğip... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
shake my feet... | Ayaklarımı sallamak... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
move to the right, | Sağa... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
to the left... | Sola... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
forward, | Öne... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
backward... | Arkaya... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
turn... | Dönmek istiyorum... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Your reasoning fell flat on its face. | Yürüttüğünüz mantık yerle bir oldu. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
The statue of the commander you slew six months ago. | 6 ay önce öldürdüğünüz komutanın heykeli. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Doesn't he look fine with his emperor's head! | Ne hoş görünüyor değil mi? Hele o imparatorvari kafası ile. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
It's the highest ambition a dead man can have. | Ölü bir adamın en büyük arzusu bu olabilir. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
It almost seems alive | Sanki canlıymış gibi. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
and about to speak. | Hatta konuşacakmış gibi duruyor. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
His looks would frighten me if I were alone. | Tek başıma olsaydım onu görünce korkardım. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I doubt he's pleased to see us. | Bizi görmekten mutlu olduğunu sanmıyorum. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I'd like to see it up close. | Şuna bir yakından bakmak isterim. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Don't go, master! Why not? | Gitmeyin efendim. Peki neden? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
It's impolite to visit a man you've killed. | Öldürdüğünüz birini ziyaret ederek kabalık edersiniz. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
On the contrary, I'll pay my respects. | Tam tersine, saygı göstermiş olurum. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
After all, he's a man of breeding. | Ne de olsa, soylu biri. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Ask him if he'll come sup with me. | Benimle yemeğe gelir mi bir sor. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
He can do without it. Ask him! | Ama nasıl? Ona sor! | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
It's madness talking to a statue. Do as I say! | Bir heykelle konuşmak delilik. Dediğimi yap. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
What nonsense! | Bu ne saçmalık. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
My Lord Commander... | Sayın Komutan... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I can't help laughing at my foolishness. | Şu saçma duruma gülmeden edemiyorum. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
My Lord Commander, | Sayın komutanım.. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
my master, Don Juan, requests the honor of your presence at supper. | Efendim Don Juan, varlığınızla akşam yemeğini onurlandırmanızı rica ediyor. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
The statue... | Heykel. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Say something. The statue... | Bir şey söyle. Heykel... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
What do you mean, wretch? | Ne demek istiyorsun sefil şey. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
The statue... What about it? Speak or I'll beat you. | Heykel... Ne olmuş? Konuş yoksa sopayı yersin. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
The statue nodded. You idiot! | Heykel kafasıyla onayladı. Seni aptal şey! | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
It nodded, I say! | Kafasıyla onayladı diyorum. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
As true as I stand here. | Burada durduğum kadar gerçekti. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Speak to it yourself. | Kendiniz onunla konuşun. Bir bakmış olursunuz. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Will my Lord Commander | Acaba, Sayın Komutan... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
come to supper with me? | Bana yemekte eşlik eder mi? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Master, don't try to deny what we plainly saw. | Efendim, açıkça gördüğümüz olayı inkar etmeye kalkışmayın. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
It's trifling. | Önemsiz bir şey. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
If God is telling me something, he'll have to speak more clearly. | Tanrı bana bir şey söylüyor ve anlamamı istiyorsa, daha açık konuşmalı. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I tell you, master, | Efendim, size söylüyorum işte... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
nothing was more real than that nod. | Bu kafa sallamasından daha gerçek bir şey yok. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
We were deceived. It was some haze that distorted our view. | Yok canım biz yanıldık. Bir tür sis görüşümüzü bozdu. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I'm sure that heaven... Listen! | Eminim cennette... Dinleyin! | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Keep up your stupid moralizing, say another word about it... | Şu aptal ahlak dersine hele bir devam et, bir kelime bile... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
and I'll send you for a horsewhip and thrash you. | ...söylersen seni at kırbacı ile dövdürtürüm. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Isn't that your father? | Gelen babanız değil mi? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
That visit was all I needed. | İşte bir bu eksikti. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I see my visit discomfits you | Görüyorum ki ziyaretim sizi rahatsız ediyor. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
and that you would gladly dispense with it. | Hatta gelmemem sizi mutlu eder. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Indeed, we are thorns in each others' sides. | Evet aslında, birbirimiz için birer dikeniz. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Yet, here you are to see me. | Beni görmekten sıkılıyorsanız,... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I too am weary of your conduct. | ...ben de sizin aşırıya kaçan davranışlarınızdan sıkıldım. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
What baseness is yours! | Bu ne rezillik. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
How must I view this horde of vile misdeeds, | Bu aşağılık kabahatlere ne anlam vermeliyim? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
whose vile features can hardly be prettified? | Bu fena görüntüyü güzelleştirmek bir hayli güç. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
This endless chain of evil actions | Senin bu bitmeyen zincirleme şer dolu yaşamın... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
which have worn out the king's patience with us, | ...Kral'ın bize olan sabrını tüketti. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
canceling out my merit in his service | Onun hizmeti altındaki başarılarımı... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
and my credit with my friends. | Yok etmekle kalmadın, dostlarım arasındaki kredimi de yok ettin. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Have you no shame to be so unworthy of your birth? | Asaletine yaraşmayan tavırlara, sahip olmaktan utanmıyor musun? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Have you the right to be proud of it? | Bundan gurur duymaya hakkın var mı? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Have you earned your title of nobleman? | Sen asilzade ünvanını hak ettin mi? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Is it enough to bear a name and escutcheon, | Bir isim ve bir arma taşımak yeterli mi sence? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
to be born with noble blood, | Asil kan ile doğmak yeterli midir, eğer rezil bir hayat yaşıyorsan? | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
No, a birthright is nothing where virtue is absent. | Hayır doğuştan gelen bu hak, namusun olmadığı yerde anlamsız kalır. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
You could talk more comfortably if you were seated. | Oturuyor olsanız daha rahat konuşabilirdiniz. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
I would sooner respect a thief's honest son | Senin gibi yaşayan bir kralın oğlu yerine,... | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
than a king's son who lives as you do. | ...bir hırsızın oğluna daha çok saygı duyarım. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
The sooner you die, the better. | Ne kadar erken ölürsen, o kadar iyi olur. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
It enrages me that fathers should outlive their sons. | Babaların oğullarından daha uzun yaşaması beni kızdırıyor. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |
Master, there's a lady to see you. | Efendim bir hanımefendi sizi görmeye geldi. | Don Juan-1 | 1998 | ![]() |