English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 15819
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| What eIse can you do? | Başka ne yapabiliyorsun? | Dohee ya-1 | 2014 |  |
| Once upon a time, | Uzun uzun zaman önce... | Dohee ya-1 | 2014 | |
| there llved a little mermaid. | ...küçük bir deniz kızı yaşarmış. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Because she llved under water, she had fins for legs and a pretty torso. | Suyun altında yaşadığı için bacaklarında yüzgeçleri... | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Her body truly had a twist ending. | Kıvrak bir vücudu varmış. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| The fast dolphin is sleek. | Hızlı bir yunus kadar şıkmış. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I'll rip you to pieces! | Seni paramparça edeceğim! | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Nice. You sound exactly the same Let's eat. | İyi. Tamamen aynısı. Yiyelim. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| How's the food? | Yemek nasıl olmuş? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I know it's late, but I had to come. | Geç olduğunu biliyorum ama gelmek zorundaydım. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Can't you even say hello to your father, bitch? | Babanı görüp selam vermiyor musun ibne? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Why do you hit your child? | Çocuğunu neden dövüyorsun? Kim? Kim çocuğa vurmuş? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| You may not know, | Bilmiyor gibisin... | Dohee ya-1 | 2014 | |
| but that girl has problems. | ...ama bu kızın problemleri var. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| When she can't controI her own anger, she bashes her head into things. | Öfkesine hakim olamadığında kafasını oradan oraya vuruyor. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| l've warned you severaI times already. | Seni bir çok sefer uyardım. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| and that... did that thing before. | ...ve yanlış şeyler de yaptım. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Yes, that's why I had a drink just now. | Evet, bu yüzden biraz içtim. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I'll keep Dohee during the vacation. | Tatil boyunca Dohee burada kalacak. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| After you get yourseIf together, you can come and get her. | Kendine geldikten sonra gelip onu alabilirsin. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Okay, if you insist. | Tamam, ısrar ediyorsan. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Now you better behave and do as Chief tells you. | Şef'in sözünden çıkma. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I have to pee. | Çişim geldi. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| It's all right, I won't look. | Sorun değil, bakmayacağım. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Can I go in there too? | Ben de gelebilir miyim? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| So warm! | Çok sıcak! | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Can I drink some of this? | Ben de içsem olmaz mı? Çok gençsin! | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Why do you drink? | Neden içiyorsun? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| To sleep. | Uyumak için. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| You can't sleep? | Uyuyamıyor musun? Evet. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| However much I get beaten, if I dance it off, I feel better and can sleep. | Ne kadar dayak yersem yiyeyim dans edersem... | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Should I teach you? | Öğretmemi ister misin? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I'll just watch you dance. | Dansını izlesem yeter. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Grandma hated it. | Büyükannem nefret ederdi. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| 'Acting like a mutt, just like her mom!' | 'Ahmak gibi davranıyorsun, tam da annen gibi!' | Dohee ya-1 | 2014 | |
| You told me if I did nothing wrong, I shouldn't get beaten. | Yanlış bir şey yapmadığımda dayak yememem gerektiğini söylemiştin. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I was just trying not to get beat up. | Sadece dayak yemekten kaçıyordum. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| It's so cold! | Soğuk! | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Chief, it is you! | Şefim sizsiniz! | Dohee ya-1 | 2014 | |
| It's funny seeing you here. | Sizi burada görmek güzel. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| The water is so cold Isn't this Yong ha's daughter? | Su çok soğuk. Yong Ha'nın kızı değil mi? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Did you come here to hang out with the chief? | Şef ile oynamaya mı geldin? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I'm here to see Chief Lee Young nam. | Şef Lee Young Nam'ı görmeye geldim. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I'm going out... | Bir dışarıya... Hayır, işten çıkıyorum. Kalanları siz halledin. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| You're home early! | Bugün erken geldin! Burada mıydın? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Lock the door, okay? | Kapıyı kilitle, tamam mı? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Didn't know you'd be in a place like this. | Böyle bir yerde olacağını bilmiyordum. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| You cut your hair. | Saçlarını kesmişsin. Pejmürde görünüyor. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Did you have to do this? Did you have to come so far? | Bunu yapmak zorunda mıydın? Bu kadar uzağa gitmek zorunda mıydın? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Why don't you pick up? It keeps ringing. | Neden açmıyorsun? Çalıyor. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I'll be home later. Go to bed. | Geç kalacağım. Uyu. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Who is that kid? | O çocuk kim? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| She's from the neighborhood. I'm looking after her for now. | Komşunun çocuğu. Şimdilik ben bakıyorum. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Why don't you eat? You said you're hungry. | Neden yemiyorsun? Açım demiştin. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| You used to say alcohoI is bitter when you drink alone. | Tek başına içtiğinde alkolün acı olduğunu söylerdin. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Can't we start over? | Baştan başlasak olmaz mı? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Should I move down here? | Buraya taşınmalı mıyım? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I'm moving to Australla. | Avustralya'ya gideceğim. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Good for you. You always wanted to go. | İyi olmuş. Her zaman bunu isterdin. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Did I say I wanted to go alone? | Tek başıma gitmek istediğimi söylemiş miydim? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| You're drunk. Sleep over. | Sarhoş oldun. Burada uyu. Sarhoş olan sensin. Her zaman sarhoştun. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| You can't even sleep without drinking. | İçmeden uyuyamayan sensin. Neden hâlâ çok içiyorsun? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Why do you care? You're going to Australla. | Neden umursuyorsun? Avustralya'ya gideceksin. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Sorry to call you out this late. | Böyle geç vakitte aradığım için üzgünüm. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| My friend is a bit drunk. Can you drive her to the inn down the road? | Arkadaşım biraz sarhoş oldu da. Caddenin aşağısındaki otele bırakır mısın? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| What are you doing? | Ne yapıyorsun? Neden yapıyorsun bunu? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I need a beating. | Düzgün davranmadığım için dayak yemem gerek. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Are you crazy? Did you do this to yourseIf? | Deli misin? Bunu kendine sen mi yaptın? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| You don't beat me. | Beni dövmezsin. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| If you're mad, you can just beat me. | Kızgınsan, dövebilirsin. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I'm not mad. Stop, I'm not mad. | Kızgın değilim. Dur artık, kızgın değilim. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| He's throwing off all the seed oysters. | Tüm istiridyeleri savuruyor. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| That fucker has lost it. He's been complaining lately. | Bu piç kaybetti. Son zamanlarda şikayet edip duruyordu. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| That bastard. Just calm down. | Piç herif. Sakin ol hele. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Tell me. | Söyle. Gönderin beni. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I don't need money. Please let me go. | Paraya ihtiyacım yok. Gönderin beni. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I have to go now. Please send me home. | Şimdi gitmek zorundayım. Beni evime gönderin. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Please send me home. My mom is very sick. | Lütfen gönderin. Anam çok hasta. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Send you home? Is someone stopping you? | Gönderelim mi? Biri mâni mi oluyor? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Are you an illegaI immigrant? | Kaçak göçmen misin? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Mr. Park. | Bay Park. Kaçakları işe almanın ve ücretlerini eksik vermenin... | Dohee ya-1 | 2014 | |
| What did I do to deserve this, huh? | Ne halt ettim de bunu hak ettim, ha? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Only thing I did was work my ass off to make this town prosperous. | Tek yaptığım bu kasabayı kalkındırmak için canla başla çalışmak. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| It's not so simple, you know? | Bu o kadar basit değil, biliyor musun? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| If I send him home, the rest will llne up with their own requests. | Onu herifi gönderirsem, geriye kalanlar isteklerini sıraya koyacaklar. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| So I suggest... Mr. Park. | O yüzden belirteyim... Bay Park. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| You know what a broker is? | Simsar ne demek biliyorsun, değil mi? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I don't know how many times I've warned you. | Seni kaç defa uyardım bilmiyorum. İyi dinle. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Pay off the wages you owe and send him home immediately. | Derhal borçlu olduğun ücretleri öde ve onu hemen evine gönder. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Otherwise, the pollce and immigration will pursue this together. | Aksi takdirde, polis ve göçmen bürosu birlikte bu işin peşini bırakmaz. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| You're really out to get me. | Beni cidden yakalatacaksın yani. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Now, I'm getting eager to talk as well. | Tam da konuşmaya heveslendim. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I saw you doing something at night with that woman from Seoul. | Seul'den gelen kadınla gece bir şey yaparken gördüm sizi. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| When she lets you go, then leave. | Gitmene izin verdiyse gideceksin. Bekle, tek değildim. Bakeem de gördü. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| So don't take me so llghtly! | Bu yüzden beni kolay lokma yerine koyma! | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Where have you been this late? | Bu vakte kadar neredeydin? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| SchooI starts tomorrow. | Yarın okul başlıyor. Üniformamı almak için eve gittim. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| SchooI starts tomorrow? | Yarın mı başlıyor? | Dohee ya-1 | 2014 | |
| Okay, then. Get ready for school. | Peki o hâlde. Okul için hazırlan. | Dohee ya-1 | 2014 | |
| I think I've gained weight. | Kilo aldım sanırım. | Dohee ya-1 | 2014 | |
