Search
English Turkish Sentence Translations Page 157977
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Why not finish it off? | Neden buna bir son vermiyorsun? | Sympathy-1 | 2007 | |
| Way I figure it, Trip was hired by somebody to bring you back. | Şimdi bir düşünelim Trip seni geri... | Sympathy-1 | 2007 | |
| You ever get picked up for boostin' cars? | Açık artırmayla bir araba aldın mı hiç? | Sympathy-1 | 2007 | |
| No shame in it. | Bunda utanılacak bir şey yok. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Happens to the best of us. | Bu çoğumuzun başına gelmiştir. | Sympathy-1 | 2007 | |
| So I figure, what? You skip out on your bond. | Bak ne düşündüm? Zincirlerini kırıp kurtuldun. | Sympathy-1 | 2007 | |
| And Trip was sent to bring you back. | Trip seni geri getirmek için gönderildi. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Let's bring him out, and see what I win for being right. | Şimdi onu çıkartıp bu konuda haklı mıyım diye öğrenelim. | Sympathy-1 | 2007 | |
| You're not a complete retard, | Tam olarak kendinden geçmemişsin... | Sympathy-1 | 2007 | |
| so I'm gonna assume you were listening through the door. | ...bu yüzden senin kapıdan bizi dinliyor olduğun hükmüne vardım. | Sympathy-1 | 2007 | |
| I was. | Evet yaptım. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Okay. Lay it on us. | Tamam. Hadi onun yanına uzan. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Can you undo me? | Beni çözebilir misin? | Sympathy-1 | 2007 | |
| I'm losing circulation to my foot. | Ayaklarım uyuşmaya başladı. | Sympathy-1 | 2007 | |
| You have a gun, what am I gonna do? | Bir silahın var, ne yapabileceğimi düşünüyorsun ki? | Sympathy-1 | 2007 | |
| Oh, fuck you. You're no fun anymore. | Canın cehenneme. Artık hiç eğlenceli değilsin. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Alright. So tell me: How close am I? | Pekâlâ. Söyle bana: Ne kadar yakınım? | Sympathy-1 | 2007 | |
| You're pretty good. | Oldukça iyisin. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Yeah? Right on the money? | Öyle mi? Para var değil mi? | Sympathy-1 | 2007 | |
| You're close. | Yakınsın. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Well, you had me figured. | Benim yerimi aldın. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Good work there. | İyi iş çıkardın. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Sara, though... | Sara, düşün... | Sympathy-1 | 2007 | |
| let's just say she's not as much like you as you think. | ...onun senin düşündüğün gibi biri olmadığını söyleyebilirim. | Sympathy-1 | 2007 | |
| I don't know, dude. | Bilmiyorum, dostum. | Sympathy-1 | 2007 | |
| She sure had her way with you. | Seninle birlikte her yola gideceği kesin. | Sympathy-1 | 2007 | |
| She skipped out on her bond, yes. | Zincirini kırıp kurtuldu, evet. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Do you wanna know the charges? | Bunlara nelerin sebep olduğunu bilmek ister misin? | Sympathy-1 | 2007 | |
| Petty larceny. Prostitution. | Ufak hırsızlık. Fahişelik. | Sympathy-1 | 2007 | |
| And conspiracy to commit murder. | Cinayet işletme komplosu. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Murder? No shit! | Cinayet mi? Olamaz! | Sympathy-1 | 2007 | |
| It's not as sexy as all that. | Hiç o kadar seksi değil. | Sympathy-1 | 2007 | |
| She contracted a guy over the internet to kill her daddy. | Kız babasını öldürtmek için internetten bir adamla anlaşmış. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Her rich daddy. | Onun babası çok zengin biri. | Sympathy-1 | 2007 | |
| That's why she did all of it. | İşte her şeyi bunun için yaptı. | Sympathy-1 | 2007 | |
| She's just some rich bitch trying to get back at her daddy. | O sadece babasına geri dönmeye çalışan zengin bir sürtük. | Sympathy-1 | 2007 | |
| He's the one who hired me to bring her back. | Onu geri götürmem için babası kiraladı beni. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Rich girl rebellion? | İsyankâr zengin bir kız? | Sympathy-1 | 2007 | |
| Where's the integrity in that? | Dürüstlük bunun neresinde? | Sympathy-1 | 2007 | |
| I thought you were the real thing, sweetie. | Seni gerçekten bir şey sanmıştım, tatlım. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Poor little rich girl. | Zavallı küçük zengin kız. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Poor little rich girl with two thumbs! | İki başparmaklı zavallı zengin küçük kız! | Sympathy-1 | 2007 | |
| I thought you had it, that killer instinct. | Sen de katil içgüdüsü var zannetmiştim. | Sympathy-1 | 2007 | |
| I was hopin' maybe you and me could start a new breed. | Senin be benim yeni bir tür başlatabileceğimizi umut etmiştim. | Sympathy-1 | 2007 | |
| But you're just like everybody else. | Fakat sen de tıpkı diğerleri gibiymişsin. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Worse, you're a faker. | Bu kötü, sen bir sahtekârsın. | Sympathy-1 | 2007 | |
| I never told you I was all those things. | Asla sana o tür birisi olduğumu söylemedim. | Sympathy-1 | 2007 | |
| You're right, you didn't. | Haklısın, söylemedin. | Sympathy-1 | 2007 | |
| But you let me believe it, and that's just as bad. | Fakat buna inanmamı sağladın ve bu daha kötü. | Sympathy-1 | 2007 | |
| What's she worth? | Ne kadar değerli? | Sympathy-1 | 2007 | |
| Don't fuck with me, boy. | Benimle oynama, evlat. | Sympathy-1 | 2007 | |
| I won't stop at your thumb. | Öbür parmağını da ben kesmeyim. | Sympathy-1 | 2007 | |
| It was an exclusive contract. They hired me. | Özel bir anlaşma ile beni kiraladılar. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Even if you show up, they won't pay you. | Eğer onlara göstersen sana dahi ödeme yapmazlar. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Quit puttin' words in my mouth. I jut asked what she was worth. A lot. | Çabuk çıkar ağzındaki baklayı. Onun ne kadar değerli olduğun sordum. | Sympathy-1 | 2007 | |
| No, answer her. I'd like to hear this. | Hayır, cevap ona. Bunu duymak isterim. | Sympathy-1 | 2007 | |
| If you knew I was here to bring you back, you'd try to escape. | ...eğer seni geri götürmek için burada olduğumu öğrenseydin kaçmayı denerdin. | Sympathy-1 | 2007 | |
| And you probably would. | Ve muhtemelen de bunu yapardın. | Sympathy-1 | 2007 | |
| This way, since you had nowhere to go, | Bu şekilde gidecek bir yerin olmayacaktı. | Sympathy-1 | 2007 | |
| I thought, you might just come along for the ride. | Araban için de uzun bir süre benimle kalacağını düşündüm. | Sympathy-1 | 2007 | |
| It started to work, too. | Bu işe yarıyordu, ayrıca. | Sympathy-1 | 2007 | |
| It did not! | İşe yaramadı! | Sympathy-1 | 2007 | |
| Oh, that kiss. That was all a lie, too, I suppose? | O öpücük de mi bir yalandı, o zaman? | Sympathy-1 | 2007 | |
| I can't take it. | Buna katlanamıyorum. | Sympathy-1 | 2007 | |
| I'm gonna cut the girl loose, and... | Kızın kelepçesini açacağım ve... | Sympathy-1 | 2007 | |
| You forgot about our bet. | Bahsimizi unutuyorsun. | Sympathy-1 | 2007 | |
| If you can't pick the lock, | Eğer kilidi açamazsan... | Sympathy-1 | 2007 | |
| you leave the girl here with me. | ...kızı benimle bırakacaksın. | Sympathy-1 | 2007 | |
| How many tries do I get? | Kaç defa deneme hakkım var? | Sympathy-1 | 2007 | |
| Dose matter! | Fark etmez! | Sympathy-1 | 2007 | |
| You can have as many as you want. | İstediğin kadar deneyebilirsin. | Sympathy-1 | 2007 | |
| That doesn't seem very practical, for time's sake. | Geçmişin hatırına bu hiç gerçekçi görünmüyor. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Okay, one try. | Tamam, bir deneme. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Fuck that! What? | Si..r et! Ne? | Sympathy-1 | 2007 | |
| That's not nearly enough tries. | Denemek için bu yeteri değil. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Whooo! I think she's pickin' sides. | Sanırım o kelepçenin açılması taraftarı. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Okay, three then. | Tamam, üç olsun öyleyse. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Is that better? | Bu iyi mi? | Sympathy-1 | 2007 | |
| Three tries. | Üç deneme. | Sympathy-1 | 2007 | |
| There, got it! | Üç, anlaşıldı! | Sympathy-1 | 2007 | |
| No wait, false alarm. | Hayır, bekle, yanlış alarm. | Sympathy-1 | 2007 | |
| That was one. | Bu birincisiydi. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Fuck! | Si..r! | Sympathy-1 | 2007 | |
| I can't do it! Fuck! | Bunu yapamıyorum! Kahretsin! | Sympathy-1 | 2007 | |
| You win, Trip. I can't do it. | Sen kazandın, Trip. Bunu yapamıyorum. | Sympathy-1 | 2007 | |
| No. You've got one more chance! | Hayır. Bir şansın daha var! | Sympathy-1 | 2007 | |
| How many times you gotta beat your head into a wall | Bunun iyi hissettirmediğini anlamak için... | Sympathy-1 | 2007 | |
| 'fore you realize it don't feel good? I can't do it! | ...daha kaç defa kafanı duvara vurman gerekecek? Bunu yapamıyorum! | Sympathy-1 | 2007 | |
| You get three tries. That was only two! | Üç kez deneme hakkın var. Sadece iki oldu! | Sympathy-1 | 2007 | |
| Oh, god damn it, for Pete's sake! | Lanet olsun. Pete aşkına! | Sympathy-1 | 2007 | |
| There, three. | İşte, üçüncüsü. | Sympathy-1 | 2007 | |
| 'Course, it doesn't seem like Sara wants to go with you, Trip. | Görünüşe göre Sara seninle gitmek istemiyor, Trip. | Sympathy-1 | 2007 | |
| I don't know why, myself. | Neden olduğunu bilmiyorum. | Sympathy-1 | 2007 | |
| She's got a better chance with you, it seems. | Seninle daha iyi şansı var gibi görünüyor. | Sympathy-1 | 2007 | |
| I won, state fair and town square. | Ben kazandım resmen ve dürüst bir şekilde. | Sympathy-1 | 2007 | |
| Yes, technically, you did. | Evet teknik olarak sen kazandın. | Sympathy-1 | 2007 | |
| But let's look at this for a moment. | Fakat bir anlığına şu duruma bir bak. | Sympathy-1 | 2007 | |
| What's to look at? | Neye bakacağım? | Sympathy-1 | 2007 | |
| Why don't you shut up and let the man talk. | Neden çeneni kapatıp adamın konuşmasına izin vermiyorsun! | Sympathy-1 | 2007 | |
| Thank you. Now, your way, Trip: | Teşekkürler. Şimdi senin sıran Trip. | Sympathy-1 | 2007 |