Search
English Turkish Sentence Translations Page 158001
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I don't see why. | Neden farklı olsun. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Maybe because you have a beautiful body. | Belki çok güzel bir vücuda sahip olduğun için. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Maybe that makes it easier. Yeah, I suppose it might. | Belki bu daha da kolaylaştırıyordur. Evet öyle olması da mümkün. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Do you want to fuck? | Sevişmek istiyor musun? | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I do. Do you? | İstiyorum. Sen? | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Take your clothes off. I'm sorry. | Elbiselerini çıkar Özür dilerim. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I'm very, very lonely. | Ben çok, çok yalnızım. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| ...know what's wrong. I just... | ...problemin ne olduğunu bilmiyorum. Sadece... | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I mean, can you understand loneliness? | Yani, yalnızlığı anlayabilir misin? | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Yeah. I mean... | Evet Yani... | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I don't know, I feel okay, mostly. | Bilmiyorum, genelde mutluyum. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Fucking might help. | Sevişmek yardımcı olabilir. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| It's okay, I don't mind. Take your clothes off. | Önemli değil, bence mahzuru yok. Elbiselerini çıkar. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| You're very pretty. Thanks. | Sen çok güzelsin. Teşekkürler. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Sometimes I wish I could be pretty like that. | Bu sinyal gerçekten zor bulunuyor. Garip ama buradaki sinyal gerçekten iyi. Bazen böyle güzel olabilmeyi istiyorum. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| What, you wish you were a girl? | Ne yani, kız olmak mı istiyorsun? | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Sometimes I think I might have been better at it. | Bazen kız olsaymışım daha iyi olurmuş gibi geliyor. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Interesting. It's kind of a drag in a lot of ways. | İlginç. Bir çok yönden zahmetli bir iş. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Do you like guys? No. I only love women. | Erkeklerden mi hoşlanıyorsun? Hayır. Sadece kızlara ilgiliyim. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Well, I'm getting cold. | Peki, üşümeye başladım. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| You're pretty, Caden. | Sen çekicisin, Caden. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Thanks for saying that. | Bunu söylediğin için sağol. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Come to bed, pretty Caden. | Yatağa gel, çekici Caden. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I shouldn't have drunk so much fucking beer last night. | Dün gece o kadar çok bira içmemeliydim. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| What are you gonna do about it? Get lunch. What are you going to do? | Bunun için ne yapacaksın ki? Yemek ye. Ne yapacaksın? | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| For chrissake. Good, Roland. | Tanrı aşkına. Güzel, Roland. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Thanks, Caden. | Teşekkürler, Caden. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| We need to fire him. | Onu kovmalıyız. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| We don't need to fire him. | Onu kovmamıza gerek yok. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Jeremy's playing to us. | Jeremy bizimle oynuyor. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Tell him to talk to Donna and we'll hear what we hear. | Ona Donna'yla konuşmasını söyle ve ne duyacaksak duyalım. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Sammy's explaining too much. It feels expository. | Sammy çok fazla açıklama yapıyor. Can sıkıcı olabiliyor. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| It needs to be shorthand, like, "Jeremy, big. " | Daha kısa ve net olmalı, "Jeremy, büyük" gibi. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Caden, can we stop a second? | Caden, bir saniyeliğine durabilir miyiz? | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| If Hazel's in love with Sammy, and Caden's in love with Hazel... | Hazel Sammy'e aşıksa ve Caden da Hazel'e aşıksa... | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| ...there would be a big confrontation where Caden turns to me and says: | ...Caden'in bana dönüp "Onun benim yedeğim olduğu açık" dediği anda... | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| "It's obvious he's a substitute for me. " | ...büyük bir yüzleşme olması gerekiyor. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Then I think Hazel would have a good moment where she cries... | Sonra da sanırım, Hazel'in ağladığı ya da sinirlendiği sahneyi iyi... | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| ...or gets angry, I'm not sure which yet, but I think it's dramatically sound... | ...oynaması gerekiyor, hangisi olduğuna karar veremiyorum... | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| That didn't happen. I think Hazel would do that. | Böyle bir şey hiç olmadı. Sanırım Hazel bunu yapardı. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| But Hazel hasn't done that, Tammy. Caden, what do you think? | Ama Hazel bunu yapmadı, Tammy. Caden, ne düşünüyorsun? | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I feel like we could try it. | Denememiz gerektiğini hissediyorum. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Great. Fuck. | Harika. Kahretsin. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Let's try it. Maybe it could happen at the director's table. | Deneyelim. Belki yönetmen masasında gerçekleşebilir. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| You know, Tammy's right. | Biliyorsun ki Tammy haklı. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I don't understand why you're with Sammy. | Neden Sammy ile beraber olduğuna anlam veremiyorum. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| He's nice, he's available, he fucks me without crying. | O iyi, boşta ve benimle ağlamadan sevişebiliyor. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Since when are you available? | Sen ne zamandır boştasın? | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Derek left because of you. | Derek senin yüzünden terk etti. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| When? How come you never told me? | Ne zaman? Nasıl olur da bundan bana bahsetmezsin? | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I don't know, Caden. How come a lot of things, huh? | Sonra ben ne söylüyorum? Bilmiyorum Caden. Bir çok şey nasıl oluyorsa. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Fuck. I gotta let go of the actor who played Derek. What's his name? | Kahretsin. Derek'i oynayan aktörü göndermek gerek. Adı neydi? | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| What? That is such a romantic response. | Ne? Bu çok romantik bir tepkiydi. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I am touched. It's not my response. | Duygulandım. Bu benim tepkim değil. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Derek is played by... | Derek'i canlandıran... | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| We have enormous budgetary concerns here. | Burada büyük bütçe sorunları yaşıyoruz. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| ...Joe. Stop. Okay? No, just stop. | Joe. Dur. Tamam mı? Hayır, sadece dur. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I do not like Tammy, and she's nothing like me. | Tammy'i sevmiyorum ve bana hiç benzemiyor. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| How can you like her, anyway? She looks like you. | Sen onu nasıl sevebiliyorsun ki? Sana benziyor. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Joe Abernathy. No, she does not. She offered to have sex with me. | Joe Abernathy. Hayır, benzemiyor. Bana seks yapmayı teklif etti. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Abernathy? Yeah. | Abernathy? Evet. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Was it good? It was nice. | İyi miydi? Güzeldi. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I'm just being honest. It was nice. It wasn't earth shattering. | Dürüst davranıyorum. Sadece güzeldi. Dünya'yı sarsacak kadar iyi değildi. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Did you cry? No. | Ağladın mı? Hayır. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Okay, I cried a little before. | Peki kabul, başlarda biraz ağladım. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Hazel, you've been a part of me forever. Don't you know that? | Hazel, sürekli benim bir parçam oldun, bunu bilmiyor musun? | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I breathe your name in every exhalation. | Her nefeste senin adını soluyorum. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| What are we doing? I don't know. | Ne yapıyoruz biz? Bilmiyorum. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Oh, this is the place I stayed with Derek and the kids. | Burası Derek ve çocuklarla yaşadığım yerdi. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Yeah, we're almost... Caden. | Evet, biz neredeyse... Caden. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Caden. | Caden. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Caden. Caden, look at me. What are you doing? | Caden. Caden, bana bak. Ne yapıyorsun? | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Sammy, stay right where you are. I'm coming up. | Sammy, olduğun yerde kal. Yukarı geliyorum. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| There's nothing to talk about, Hazel. It's not your fault. | Konuşacak bir şey yok Hazel. Bu senin suçun değil. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| What are you doing? I've watched you forever, Caden. | Ne yapıyorsun? En başından beri seni izliyorum Caden. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| But you've never really looked at anyone other than yourself. | Ama sen kendinden başka kimseye bakmadın bile. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| So watch me. | Beni izle. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Watch my heart break. Watch me jump. | Kalbimin kırıldığını gör. Atladığımı gör. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Watch me learn that after death there's nothing. | İzle ve ölümden sonra hiç bir şeyin olmadığını öğren. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| No more watching, no more following, no love. | Artık izlemek yok, takip etmek yok, aşk yok. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Say goodbye to Hazel for me. And say it for yourself too. | Hazel'e benim için veda et. Ve kendine de. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| None of us has much time. Sammy! Come down! | Hiç birimizin çok zamanı kalmadı. Sammy! Aşağı in! | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Hazel, I love you! | Hazel seni seviyorum! | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I didn't jump, Sammy. | Ben atlamadım Sammy. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| A man stopped me before I jumped. Get up! | Tam atlayacakken biri beni yakaladı. Kalk! | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I didn't jump. | Ben atlamadım. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I know how to do it now. | Şimdi nasıl yapacağımı biliyorum. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| There are nearly 13 million people in the world. | Dünyada neredeyse 13 milyon insan var. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I mean, can you imagine that many people? | Demek istediğim, bu kadar insanı hayalinde canlandırabiliyor musun? | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| And none of those people is an extra. | Ve bu insanlardan hiçbiri fazlalık değil. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| They're all leads in their own stories. They have to be given their due. | Hepsi kendi hikâyesinin kahramanı. Hepsinin hakkı verilmeli. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| I know how to do it now. | Ben de şimdi nasıl yapacağımı biliyorum. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| There are 13 million people in this world. | Dünyada neredeyse 13 milyon insan var. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Can you imagine how many people that is? | Bu kadar insanı hayalinde canlandırabiliyor musun? | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| None of those people are an extra. They're all a lead in their own story. | Ve bu insanlardan hiçbiri fazlalık değil Hepsi kendi hikâyesinin kahramanı. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| They have got to be given their due. | Hepsinin hakkı verilmeli. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Do you see what I'm saying? | Söylemeye çalıştığım şeyi anlıyor musun? | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| Come over tonight. | Bu gece bana gel. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| You know, we could get a place together. | Birlikte bir daire alabiliriz. | Synecdoche, New York-4 | 2008 | |
| We could get a loft. God, Caden, that sounds nice. | Bir çatı katında yaşarız. Tanrım, Caden bu kulağa çok hoş geliyor. | Synecdoche, New York-4 | 2008 |