Search
English Turkish Sentence Translations Page 15839
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Go stop it before it gets out of hand. | Elimizden kayıp gitmeden, durdur onu! Çığırından çıkmadan önce gidip durdur şunu. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I've covered everywhere already! | Her yere haber verdim zaten. Her yeri gözetim altına aldım bile! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Jesus Christ! | Tanrım! Yüce İsa! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
This is falling off. | Git gide daha da karmaşıklaşıyor. Bu düşüyor. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You gotta wear this, alright? | Bunu takman lazım, tamam mı? Bu giymen gerekiyor, tamam mı? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
How could we send our children when she's that man's sister? | Bu kadın, o adamın kardeşiyken çocuklarımızı okula nasıl gönderelim ki? Kadın onun kız kardeşiyken çocuklarımızı okula nasıl gönderebiliriz? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You should do something about it. | Bir şeyler yapmanız gerek. Bu konuda bir şeyler yapmak zorundasın. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Shit, it took the bait and everything. | Lanet gelsin ya. Tüm yemi yuttu. Kahretsin, yemi filan her şeyi kaptı. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What are you doing there by yourself? | Burada tek başına ne yapıyorsun? Burada tek başına ne yapıyorsun? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Who are you? | Siz de kimsiniz? Kimsiniz? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Sorry to disturb you this late. | Bu saatte rahatsız ettik, kusura bakmayın. Bu geç vakitte rahatsız ettiğimiz için özür dileriz. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I'm not saying this because I'm the town selectman, | Meclis üyesi olduğu için söylemiyorum ama... Bunu belediye meclisi üyesi ben olduğum için değil... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You'll understand us since you have children of your own. | Sizin de çocuklarınız var, bizi anlarsınız. Sizin de çocuğunuz olduğu için bizi anlarsınız. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I don't know what you're talking about. | Neden bahsettiğinizi anlamıyorum. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I'm sorry to have to say this to you. | Bunu söylemek zorunda olduğum için üzgünüm ama... Bunu size söylemek zorunda olduğum için üzgünüm. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Everyone knows that sex offenders have a high risk of recurrence. | ...herkes bilir ki seks suçlarının tekrarlanması çok yüksek bir ihtimaldir. Cinsel suçluların yeniden suç işleme riskinin yüksek olduğunu herkes biliyor. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
My son isn't a bad boy. | Oğlum kötü bir insan değil! Oğlum kötü bir çocuk değil. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
We're not convinced. | Biz böyle düşünmüyoruz. İkna olmadık. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
It's not a matter of | Bu sizin oğlunuzun iyi... Bu oğlunuzun iyi veya kötü... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
whether your son is good or bad. | ...ya da kötü olma meselesi değil. ...olması meselesi değil. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
That is... | Bu... Bu... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You do understand, don't you? | Anlıyorsunuz, değil mi? Anlıyorsunuz, değil mi? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
what we want is very simple. | Sizden istediğimiz çok basit bir şey. ...istediğimiz şey son derece basit. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
All we want is for you to move away. | Tek istediğimiz buradan taşınmanız. Tüm istediğimiz, buradan gitmeniz. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
That shouldn't be too hard. | Bu kadar zor olmamalı. Bu çok da zor olmamalı. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Ma'am. | Hanımefendi. Hanımefendi. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
We can give you the money if you're worried about the costs. | Eğer parayı dert ediyorsanız, masrafları biz karşılayabiliriz. Eğer masraflar konusunda endişeleniyorsanız size para verebiliriz. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Can't we? | Değil mi? Verebiliriz, değil mi? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
But... what wrong has he done? | Ama... oğlum ne yaptı ki? Ama... ne yanlış yaptı? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Are you aware that a child went missing in this town? | Köyde bir çocuk kayboldu, duymadınız mı? Bu kasabada bir çocuğun kaybolduğunu biliyorsunuz, değil mi? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
But that was... | Ama bu demek... Ama o... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Se jin, go back inside. | Se jin, gir içeri sen. Se jin, içeriye dön. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Please. Let me talk to them. | Lütfen. Ben konuşurum onlarla. Lütfen Bırak onlara konuşayım. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
We should leave. Let's go. | Gitsek iyi olacak. Bence de. Gitmeliyiz. Hadi gidelim. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
The thing is... We came to talk about something. | Şey... Bir konu hakkında konuşmaya gelmiştik. Mesele şu ki... buraya bir şey hakkında konuşmaya geldik. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Talk about what? Talk to me. | Ne hakkında? Bana söyleyin. Ne hakkında konuşmaya? Benimle konuşun. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Let's go. | Gidelim biz. Hadi gidelim. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Should we move away? | Taşınmamız mı gerekiyor? Gitmemiz mi gerekiyor? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Why the hell do we have to move out? | Hangi cehenneme taşınacakmışız? Neden taşınmak zorundaymışız? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
They asked us to do so... | Taşınmamızı rica ettiler. Bizden bunu istediler... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Why do I have to give in to their demands? | Niye ricalarını kabul edecekmişim ki? Neden onların isteklerine boğun eğmek zorundayım ki? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Christ! I'm not the criminal! | Tanrım! Ben katil değilim ya! Tanrım! Suçlu ben değilim! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Just moving away won't help. We've moved so many times! | Taşınmamız bir şeyi değiştirmeyecek. Bu kim bilir kaçıncı taşınmamız! Sırf taşınmanın hiçbir yararı yok. Pek çok kez taşındık zaten! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Why should I live like this? Why do you have to drag me into it? | Niye bu şekilde yaşamak zorundayım? Niye beni bu şeyin içine çekiyorsunuz? Neden bu şekilde yaşamak zorundayım? Neden beni buna sürüklemek zorundasınız? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Eat it when it's still hot. | Soğumadan buyrun. Hâlâ sıcakken ye. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You shouldn't spread criminal records and personal information. | Kişisel bilgi ve ceza kayıtlarını böyle dağıtmamalısınız. Sabıka kaydı ve kişisel bilgileri yaymamalısın. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
It's actually a crime. You could be punished. | Bu bir suç. Ceza bile alabilirsiniz. Bu aslında bir suç. Ceza alabilirsin. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
But don't worry about it too much. | Ama endişelenmeyin. Ancak bu konuda çok da endişelenme. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I'll talk to chief BAEK and sort something out. | Amirim Baek ile konuşup bir yolunu bulurum. Şef Baek'le konuşur ve işleri hallederim. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
It's not like he doesn't know your situation. | Durumunuzdan haberdar. Durumunu bilmiyor değil. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
He's your neighbor. | Komşu sayılırsınız. Senin komşun o. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
The thing about sexual offences is... | Cinsel istismar suçuna gelince... Cinsel saldırganlarla ilgili sorun ise... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Once they cross the line, they can't stop themselves. | Bir kez çizgiyi aştıklarında kendilerini durduramıyorlar. ...bir kez çizgiyi aştılar mı kendilerine hâkim olamıyorlar. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Let's eat. | Neyse yiyelim. Hadi yiyelim. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Hello? Is this the police? | Alo? Polis mi? Alo? Polis mi? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I saw the guy from the flyer bury something on the hill. | Şu adam var ya... Onu gördüm, yandaki tepeye bir şeyler gömüyordu. El ilanındaki adamın tepeye bir şey gömdüğünü gördüm. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
It's him, right? | O adam değil mi? Bu o, değil mi? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What the fuck is he doing? | Ne halt yiyor orada? Ne halt ediyor bu? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Son of a bitch! | İt herif! Seni orospu çocuğu! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What are you doing? | Ne yapıyorsun lan sen? Ne yapıyorsun? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
It's a dog. | Köpekmiş. Bu bir köpek. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
A dog? | Köpek mi? Bir köpek mi? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What the hell you doing here? | Ne halt ediyordun burada? Burada ne halt ediyorsun? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
My dog died so... | Köpeğim öldü, ben de... Köpeğim öldü bu yüzden... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You can't just bury stuff anywhere like this! | İstediğin her yere istediğin şeyi gömemezsin! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Fucking shit. He's pissing me off! | Manyak, deli etti beni. Lanet olası pislik. Beni deliye çeviriyor! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Chief, let's go! | Şef, gidelim. Şef, hadi gidelim! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You can't go in there. | Giremezsiniz. Oraya giremezsiniz. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Wait! | Dur! Durun! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Stop him! | Durdurun onu! Durdurun onu! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Don't do this. | Yapma böyle. Bunu yapma. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Take him away! | Uzaklaştırın. Götürün onu! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Move it away. | Götürün şunu. Alın götürün onu. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Move it! | Hadi! Götürün! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Shit! It fucking stinks! | Kahretsin, iğrenç kokuyor. Lanet olsun! Feci kokuyor! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You son of a bitch! | Seni piç kurusu! Seni orospu çocuğu! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Take him in! | Alın şunu! İçeri sokun onu! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Fucking bastard! | Sikik piç. Kahrolası piç kurusu! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Get in! | Gir içeri! Gir içeri! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Go! | Hadi! Sür! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Get going! | Hareket edin, hadi! Yola çıkalım! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What's this? | Bu da ne böyle? Nedir bu? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
From the initial examination, two of her ribs seem to be broken. | İlk incelemelere göre iki kaburgası kırılmış. İlk incelemeden, iki kaburgasının kırık olduğu anlaşılıyor. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Was she beaten? | Boğuşma olmuş mu? Dövülmüş mü? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
There aren't any clear marks. | Hayır, yani bir iz görünmüyor. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
There are bruises all over and lacerations on her head. | Kafasında zedelenme ve yaralanma mevcut. Her tarafında çürükler ve başında kesikler var. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
She may have been hit by something rugged. | Kafasına sert bir cisimle darbe almış olabilir. Düzgün yüzeyli olmayan bir şeyle vurulmuş olabilir. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Like a stone? | Taş gibi mi? Bir taş gibi mi? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
A stone? It's possible. | Taş? Olası. Bir taş mı? Mümkün. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Any signs of rape? | Hiç tecavüz izi var mı? Herhangi bir tecavüz belirtisi? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
We need to do the standard tests on her. | Bazı testler yapmamız gerek. Üzerinde standart testleri yapmamız gerekiyor. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
But we need to open her up to find the exact cause of death. | Gerçek ölüm nedenini öğrenebilmemiz için içini açmamız gerekecek. Ancak kesin ölüm nedenini bulmak için onu açmak zorundayız. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Open her up? | İçini açmak mı? Onu açmak mı? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Do you really have to cut her open? | Yani kesip incelemeniz mi gerekiyor illa? Onu gerçekten kesip açmak zorunda mısınız? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Isn't there another way to do it? | Başka bir yolu yok mu bunun? Bunu yapmanın başka bir yolu yok mu? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
An autopsy is the only way we'll know for sure. | Kesin sonuç verecek tek yol otopsidir. Otopsi, bunu kesin olarak bilmemizin tek yolu. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What am I gonna say to her dad? | Babasına ne diyeceğim şimdi? Babasına ne söyleyeceğim? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Oh, fuck! | Siktir! Hay lanet! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Choog sik, no! | Choog sik, hayır! Choog sik, hayır! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Stop this! | Durun! Kes şunu! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |