Search
English Turkish Sentence Translations Page 158267
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Hold, hold it, hold it, hold it. | Dur, dur, dur. | Takers-1 | 2010 | |
| Don't move! Don't you move! | Kıpırdama! Kıpırdama! | Takers-1 | 2010 | |
| You're that cop with the little girl. | Küçük kızı olan polissin sen. | Takers-1 | 2010 | |
| You should've stayed out of this. | Bunun dışında kalmalıydın. | Takers-1 | 2010 | |
| Let's get that money and get out of here. Yeah. | Hadi parayı alıp, buradan tüyelim. Tamam. | Takers-1 | 2010 | |
| Emergency dispatch. | Acil mesaj. | Takers-1 | 2010 | |
| You got an officer down. Van Nuys Airport, hangar 12. | Memur vuruldu. Van Nuys Havalimanı, hangar 12. | Takers-1 | 2010 | |
| I've been shot and I need help. | Vuruldum, yardıma ihtiyacım var. | Takers-1 | 2010 | |
| Units en route. | Birimler yolda. | Takers-1 | 2010 | |
| I want help. | Yardım istiyorum. | Takers-1 | 2010 | |
| G? Are we going home now? | G? Şimdi eve mi gidiyoruz? | Takers-1 | 2010 | |
| Yeah, baby. We're going home. | Evet, bebeğim. Eve gidiyoruz. | Takers-1 | 2010 | |
| Are we good, brother? | İyi miyiz, kardeşim? | Takers-1 | 2010 | |
| All signs point to it. | Tüm işaretler öyle. | Takers-1 | 2010 | |
| You look like shit, man. | Berbat görünüyorsun dostum. Berbat görünüyorsun, dostum. | Takers-2 | 2010 | |
| I'm all right. | İyiyim. Ben iyiyim. | Takers-2 | 2010 | |
| Keep telling yourself that. | Kendini kandırmaya devam et. Bunu kendine söylemeye devam et. | Takers-2 | 2010 | |
| That right there? | Oradaki mi? Bu mu? | Takers-2 | 2010 | |
| That is the best homework assignment the city ever came up with. | Şehir adına verilmiş en güzel ev ödevi görevi. Bu, bugüne kadar şehin görebileceği en iyi ödev. | Takers-2 | 2010 | |
| Yeah. Me and the kid start this weekend. | Evet. Oğlumla bu hafta sonu başlıyoruz. Evet, ben ve oğlum bu hafta sonu başlıyoruz. | Takers-2 | 2010 | |
| That is, of course, unless Amanda botches everything up, like she always does. | Tabii Amanda her zaman yaptığı gibi işleri berbat etmezse. Tabii Amanda, her zamanki gibi her şeyi mahvetmezse. | Takers-2 | 2010 | |
| I could have Monica give her a call. They always got along pretty well. | Monica'ya onu arattırabilirim. Araları hep iyi olmuştur. Monica onu arayabilir. Onlar hep iyi anlaşmışlardır. | Takers-2 | 2010 | |
| You know, Eddie, I appreciate it, but it's best if you stay out of it. | Aslında Eddie sağ olasın ama en iyisi bu işin dışında kalman. Biliyorsun, Eddie bunu takdir biliyorum ama bu olayın dışında kalsanız daha iyi. | Takers-2 | 2010 | |
| Yo, D'Mac, what's up? | D'Mac, ne var ne yok? Evet, D'Mac, nedir? | Takers-2 | 2010 | |
| Yeah, I'm interested. What do you got? | Evet, ilgimi çekti. Elinde ne var? Evet, ilgileniyorum. Ne var? | Takers-2 | 2010 | |
| Haitians. Boyle Heights. | Hatililer. Boyle Heights. Haitililer mi? Boyle Heights. | Takers-2 | 2010 | |
| Yeah, I know the place. | Evet orayı biliyorum. Evet, orayı biliyorum. | Takers-2 | 2010 | |
| 3 B, got it. | 3 B, tamamdır. 3B. Anladım. | Takers-2 | 2010 | |
| Ya yo changing hands. | İşler değişiyor. İşler değişti. | Takers-2 | 2010 | |
| You really wanna mess with this low level shit? | Harbiden o serseriyle iş yapmak istiyor musun? Gerçekten bu seviyesi düşük şeye bulaşmak istiyor musun? | Takers-2 | 2010 | |
| Are we good? All signs point to it. | İyi miyiz? Tüm işaretler öyle gösteriyor. Tamam mıyız? Tüm işaretler, iyi. | Takers-2 | 2010 | |
| Which one of you gentlemen is gonna sign for this? | Hangi beyefendi bunu imzalayacak? Siz beyler, hanginiz bunu imzalayacaksınız? | Takers-2 | 2010 | |
| I heard there was a problem with the toilet? | Tuvalette sorun olduğunu duydum. Tuvaletle ilgili bir sorun olduğunu duydum. | Takers-2 | 2010 | |
| All right, fellas. We got less than one hour. Let's go. | Pekala beyler. Bir saatten az vaktimiz var. Gidelim. Pekala, beyler. Bir saatden az vaktimiz var. Gidelim. | Takers-2 | 2010 | |
| Move. | Kaybol. Kımıldayın. | Takers-2 | 2010 | |
| Police, freeze! Shit! | Polis, kıpırdamayın! Ha siktir! Polis, teslim ol! Lanet olsun! | Takers-2 | 2010 | |
| Get him! On the floor, God damn it! | Yakala şunu! Yere yat, pislik herif! Yakala onu! Yere yat, Allah'ın belası. | Takers-2 | 2010 | |
| You got him? He got away. | Yakaladın mı? Kaçtı. Yakaladın mı? O kaçtı. | Takers-2 | 2010 | |
| What? He got away! | Ne? Kaçtı! Ne? O kaçtı! | Takers-2 | 2010 | |
| Shit! | Ha siktir! Siktir! | Takers-2 | 2010 | |
| Not a word, Welles. Not a goddamn word! | Tek kelime bile etme, Welles. Tek kelime bile! Tek bir kelime etme, Welles. Lanet olası tek bir kelime! | Takers-2 | 2010 | |
| Son of a bitch! | Orospu çocuğu! Orospu evladı! | Takers-2 | 2010 | |
| Chief. We got a problem with the elevators. | Şef. Asansörlerle ilgili bir sorunumuz var. Şef, asansörle ilgili bir sorunumuz var. | Takers-2 | 2010 | |
| Get down! And stay down! | Yere yatın! Ve yerde kalın! Yere yat ve orada kal. | Takers-2 | 2010 | |
| Now that I have your attention, get on the floor, right now! | Şimdi dikkatinizi çektim, hemen yere yatın! Şimdi dikkatinizi çekebildim, yere yatın, hemen. | Takers-2 | 2010 | |
| Take it easy, take it easy. Everyone! | Sakin ol, sakin ol. Hepiniz! Sakin ol, sakin ol. Herkes! | Takers-2 | 2010 | |
| You, too, come on! Get down! | Sen de, hadi! Yere yatın! Sende, hadi! Yere yat! | Takers-2 | 2010 | |
| Everything's reading "Malfunction." | Hepsi "Servis Dışı" oldu. Herşey arızalandı. | Takers-2 | 2010 | |
| The hell is this? I don't know. | Bu da neyin nesi? Bilemiyorum. Bu da ne böyle? Bilmiyorum. | Takers-2 | 2010 | |
| We're not here to hurt you! | Buraya size zarar vermeye gelmedik! Size zarar vermek istemiyorum. | Takers-2 | 2010 | |
| You stay calm, you go home for dinner, you understand me? | Sakin kalırsanız, akşam yemeği için evinize dönersiniz, anladınız mı? Eğer sakin olursanız, akşam yemeğine eve gidebiliceksiniz, beni anladınız mı? | Takers-2 | 2010 | |
| Don't look at me. | Sakın bana bakma. Bana bakma! | Takers-2 | 2010 | |
| Nobody move! And get down on the floor! | Kimse kıpırdamasın! Yerde yatın! Kimse kıpırdamasın! Ve yerde kalın! | Takers-2 | 2010 | |
| We got a naughty one here. | Burada bir yaramazımız var. Burada yaramaz biri var. | Takers-2 | 2010 | |
| Jesus! FedCal, the bank. | Kaliforniya Federal Bankası SESSİZ ALARM Tanrım! FedCal Bankası alarmı! Tanrım! Federal Banka. | Takers-2 | 2010 | |
| All right, that's it, bad girl. Now we get to go make a phone call. | Pekala. Bu kadar yeter yaramaz kız. Gidip bir telefon görüşmesi yapacağız. Pekala, kötü kız. Şimdi bir telefon görüşmesi yapacaksın. | Takers-2 | 2010 | |
| Forty five! | 45 saniye! Kırk beş! | Takers-2 | 2010 | |
| News 14 hotline. Tell them there's a robbery in progress. | Kanal 14 ihbar hattı. Şu anda bir soygun yapıldığını söyle. Haber 14 hattı. Onlara devam eden bir soygun olduğunu söyle. | Takers-2 | 2010 | |
| I'm from the FedCal Bank, downtown LA. | Los Angeles merkezindeki FedCal Bankasından arıyorum. Los Angeles'taki Federal Banka'dan arıyorum. | Takers-2 | 2010 | |
| There's a robbery in progress. | Şu anda bir soygun yapılıyor. Devam eden bir soygun var. | Takers-2 | 2010 | |
| Are they still in the bank? They're still... | Şu an hala bankadalar mı? Hala buradalar... Hala bankadalar mı? Onlar hala... | Takers-2 | 2010 | |
| Are they... | Şu an hala... Onlar hala... | Takers-2 | 2010 | |
| Come on, man, let's get out of here. | Hadi artık çıkalım. Hadi, dostum. Çıkalım buradan. | Takers-2 | 2010 | |
| Hey, guys, a bank robbery. We're headed downtown. | Çocuklar, banka soygunu var. Şehir merkezine gidelim. Çocuklar, bir banka soygunu. Şehre gidiyoruz. | Takers-2 | 2010 | |
| Let's go, now! | Hadi gidelim! Gidelim, hemen! | Takers-2 | 2010 | |
| I got the back! I'm on it! | Arka tarafı aldım! Ben de alıyorum! Geri aldım! Ben ordayım! | Takers-2 | 2010 | |
| They left the bank using the stairs! | Merdivenleri kullanarak bankadan çıktılar! Bankadan merdivenlerden çıkıyorlar! | Takers-2 | 2010 | |
| All exits are covered. | Tüm çıkışlar tutuldu! Tüm çıkışları kapatın. | Takers-2 | 2010 | |
| Look, on the roof, a guard! Land it! | Bak, çatıda bir güvenlik var! İniş yap! Çatıya bak, bir bekçi. İnelim. | Takers-2 | 2010 | |
| We're not cleared for this. We're first on the scene. Land us, now. | Buna iznimiz yok. Bunun için iznimiz yok. Olaya ilk geldik. İndir bizi, hemen. | Takers-2 | 2010 | |
| Get the camera out. | Kamerayı çıkar! Kameranı al. | Takers-2 | 2010 | |
| No! Get on the ground! | Hayır! Yere yatın! Hayır! Yere yatın. | Takers-2 | 2010 | |
| Get on the ground! Get out of the chopper now! | Yere yatın! Hemen helikopterden çık! Yere yatın! Hemen çık şu helikopterden! | Takers-2 | 2010 | |
| Take a seat next to your friends! | Arkadaşlarının yanına geç! Arkadaşlarının yanına yat! | Takers-2 | 2010 | |
| What a bunch of dummies! Good boy. | Ne salak adamlar! Aferin evlat. Ne kadar aptallar. Aferin sana. | Takers-2 | 2010 | |
| Nothing but glorified paparazzi! | Kaliteli paparazziden iyisi yoktur! Kaliteli magazinciler gibisi yok! | Takers-2 | 2010 | |
| There goes Channel 14 going the wrong way. | İşte Kanal 14 yanlış yöne giderken. Kanal 14 yanlış yöne gidiyor. | Takers-2 | 2010 | |
| That's why they're in last place. | O yüzden son geldikleri yer burası. Neden en son geldikleri belli. | Takers-2 | 2010 | |
| Come on, Rivers, you're a free man. | Hadi Rivers. Artık özgür bir adamsın. Hadi Rivers, artık özgürsün. | Takers-2 | 2010 | |
| You're out of here. | Gidin buradan. Buradan gidiyorsun. | Takers-2 | 2010 | |
| Any vacant floors? | Hiç boş kat var mı? Boş kat var mı? | Takers-2 | 2010 | |
| Yeah, 26 is under construction. | Evet, 26.kat inşa halinde. Evet, 26 tamiratta. | Takers-2 | 2010 | |
| You got security cameras on that floor? | O katta güvenlik kameranız var mı? O katta güvenlik kameraları var mı? | Takers-2 | 2010 | |
| Not in the construction area. | İnşa alanında yok. Tamirat alanında yok. | Takers-2 | 2010 | |
| Have forensics go over it. | Adliye bunu inceleyecektir. Adli tıp üzerimize gelecektir. | Takers-2 | 2010 | |
| You'll pick up prints from half the damn city. | Kahrolası şehrin yarısını tarayacaksınız. Şehrin yarısının parmak izini alın. | Takers-2 | 2010 | |
| Do it anyway. | Bir şekilde halledin. Her şekilde yapın. | Takers-2 | 2010 | |
| You got it. Okay. | Anlaşıldı. Tamam. Tamamdır. Pekala. | Takers-2 | 2010 | |
| Went down pretty fast. We got a mixed crew. | Birden bire dağılmışlar. Elimizde karma bir ekip var. ''Herşey çok hızlı oldu. Çete gibiydiler.'' | Takers-2 | 2010 | |
| Apparently, one of the guys had some type of an accent. | Anlaşılan, adamlardan biri aksanlı konuşuyormuş. Görünüşe göre, adamlardan birinin bir tür aksanı vardı. | Takers-2 | 2010 | |
| How much did they take? North of two million. | Ne kadar almışlar? Kuzeyden 2 milyon civarında. Ne kadar almışlar peki? 2 milyondan fazla. | Takers-2 | 2010 | |
| Some of the bills might be marked. | Paralardan bazıları işaretli olabilir. İşaretli paralar da var. | Takers-2 | 2010 | |
| Who knows, maybe we'll get lucky. | Kim bilir, belki de şans yüzümüze güler. Kim bilir, belki de şanslıyızdır. | Takers-2 | 2010 | |
| So, they used C 4 to knock out the elevators. | Yani asansörleri devre dışı bırakmak için C 4 kullanmışlar. Evet, asansörü devre dışı bırakmak için C 4 kullanmışlar. | Takers-2 | 2010 | |
| Residue's being sent to the lab now. | Kalıntılar şu an labaratuvara gönderiliyor. Kalan parçalar şimdi laboratuara gönderiliyor. | Takers-2 | 2010 | |
| Thanks. Automatic weapons, precision timing. | Sağ ol. Otomatik silahlar, keskin zamanlama. Teşekkürler. Otomatik silahlar, hassas zamanlama. | Takers-2 | 2010 | |
| Shape charges. Degree of difficulty is off the charts. | İyi görev dağılımı. Zorluk derecesi zaten sıra dışı. İyi çalışmışlar. Zorluk derecesi mükemmel. | Takers-2 | 2010 | |
| They were hot shit, no doubt about that. | Sağlam adamlarmış, bundan hiç şüphe yok. İyi iş çıkarmışlar, buna şüphe yok. | Takers-2 | 2010 | |
| It'll make it that much sweeter when we take them down. | Onları yakaladığımızda işler daha da güzelleşecek. Onları yakaladığımızda daha güzel olacak. | Takers-2 | 2010 | |
| You Sergei? | Sergei sen misin? Sen Sergei misin? | Takers-2 | 2010 |