Search
English Turkish Sentence Translations Page 158430
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You I'm not so sure about. | Senden emin degilim. Senden emin değilim. Senden emin değilim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| God, how did this happen? | Tanrim, baºina ne geldi? Tanrım, başına ne geldi? Tanrım, başına ne geldi? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Sliding off a high tension wire into pine trees at 40 mph. . . | 60 km. hizla yüksek gerilimli bir telden kayip, agaca tosladim... 60 km. hızla yüksek gerilimli bir telden kayıp, ağaca tosladım... 60 km. Hızla yüksek gerilimli bir telden kayıp, ağaca tosladım... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .tends to slip a disk or two. | ...bir iki omurga kemigi kaydi. ...bir iki omurga kemiği kaydı. ...bir iki omurga kemiği kaydı. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Maybe we can slip it back in. | Belki yerine konabilir. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| How's that? Are you kidding? | Nasil hissediyorsun? Dalga mi geçiyorsun? Nasıl hissediyorsun? Dalga mı geçiyorsun? Nasıl hissediyorsun? Dalga mı geçiyorsun? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Six or seven more hours of this and I'll be fine. | Alti yedi saat daha dokun, hiç bir ºeyim kalmaz. Altı yedi saat daha dokun, hiç bir şeyim kalmaz. Altı yedi saat daha dokun, hiç bir şeyim kalmaz. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| What's the story with you and Ray? | Seninle Ray arasindaki hikaye ne? Seninle Ray arasındaki hikaye ne? Seninle Ray arasındaki hikaye ne? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You know. Do you love him? Hate him? | Biliyorsun. Onu seviyor musun? Nefret mi ediyorsun? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| None of the above? | Ne o ne de digeri? Ne o ne de diğeri? Ne o ne de diğeri? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Of course. He loves me, too. He just has a funny way of showing it. | Elbette. O da beni seviyor. Gösterme biçimi tuhaf. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You guys see a lot of each other? | Sik sik görüºüyor musunuz? Sık sık görüşüyor musunuz? Sık sık görüşüyor musunuz? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| He comes and goes as he pleases. | Istediginde gelip geri gidiyor. İstediğinde gelip geri gidiyor. İstediğinde gelip geri gidiyor. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| That's insensitive. | Onda duyarlilik eksik. Onda duyarlılık eksik. Onda duyarlılık eksik. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| But I live my own life. | Ama hayatimi yaºiyorum. Ama hayatımı yaşıyorum. Ama hayatımı yaşıyorum. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Lower. | Aºagisi. Aşağısı. Aşağısı. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Lower? | Aºagisi? Aşağısı? Aşağısı? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I'll move it around real slow. | Yavaºça oynatacagim. Yavaşça oynatacağım. Yavaşça oynatacağım. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Don't stop. I can do this all night. | Durma. Bütün gece yapabilirim. Durma. Bütün gece yapabilirim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Prove it. | Ispat et. İspat et. İspat et. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Faster. | Daha hizli. Daha hızlı. Daha hızlı. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| More? | Daha da mi? Daha da mı? Daha da mı? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Deeper. My God! | Daha derine. Tanrim! Daha derine. Tanrım! Daha derine. Tanrım! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I can feel it going in! Harder! | Yerleºtigini hissediyorum! Daha güçlü! Yerleştiğini hissediyorum! Daha güçlü! Yerleştiğini hissediyorum! Daha güçlü! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| It's almost in! | Neredeyse oluyor! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| God! It's all the way in! | Tanrim! Tam yeri! Tanrım! Tam yeri! Tanrım! Tam yeri! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Hey, sleazebag! | Hey, puºt! Hey, puşt! Hey, puşt! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Captain? | Yüzbaºi? Yüzbaşı? Yüzbaşı? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Do you screen all your guests? | Misafirlerini böyle mi agirlarsin? Misafirlerini böyle mi ağırlarsın? Misafirlerini böyle mi ağırlarsın? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Freeze! Drop the duck! | Kimildama! Birak onu! Kımıldama! Bırak onu! Kımıldama! Bırak onu! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Great police work! Way to stay on top of it, Cash! | Iyi bir polis iºi! Hep iº üstündesin, Cash! İyi bir polis işi! Hep iş üstündesin, Cash! İyi bir polis işi! Hep iş üstündesin, Cash! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| What are you doing? Nice to see you too. | Ne yapiyordun? Seni gördügüme sevindim. Ne yapıyordun? Seni gördüğüme sevindim. Ne yapıyordun? Seni gördüğüme sevindim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You almost nailed your captain. | Neredeyse Yüzbaºiyi indirecektin. Neredeyse Yüzbaşıyı indirecektin. Neredeyse Yüzbaşıyı indirecektin. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| At least I saw him! What were you doing in there? | En azindan onu gördüm! Burada ne yapiyordun? En azından onu gördüm! Burada ne yapıyordun? En azından onu gördüm! Burada ne yapıyordun? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I was getting ready to make my move. | Aksiyonumu hazirliyordum. Aksiyonumu hazırlıyordum. Aksiyonumu hazırlıyordum. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Your girlfriend? My sister! | Kiz arkadaºin mi? Kiz kardeºim! Kız arkadaşın mı? Kız kardeşim! Kız arkadaşın mı? Kız kardeşim! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| My what? | Neyin? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| My sister. | Kiz kardeºim. Kız kardeşim. Kız kardeşim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| That's great! I don't mean that. | Harika! Bunu demek istemedim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I know it looks bad. | Biliyorum tuhaf gözükmeli. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I never deliberately punched out anyone in my life. | Hayatim boyunca kimseyi kasten dövmedim. Hayatım boyunca kimseyi kasten dövmedim. Hayatım boyunca kimseyi kasten dövmedim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| But I'll hammer you into the lawn. | Ama seni çimenlere gömecegim. Ama seni çimenlere gömeceğim. Ama seni çimenlere gömeceğim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Don't you know how to use a doorbell? | Zile basmasini ögrenemedin mi? Zile basmasını öğrenemedin mi? Zile basmasını öğrenemedin mi? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Just stick out your finger and push. | Üstüne parmagini koy ve bastir. Üstüne parmağını koy ve bastır. Üstüne parmağını koy ve bastır. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Isn't this 1 25 Orange Grove Street? | 125 Orange Grove Street degil mi? 125 Orange Grove Street değil mi? 125 Orange Grove Street değil mi? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| It's my place. I have some rights in my own place! | Burasi evim. Evimde de haklarim var! Burası evim. Evimde de haklarım var! Burası evim. Evimde de haklarım var! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| It's my roof, my house, and I let you dwell here. | Benim çatim, benim evim, ve seni burada barindiriyorum. Benim çatım, benim evim, ve seni burada barındırıyorum. Benim çatım, benim evim, ve seni burada barındırıyorum. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I pay rent! | Kira ödüyorum! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| It's late. Check your mail! | Gecikti. Mektuplarini kontrol et! Gecikti. Mektuplarını kontrol et! Gecikti. Mektuplarını kontrol et! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| In Tango's defense, he has been in prison. | Tango'yu savunmak gerekirse, o hapisteydi. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Excuse me, my pantyhose are riding into the unknown. | Özür dilerim, bacagimdaki kadin çorabi yukari kayiyor. Özür dilerim, bacağımdaki kadın çorabı yukarı kayıyor. Özür dilerim, bacağımdaki kadın çorabı yukarı kayıyor. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Way up in the unknown. | Bilinmeze dogru gidiyor. Bilinmeze doğru gidiyor. Bilinmeze doğru gidiyor. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Tell me one thing, seriously. | Bana bir ºey söyle, açikça. Bana bir şey söyle, açıkça. Bana bir şey söyle, açıkça. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| What were you doing on the couch with Queen for a Day? | Kanepenin üstünde ne yapiyordun? Kanepenin üstünde ne yapıyordun? Kanepenin üstünde ne yapıyordun? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Catherine. . . . | Catherine.... Catherine... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| She got the brains and the looks. How do you figure it? | Zeki ve güzel. Nasil açikliyorsun? Zeki ve güzel. Nasıl açıklıyorsun? Zeki ve güzel. Nasıl açıklıyorsun? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I don't. | Açiklamiyorum. Açıklamıyorum. Açıklamıyorum. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| All right, that's it! | Tamam, yeter artik! Tamam, yeter artık! Tamam, yeter artık! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Are you running us in? | Bizi tutuklayacak misin? Bizi tutuklayacak mısın? Bizi tutuklayacak mısın? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| No, but I can only keep the department off your backs for 24 hours. | Hayir, ama polisi peºinizden ancak 24 saat önleyebilirim. Hayır, ama polisi peşinizden ancak 24 saat önleyebilirim. Hayır, ama polisi peşinizden ancak 24 saat önleyebilirim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| The feds are on the case! | Federaller iºin üstündeler! Federaller işin üstündeler! Federaller işin üstündeler! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Slip into something a little more butch. | Daha erkeksi bir ºeyler giyinin. Daha erkeksi bir şeyler giyinin. Daha erkeksi bir şeyler giyinin. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Get rid of Daffy Duck and clear your names. | Adiniza bulaºan lekeden kurtarin kendinizi. Adınıza bulaşan lekeden kurtarın kendinizi. Adınıza bulaşan lekeden kurtarın kendinizi. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Already started. | Baºladik bile. Başladık bile. Başladık bile. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| This tape will clear our names. | Adimizi temize çikartan kayit. Adımızı temize çıkartan kayıt. Adımızı temize çıkartan kayıt. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Compliments of the forger. | Üç kagitçinin tebrikleriyle. Üç kağıtçının tebrikleriyle. Üç kağıtçının tebrikleriyle. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Skinner? | Skinner? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Yeah. So what have you got? | Evet. Ne elde ettin? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| A quarter to four. | Saat dört buçuk. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Start here. | Burada baºliyor. Burada başlıyor. Burada başlıyor. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| We ID'd that creep from the warehouse. | Depodaki serseriyi teºhis ettik. Depodaki serseriyi teşhis ettik. Depodaki serseriyi teşhis ettik. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Ponytail? | At kuyrukluyu mu? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| His name's Requin. | Ismi Requin. İsmi Requin. İsmi Requin. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Look him up. The address is right there. | Onu ziyaret et. Adresi üstünde. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You got 24 hours to find the guy who set you up. | Size tuzak kurani bulmaniz için 24 saatiniz var. Size tuzak kuranı bulmanız için 24 saatiniz var. Size tuzak kuranı bulmanız için 24 saatiniz var. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| When's the clock start? 5 minutes ago. | Ne zamandan itibaren? 5 dakikadan beri. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Honestly. . . | Dürüstçe... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .what did you do with the Elephant Man? | ...Fil Adam'la ne yapiyordun? ...Fil Adam'la ne yapıyordun? ...Fil Adam'la ne yapıyordun? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Come in the house. Change clothes. | Eve gir. Elbiseni degiºtir. Eve gir. Elbiseni değiştir. Eve gir. Elbiseni değiştir. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You'll make a very ugly bride someday. | Bir gün çirkin bir gelin olacaksin. Bir gün çirkin bir gelin olacaksın. Bir gün çirkin bir gelin olacaksın. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Are you proposing? | Evlenme teklifi mi? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Blue one's nice. Blue it is! | Mavi çok güzel. Öyleyse mavi! Mavi çok güzel. Öyleyse mavi! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Sorry about my behavior tonight. | Bu akºamki tavrim için affet. Bu akşamki tavrım için affet. Bu akşamki tavrım için affet. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I want you to be okay. | Iyi olmani istiyorum. İyi olmanı istiyorum. İyi olmanı istiyorum. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I'm okay. | Iyiyim. İyiyim. İyiyim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I can't believe it. How did you get out of prison? | Inanamiyorum. Hapisten nasil kaçabildin? İnanamıyorum. Hapisten nasıl kaçabildin? İnanamıyorum. Hapisten nasıl kaçabildin? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Cash had a friend on the inside. | Cash'in içeride bir arkadaºi vardi. Cash'ın içeride bir arkadaşı vardı. Cash'ın içeride bir arkadaşı vardı. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Sorry, I had nowhere to go but here. | Affedersin, baºka gidecek yerim yoktu. Affedersin, başka gidecek yerim yoktu. Affedersin, başka gidecek yerim yoktu. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Where else are you supposed to go? | Baºka nereye gidebilirsin? Başka nereye gidebilirsin? Başka nereye gidebilirsin? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| The North Pole? Seriously, what will you do? | Kuzey kutbuna? Ciddi, ne yapacaksin? Kuzey kutbuna? Ciddi, ne yapacaksın? Kuzey kutbuna? Ciddi, ne yapacaksın? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Maybe you should turn yourself in. | Belki de teslim olmalisiniz. Belki de teslim olmalısınız. Belki de teslim olmalısınız. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Talk to the press. | Basinla konuºmali. Basınla konuşmalı. Basınla konuşmalı. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| How's the career at the club? That's great! | Kulüpteki iºin nasil? Harika! Kulüpteki işin nasıl? Harika! Kulüpteki işin nasıl? Harika! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You're being hunted and you worry about my dancing? | Arandigin halde meslegim için mi tasalaniyorsun? Arandığın halde mesleğim için mi tasalanıyorsun? Arandığın halde mesleğim için mi tasalanıyorsun? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I'm not worried. | Tasalanmiyorum. Tasalanmıyorum. Tasalanmıyorum. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| If you need a little extra cash, I can buy you a bond or something. | Paraya ihtiyacin varsa, sana hisse senedi alayim. Paraya ihtiyacın varsa, sana hisse senedi alayım. Paraya ihtiyacın varsa, sana hisse senedi alayım. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| It's seven and a quarter yield. | Yedide dört kazandiriyor. Yedide dört kazandırıyor. Yedide dört kazandırıyor. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Big money. | Iyi para. İyi para. İyi para. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You help too much. | Yeteri kadar yardim ettin. Yeteri kadar yardım ettin. Yeteri kadar yardım ettin. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| No, I don't. | Hayir, etmedim. Hayır, etmedim. Hayır, etmedim. | Tango & Cash-1 | 1989 |