• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 15838

English Turkish Film Name Film Year Details
Oh, that family! I saw the mother a few times. Ha şu aile. Annelerini bir kaç kez gördüm. Şu aile! Anneyi bir kaç kez gördüm. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
She looked nice. A quiet sort of woman. İyi birine benziyor. Sessiz sedasız bir kadın. İyi biri gibi göründü. Sessizce bir kadın. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Why? Ne oldu ki? Neden? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Do you know her son? Oğullarını tanıyor musun? Oğlunu biliyor musun? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
The son? Oğulları mı? Oğlu mu? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
I haven't seen him much. Pek görmedim. Onu pek fazla görmedim. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
I heard he runs a bike rental place. Bir bisiklet kiralama işine girmiş duyduğum kadarıyla. Bir bisiklet kiralama yeri işlettiğini duydum. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Yoo jin sometimes goes there to ride bikes. Yoo jin bazen bisiklet sürmeye gidiyor oraya. Yoo jin bazen oraya gidip bisiklete biniyor. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Yoo jin, is this true? Yoo jin, bu doğru mu? Yoo jin, bu doğru mu? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
How could you just let her wonder off on her own? Tek başına oraya gitmesine nasıl izin verirsin? Onun tek başına dolaşmasına nasıl izin verirsin? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Why are you shouting all of a sudden? Durup dururken ne diye bağırıyorsun be? Neden bağırıyorsun şimdi? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
We don't know what sort of folks they are. Ne tür insanlar olduklarını bilmiyoruz. Onların nasıl insanlar olduğunu bilmiyoruz. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
How could you trust them? Nasıl oluyor da güvenebiliyorsun? Onlara nasıl güvenirsin? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
If I can't trust a teacher then who else can I trust? Eğer bir öğretmene güvenemeyeceksek kime güveneceğiz? Eğer bir öğretmene güvenemeyeceksem kime güveneceğim o halde? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Everyone's a suspect to you. Sana herkes şüpheli zaten! Herkes senin için bir şüpheli. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
It's okay, don't cry. Tamam, ağlamayın. Bir şey yok, ağlama. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Mommy and daddy weren't fighting. Anne ve baba kavga etmiyordu. Annen ve baban kavga etmiyor. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Leaving already? Gidiyor musun? Şimdiden çıkıyor musun? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
I've got some work to do. Yapacak bir kaç işim var. Yapılacak işlerim var. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
You must have a lot to do. Öyledir tabi. Yapacak çok işin olmalı. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Can't you just act normal? Biraz normal davranır mısın? Biraz normal davranamaz mısın? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Sweeping the streets every morning won't do us any good. Her sabah yerleri süpürmen bize bir fayda sağlamıyor. Her sabah sokakları süpürmenin bize hiçbir faydası olmayacak. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Here, drink this. Buyrun, için. Buyur, iç şunu. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
You've decided it's not just a missing person's case. Yani basit bir kayıp dosyası olmadığına karar verdiniz? Sadece bir çocuk kaçırma davası olmadığına karar verdiniz. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
I don't know much but... Bilmiyorum ama... Bu konuda çok şey bilmiyorum ama... Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Can't the army help us find her? Ordudan onu bulması için yardım isteyemez miyiz? ...ordu onu bulmamıza yardım edemez mi? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Choong sik. Choong sik. Choong sik. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
There are rules and protocols for carrying out investigations. Soruşturmayı sağlıklı yürütebilmemiz için izlememiz gereken bazı kurallar var. Soruşturmaları yürütmenin yolu yordamları var. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
You can't keep badgering us. Bizi bu şekilde meşgul etmemelisiniz. Bize sürekli üsteleyemezsin. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
It's not that I don't know about the rules. Kuralları bilmediğimden değil ama... Kuralları bilmiyor değilim... Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
It's just that I'm so frustrated. I can't sleep. Elimden hiçbir şey gelmiyor ve ben geceleri uyuyamıyorum. ...sinirlerim çok bozuk sadece. Uyuyamıyorum. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Whenever I think of Mi rim... Ne zaman Mi rim'i düşünsem... Ne zaman Mi rim'i düşünsem... Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Choong sik! Choong sik! Choong sik! Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Do you know the phrase 'innocent until proven guilty'? 'Suçluluğu kanıtlanana kadar herkes masumdur.' Biliyorsun değil mi? 'Suçlu olduğu kanıtlanana kadar masumdur' sözünü biliyor musun? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
All suspects are innocent until proven guilty. Suçlulukları kanıtlanana kadar tüm şüpheliler masumdur. Tüm şüpheliler, suçlu oldukları kanıtlanana kadar masumdur. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
To tell you the truth... Gerçeği söylemek gerekirse... Aslına bakarsan... Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
there's a man in town with a history of child molestation. Köyde çocuk tacizi geçmişi olan birisi var. ...kasabada çocuk tacizinden sabıkalı biri var. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
But we can't convict him as the criminal. Ama onu bu verilerle suçlayamayız. Ancak onu suçlu olarak gösteremiyoruz. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Oh, it's you. Siz mi geldiniz? Sen misin? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Hot, isn't it? Damn. Sıcak değil mi? Kahretsin. Sıcak, değil mi? Kahretsin. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Have you found anything new? Yeni bir şeyler buldunuz mu? Yeni bir şey buldunuz mu? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
I told you I'd call as soon Yeni bir şey bulduğumuzda... Yeni bir ipucu bulur bulmaz seni hemen... Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Then, I'll see you around. Neyse, görüşürüz sonra. Görüşürüz o halde. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Where the hell is detective MOON? Dedektif MOON hangi cehennemde? Dedektif Moon hangi cehennemde? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Daddy, I'm going for a ride. Baba, bisiklet sürmeye gidiyorum ben. Baba, ben bisikletle dolaşacağım. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Mi rim. Mi rim. Mi rim. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
She didn't even answer me properly. Doğru dürüst cevap bile vermiyor. Bana doğru dürüst cevap vermedi bile. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
How much is it? Borcumuz ne kadar? Ne kadar? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Um...it's alright. Tamam, sorun değil. Önemli değil. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
But still... Ama olur mu? Ama yine de... Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
It's alright. Önemli değil. Önemli değil. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
I told her to ride the bike. Bisikleti kullanmasını ben söyledim. Bisiklete binmesini ben söyledim. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
She's my first customer. İlk müşterim o. O benim ilk müşterim. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Wait one moment. Bir dakika bekleyin. Bekleyin bir saniye. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
It's not much but congratulations. Pek bir şey sayılmaz ama hayırlı olsun. Çok bir şey değil ama tebrikler. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
It's a lucky plant. Bu bir şans bitkisi. Bu bir şanslı bitki. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
It used to bloom after 10 years, but people are so impatient now. Eskiden on yılda bir çiçek açardı ama artık insanlar çok sabırsız. Önceleri 10 yıldan sonra açardı ama şimdi insanlar çok sabırsız. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
So it blossoms in 2 to 3 years, Artık iki üç yılda çiçek açtığı oluyor. Bu yüzden 2 veya 3 yılda hatta bazen bir ay içinde... Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
sometimes even within a month. Hatta bazen bir yıl içinde bile açıyor. ...çiçek açıyor. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Excuse me. Afedersiniz. Affedersin. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
You're YOO Se jin, right? Siz YOO Se jin olmalısınız? Yoo Se jin'sin, değil mi? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
I'm looking for a little girl. Ufak bir kızı arıyorum. Küçük bir kız arıyorum. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
She's 7 and is quite slim. Yedi yaşında zayıf bir kız. 7 yaşında ve oldukça zayıf. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
I don't know. Bilgim yok. Bilmiyorum. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Try to remember, Kaybolduğu günü... Kaybolduğu günü... Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
the day of her disappearance. ...hatırlamaya çalışın. ...hatırlamaya çalış. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
She's pretty so it should be easy to remember her face. Çok şirin bir kız, yüzünü kolayca hatırlayabilirsiniz. Güzel bir kızdı, yani yüzünü hatırlaması kolay olmalı. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
I haven't seen her. Görmedim. Onu görmedim. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
But why are you asking me these questions? Ama bu soruları niye bana soruyorsunuz? Fakat bu soruları bana neden soruyorsunuz? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Why am I questioning you? Niye mi sana soruyorum? Seni neden mi sorguluyorum? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
You really don't know or are you that thick? Gerçekten bilmiyor musun yoksa bu kadar kalın kafalı mısın? Gerçekten bilmiyor musun yoksa o kadar kalın kafalı mısın? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
I'm sorry to say this but... Bunu söylediğim için üzgünüm ama... Bunu söylediğim için özür dilerim ama... Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Have you seen Mi rim? Mi rim'i gördün mü? ...Mi rim'i gördün mü? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Get out of here. Çıkalım buradan. Defol buradan. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
If you know where she is, please tell me. Nerede olduğunu biliyorsan, lütfen söyle. Eğer nerede olduğunu biliyorsan lütfen söyle bana. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
You haven't done anything to her, have you? Ona bir şey yapmadın, değil mi? Ona bir şey yapmadın, değil mi? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
You should've told me when a freak like him showed up. Böyle bir manyağın burada olduğunu bana söylemen lazımdı. Onun gibi bir manyak ortaya çıktığında bana söylemeliydin. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Why did you come here? Niye geldin buraya? Buraya neden geldin? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Speak, you son of a bitch! Konuşsana, piç kurusu! Konuş, seni orospu çocuğu! Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Who the fuck are you? Kimsin lan sen? Hangi haltsın sen? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Don't make things worse. İşleri daha da kötüleştirme. İşleri daha kötü hale getirme. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Don't rush. Acele etme. Acele etme. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
I won't be home for dinner. Akşam yemeğe eve gelmeyeceğim. Akşam yemeğine gelmeyeceğim. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
I'm having dinner with the other teachers. Diğer öğretmenlerle yiyeceğiz. Diğer öğretmenlerle birlikte yiyeceğim. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
This town seems to be famous for eel, Buranın yılanbalığı meşhurmuş. Bu kasaba anlaşılan yılan balığıyla ünlü ki... Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
which I'm not too fond of. Pek sevdiğim söylenemez ama. ...ben pek sevmem yılan balığını. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
You should have joined her for breakfast. Keşke kahvaltıyı birlikte yapsaydınız. Ona kahvaltıda eşlik etmeliydin. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Aren't you eating? Sen yemeyecek misin? Yemiyor musun? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Later. You go ahead and eat. Sonra. Sen ye. Daha sonra. Sen buyur, ye. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Don't you want to eat with me either? Sen de mi benle yemek istemiyorsun? Benimle yemek de mi istemiyorsun? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
You like that? Sevdin mi? Bunu sevdin mi? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Mommy, hurry! Anne, çabuk ol! Anne, çabuk! Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Eun ae. What happened? Are you okay? Eun ae. Ne oldu? Bir şeyin yok ya? Eun ae. Ne oldu? İyi misin? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
You should've been more careful. Daha dikkatli olmalısın! Daha dikkatli olmalıydın. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
How could you ride your bike like that Çocukların olduğunu bile bile nasıl böyle... Etrafta çocuklar varken bisikletini... Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
You're okay, right? İyisin, değil mi? İyisin, değil mi? Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
Don't stare. Just keep your eyes on mommy. Bakma ona, anneye bak sadece. Gözünü dikme. Sen anneye bak sadece. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
The phones are on fire! So damn noisy in here. Tüm telefonlar tutuşmuş! Ne kadar çok gürültü var. telefonlar çılgın gibi! İçerisi tımarhane gibi. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
This can't be a one man job. Bu tek kişilik bir iş olamaz. Bu tek bir kişinin işi olamaz. Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
It shows the names of his victims. Just shut up! Kurbanlarının isimleri burada yazıyor. Kapa çeneni, yeter. Kurbanlarının adını gösteriyor. Kapa şu çeneni! Dol i kil Soo Eobs neun-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 15833
  • 15834
  • 15835
  • 15836
  • 15837
  • 15838
  • 15839
  • 15840
  • 15841
  • 15842
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact