• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 15880

English Turkish Film Name Film Year Details
If it gets away, it proved it deserves to live, Şayet kaçarsa, yaşamayı hak etmiş demektir... Şayet kaçarsa, yaşamayı hak etmiş demektir... Eğer kaçırırsan hayvan yaşamayı hak etmiştir... Dollhouse-1 2009 info-icon
and you go hungry. ...ve sen de aç kalırsın. ...ve sen de aç kalırsın. ...sen de eve aç dönersin. Dollhouse-1 2009 info-icon
Dad thought we all take too much for granted. Babam her şeyi çok çabuk kabul ettiğimizi öğretti. XXX Babam her şeyi çok çabuk kabul ettiğimizi öğretti. XXX Babam hak ettiğimizden fazlasını almamız gerektiğini ödüşünürdü. Dollhouse-1 2009 info-icon
And you? Peki ya sen? Ben her anın tadını çıkarırım. Dollhouse-1 2009 info-icon
Oh, I appreciate every moment. Her anın değerini biliyorum. Her anın değerini biliyorum. Dollhouse-1 2009 info-icon
Particularly this one. Özellikle de bunun. Özellikle de bunun. Özellikle bu anın. Dollhouse-1 2009 info-icon
I'm not the first one Ormana getirdiğin... Ormana getirdiğin... Ormana ilk getirdiğin kız ben değilim, değil mi? Dollhouse-1 2009 info-icon
you've brought into the woods, am I? ...ilk kişi ben değilim, değil mi? ...ilk kişi ben değilim, değil mi? Dollhouse-1 2009 info-icon
Uh... no. Hayır. Hayır. Dollhouse-1 2009 info-icon
But so far... Ama şimdiye kadar... Ama şimdiye kadar... Ama şu ana kadar... Dollhouse-1 2009 info-icon
you're the only one that hasn't been a disappointment. ...hayal kırıklığına uğratmayan tek kişi sensin. ...hayal kırıklığına uğratmayan tek kişi sensin. ...beni hayal kırıklığını uğratmayan tek kişisin. Dollhouse-1 2009 info-icon
Richard. Richard. Richard. Dollhouse-1 2009 info-icon
What do I do? Ne yapacağım? Ne yapacağım? Ne yapacağım? Atış konumuna geç. Dollhouse-1 2009 info-icon
Extend your bow arm. Yay kolunu uzat. Yay kolunu uzat. Dollhouse-1 2009 info-icon
Now, draw back. Şimdi, geriye çek. Şimdi, geriye çek. Şimdi geri çek. Dollhouse-1 2009 info-icon
Keep your elbow high. That's right. Dirseğini yüksekte tut. Aynen böyle. Dirseğini yüksekte tut. Aynen böyle. Dirseğini iyice kaldır. Oldu. Dollhouse-1 2009 info-icon
Never take a shot unless you're sure Hedefi vurabileceğinden emin değilsen... Hedefi vurabileceğinden emin değilsen... Emin olmadan oku atma... Dollhouse-1 2009 info-icon
it'll put your target down. ...sakın ateş etme. ...sakın ateş etme. ...hedefin aşağısına gider. Dollhouse-1 2009 info-icon
Aim for the flank, right below the shoulders. Omuzlarının arasındaki böğrüne nişan al. Omuzlarının arasındaki böğrüne nişan al. Karnına doğru nişan al. Omzunun biraz altına. Dollhouse-1 2009 info-icon
Is there anything you're not good at? İyi olmadığın bir şey var mı? İyi olmadığın bir şey var mı? İyi yapamadığın bir şey var mı? Dollhouse-1 2009 info-icon
I think that little thing Sanırım dilimle yaptığım şey... Sanırım dilimle yaptığım şey... Dilimle yaptığım şu küçük numaramı biraz daha geliştirebilirim sanırım. Dollhouse-1 2009 info-icon
You really are the perfect woman. Sen gerçekten mükemmel kadınsın. Sen gerçekten mükemmel kadınsın. Sen mükemmel bir kadınsın. Dollhouse-1 2009 info-icon
Not too shabby yourself. Kendini o kadar da aşağılama. Kendini o kadar da aşağılama. Sen de fena sayılmazsın. Dollhouse-1 2009 info-icon
You don't slow down, do you? Yavaşlamaz mısın sen? Yavaşlamaz mısın sen? Hiç yavaşlamazsın, değil mi? Dollhouse-1 2009 info-icon
Oh. I like to live. Yaşamayı seviyorum. Yaşamayı seviyorum. Yaşamaya bayılırım. Dollhouse-1 2009 info-icon
Mmm. A lot. Hem de çok. Hem de çok. Hem de çok. Dollhouse-1 2009 info-icon
Let's see who finishes first this round. Bakalım bu raundu ilk kim bitirecek. Bakalım bu raundu ilk kim bitirecek. Bakalım bu sefer kim önce bitirecek? Dollhouse-1 2009 info-icon
I might even let you win. Hatta kazanmana bile izin verebilirim. Hatta kazanmana bile izin verebilirim. Kazanmana izin bile verebilirim. Dollhouse-1 2009 info-icon
I'd like that. Hoşuma giderdi. Hoşuma giderdi. Bu hoşuma giderdi. Nasıl da isterdim bilemezsin ama... Dollhouse-1 2009 info-icon
You have no idea how much, Ne kadar olduğunu bilmiyorum... Ne kadar olduğunu bilmiyorum... Dollhouse-1 2009 info-icon
but, uh, you need to get going. ...ama gitmen gerek. ...ama gitmen gerek. ...ama artık gitmen lazım. Dollhouse-1 2009 info-icon
Going... where? Gitmek mi? Nereye? Gitmek mi? Nereye? Nereye gideceğim? Dollhouse-1 2009 info-icon
There's just enough daylight left Hava, ana yola ulaşmaya... Hava, ana yola ulaşmaya... Hava kararmadan önce ana yola anca varırsın. Dollhouse-1 2009 info-icon
to make it back to the main road. ...yetecek kadar aydınlık olacak. ...yetecek kadar aydınlık olacak. Dollhouse-1 2009 info-icon
Might even flag a ride out of here before I catch up. Hatta seni yakalamadan önce buradan sağ salim çıktığını belli edebilirsin. Hatta seni yakalamadan önce buradan sağ salim çıktığını belli edebilirsin. Sana yetişemeden bir araba yakalayabilirsin bile. Dollhouse-1 2009 info-icon
Yeah, okay. Peki, tamam. Peki, tamam. Evet de bilmediğim bir şey mi var? Dollhouse-1 2009 info-icon
Am... Am I missing Bir şey mi kaçırıyorum? Bir şey mi kaçırıyorum? Dollhouse-1 2009 info-icon
You need to stop talking now Şu anda konuşmayı kesip... Şu anda konuşmayı kesip... Konuşmayı kesip kaçmaya başlasan iyi olur. Dollhouse-1 2009 info-icon
and start running. ...koşmalısın. ...koşmalısın. Dollhouse-1 2009 info-icon
I'll give you a five minute head start. Sana fazladan beş dakika vereceğim. Sana fazladan beş dakika vereceğim. Sana 5 dakika avantaj verip... Dollhouse-1 2009 info-icon
And then I'm coming after you. Sonra arkandan ben geleceğim. Sonra arkandan ben geleceğim. ...sonra da peşine düşeceğim. Dollhouse-1 2009 info-icon
Welcome to the Dollhouse, Mr. Langton. Dollhouse'a hoş geldiniz, Bayan Langton. Dollhouse'a hoş geldiniz, Bayan Langton. Dollhouse'a hoş geldiniz, Bay Langton. Dollhouse-1 2009 info-icon
You come highly recommended. Şiddetle tavsiye edildiğiniz için çağırıldınız. Şiddetle tavsiye edildiğiniz için çağırıldınız. Sizden övgüyle bahsedildi. Dollhouse-1 2009 info-icon
So the stories are true. Demek söylentiler doğruymuş. Demek söylentiler doğruymuş. Anlatılanlar doğruymuş. Dollhouse-1 2009 info-icon
Programmable people, made to order. Programlanabilir insanlar, emre amade. Programlanabilir insanlar, emre amade. Sipariş üzerine programlanan insanlar. Dollhouse-1 2009 info-icon
It's a little more complicated than that. Bundan biraz daha karmaşık. Bundan biraz daha karmaşık. Bundan biraz daha karışıktır. Dollhouse-1 2009 info-icon
I figured it might be. Karmaşık olabileceğini anladım. Karmaşık olabileceğini anladım. Ben de öyledir diye düşünüyorum. Dollhouse-1 2009 info-icon
Science is very seldom exact, Mr. Langton. Bilim çok nadiren aynıdır, Bay Langton. Bilim çok nadiren aynıdır, Bay Langton. Bilim nadiren hatasızdır Bay Langton. Dollhouse-1 2009 info-icon
Being on the cutting edge Bıçağın sırtında olmak... Bıçağın sırtında olmak... Son teknolojileri üretmek beklenmeyen olaylar yaşanmasına neden olabiliyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
invites a certain element of risk. ...belli oranda riski de getiriyor. ...belli oranda riski de getiriyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
Which is why you're here. Ki bu yüzden buradasınız. Ki bu yüzden buradasınız. Zaten bu yüzden buradasınız. Son yaşadığımız olaylardan sonra... Dollhouse-1 2009 info-icon
In the light of recent events, Son olayların ardından... Son olayların ardından... Dollhouse-1 2009 info-icon
we've decided to engage individuals ...daha yoğun özgeçmişe sahip kişiliklere... ...daha yoğun özgeçmişe sahip kişiliklere... ...geçmişi daha şiddet dolu olan insanlarla çalışmaya karar verdik. Dollhouse-1 2009 info-icon
with a more, shall we say, intensive background. ...görevlendirmeye karar verdik. ...görevlendirmeye karar verdik. Dollhouse-1 2009 info-icon
If you're amenable to the terms Kontratın koşullarını kabul ediyorsanız... Kontratın koşullarını kabul ediyorsanız... Eğer sözleşmenizin şartlarını kabul ederseniz... Dollhouse-1 2009 info-icon
of your contract, you will be assigned to Echo, ...en çok talep edilen ajanlarımızdan biri olan... ...en çok talep edilen ajanlarımızdan biri olan... Dollhouse-1 2009 info-icon
one of our most requested Actives. ...Echo'ya verileceksiniz. ...Echo'ya verileceksiniz. Dollhouse-1 2009 info-icon
What happened to her last handler? En son bakıcısına ne oldu? En son bakıcısına ne oldu? Benden önceki amirine ne oldu? Dollhouse-1 2009 info-icon
You're standing in him. Üzerine basıyorsunuz. Üzerine basıyorsunuz. Üstüne basıyorsunuz. Dollhouse-1 2009 info-icon
This is our resident physician, Dr. Saunders. Bu rezidansımızın hekimi, Doktor Saunders. Bu rezidansımızın hekimi, Doktor Saunders. Buradaki sağlık işlerinin sorumlusu Dr. Sanders. Dollhouse-1 2009 info-icon
Mr. Langton, who will be replacing Samuelson. Bay Langton, Samuelson'un yerini alacak kişi. Bay Langton, Samuelson'un yerini alacak kişi. Bay Langton Samuelson'ın görevinde çalışacak. Dollhouse-1 2009 info-icon
Does that mean I can get his body out of my office? Bu, cesedini ofisimden çıkarabileceğim anlamına mı geliyor? Bu, cesedini ofisimden çıkarabileceğim anlamına mı geliyor? Bu, artık cesedini ofisimden kaldırabileceğimiz anlamına mı geliyor? Dollhouse-1 2009 info-icon
I'll take care of it. Ben icabına bakacağım. Ben icabına bakacağım. Biz ilgileniriz. Dollhouse-1 2009 info-icon
Right. Peki. Peki. Tamam. Dollhouse-1 2009 info-icon
Right. Everything's under control. Haklısın. Her şey kontrol altında. Haklısın. Her şey kontrol altında. Tabii. Her şey yolunda. Dollhouse-1 2009 info-icon
It's nice to have you on the team. Sizi ekipte görmek güzel. Sizi ekipte görmek güzel. Sizi takımımızda görmek çok güzel. Dollhouse-1 2009 info-icon
where you step. Bastığınız yere dikkat edin. Bastığınız yere dikkat edin. Bastığın yere dikkat edin. Dollhouse-1 2009 info-icon
Her... face. Kızın yüzü. Kızın yüzü. Yüzüne ne oldu? Dollhouse-1 2009 info-icon
Dr. Saunders is still... recovering. Doktor Saunders hâlâ iyileşme sürecinde. Doktor Saunders hâlâ iyileşme sürecinde. Dr. Saunders iyileşme sürecinde. Dollhouse-1 2009 info-icon
Same guy who killed Samuelson? Samuelson'u öldüren aynı adam mı? Samuelson'u öldüren aynı adam mı? Samuelson'ı öldüren kişi mi onu bu hale soktu? Dollhouse-1 2009 info-icon
She was more fortunate. Doktor daha şanslıydı. Doktor daha şanslıydı. Doktor çok daha şanslıydı. Dollhouse-1 2009 info-icon
I want to see Samuelson's body. Samuelson'un cesedini görmek istiyorum. Samuelson'un cesedini görmek istiyorum. Samuelson'ın cesedini görmek istiyorum. Dollhouse-1 2009 info-icon
You really don't. Görmek istemezsin. Görmek istemezsin. İstemezsin. Dollhouse-1 2009 info-icon
Show me. Göster bana. Göster bana. Gösterin. Dollhouse-1 2009 info-icon
Samuelson. Samuelson. Samuelson. Samuelson. Dollhouse-1 2009 info-icon
He was a good man. İyi bir adamdı. İyi bir adamdı. İyi bir adamdı. Yeterince değilmiş. Dollhouse-1 2009 info-icon
Not good enough. Yeterince iyi değilmiş. Yeterince iyi değilmiş. Dollhouse-1 2009 info-icon
What do you make? Ne düşünüyorsun? Ne düşünüyorsun? Sence bunu ne yaptı? Dişsiz tek taraflı bir bıçak. Dollhouse-1 2009 info-icon
Single blade, non serrated, Sade bıçak, dişsiz... Sade bıçak, dişsiz... Dollhouse-1 2009 info-icon
ten to 12 centimeters. ...10 ila 12 cm. arasında. ...10 ila 12 cm. arasında. 10, 12 santimetre arası. Dollhouse-1 2009 info-icon
Tendons in the extremities were severed first to disable him. Sakatlamak için ilk önce uçlardaki tendonlara zarar verilmiş. Sakatlamak için ilk önce uçlardaki tendonlara zarar verilmiş. Etkisiz hale getirmek için önce uzuvlarındaki tendonlar kesilmiş. Dollhouse-1 2009 info-icon
And then the real work started. Ve sonra da gerçek iş başlamış. Ve sonra da gerçek iş başlamış. Sonra da asıl darbeler gelmiş. Dollhouse-1 2009 info-icon
Knew exactly where to cut Kesince, maksimum hasar ve acıya yol açacak... Kesince, maksimum hasar ve acıya yol açacak... Maksimum hasarı ve acıyı vermek için nereleri keseceğini iyi biliyormuş. Dollhouse-1 2009 info-icon
Whoever did this took their time. Bunu yapan her kimse epey vakit harcamış. Bunu yapan her kimse epey vakit harcamış. Bunu kim yaptıysa pek acele etmemiş. Sekiz saniyede oldu. Dollhouse-1 2009 info-icon
Eight seconds. Sekiz saniye. Sekiz saniye. Dollhouse-1 2009 info-icon
That's the timeline we've been able to piece together. Bir araya getirmek için elimizde olan zaman dilimi. Bir araya getirmek için elimizde olan zaman dilimi. Oluşturduğumuz zaman çizelgesi sayesinde bulduk. Dollhouse-1 2009 info-icon
The cuts are meticulous, almost surgical. Kesikler çok titiz yapılmış, neredeyse ameliyatlık. Kesikler çok titiz yapılmış, neredeyse ameliyatlık. Kesikler kusursuz, neredeyse cerrahi kesimler gibi. Dollhouse-1 2009 info-icon
Wouldn't have thought it was possible Bir adamı bu kadar hızlı oymanın... Bir adamı bu kadar hızlı oymanın... Bu kadar kısa bir sürede bir insanın böyle doğranabileceğini sanmazdım. Dollhouse-1 2009 info-icon
to carve up a man like this so fast. ...mümkün olabileceğini hiç düşünmemiştim. ...mümkün olabileceğini hiç düşünmemiştim. Dollhouse-1 2009 info-icon
It isn't. Gerekli yetenekler yüklenmeden mümkün değil. Gerekli yetenekler yüklenmeden mümkün değil. Mümkün değil zaten. Dollhouse-1 2009 info-icon
Unless you've been imprinted with the necessary skills. Tabii gerekli karakter yüklemelerini yapmadığınız sürece. Dollhouse-1 2009 info-icon
You're telling me you programmed one of your dolls Bebeklerden birini "Karındeşen Jack" olarak programladığını mı söylüyorsun? Bebeklerden birini "Karındeşen Jack" olarak programladığını mı söylüyorsun? Bebeklerinizden birini Karın Deşen Jack... Dollhouse-1 2009 info-icon
Not my department. Benim bölümüm değil. Tek bildiğim, Alpha'nın silinmesi gereken... Benim bölümüm değil. Tek bildiğim, Alpha'nın silinmesi gereken... Benim bölümüm değil. Tek bildiğim o ajanın birkaç tane... Dollhouse-1 2009 info-icon
personalities that should have been erased. ...çoklu yazılımlara, kişiliklere ulaştığı. ...çoklu yazılımlara, kişiliklere ulaştığı. Dollhouse-1 2009 info-icon
And one of them did this, Onlardan biri bunu yaptı... Onlardan biri bunu yaptı... Bu kişiliklerden birisi bunu yaptı... Dollhouse-1 2009 info-icon
then slaughtered everyone around your girl ...havuç olarak kullanmadan önce... ...havuç olarak kullanmadan önce... ...sonra da kuş olup uçmadan önce bir kızın etrafındaki herkesi doğradı. Dollhouse-1 2009 info-icon
before pulling a smoke and mirrors. ...kızının etrafındaki herkesi katletti. ...kızının etrafındaki herkesi katletti. Dollhouse-1 2009 info-icon
So, why didn't he kill Echo? Öyleyse, neden Echo'yu öldürmedi? Öyleyse, neden Echo'yu öldürmedi? Neden Echo'yu öldürmedi? Dollhouse-1 2009 info-icon
You don't write. You don't call. Yazmıyorsun. Aramıyorsun. Yazmıyorsun. Aramıyorsun. Aramıyorsun, sormuyorsun. Dollhouse-1 2009 info-icon
You're starting to hurt my feelings. Beni incitmeye başladın. Beni incitmeye başladın. Duygularımı incitmeye başladın. Dollhouse-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 15875
  • 15876
  • 15877
  • 15878
  • 15879
  • 15880
  • 15881
  • 15882
  • 15883
  • 15884
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact