Search
English Turkish Sentence Translations Page 15837
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Put it down, slowly. | Yavaş yavaş. Yere koyun, yavaşça. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Where do you come from? | Nereden geliyorsunuz? Nereden geliyorsun? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Eun ae. Come here. | Eun ae. Gel buraya. Eun ae. Buraya gel. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Hey kid, beat it! | Evlat, al bakalım! Hey çocuk, ikile hadi! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I'm so sorry. | Kusura bakmayın. Çok özür dilerim. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You must be new in town. | Yeni taşınan siz olmalısınız. Kasabada yenisiniz herhalde. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Yes, it's nice to meet you. | Evet, tanıştığımıza memnun oldum. Evet, sizinle tanıştığıma sevindim. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Sorry. Being an only child, | Tek çocuk olunca böyle... Özür dilerim. Henüz çocuk olduğu için... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Daddy. | Baba! Babacığım. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What do you think? | Nasıl olmuş? Nasıl olmuş? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Now it's time to clip your nails. | Şimdi tırnaklarını keselim. Şimdi sıra tırnaklarını kesmeye geldi. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
But you must. | Ama kesmemiz gerek. Ama zorundasın. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
No. | Hayır ya. Hayır. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You gotta. | Kesiyoruz. Mecbursun. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Daddy's afraid that Mi rim's becoming too pretty. | Baba, Mi rim'in büyüyünce çok güzel olmasından korkuyor. Babası, Mi rim çok güzel olacak diye korkuyor. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Why? | Niye ki? Neden? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Then you'll get married and leave me alone. | Çünkü evlenip gider ve bizi yalnız bırakır. O zaman evlenip beni yalnız bırakırsın. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I'd be worried if you didn't get married either. | Ama evlenmezsen de endişelenirim. Ben o zaman da endişelenirim. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Did it hurt? Let me see. | Acıdı mı, bakayım? Acıttı mı? Bakayım bir. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Silly, I lied. | Kandırdım seni!.. Aptal şey, yalan söyledim. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
NOH Mi rim! | Hayır Mi rim! Noh Mi rim! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You can clip them later! | Daha sonra keseriz! Onları sonra da kesebilirsin! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Don't wonder too far! | Çok uzağa gitme! Çok uzaklaşma! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Okay! | Tamam! Okey! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
'Okay' she says. | Tek bildiği laf; 'tamam.' 'Okey' diyor bir de. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Honey, let's go. And stop smoking. | Hayatım sigaranı söndür de gidelim. Tatlım, hadi gidelim. Sigaranı da söndür. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
That's the spot right there. | Şuradaki yer var ya? İşte tam oradaki yer. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What spot? | Ne yeri? Ne yeri? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You know KIM, the prosecutor. | KIM'i tanırsın, savcılardan. Kim'i biliyorsun, savcıyı. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
He wants to move to our town. | Bizim köye taşınmak istiyor. Kasabamıza taşınmak istiyor. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
It's too far from his work place. | Ama burası iş yerine çok uzak. Burası onun işyerinden çok uzak. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
His wife fell for this town | Karısı, bizi ziyarete geldiklerinde... Karısı, evimizi ziyaret ettiğinden beri... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
ever since they visited our house. | ...burayı çok sevmiş. ...kasabaya vurulmuş. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
But there aren't any properties available. | İyi ama satılık ev yok ki hiç? Fakat hazırda hiç emlâk yok. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Do you think I could persuade him to move out? | Ben mi taşınmalarına ikna ettim yani? Onu taşınmaya ikna edebilir miyim sence? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Don't be absurd! | Saçma saçma konuşma. Gülünç olma! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
But as the head of | Ama Köy Konseyi'nin... Fakat köy heyetinin... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
the village council... Even so! | ...başkanı olarak... Ne olmuş yani? ...başkanı olarak... Öyle olsa bile! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
That's enough. And quit smoking! | Neyse, yeter, ayrıca sigarayı da bırak artık! Bu kadarı yeter. Sigara içmeyi de bırak! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Maybe you're right. | Belki de haklısın. Belki haklısındır. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Try to be a bit more considerate. | Biraz daha düşünceli konuşmayı dene. Biraz daha anlayışlı olmaya çalış. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You sure you're a lawyer? Figures... | Sen avukat olduğuna emin misin? Tabi... Avukat olduğuna emin misin? Bak sen şu işe... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
MISSING CHILD | KAYIP ÇOCUK ~KAYIP ÇOCUK~ | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
A delivery? | Paket mi? Bir teslimat mı? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Lord... He's here again. | Tanrım, yine gelmiş! Tanrım... o yine burada. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Isn't he taking it too far? | Buradan ayrılmıyor heralde. Biraz abartmıyor mu? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Shut your mouth! | Kapa çeneni. Kapa çeneni! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Could you take a look at this? | Şuna bir bakar mısınız? Buna bir bakabilir misiniz? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
A guy called and he told me that | Bir adam aradı ve bir teslimatım... Bir adam aradı ve bana... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
So I asked what the parcel was. | Nasıl bir şey olduğunu sordum. Ben de ona ne paketi olduğunu sordum. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Then he talks about the fee and asks me how much cash I have. | Ücretinden bahsetti ve ne kadar param olduğunu sordu. Sonra adam ücretten bahsetti ve ne kadar param olduğunu sordu. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
And when I questioned him | Bir kaç soru daha sordum ki... Onu sorgulayınca da... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
he just hung up. | ...aniden yüzüme kapattı. ...telefonu kapatıverdi. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
He didn't pick up when I called back. | Arıyorum, arıyorum, açmıyor. Onu geri aradığımda telefonu açmadı. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
It's called voice phishing. | Buna 'cepten dolandırıcılık' deniyor. Buna tele vurgun diyorlar. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
But it might not be. Could you please look into it? | Ama belki de değildir. Bir baksanız? Olmayabilir de. Lütfen bir araştırabilir misiniz? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Detective. | Dedektif. Dedektif. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Drink. | Buyrun. İç. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
We might have to take a different approach. | Belki de olayı farklı bir bakış açısıyla incelemeliyiz. Farklı bir yol izlemek zorunda kalabiliriz. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
It may not be a simple missing person's case. | Basit bir kayıp olayı olmayabilir. Bu basit bir kayıp çocuk olayı olmayabilir. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
If nothing's surfaced till now, | Şimdiye dek bir şey çıkmadıysa... Eğer şu ana kadar ortaya bir şey çıkmadıysa... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
she could've been kidnapped or... | ...belki kaçırılmıştır ya da... ...kaçırılmış olabilir veya... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
But I never got a call asking for a ransom. | Ama fidye için kimse aramadı. Ama hiç fidye isteyen bir telefon almadım. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
That's worse. | Bu daha kötü. Bu daha da kötü. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Where the hell is this place? | Burası nasıl bir yer? Hangi cehennemde bu yer? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
It doesn't even show up on my satnav. | Navigasyonda bile görünmüyor. Navigasyon cihazımda görünmüyor bile. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I need a signature. | İmzanız gerek. İmzalamanız gerekiyor. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Sure. | Tabi. Elbette. 1 | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You think you'll get a lot of business here? 1 | Buranın işleyeceğini mi düşünüyorsun? 1 Burada epey iş yapacağını mı düşünüyorsun? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Don't think kids will come here to ride bikes. | Çocuklar gelip de bisiklet sürmez burada. Çocukların buraya bisiklete binmek için geleceğini sanmıyorum. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
They'd prefer playing in the water. | Suda oynamayı tercih ederler. Onlar suda oynamayı severler. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What's that? | Ne oldu? Nedir o? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What are you staring at? | Neye bakıyorsun? Neye bakıyorsun öyle? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
It's nothing. | Yok bir şey. Hiçbir şeye. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Alright, then. | İyi madem. Tamam o zaman. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
CRIMINAL INSPECTION RECORD CHILD MOLESTATION | CEZAİ SABIKA KAYDI ÇOCUK TACİZİ Sabıka Kaydı Çocuk Tacizi. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What is that? | O da ne? Nedir o? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
So this is the criminal record disclosure. | Demek sabıka kaydı. Sabıka kaydı açıklaması buymuş demek. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You can't get away from past crimes these days. | Eski suçlarından çabuk arınamıyorsun artık. Bugünlerde geçmişteki suçlardan paçayı sıyıramıyorsun. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You just go online and bingo, an entire list of pedophiles. | İnternet bağlantısı edin ve bingo! Pedofililerin tüm listesi elinde. İnternete giriveriyorsun ve tombala, tüm pedofillerin listesi orada. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Of course. | Tabi. Elbette. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
There's one in our town? | Bizim köyde de mi varmış? Kasabamızda onlardan biri mi var? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Wait, that guy's... | Bir dakika bu adam... Bekle, şu adam... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Maybe he took... | Belki de o... Belki kendi aldı... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Maybe what? | Belki de o, ne? Belki ne? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Stop talking shit and get back to work! | Saçmalamayı kes de işine dön. Saçmalamayı kes de işine dön! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I get the feeling he's involved. | İşin içinde o olduğuna dair bir his var içimde. Onun bu işte parmağı var gibi geliyor bana. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Hey, piggy! | Oğlum! Hey, domuzcuk! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
My boy! | Aslanım benim! Oğlum benim! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Why are you home so late? | Niye bu kadar geciktin? Eve neden bu kadar geç geldin? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Oink, oink, oinkster! | Kükre, kükre! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Yoo jin, my little princess. | Yoo jin, prensesim. Yoo jin, benim küçük prensesim. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Hey, honey! | Hoşgeldin tatlım. Hey, tatlım! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What's that on your faces? | Yüzünüzdekiler de ne öyle? O yüzlerinizdeki ne öyle? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
It's an organic Aloe mask. | Organik Aloe vera maskesi. Bu bir organik Aloe maskesi. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
But is it really necessary for you to put it on Yoo jin? | Yoo jin'e de sürmen gerekiyor muydu? Yoo jin'in yüzüne de koyman şart mıydı? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Oh, by the way honey... | Bu arada hayatım... Bu arada tatlım... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Do you know the people who just moved in? | Köye yeni taşınanları tanıyor musun? Yeni taşınanları biliyor musun? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Who? | Kimi? Kim? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
The family who moved in last month. | Geçen ay buraya taşınanları. Geçen ay taşınan aileyi. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |