• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 15882

English Turkish Film Name Film Year Details
Hello? Merhaba! Merhaba! Merhaba? Dollhouse-1 2009 info-icon
Hello? Alo! Alo! Alo? Dollhouse-1 2009 info-icon
Is there anybody out there? Kimse beni duyuyor mu? Kimse beni duyuyor mu? Birisi var mı? Dollhouse-1 2009 info-icon
I need help, please, somebody! Yardıma edin, lütfen, birisi yardım etsin! Yardıma edin, lütfen, birisi yardım etsin! Yardıma ihtiyacım var, lütfen! Dollhouse-1 2009 info-icon
Hey, baby? Selam, bebeğim. Selam, bebeğim. Merhaba bebeğim. Dollhouse-1 2009 info-icon
Guess you found Ranger Bob, huh? Sanırım Bekçi Bob'u buldun, değil mi? Sanırım Bekçi Bob'u buldun, değil mi? Demek Orman Muhafızı Bob'u buldun ha. Dollhouse-1 2009 info-icon
Why are you doing this? Bunu neden yapıyorsun? Bunu neden yapıyorsun? Niye bunu yapıyorsun? Dollhouse-1 2009 info-icon
Because I want to know. Çünkü bilmek istiyorum. Çünkü bilmek istiyorum. Çünkü bilmek istiyorum. Dollhouse-1 2009 info-icon
Know what, you sick son of a bitch?! Neyi bilmek istiyorsun, hasta orospu çocuğu! Neyi bilmek istiyorsun, hasta orospu çocuğu! Neyi bilmek istiyorsun, hasta herif. Dollhouse-1 2009 info-icon
If you deserve to live. Yaşamayı hak edip etmediğini. Yaşamayı hak edip etmediğini. Yaşamayı hak edip, etmediğini. Dollhouse-1 2009 info-icon
If you've earned the right. Buna hak kazanıp kazanmadığını. Buna hak kazanıp kazanmadığını. Buna hakkın olup, olmadığını. Dollhouse-1 2009 info-icon
You know what gives someone the right to live? Kimse bir insanın yaşayıp yaşamamasına karar veremez. Dollhouse-1 2009 info-icon
Not hunting them! Onları avlamayarak! Onları avlamayarak! Kimseyi avlayamaz! Dollhouse-1 2009 info-icon
That's it! İşte bu! İşte bu! İşte budur! Tüm yüreğini ver. Dollhouse-1 2009 info-icon
Shoulder to the wheel. İnatla yapmaya devam etmek. İnatla yapmaya devam etmek. Dollhouse-1 2009 info-icon
Prove you're not just an echo. Sadece bir ekodan ibaret olmadığını göster. Sadece bir ekodan ibaret olmadığını göster. Silik biri olmadığını kanıtla. Dollhouse-1 2009 info-icon
You want proof, you psycho? Kanıt mı istiyorsun, sapık herif? Kanıt mı istiyorsun, sapık herif? Kanıt mı istiyorsun, psikopat herif. Dollhouse-1 2009 info-icon
How about this? Buna ne dersin? Buna ne dersin? Şuna ne dersin? Seni geberteceğim. Dollhouse-1 2009 info-icon
I'm going to kill you. Seni öldüreceğim. Seni öldüreceğim. Dollhouse-1 2009 info-icon
Will that prove it?! Bu kanıtlar mı? Bu kanıtlar mı? Bu kanıtlar mı? Seni deşeceğim Dollhouse-1 2009 info-icon
I'm going to stab you... Seni bıçaklayıp... Seni bıçaklayıp... Dollhouse-1 2009 info-icon
You don't sound too good. Sesin pek iyi gelmiyor. Sesin pek iyi gelmiyor. Sesin pek iyi gelmiyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
Hey, you didn't drink Oradaki mataradan su içmedin, değil mi? Oradaki mataradan su içmedin, değil mi? Sakın o mataradan... Dollhouse-1 2009 info-icon
did you? 'Cause... Çünkü... Çünkü... İçtin mi yoksa? Çünkü içtiysen... Dollhouse-1 2009 info-icon
that would be bad. Bu kötü olurdu. Bu kötü olurdu. ...senin için pek iyi olmaz. Dollhouse-1 2009 info-icon
Is it time for my treatment? Tedavimin zamanı geldi mi? Tedavimin zamanı geldi mi? Tedavim mi geldi? Dollhouse-1 2009 info-icon
Yes, but this Evet, ama bu seferki çok özel bir tedavi, Echo. Evet, ama bu seferki çok özel bir tedavi, Echo. Evet ama... Dollhouse-1 2009 info-icon
is a very special one, Echo. ...bu özel bir tedavi Echo. Dollhouse-1 2009 info-icon
This one won't pinch like the others... Bu sefer canın yanmayacak, öncekileri hatırlamasan da... Bu sefer canın yanmayacak, öncekileri hatırlamasan da... Bu, hatırlayamadığın diğerleri gibi... Dollhouse-1 2009 info-icon
You don't remember. ...canını acıtmayacak Dollhouse-1 2009 info-icon
Hello. Merhaba. Merhaba. Merhaba. Dollhouse-1 2009 info-icon
You're tall. Epey uzun boylusun. Epey uzun boylusun. Uzunmuşsun. Dollhouse-1 2009 info-icon
Do I have to be here for this? Burada olmak zorunda mıyım? Burada olmak zorunda mıyım? Bu iş için burada olmam gerekiyor mu? Dollhouse-1 2009 info-icon
The Handler Active imprint requires a direct line of sight. Bakıcı ajan programının yüklenmesi sırasında göz göze temas gereklidir. Bakıcı ajan programının yüklenmesi sırasında göz göze temas gereklidir. Ajan amir etkileşimi sağlamak için yüz yüze olmanız gerekir. Dollhouse-1 2009 info-icon
So, she needs to be Bu yüzden, sihirli değneğimi sallarken, senin,... Bu yüzden, sihirli değneğimi sallarken, senin,... Sihrimi yaparken o kahverengi hülyalı gözleriyle direk sana bakması lazım. Dollhouse-1 2009 info-icon
dreamy brown eyes when I wave my magic wand. ...o güzel kahverengi gözlerine bakması gerekiyor. ...o güzel kahverengi gözlerine bakması gerekiyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
Then what? Sonra ne olacak? Ben ve "Özel İhtiyaç" kanka mı olacağız? Sonra ne olacak? Ben ve "Özel İhtiyaç" kanka mı olacağız? Sonra ne olacak? Bu ısmarlama kişiyle can ciğer mi olacağız. Dollhouse-1 2009 info-icon
It's about trust. Güvenle ilgili. Güvenle ilgili. Konu güven. Dollhouse-1 2009 info-icon
From this point on, Bu andan itibaren, Echo, sorgulamadan ve tereddütsüz,... Bu andan itibaren, Echo, sorgulamadan ve tereddütsüz,... Bundan sonra Echo daima sana güvenecek. Dollhouse-1 2009 info-icon
without question or hesitation, ...her ne olursa olsun, daima sana güvenecek. ...her ne olursa olsun, daima sana güvenecek. Soru sormadan, tereddüt etmeden... Dollhouse-1 2009 info-icon
no matter what the circumstance. ...koşullar ne olursa olsun. Dollhouse-1 2009 info-icon
You're about to become the most important person in her life. Onun hayatındaki en önemli insan olmak üzeresin. Onun hayatındaki en önemli insan olmak üzeresin. Onun hayatındaki en önemli insan olmak üzeresin. Dollhouse-1 2009 info-icon
Let's get this over with. Hadi bitirelim şu işi. Hadi bitirelim şu işi. Bitirelim şu işi. Dollhouse-1 2009 info-icon
Hey, hey, this is art. Bu sanat. Burada yağ değiştirmiyoruz. Bu sanat. Burada yağ değiştirmiyoruz. Burada sanat yapıyoruz... Dollhouse-1 2009 info-icon
It's not an oil change. ...araba tamir etmiyoruz. Dollhouse-1 2009 info-icon
Rush the brushstrokes, Acele işe şeytan karışır. Acele işe şeytan karışır. Aceleye getirirsen yarım yamalak bir iş ortaya çıkar. Dollhouse-1 2009 info-icon
What's this? Bu ne? Bu ne? Bu ne? Söyleyeceklerin. Dollhouse-1 2009 info-icon
Your script. Senin sözlerin. Söyleyeceklerin ve alacağın cevap. Senin sözlerin. Söyleyeceklerin ve alacağın cevap. Dollhouse-1 2009 info-icon
Call and response. Karşılıklı sözleriniz. Dollhouse-1 2009 info-icon
Neural lock and key. Sinirsel kilit ve anahtarı. Sinirsel kilit ve anahtarı. Zihinsel bir kilit ve anahtarı. Dollhouse-1 2009 info-icon
All right, Brando. Pekâla, Brando. Pekâla, Brando. Göster kendini, Brando. Dollhouse-1 2009 info-icon
Let's see what you got. Nasıl yapacaksın görelim bakalım. Nasıl yapacaksın görelim bakalım. Neyin varmış bir görelim. Dollhouse-1 2009 info-icon
Everything's going to be... Oh, wait, wait, wait a second. Her şey yoluna... Dur, bir saniye. Her şey yoluna... Dur, bir saniye. Her şey yoluna Bekle bir saniye. Dollhouse-1 2009 info-icon
Uh, take her hand. Elini tut. Elini tut. Elini tut. Dollhouse-1 2009 info-icon
What? Ne? Ne? Anlamadım? Dollhouse-1 2009 info-icon
Hold her hand. Elini tut. Elini tut. Elini tut. Dollhouse-1 2009 info-icon
Tactile proximity enhances bonding protocol. Dokunsal temas bağlanma protokolünün etkisini artırır. Bu... Dokunsal temas bağlanma protokolünün etkisini artırır. Bu... Fiziksel temas daha iyi etkileşim sağlıyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
Okay. Haydi. Dollhouse-1 2009 info-icon
And take two. Ve başla. Ve başla. Ve ikinci aşama. Dollhouse-1 2009 info-icon
Everything's going to be all right. Her şey yoluna girecek. Her şey yoluna girecek. Her şey yoluna girecek. Dollhouse-1 2009 info-icon
Now that you're here. Sen burada olduktan sonra... Sen burada olduktan sonra... Artık buradasın ya. Dollhouse-1 2009 info-icon
Do you trust me? Bana güveniyor musun? Bana güveniyor musun? Bana güveniyor musun? Hayatımla. Dollhouse-1 2009 info-icon
With my life. Hayatıma mal olsa da. Hayatıma mal olsa da. Dollhouse-1 2009 info-icon
How you feeling, sweetness? Nasıl hissediyorsun, tatlısı? Nasıl hissediyorsun, tatlısı? Nasılsın, şekerim? Dollhouse-1 2009 info-icon
A little funky right about now? Biraz ürkeklik var mı şimdi? Biraz ürkeklik var mı şimdi? Şu anda başın dönüyor mu? Dollhouse-1 2009 info-icon
Don't worry. Stuff's not going to kill you. Endişelenme, suyun içindeki seni öldürmez. Endişelenme, suyun içindeki seni öldürmez. Merak etme, seni öldürmez. Dollhouse-1 2009 info-icon
The man I got it from said Aldığım adam sadece baş dönmesi yapacağını söylemişti. Aldığım adam sadece baş dönmesi yapacağını söylemişti. Aldığım adam sadece baş döndürür demişti. Dollhouse-1 2009 info-icon
So what do you say? Peki ne diyorsun? Peki ne diyorsun? Ee, durum nedir? Dollhouse-1 2009 info-icon
You spinning yet? Daha dönmeye başlamadı mı? Daha dönmeye başlamadı mı? Başın dönmeye başladı mı? Dollhouse-1 2009 info-icon
Hey, wait. Bekle. Bekle. Bekle. Dollhouse-1 2009 info-icon
Wait. Bekle. Bekle. Bekle. Dollhouse-1 2009 info-icon
No, no, no, get that thing out of my face. Hayır, hayır, çek şu şeyi suratımdan. Dollhouse-1 2009 info-icon
How many? Kaç tane? Kaç tane? Kaç tane? Dollhouse-1 2009 info-icon
How many men Kızla aramda kaç kişi daha var? Kızla aramda kaç kişi daha var? Kızla benim aramda kaç tane adam var? Dollhouse-1 2009 info-icon
I don't know! I don't know. I swear to God! Bilmiyorum, bilmiyorum. Yemin ederim. Bilmiyorum, bilmiyorum. Yemin ederim. Bilmiyorum! Yemin ederim ki bilmiyorum. Dollhouse-1 2009 info-icon
I don't think he's listening. Dinlediğini zannetmiyorum. Dinlediğini zannetmiyorum. Dinlediğini hiç sanmıyorum. Dollhouse-1 2009 info-icon
A guy hired me over the phone! Herifin teki telefonla tuttu beni! Herifin teki telefonla tuttu beni! Adam beni telefonla kiraladı. Dollhouse-1 2009 info-icon
I never met him! Onula hiç tanışmadım! Onula hiç tanışmadım! Yüz yüze tanışmadık. Dollhouse-1 2009 info-icon
I was just supposed to get you to stall the response team. Sadece müdahale etmeni geciktirmem gerekiyordu. Sadece müdahale etmeni geciktirmem gerekiyordu. Destek ekibi gelene kadar seni tutmam gerekiyordu. Dollhouse-1 2009 info-icon
And then put a bullet in my head. Sonra da kafama bir kurşun sıkmak. Sonra da kafama bir kurşun sıkmak. Sonra da kafama sıkacaktın. Dollhouse-1 2009 info-icon
Hey, it's business. İş bu. İş bu. İşim bu. Dollhouse-1 2009 info-icon
Don't take it personal, dude. Kişisel olarak alma, dostum. Kişisel olarak alma, dostum. Üzerine alınmana gerek yok, dostum. Dollhouse-1 2009 info-icon
I don't. Almam. Almam. Dollhouse-1 2009 info-icon
Wake up. Uyan. Uyan. Uyan. Dollhouse-1 2009 info-icon
Ah, you're doing great, baby. Çok iyi gidiyorsun, bebeğim. Çok iyi gidiyorsun, bebeğim. Harika gidiyorsun, bebeğim. Dollhouse-1 2009 info-icon
Don't quit on me now. Şimdi vaz geçme. Şimdi vaz geçme. Sakın pes etme. Dollhouse-1 2009 info-icon
Do you need a minute? Sana bir dakika vereyim mi? Sana bir dakika vereyim mi? Soluklanmaya ihtiyacın var mı? Dollhouse-1 2009 info-icon
'Cause I don't want to rush you. Çünkü, fazla aceleye getirmek istemem. Çünkü, fazla aceleye getirmek istemem. Çünkü seni koşturmak istemem. Dollhouse-1 2009 info-icon
All right. We'll rush. Peki, biraz acele edeceğiz. Peki, biraz acele edeceğiz. Pekâlâ, koşalım bakalım. Dollhouse-1 2009 info-icon
Hey, neighbor. Selam, komşu. Selam, komşu. Merhaba komşu. İşten erken mi çıktın? Dollhouse-1 2009 info-icon
Off early? Erken mi çıktın? Erken mi çıktın? Dollhouse-1 2009 info-icon
Just swinging by for a bite, then getting back to it. Keeping our streets safe. Bir şeyler atıştırmak için uğradım, sonra döneceğim. Bir şeyler atıştırmak için uğradım, sonra döneceğim. Bir lokma bir şeyler yemeye gelmiştim, sonra işe geri dönecektim. Dollhouse-1 2009 info-icon
I should thank you. ..sana teşekkür etmeliyim, teşekkür ederek... ..sana teşekkür etmeliyim, teşekkür ederek... Dollhouse-1 2009 info-icon
You know, Yani... Teşekkür ederek. Dollhouse-1 2009 info-icon
You want to have some lasagna? Biraz lazanya ister misin? Biraz arttı da. Biraz lazanya ister misin? Biraz arttı da. Lazanya ister misiniz? Yemekten arttı da. Dollhouse-1 2009 info-icon
You know, it's only leftovers Artan yemek, üzerinden biraz yediğin yemektir, Mellie. Artan yemek, üzerinden biraz yediğin yemektir, Mellie. Yemek artığı demek için bir kısmını yenilmesi gerekir, Millie. Dollhouse-1 2009 info-icon
Oh, no, I, uh, made another one that I... Hayır, bir tane daha yapmıştım, kendim... Hayır, bir tane daha yapmıştım, kendim... Biliyorum bir tane daha yapmıştım. Dollhouse-1 2009 info-icon
It's really good. Gerçekten güzel. Gerçekten güzel. Çok lezzetlidir. Başka zaman yapalım. Dollhouse-1 2009 info-icon
Rain check? Kibarca reddetsem? Kibarca reddetsem? Dollhouse-1 2009 info-icon
Totally. Yeah. Kesinlikle. Tabii. İstediğin zaman, kapımı çalman yeterli. Ben her zaman... Kesinlikle. Tabii. İstediğin zaman, kapımı çalman yeterli. Ben her zaman... Tabii ki. Dollhouse-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 15877
  • 15878
  • 15879
  • 15880
  • 15881
  • 15882
  • 15883
  • 15884
  • 15885
  • 15886
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact