Search
English Turkish Sentence Translations Page 158054
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I said, watch my fucking suit, man, all right? | Dedim ki, kodumun takımıma dikkat edin tamam mı? Dedim ki, lanet takımıma dikkat edin, tamam mı? Dedim ki, kodumun takımıma dikkat edin tamam mı? Dedim ki, kodumun takımıma dikkat edin tamam mı? Dedim ki, kodumun takımıma dikkat edin tamam mı? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Shall I cut his tongue out? | Dilini kesip atmalı mıyım ? Dilini kesip atmalı mıyım? Dilini kesip atmalı mıyım? Dilini kesip atmalı mıyım ? Dilini kesip atmalı mıyım ? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Do it. No! J Just wait! | Yap şunu. Hayır! B Bekleyin! | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Uh... C Can we just talk about this? | Uh... bunun hakkında konuşabilirmiyiz ? Uh... bunun hakkında konuşabilir miyiz? Uh... bunun hakkında konuşabilirmiyiz? Uh... bunun hakkında konuşabilirmiyiz ? Uh... bunun hakkında konuşabilirmiyiz ? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Oh, Kenny, we are talking. | Oh, Kenny, konuşuyoruz zaten. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You see, your lips are moving and words are coming out. | Gördüğün gibi, dudakların hareket ediyor ve kelimeler dökülüyor Gördüğün gibi, dudakların hareket ediyor ve kelimeler dökülüyor. Gördüğün gibi, dudakların hareket ediyor ve kelimeler dökülüyor. Gördüğün gibi, dudakların hareket ediyor ve kelimeler dökülüyor Gördüğün gibi, dudakların hareket ediyor ve kelimeler dökülüyor | Tactical Force-1 | 2011 | |
| We are talking. | Konuşuyoruz. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| I want you to listen carefully. OK? | Dikkatlice dinlemeni istiyorum. Tamam mı? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| I know you hid my property here. I just don't know where. | Benim malımı buraya sakladığını biliyorum. Sadece nerede olduğunu bilmiyorum | Tactical Force-1 | 2011 | |
| So...you are going to find it for me... | Bu yüzden...onu benim için bulacaksın... | Tactical Force-1 | 2011 | |
| or I will make sure Ilya does what Ilya does best | emin ol yoksa Ilya en iyi olduğu işi yapıcaktır, emin ol yoksa Ilya en iyi olduğu işi yapacaktır, emin ol yoksa Ilya en iyi olduğu işi yapıcaktır, emin ol yoksa Ilya en iyi olduğu işi yapıcaktır, emin ol yoksa Ilya en iyi olduğu işi yapıcaktır, | Tactical Force-1 | 2011 | |
| butchering. | kesip biçme. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Oh really? Yeah. | Oh, gerçekten mi? Evet. Gerçekten mi? Evet. Oh, gerçekten mi? Evet. Oh, gerçekten mi? Evet. Oh, gerçekten mi? Evet. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You know your buddies, the Italians? | Dostlarını biliyorsun, İtalyanlar ? Dostlarını biliyorsun, İtalyanlar? Dostlarını biliyorsun, İtalyanlar? Dostlarını biliyorsun, İtalyanlar ? Dostlarını biliyorsun, İtalyanlar ? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Well, they also know the item is here. | Gel gör ki, onlarda nesnenin nerede olduğunu biliyorlar. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| And how would they know that, Kenny? | Peki bunu nasıl bilebilirler Kenny ? Peki bunu nasıl bilebilirler Kenny? Peki bunu nasıl bilebilirler Kenny? Peki bunu nasıl bilebilirler Kenny ? Peki bunu nasıl bilebilirler Kenny ? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You little cockroach. | Seni küçük hamam böceği. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| My gut told me I needed insurance. | İçgüdülerim kendimi sağlama almam gerektiğini söyledi. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You faggot! Move it! | Seni ibne ! Yürü! Seni aptal! Yürü! Seni ibne! Yürü! Seni ibne ! Yürü! Seni ibne ! Yürü! | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Hey, watch my suit. Hurry! | Hey, takımıma dikkat et. Çabuk! Hey, takımıma dikkat et. Çabuk! Hey, takımıma dikkat et. Çabuk! Hey, takımıma dikkat et. Çabuk! Hey, takımıma dikkat et. Çabuk! | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Ilya, move the car inside. | Ilya, arabayı içeri al. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Well, I guess a little mountain air could be good. | Sanırım, biraz dağ havası almak güzel olur. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Well, won't I be pulling the Chief's boot out of my ass for the next week. | Bir hafta boyunca, şefin botunu kıçımdan çekip çıkaramam sanırım. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| I don't think I've ever seen him that mad. | Onu hiç bu kadar sinirli gördüğümü sanmıyorum Onu hiç bu kadar sinirli gördüğümü hatırlamıyorum. Onu hiç bu kadar sinirli gördüğümü sanmıyorum. Onu hiç bu kadar sinirli gördüğümü sanmıyorum Onu hiç bu kadar sinirli gördüğümü sanmıyorum | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Yeah, some commendation. | Evet, biraz övme olur. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Well, it could be worse. Wait for it. | Daha kötüsü olabilirdi. Bomba geliyor. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Mall security at the galleria? | Galerideki alışveriş merkezi güvenliği? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| At least Blanco has a whole lot of steaks to throw. | En azından Blanco'nun atabileceği bir sürü biftek vardı. En azından Blanco'nun atabileceği bir sürü biftek vardı En azından Blanco'nun atabileceği bir sürü biftek vardı | Tactical Force-1 | 2011 | |
| It was a fillet mignon. Yeah, what's the difference? | Filet mignon*'du. Eee , ne farkı var? Filet minyondu. Eee, ne farkı var? Filet mignon*'du. Eee, ne farkı var? Filet mignon*'du. Eee , ne farkı var? Filet mignon*'du. Eee , ne farkı var? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| A fillet mignon only includes the tenderloin. | Filet mignon'un içinde yalnızca fileto* (*yumuşak et) vardır. Filet minyonun içinde yalnızca fileto vardır. Filet mignon'un içinde yalnızca fileto* vardır. Filet mignon'un içinde yalnızca fileto* (*yumuşak et) vardır. Filet mignon'un içinde yalnızca fileto* (*yumuşak et) vardır. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| A porterhouse includes the bone and some strip loin. | Bifteğin (porterhouse*) içinde ise kemik ve etin kabası vardır. Bifteğin içinde ise kemik ve etin kabası vardır. Bifteğin içinde ise kemik ve etin kabası vardır. Bifteğin (porterhouse*) içinde ise kemik ve etin kabası vardır. Bifteğin (porterhouse*) içinde ise kemik ve etin kabası vardır. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| What are you, a fucking butcher? | Amına koyim kasap mısın nesin ? Kasap mısın nesin? Amına koyim kasap mısın nesin? Amına koyim kasap mısın nesin ? Amına koyim kasap mısın nesin ? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| I was gonna be, before I went to the academy. | Olucaktım, akademiye gelmeden önce Olacaktım, akademiye gelmeden önce Olucaktım, akademiye gelmeden önce Olucaktım, akademiye gelmeden önce Olucaktım, akademiye gelmeden önce | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Well, congratulations. You have a keen grasp of bovine anatomy. I'm happy for you. | Tebrikler. Sığır anatomisiyle alakalı sağlam bilgin varmış. Senin adına sevindim. Tebrikler. Sığır anatomisiyle alâkalı sağlam bilgin varmış. Senin adına sevindim. Tebrikler. Sığır anatomisiyle alakalı sağlam bilgin varmış. Senin adına sevindim. Tebrikler. Sığır anatomisiyle alakalı sağlam bilgin varmış. Senin adına sevindim. Tebrikler. Sığır anatomisiyle alakalı sağlam bilgin varmış. Senin adına sevindim. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Yeah, a 1200 pound steer only has 4 to 6 pounds of tenderloin. | Evet,1200 pound* etin yalnızca 4 6 pound'unda filetto vardır. Evet, 1200 pound etin, yalnızca 4 6 pound ‘unda fileto vardır. Evet, 1200 pound* etin yalnızca 4 6 pound'unda filetto vardır. Evet,1200 pound* etin yalnızca 4 6 pound'unda filetto vardır. Evet,1200 pound* etin yalnızca 4 6 pound'unda filetto vardır. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| It's non weight bearing muscle. | Bu ağır olmayan bir kas. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| That's why it's so tender. Now I'm hungry. Fuck you. | Bu yüzden çok yumuşak. Acıktırdın beni . Sikeyim seni. Bu yüzden çok yumuşak. Acıktırdın beni. Bu yüzden çok yumuşak. Acıktırdın beni. Sikeyim seni. Bu yüzden çok yumuşak. Acıktırdın beni . Sikeyim seni. Bu yüzden çok yumuşak. Acıktırdın beni . Sikeyim seni. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| They usually cut it into more or less round pieces, | Genellikle az çok yuvarlak parçalara keserler... | Tactical Force-1 | 2011 | |
| about the size of a baseball. | yaklaşık bir beyzbol topunun büyüklüğü kadar. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Well, it worked, whatever it was. | Her ne ise, işe yaradı | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Why the hell are we headed out to the sticks? | Ne diye ağaçlıklara doğru gidiyoruz ? Ne diye ağaçlıklara doğru gidiyoruz? Ne diye ağaçlıklara doğru gidiyoruz? Ne diye ağaçlıklara doğru gidiyoruz ? Ne diye ağaçlıklara doğru gidiyoruz ? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Something about us not being able to damage anything. | Bizdeki birşeylere zarar verememenin verdiği noksanlıkla alakalı. Bizdeki bir şeylere zarar verememenin verdiği noksanlıkla alakalı. Bizdeki birşeylere zarar verememenin verdiği noksanlıkla alakalı. Bizdeki birşeylere zarar verememenin verdiği noksanlıkla alakalı. Bizdeki birşeylere zarar verememenin verdiği noksanlıkla alakalı. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| What you looking at, Pocahontas? These are recent. | Neye bakıyorsun, Pocahontas? İzler taze . Neye bakıyorsun, Pocahontas? İzler taze. Neye bakıyorsun, Pocahontas? İzler taze. Neye bakıyorsun, Pocahontas? İzler taze . Neye bakıyorsun, Pocahontas? İzler taze . | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You can tell all that from all that? | Burdan şu sonucu mu çıkardın ? Buradan şu sonucu mu çıkardın? Burdan şu sonucu mu çıkardın? Burdan şu sonucu mu çıkardın ? Burdan şu sonucu mu çıkardın ? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Yeah, these are Michelin Pilot Sports, 245 35 ZR 20's. | Evet, bunlar Michelin Pilot Sports 245 35 ZR 20's. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Car needs an alignment, pulls a little to the right. | Arabanın rot ayarına ihtiyacı var, hafif sağa çekiyor. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Half tank of gas, | Depo yarı dolu, | Tactical Force-1 | 2011 | |
| and the driver weighs over 220 pounds. | ve sürücünün ağırlığı yaklaşık 100 kilonun üstünde. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Naw, I'm just fucking with you. | Hayır, seninle taşşak geçiyordum . Hayır, seninle kafa buluyordum. Hayır, seninle taşşak geçiyordum. Hayır, seninle taşşak geçiyordum . Hayır, seninle taşşak geçiyordum . | Tactical Force-1 | 2011 | |
| No, but a car has been through here not too long ago. | Hayır ama ,araba çok kısa bir süre önce burdaymış. Hayır ama, araba çok kısa bir süre önce buradaymış. Hayır ama, araba çok kısa bir süre önce burdaymış. Hayır ama ,araba çok kısa bir süre önce burdaymış. Hayır ama ,araba çok kısa bir süre önce burdaymış. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Son of a...bitch! | Orospu... çocuğu ! Orospu... çocuğu! Orospu... çocuğu! Orospu... çocuğu ! Orospu... çocuğu ! | Tactical Force-1 | 2011 | |
| So, pretty nice, huh? | Eee, hoş, değil mi? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Oh yes, I love what you've done with the place. | Oh evet, mekana yaptıkların hoşuma gitti. Oh evet, mekâna yaptıkların hoşuma gitti. Oh evet, mekana yaptıkların hoşuma gitti. Oh evet, mekana yaptıkların hoşuma gitti. Oh evet, mekana yaptıkların hoşuma gitti. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Now, let's go find the item. All right. Yeah. | Şimdi, gidip nesneyi bulalım. Pekala. Evet. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Sure, yeah, I'll get it, but, uh, you stay here. | Tabi, evet, getireceğim ama , uh , sen burda kal Tabi, evet, getireceğim ama, sen burada kal. Tabi, evet, getireceğim ama, uh, sen burda kal. Tabi, evet, getireceğim ama , uh , sen burda kal Tabi, evet, getireceğim ama , uh , sen burda kal | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Kenny, you know, I was born at night, but it was not last night. | Kenny, biliyor musun, doğduğumda geceydi, ama dün gece değildi . Kenny, biliyor musun, doğduğumda geceydi, ama dün gece değildi. Kenny, biliyor musun, doğduğumda geceydi, ama dün gece değildi. Kenny, biliyor musun, doğduğumda geceydi, ama dün gece değildi . Kenny, biliyor musun, doğduğumda geceydi, ama dün gece değildi . | Tactical Force-1 | 2011 | |
| OK? I'm not letting you out of my sight. | Tamam? Seni görüş alanımdan ayırmıyorum. Tamam? Senin görüş alanımdan ayırmıyorum. Tamam? Senin görüş alanımdan ayırmıyorum. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You made a rhyme there. Yeah. | Orda kafiye yaptın, farkettim. Evet . Orda kafiye yaptın, fark ettim. Evet. Orda kafiye yaptın, farkettim. Evet. Orda kafiye yaptın, farkettim. Evet . Orda kafiye yaptın, farkettim. Evet . | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Well, fuck it. I'm not getting you the item to only get popped. | Siktir et. Eninde sonunda haklanıcaksam madem, sana nesneyi getirmiyorum. Boş ver. Eninde sonunda haklanacaksam madem, sana nesneyi getirmiyorum. Siktir et. Eninde sonunda haklanıcaksam madem, sana nesneyi getirmiyorum. Siktir et. Eninde sonunda haklanıcaksam madem, sana nesneyi getirmiyorum. Siktir et. Eninde sonunda haklanıcaksam madem, sana nesneyi getirmiyorum. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Well, then it would appear we are upon the horns of a dilemma. | O zaman ortaya çıkyıor ki seçmek iki seçeneğimiz var. O zaman, seçmek iki seçeneğimiz var. O zaman ortaya çıkyıor ki seçmek iki seçeneğimiz var. O zaman ortaya çıkyıor ki seçmek iki seçeneğimiz var. O zaman ortaya çıkyıor ki seçmek iki seçeneğimiz var. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Look, you're just wasting time. I'm sure the Italians are on their way. | Bak, sadece zaman kaybediyorsun. Eminim İtalyanlar yoldadırlar. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Ilya? | Ilya? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| OK, I'll get it. All right. | Tamam, getireceğim . Pekala. Tamam, getireceğim. Pekala. Tamam, getireceğim. Pekala. Tamam, getireceğim . Pekala. Tamam, getireceğim . Pekala. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| But she comes with. You stay. | Ama o geliyor. Sen kal . Ama o geliyor. Sen kal. Ama o geliyor. Sen kal. Ama o geliyor. Sen kal . Ama o geliyor. Sen kal . | Tactical Force-1 | 2011 | |
| She... She comes with? | O... Geliyor? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Yeah, yeah, she comes with me, but, uh... | Evet, evet, o benimle geliyor,ama,uh... Evet, evet, o benimle geliyor,ama... Evet, evet, o benimle geliyor,ama,uh... Evet, evet, o benimle geliyor,ama,uh... Evet, evet, o benimle geliyor,ama,uh... | Tactical Force-1 | 2011 | |
| no weapons. | silah yok . ...silah yok. ...silah yok. silah yok . silah yok . | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Kenny, look at her. | Kenny, ona bak. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| She could kill you with her bare hands. | Seni yalnızca elleriyle bile öldürebilir. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Well, I would just feel more comfortable if she came with me and you waited here. | Eğer o benimle gelir, sende burda beklersen, kendimi daha rahat hissedicem . O benimle gelir, sende burada beklersen, kendimi daha rahat hissedeceğim. Eğer o benimle gelir, sende burda beklersen, kendimi daha rahat hissedicem. Eğer o benimle gelir, sende burda beklersen, kendimi daha rahat hissedicem . Eğer o benimle gelir, sende burda beklersen, kendimi daha rahat hissedicem . | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Suit yourself. | İstediğin gibi takıl. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| All right, so which one is it? There's a million of 'em. | Pekala, hangisi? Milyonlarca var. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| I'm thinking it's the one up there with the door open. | Sanırım, şu yukarda kapısı açık olan olabilir. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Nuh uh uh. All of them. | Yo yo yo. Hepsi. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Tsssk! | Çısss! Pöf! Çısss! Çısss! Çısss! | Tactical Force-1 | 2011 | |
| All right, take off your coat. | Pekala, montunu çıkar. Pekâlâ, montunu çıkar. Pekala, montunu çıkar. Pekala, montunu çıkar. Pekala, montunu çıkar. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| All right, turn around. | Peki, etrafında dön. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| There, are you happy now? | İşte, şimdi mutlu musun ? İşte, şimdi mutlu musun? İşte, şimdi mutlu musun? İşte, şimdi mutlu musun ? İşte, şimdi mutlu musun ? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Actually, I'm not. Oh, my! | Aslında, değilim. Te Allahım! Aslında, değilim. Hay Allah! Aslında, değilim. Te Allahım! Aslında, değilim. Te Allahım! Aslında, değilim. Te Allahım! | Tactical Force-1 | 2011 | |
| She could still snap your neck like a twig. Now get moving! | Boynunu hala bir dal gibi koparabilir . Şimdi, ilerle! Boynunu hala bir dal gibi koparabilir. Şimdi, ilerle! Boynunu hala bir dal gibi koparabilir. Şimdi, ilerle! Boynunu hala bir dal gibi koparabilir . Şimdi, ilerle! Boynunu hala bir dal gibi koparabilir . Şimdi, ilerle! | Tactical Force-1 | 2011 | |
| OK, what now? Easy. Pull inside. | Tamam, sırada ne var? Yavaş. İçeri çek. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Fuck! Stop the fucking car! | Sktir! Kodumun arabasını durdur! Hay aksi! Kodumun arabasını durdur! Siktir! Kodumun arabasını durdur! Sktir! Kodumun arabasını durdur! Sktir! Kodumun arabasını durdur! | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Stop the fucking car! Don't go any further! | Kodumun arabasını durdur! Daha ileri gitme! Lanet arabayını durdur! Daha ileri gitme! Kodumun arabasını durdur! Daha ileri gitme! Kodumun arabasını durdur! Daha ileri gitme! Kodumun arabasını durdur! Daha ileri gitme! | Tactical Force-1 | 2011 | |
| I'm sorry, friend! We, uh... | Üzgünüm, arkadaşım! Biz, uh... | Tactical Force-1 | 2011 | |
| we have this place for the next couple of hours. | bir kaç saatliğine bu mekanı devraldık. …bir kaç saatliğine bu mekânı devraldık. bir kaç saatliğine bu mekanı devraldık. bir kaç saatliğine bu mekanı devraldık. bir kaç saatliğine bu mekanı devraldık. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Maybe I'll just pick up a little something that belongs to me | Belki bana ait olan bir şeyi alırım... | Tactical Force-1 | 2011 | |
| and be on my way, then. How's that sound? | ve sonra yoluma giderim. Kulağa nasıl geliyor? …ve sonra yoluma giderim. Kulağa nasıl geliyor? ve sonra yoluma giderim. Kulağa nasıl geliyor? ve sonra yoluma giderim. Kulağa nasıl geliyor? ve sonra yoluma giderim. Kulağa nasıl geliyor? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| I am not sure that's going to be possible. | Bunun mümkün olacagından emin değilim. Bunun mümkün olacağından emin değilim. Bunun mümkün olacagından emin değilim. Bunun mümkün olacagından emin değilim. Bunun mümkün olacagından emin değilim. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Kenny. Hi! | Kenny. Merhaba! | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You motherfucker! Whoa! Hey, hey, hey! | Orospu çocuğu. Wow! Hey, hey, hey! Orospu çocuğu. Vay! Hey, hey, hey! Orospu çocuğu. Wow! Hey, hey, hey! Orospu çocuğu. Wow! Hey, hey, hey! Orospu çocuğu. Wow! Hey, hey, hey! | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Be cool, man! One more move! | Sakin ol, adamım! Bi hareket et hele! Sakin ol, adamım! Bir hareket et hele! Sakin ol, adamım! Bi hareket et hele! Sakin ol, adamım! Bi hareket et hele! Sakin ol, adamım! Bi hareket et hele! | Tactical Force-1 | 2011 | |
| This fucker's mine, all right? Now back the fuck down! | Bu sikik benim, tamam mı? Şimdi geri çekil lan. Bu herif benim, tamam mı? Şimdi geri çekil. Bu sikik benim, tamam mı? Şimdi geri çekil lan. Bu sikik benim, tamam mı? Şimdi geri çekil lan. Bu sikik benim, tamam mı? Şimdi geri çekil lan. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| I think that is going to be a problem. | Sanırım bu problem yaratır . Sanırım bu problem yaratır. Sanırım bu problem yaratır. Sanırım bu problem yaratır . Sanırım bu problem yaratır . | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Hey, you. Mr. uh... Potty Mouth. | Hey, sen. Bay Uh... Ağzı Bozuk. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Let's say you and me, we have a little, uh, powwow, hmm? | Diyelim ki sen ve ben aramızda ufak bir, uh, görüşme yapsak ? Sen ve ben aramızda ufak bir, görüşme yapsak? Sen ve ben aramızda ufak bir, uh, görüşme yapsak? Diyelim ki sen ve ben aramızda ufak bir,uh, görüşme yapsak ? Diyelim ki sen ve ben aramızda ufak bir,uh, görüşme yapsak ? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Lose the gun. | Silahı bırak. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| I mean, what would have been better? A KO from a steak | Yani, hangisi daha iyi olurdu? Bir biftekle tuş olmak mı... | Tactical Force-1 | 2011 | |
| or two in the head from a robber? | ya da soyguncunun kafaya iki tane sıkmak mı? ya da soyguncunun kafasına iki tane sıkmak mı? ya da soyguncunun kafaya iki tane sıkmak mı? ya da soyguncunun kafaya iki tane sıkmak mı? ya da soyguncunun kafaya iki tane sıkmak mı? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| It was a tenderloin. Whatever. | Filetoydu. Her neyse. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You know what he means. | Neden bahsettiğini biliyorsun. | Tactical Force-1 | 2011 |