Search
English Turkish Sentence Translations Page 158435
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| She sings from somewhere you can't see | Göremediğin bir yerden şarkısını söyler | Tank Girl-1 | 1995 | |
| She sits in the top of the greenest tree | Oturur en yeşil ağacın tepesinde | Tank Girl-1 | 1995 | |
| She sends out an aroma of undefined lust | Tarifsiz bir şehvetin kokusunu salar | Tank Girl-1 | 1995 | |
| It drips on down in a mist from above | Damlar üzerine, bir sis bulutundan | Tank Girl-1 | 1995 | |
| She's just the girl | O tam da... | Tank Girl-1 | 1995 | |
| She's just the girl, the girl you want | Tam da istediğin kız | Tank Girl-1 | 1995 | |
| You hear her callin' everywhere you turn | Nereye gitsen duyarsın, çağıran sesini | Tank Girl-1 | 1995 | |
| You know you're headed for the pleasure burns | Bilirsin ki peşindesin, içini yakan zevklerin | Tank Girl-1 | 1995 | |
| But the words get stuck on the tip of your tongue | Ancak boğazına düğümlenir sözlerin | Tank Girl-1 | 1995 | |
| She's the real thing but you knew it all along | Tek gerçek O'dur, başından beri bilirsin | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Look at you with your mouth waterin' | Ağzının suyu akıyor, şu haline bak | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Look at you with your mind spinnin' | Aklın başından gidiyor, şu haline bak | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Why don't we just admit it's all over? | Neden itiraf etmiyorsun, artık bitti... | Tank Girl-1 | 1995 | |
| She's just the girl you want | O tam da istediğin kız | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Listen up, cos I'm only tellin' you this once. | İyi dinleyin çünkü bunu bir kez anlatacağım. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I'm not a bedtime story lady, so pay attention. | Masalcı teyzelerden değilimdir, o yüzden dikkatinizi verin. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| It's 2033. The world is screwed now. | Yıl 2033. Dünya hapı yuttu. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| A while ago, this humongous comet came crashin' into the earth. | Bir süre önce, devasa bir kuyruklu yıldız dünyaya çarptı. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Bam! Total devastation. End of the world as we know it. | Bam! Toplu yıkım. Dünyanın sonu. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| No celebrities, no cable TV. | Ne ünlüler kaldı ne de kablo TV. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| No water! It hasn't rained in 11 years. | Su da yok! 11 yıldır yağmur yağmadı. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Now 20 people gotta squeeze inside the same bathtub. So it ain't all bad. | Artık bir küvete 20 kişi sığışmak zorunda. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| That's me, the one in the mask. No, the other one in the mask! | Bu benim, maskeli olan. Hayır, diğer maskeli! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Today's my boyfriend's birthday, so I'm out shopping for that perfect gift. | Bugün sevgilimin doğum günü... | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Whatever I can scrounge up. | Artık ne yağmalarsam. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Uh oh! Ripper raptors. | Yırtıcılar. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| The Rippers are a demonic army of bloodthirsty, human eating, | Yırtıcılar, kana susamış, insan yiyici... | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Witness Exhibit A. | Eser A'ya tanıklık edin. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| They spend most of their time raidin' the WP. That's short for Water and Power. | Vakitlerinin çoğunu SE'yi yağmalamakla geçirirler. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| They control most of the water, and got all the power. | Suyun çoğu onların kontrolünde, elektriğin de tümüne sahipler. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Oh, wait. One last thing. | Durun. Son bir şey. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| My friends and me, we do not suck up to Water and Power. | Arkadaşlarım ve ben, Su ve Elektrik sevdalısı değiliz. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Yeah, we steal water, but as long as they don't find out, who gives a shit? | Evet, su çalıyoruz. Ama anlamadıkları sürece kimin umurunda ki? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Ah, there it is. Home, sweet home. | İşte burası. Evim, güzel evim. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I'm gonna go water the vegetables. | Gidip sebzeleri sulayacağım. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Town, you fixed the pump, right? I'm goin' down. | Town, pompayı tamir ettin değil mi? Aşağı iniyorum. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Yeah, go for it! | Evet, gidebilirsin! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| You've been stealing water. | Su çalıyordun. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| What gave you that idea? Take off your clothes. | Bunu da nereden çıkardın? Elbiselerini çıkar. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Now! Shit. Right, right, right, right, right. | Hemen! Tamam tamam tamam. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Did I tell you to stop? | Sana dur dedim mi? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I'm not too good under pressure. | Baskı altındayken bunu beceremem. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Well, you'll learn, then, won't you? | O zaman öğrenirsin, değil mi? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Gross out! Come on. They're bein' weird again. | İğrenç! Gel. Yine tuhaflaşmışlar. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Let's get outta here. Let go. | Çıkalım buradan. Gidelim. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I was just gettin' into that one. Gimme that. | Tam da havaya giriyordum. Ver şunu bana. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I thought you was workin' on my Doris Day bust? | Bana Doris Day büstü yaptığını sanıyordum? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I didn't trade you my autographed Doris picture just for... whatever this is. | Doris'in imzalı fotoğrafını bunun için değişmedim ben... Her neyse bu! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I know, but the wood talks to me. It said Ripper. | Biliyorum, ama tahta benimle konuşuyor. Yırtıcı dedi. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| How would you know what one looks like? No one's ever seen a Ripper. | Neye benzediğini nereden biliyorsun? Kimse Yırtıcı görmemiştir. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| No one's ever seen your peanut dick either. | Senin fındık kadar penisini de kimse görmemiştir. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I'm tellin'. Go ahead. | Söyleyeceğim. Durma. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Rebecca! Don't forget guard duty. | Rebecca! Nöbeti unutma. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Adam was dust until God injected him with life. | Tanrı ona hayat enjekte edene dek, Adem tozdan ibaretti. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| And do you know what was in that injection? | O enjeksiyonun içinde ne olduğunu biliyor musunuz? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Water is life. Water is power. | Su hayattır. Su güçtür. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Well done. You've all done a masterful job. | Tebrikler. Her biriniz ustaca bir iş çıkardınız. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| 95 per cent of the desert and all the water it contains | Çölün %95'i ve içerdiği tüm su artık Su ve Elektrik'e ait. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I think that deserves a little toast. | Sanırım bir kutlamayı hak ediyor. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| To Captain Derouche, | Yüzbaşı Derouche'a... | Tank Girl-1 | 1995 | |
| for securing most of the desert. | Çölün büyük çoğunluğunu güvence altına aldığı için. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Captain Derouche. Captain Derouche. | Yüzbaşı Derouche. Yüzbaşı Derouche. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I can promise you, sir, the Rippers will only be a minor setback. | Söz veriyorum efendim, Yırtıcılar sadece küçük bir aksaklık olacak. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Once I take care of them, | Onların icabına baktığımda... | Tank Girl-1 | 1995 | |
| that final crack of land will be ours. | ...son toprak parçası da bizim olacak. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| This crack of land, Captain? | Bu toprak parçası mı Yüzbaşı? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Well, it's just a small crack. It doesn't matter. We'll let that go. | Sadece küçük bir parça. Önemli değil. Bırakabiliriz. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Oh, my. Now look what's happened. | Hay aksi. Bakın ne oldu? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| We lost the Feta Plains. | Feta Düzlükleri'ni kaybettik. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| And the Tenelson Ridge! | Ve Tenelson tepesini de! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| And so on! | Ve böyle devam eder! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| There are three million litres of water underneath the Blue Dunes. | Mavi Kumullar'ın altında tam üç milyon litre su var. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| And you will retrieve it. | Ve sizler onu alacaksınız. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Do I make myself clear, gentlemen? | Yeterince açık ifade ettim mi beyler? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Remove your boots, Captain. | Ayakkabılarını çıkar Yüzbaşı. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| The Fool. | Aptal. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| It was foolish not to carry out my order. | Emrimi yerine getirememek aptalcaydı. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| It was foolish to walk across a floor full of glass. | Cam kırıklarıyla dolu bir yerde çıplak ayakla yürümek de aptalca. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| If I were you, I wouldn't have done it. I would have killed me first. | Yerinde olsam bunu yapmazdım. Önce beni öldürmeleri gerekirdi. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| But you lack that courage, don't you, Captain? | Ama sende bu cesaret yok değil mi Yüzbaşı? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Sergeant Small, | Çavuş Small... | Tank Girl-1 | 1995 | |
| it's your show now. | ...artık bu sizin gösteriniz. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| try not to let me down. Yes, sir. | ...beni hayal kırıklığına uğratmayın. Emredersiniz. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Lovely. | Güzelmiş. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I take guard duty very seriously. | Nöbeti çok ciddiye alırım. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Elvis! Elvis! Come out and play. | Elvis! Elvis! Çık da oynayalım. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Hey, baby. What do you say? Me and you, Vegas? | Selam bebek. Ne dersin? Sen ve ben, Vegas'a? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Bollocks! | Kahretsin! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Boo! | Öcüü! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Rebecca! Rebecca! | Rebecca! Rebecca! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Got you! | Kandırdım seni! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| You buttsmear. What'd I tell you? | Bok lekesi. Ben sana ne dedim? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Don't say "buttsmear". It's not becoming. Say... | 'Bok lekesi' deme. Şey gibi olmuyor...Mesela | Tank Girl-1 | 1995 | |
| "asshole" or "dickwad". | ..."göt oğlanı" ya da "sik kafalı". | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Trade you. What? | Değiş tokuş yapalım mı? Nesine? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I'll sneak you some food for that dangerball you found. | Bulduğun tehlike topuna kaşılık sana yiyecek getiririm. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I don't know. You know how to work it? | Bilemiyorum. Nasıl çalıştıracağını biliyor musun? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| If you don't... you're steak tartare. | Eğer bilmiyorsan... tartarlı bifteğe dönersin. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| First... go get me my food. | Önce... gidip yemeğimi getir. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I knew you couldn't resist me. | Bana karşı koyamayacağını biliyordum. | Tank Girl-1 | 1995 |