Search
English Turkish Sentence Translations Page 158345
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| lt smells so good... Can l tell you something? | Güzel kokuyor... Sana bir şey söyleyebilir miyim? | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Since that guy talked to us about purses... | O adam çantalar hakkında konuştuğundan beri... | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| l look more at the purses than the women. | ben kadınlardan çok çantalara bakıyorum. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| She's holding it so tight. What's she got in there? | Çantayı sıkı tutuyor. Acaba içinde ne var? | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| 4 bus tickets and pocket change. | 4 otobüs bileti ve biraz nakit. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Check out that one! What's going on today? | Şuna bir göz at! Bugün neler oluyor? | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| She didn't have a purse. | Çantası yok. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| l wasn't talking about her purse. | Çantadan bahsetmiyorum. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| lf my sis finds out l'm showing you other chicks... | Kız kardeşim sana kadınları işaret ettiğimi bilse... | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| she'll go mad! | ...çıldırır! | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| lt's around here. This is the top part of town. | İşte burada. Komşuluğun iyi yanı. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Let's go see what a 75 million necklace looks like. | Hadi gidip 75 milyonluk kolyenin nasıl olduğuna bir bakalım. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Look at her! | Baksana! | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| No, she's from down below. | Hayır, o daha aşağıda. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Aren't you through yet? | Bitirdin mi? | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| No, why? l've got time. And l'm in the mood! | Hayır, neden? Acelem yok. Ve tam havamdayım! | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Hold on, it must be around here somewhere. | Bekle! Burada bir yerlerde olmalıydı. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| There, that's it. | İşte, burada. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Give her a body and she'd be great! | Bir vücudu olsaydı harika olurdu! | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| l have a question. Tell me. | Bir sorum olacak. Sor. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Can't we come in? l'm listening. | İçeri giremez miyiz? Dinliyorum. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| l can explain inside. Go on, tell me. | İçeride açıklarım. Devam et, anlat. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| This ring... lt was his engagement ring. | Bu yüzük... Onun nişan yüzüğü. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| He gained weight. lt had to be cut. | Şişmanlayınca kesmek zorunda kaldı. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Now l'm getting married. Think you could fix it for me... | Şimdi de ben evleniyorum. Bana ayarlayabilir misin...? | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| We don't do that. Try the lower part of town. | Bunu biz yapamayız. Başkası ona ayarlar. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Down there, in Galubandak... Those jewelers do things like that. | Aşağıda, bodrumda... Bu mücevherler böyle şeyler. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Come on, give us a smile! | Hadi ama, gülümse! | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| That will inspire me to focus on the ladies again. | Yine kadınlara odaklanmak bana ilham verecek. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Tell me, what was it like, in your day? | Anlat bakalım. Günün nasıl geçti? | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Women really went out naked, without veils? | Kadınlar gerçekten çıplak mı çıktı? Peçesiz. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| How old were you then? | Kaç yaşındasın öyleyse? | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| 1 7 18 years old. | 1 7 18 yaşlarında. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Can l ask you something else? | Bir şey daha sorabilir miyim? | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Were you really offended? You weren't? | Gerçekten hiç azarlandın mı? | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Yeah, but not as much as you. | Evet, ama senin kadar değil. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| You're really a little too sensitive. | Sen gerçekten hassas bir çocuksun. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| We're not good enough to be his customers. | Biz müşteriler için yeterince uygun değiliz. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| That hurt me, too. | Bu da beni üzüyor. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| The way he looked at us! Did he really have to do that? | Bize bakışları! Bunu yapmak zorunda mı? | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| He wanted to snub us. | Bizi terslemek istedi. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Forget it. Let me light you a smoke. | Boş ver. Hadi sigara yakalım. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Just like with my father, l won't smoke in front of you. | Babamın önünde içmediğim gibi senin önünde de sigara içmem. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| l respect you just as much. | Sana da o kadar saygı duyuyorum. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| A smoke will do you some good. | Sigara iyi gelir. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| You know, l really like you a lot. | Seni gerçekten severim bilirsin. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Because l know you well. | Çünkü seni iyi tanırım. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Here... | Neyse... | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| But that guy can't know you. He's always counting his money. | Fakat bu adam seni tanımıyor. Sürekli para saymakla meşgul. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Who's he got in life? 44 people at the most? | Kimsesi var mı? En fazla 44 kişi. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| They'll all fit in one bus. You shouldn't be angry with him. | Ancak bir otobüsü doldurur. Sinirlenme. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Pay your respects to him and he'll respect you. | Sen ona saygı duyacaksın o da sana. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| That's how this world works. | Bu dünyada işler böyle yürür. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| So you're defending him? | Onu mu savunuyorsun? | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| He didn't need to look at us like that. | Bize öyle bakmasına gerek yoktu. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| l would never defend him! | Onu asla savunmuyorum! | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Stop taking this out on yourself. | Kendine bunu yapmaktan vazgeç. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| You and my sister are all l've got. | Tek sahip olduğum kız kardeşim ve sensin. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| lt's nice of you to marry her! l was worried about her. | İkinizin evlenmesi çok güzel! Onun için endişeleniyordum. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Not that you couldn't find better... | Ondan daha iyisini bulamayacağın için değil... | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| but between us... | aramızda kalsın ama | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| you'll never find a bro in law like me. | ...asla benim gibi bir kayınbirader bulamazsın. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| As for that guy, l'll fix him up real good. | Şu adama gelince, ona iyi bir ders vereceğim. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| That guy who pissed you off. l'll show him who he's dealing with. | Şu seni kızdıran herif. Ona kime bulaştığını göstereceğim. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| l'm talking about the purse. | Ben çantadan bahsetmiştim. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| l'll give it to my sis. | Kız kardeşime vereceğim. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| No, dump it. | Hayır, at gitsin. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Too bad, it's a nice one. You throw away money you find? | Yazık olur, güzel çanta. Parayı da atacak mısın? | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| That's not the same. Money is made to circulate. | Aynı şey değil. Para iş görür. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| lf you give the purse to your sister... | Ama çantayı kız kardeşine verirsen... | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| someone could recognize it. | birileri tanıyabilir. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Plus, she doesn't like black. | Hem zaten siyah renk sevmez. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| She prefers white. A nice white wedding purse. | Beyazı tercih eder. Düğün için güzel, beyaz bir çanta. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| White car, move it! | Beyaz araba, getir onu! | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| White car, forward! | Beyaz araba, ilerle! | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Keep moving! | Dikkatli ol! | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| He should be more reliable. | Çok güvenilir olmalı. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| l have to call out ten times before he reacts. | O gelene kadar on defa bağırmalıyım. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| He's always off in his own world. | O hep kendi dünyasında yaşar. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| l spend my time calling out his name and number. | Tüm zamanımı onu çağırarak harcıyorum. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| l know. You're right. | Anlıyorum. Haklısın. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| His medication slows him down. | İlaçlar onu ağırlaştırıyor. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| lt's not his fault. The doctor wants him to get better. | Onun suçu değil. Doktor bir gün daha iyi olacağını söylüyor. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Number 33! Hussein Emadeddin! | 33 Numara! Hüseyin Emdendin! 33 numara ! Hsein | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Hey, where's that order? | Hey, sıra nerede? | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| See? No answer. He doesn't come. | Gördün mü? Cevap yok. Gelmiyor. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| lf there's a problem, l'll take care of it. | Bir sorun olursa ben hallederim. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| You know, he's a diamond. | Pırlanta gibi bir çocuk. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| l know everybody likes him. | Herkes onu çok seviyor. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Even the boss likes him. | Patron bile. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| He was offered... | Bisiklette sorun olursa... | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| a job in the kitchen or on reserve if he has problems on the bike. | ...mutfakta ya da serviste çalışabileceğini söyledi. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| He didn't want to. | Ama o kabul istemedi. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| Yeah, he's a little claustrophobic. | Klostrofobisi var. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| He can't handle being inside four walls. | Dört duvar arasında kalamaz. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| He likes the motorbike. He feels free. He's more at ease. | Motosikletleri sever. Ona özgür hissettiriyor. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| He says it clears his head. | Zihnini temizlediğini söylüyor. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| ln fact, he never wears a helmet. | Aslında asla kask takmıyor. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| l'm always reminding him. | Onu hep uyarırım. | Talaye sorkh-1 | 2003 | |
| lf something happens to him... | Ona bir şey olursa... | Talaye sorkh-1 | 2003 |