• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 157415

English Turkish Film Name Film Year Details
I'm hapless, I'm hopeless. ...şansız ve ümitsiz vakayım. Talihsizim. Ümitsizim. ...şansız ve ümitsiz vakayım. Supernatural The End-1 2009 info-icon
I mean, why the hell not bury myself Yani neden kendimi kadınlara ve... Neden kendimi kadınlara ve ziyafete... Yani neden kendimi kadınlara ve... Supernatural The End-1 2009 info-icon
In women and decadence, right? ...yıkıma vermeyeyim ki? ...vermeyeyim, değil mi? ...yıkıma vermeyeyim ki? Supernatural The End-1 2009 info-icon
It's the end, baby. that's what decadence is for. Bu son bebeğim. Yıkım bunun için var. Sonuna geldik, bebeğim. Bu kadar şölen bunun için. Bu son bebeğim. Yıkım bunun için var. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Why not bang a few gongs before the lights go out? Neden her şey bitmeden bir kaç serseri harcamıyoruz? Neden ışıklar sönmeden birkaç hatun götürmeyeyim? Neden her şey bitmeden bir kaç serseri harcamıyoruz? Supernatural The End-1 2009 info-icon
But, then... Sonra... Ama yine de... Sonra... Supernatural The End-1 2009 info-icon
That's just how I roll. ...ben böyleyim işte. ...sadece benim tarzım bu. ...ben böyleyim işte. Supernatural The End-1 2009 info-icon
There, second floor window. Orada. İkinci kattaki pencere. Orada. İkinci katın penceresi. Orada. İkinci kattaki pencere. Supernatural The End-1 2009 info-icon
We go in there. Oraya gideceğiz. Oradan gireceğiz. Oraya gideceğiz. Supernatural The End-1 2009 info-icon
You sure about this? Buna emin misin? Emin misin? Buna emin misin? Supernatural The End-1 2009 info-icon
They'll never see us coming. Bizim geldiğimizi görmeyecekler. Geldiğimizi göremeyecekler. Bizim geldiğimizi görmeyecekler. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Trust me. Güven bana. Bana güven. Güven bana. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Now, weapons check. we're on the move in five. Silahları kontrol edin. Beş dediğimde gidiyoruz. Silahları hazırlayın, beş dediğimde gidiyoruz. Silahları kontrol edin. Beş dediğimde gidiyoruz. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Hey, uh... me. Hey, ben. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Can I talk to you for a sec? Seninle biraz konuşabilir miyiz? Biraz konuşabilir miyiz? Seninle biraz konuşabilir miyiz? Supernatural The End-1 2009 info-icon
Tell me what's going on. Bana neler olduğunu söyle. Neler oluyor, söyle. Bana neler olduğunu söyle. Supernatural The End-1 2009 info-icon
You're lying to these people and to me. Bu insanlara ve bana yalan söylüyorsun. Supernatural The End-1 2009 info-icon
See, I know your lying expressions. Yalan söylerken yaptıklarını biliyorum. Yalan söyleme ifadeni biliyorum. Yalan söylerken yaptıklarını biliyorum. Supernatural The End-1 2009 info-icon
I've seen them in the mirror. Aynaya bakıyormuş gibi gördüm. Aynada daha önce gördüm. Aynaya bakıyormuş gibi gördüm. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Now, there's something you're not telling us. Bize söylemediğin bir şey var. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Oh, really? Öyle mi? Sahi mi? Öyle mi? Supernatural The End-1 2009 info-icon
Well, I don't seem to be the only member of your posse with some questions, Soruları olan tek üyen ben değilim. Ekibinde soruları olan bir tek ben varmışım gibi görünmüyor. Soruları olan tek üyen ben değilim. Supernatural The End-1 2009 info-icon
So, uh, maybe I'll just take my doubts over to them. Belki de şüphelerimi onlara aktarmalıyım. Belki şüphelerimi onlarla da konuşmalıyım. Belki de şüphelerimi onlara aktarmalıyım. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Okay, whoa, whoa, whoa, whoa, whoa. wait. Tamam, tamam bekle. Pekala, dur, dur. Bekle. Tamam, tamam bekle. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Take a look around you, man. Etrafına bak dostum. Etrafına bak, dostum. Etrafına bak dostum. Supernatural The End-1 2009 info-icon
This place should be white hot with crotes. Bu yer Crotes ile kaynamalıydı. Burası crotlarla kaynıyor olmalıydı. Bu yer Crotes ile kaynamalıydı. Supernatural The End-1 2009 info-icon
They cleared a path for us. Bizim için yolu açıyorlar. Bizim için yol açtılar. Bizim için yolu açıyorlar. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Which means that this is... Yani bu demek oluyor ki... Bu da demek oluyor ki, bu bir... Yani bu demek oluyor ki... Supernatural The End-1 2009 info-icon
A trap... exactly. Bu bir tuzak. Aynen. Tuzak. Aynen. Bu bir tuzak. Aynen. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Well, then we can't go through the front. O zaman önden giremeyiz. O zaman ön taraftan gidemeyiz. O zaman önden giremeyiz. Supernatural The End-1 2009 info-icon
oh, we're not. Biz girmeyeceğiz. Biz gitmeyeceğiz. Biz girmeyeceğiz. Supernatural The End-1 2009 info-icon
they are. Onlar girecek. Onlar gidecek. Onlar girecek. Supernatural The End-1 2009 info-icon
They're the decoys. Onlar yem. Supernatural The End-1 2009 info-icon
You and me... we're going in through the back. Sen ve ben arkadan dolaşacağız. Seninle ben arkadan gireceğiz. Sen ve ben arkadan dolaşacağız. Supernatural The End-1 2009 info-icon
You mean you're gonna feed your friends Yani arkadaşlarını onları içine mi... Supernatural The End-1 2009 info-icon
into a meat grinder? ...atacağını söylüyorsun? Supernatural The End-1 2009 info-icon
Cass, too? Cass'i de mi? Supernatural The End-1 2009 info-icon
You want to use their deaths as a diversion? Onların ölümünü şaşırtma olarak mı kullanacaksın? Onların ölümünü şaşırtmaca olarak mı kullanmak istiyorsun? Onların ölümünü şaşırtma olarak mı kullanacaksın? Supernatural The End-1 2009 info-icon
Oh, man, something is broken in you. Dostum sende bozuk olan bir şeyler var. Dostum, senin içinde bir şey bozulmuş. Dostum sende bozuk olan bir şeyler var. Supernatural The End-1 2009 info-icon
you're making decisions that I would never make. Beni asla vermeyeceğim kararlar veriyorsun. Benim asla vermeyeceğim kararlar veriyorsun. Beni asla vermeyeceğim kararlar veriyorsun. Supernatural The End-1 2009 info-icon
I wouldn't sacrifice my friends. Ben arkadaşlarımı feda etmezdim. Ben arkadaşlarımı kurban etmezdim. Ben arkadaşlarımı feda etmezdim. Supernatural The End-1 2009 info-icon
you're right, you wouldn't. Haklısın. Etmezdin. Haklısın, etmezdin. Haklısın. Etmezdin. Supernatural The End-1 2009 info-icon
It's one of the main reasons we're in this mess, actually. Berbat durumda olmamızın asıl nedeni de bu. Bu karmaşada olmamızın asıl sebeplerinden biri de bu aslında. Berbat durumda olmamızın asıl nedeni de bu. Supernatural The End-1 2009 info-icon
These people count, on you they trust you. Bu insanlar seni önemsiyor, sana güveniyorlar. Bu insanlar sana dayanıyorlar, sana güveniyorlar. Bu insanlar seni önemsiyor, sana güveniyorlar. Supernatural The End-1 2009 info-icon
They trust me to kill the devil and to save the world, Benim şeytanı öldürüp dünyayı kurtaracağıma inanıyorlar ve... Şeytanı öldürüp dünyayı kurtaracağıma güveniyorlar... Benim şeytanı öldürüp dünyayı kurtaracağıma inanıyorlar ve... Supernatural The End-1 2009 info-icon
and that's exactly what I'm gonna do. ...ben aynen bunu yapacağım. ...ve ben de tam olarak bunu yapacağım. ...ben aynen bunu yapacağım. Supernatural The End-1 2009 info-icon
No. Not like this, you're not. I'm not gonna let you. Hayır bu şekilde değil. Sana izin vermeyeceğim. Hayır, bu şekilde olmaz. Sana izin vermeyeceğim. Hayır bu şekilde değil. Sana izin vermeyeceğim. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Oh, really? Öyle mi? Gerçekten mi? Öyle mi? Supernatural The End-1 2009 info-icon
Aren't you a surprise. Şaşırmadın mı? Supernatural The End-1 2009 info-icon
You've come a long way to see this, haven't you? Bunca yolu bunu görmeye geldin değil mi? Bu kadar yolu, bunu görmek için geldin, değil mi? Bunca yolu bunu görmeye geldin değil mi? Supernatural The End-1 2009 info-icon
Well, go ahead. Durma hadi. Durma. Durma hadi. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Kill you? Öldüreyim mi? Supernatural The End-1 2009 info-icon
Don't you think that would be a little... redundant? Sence de bu biraz fazla olmaz mı? Sence de biraz gereksiz olmaz mı? Sence de bu biraz fazla olmaz mı? Supernatural The End-1 2009 info-icon
It must be painful... Benimle bu şekilde konuşmak... Acı verici olmalı. Benimle bu şekilde konuşmak... Supernatural The End-1 2009 info-icon
Speaking to me in this... shape. ...sana acı veriyor olmalı. Ben bu haldeyken benimle konuşmak. ...sana acı veriyor olmalı. Supernatural The End-1 2009 info-icon
but it had to be your brother. Ama bu kardeşin olmalıydı. Ama senin kardeşin olmalıydı. Ama bu kardeşin olmalıydı. Supernatural The End-1 2009 info-icon
It had to be. Öyle olmalıydı. Olmak zorundaydı. Öyle olmalıydı. Supernatural The End-1 2009 info-icon
You don't have to be afraid of me, Dean. Benden korkmana gerek yok Dean. Benden korkmana gerek yok, Dean. Benden korkmana gerek yok Dean. Supernatural The End-1 2009 info-icon
What do you think I'm going to do? Ne yapacağımı sanıyorsun? Ne yapacağımı düşünüyorsun? Ne yapacağımı sanıyorsun? Supernatural The End-1 2009 info-icon
I don't know, maybe deep fry the planet? Bilmiyorum. Belki dünyayı yok edersin. Bilmem. Dünyayı derin kızartıcıya koymak olabilir mi? Bilmiyorum. Belki dünyayı yok edersin. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Why would I want to destroy this stunning thing... Neden bu mükemmel şeyi yok edeyim? Neden böylesine müthiş bir şeye zarar vermek isteyeyim? Neden bu mükemmel şeyi yok edeyim? Supernatural The End-1 2009 info-icon
Beautiful, in a trillion different ways... Bu güzellik bir çok şekilde tanrının... Neden, milyonlarca güzelliği olan,... Bu güzellik bir çok şekilde tanrının... Supernatural The End-1 2009 info-icon
the last perfect handiwork of god? ...son mükemmel çalışması değil mi? ...Tanrı'nın son mükemmel el işine zarar vereyim? ...son mükemmel çalışması değil mi? Supernatural The End-1 2009 info-icon
Oh, good god. you're not gonna tell me a bedtime story, are you? Tanrım, bana masal anlatmayacaksın değil mi? Tanrım, uyku masalı anlatmayacaksın değil mi? Tanrım, bana masal anlatmayacaksın değil mi? Supernatural The End-1 2009 info-icon
My stomach's almost out of bile. Midem şimdiden bulanmaya başladı. Bunlara karnım tok. Midem şimdiden bulanmaya başladı. Supernatural The End-1 2009 info-icon
You know why god cast me down? Tanrı neden beni kovdu biliyor musun? Tanrı beni neden gazabına uğrattı biliyor musun? Tanrı neden beni kovdu biliyor musun? Supernatural The End-1 2009 info-icon
Because I loved him, Çünkü onu sevdim. Çünkü O'nu çok sevdim. Çünkü onu sevdim. Supernatural The End-1 2009 info-icon
more than anything Her şeyden çok. Her şeyden daha çok. Her şeyden çok. Supernatural The End-1 2009 info-icon
and then god created... Sonra tanrı sizi... Sonra Tanrı... Sonra tanrı sizi... Supernatural The End-1 2009 info-icon
...you. ...yarattı. ...sizi yarattı. ...yarattı. Supernatural The End-1 2009 info-icon
The little... Küçük... Küçük, kılsız maymunları. Küçük... Supernatural The End-1 2009 info-icon
hairless apes. ...tüysüz maymunları. Supernatural The End-1 2009 info-icon
and then he asked all of us to bow down before you... Sonra bana size itaat etmemi ve sizi... Sonra hepimizden size boyun eğmemizi... Sonra bana size itaat etmemi ve sizi... Supernatural The End-1 2009 info-icon
to love you more than him. ...ondan daha fazla sevmemi istedi. ...O'ndan daha çok sevmemizi istedi. ...ondan daha fazla sevmemi istedi. Supernatural The End-1 2009 info-icon
I can't." ...bunu yapamam." "...yapamam." ...bunu yapamam." Supernatural The End-1 2009 info-icon
I said, "these human beings are flawed, murderous." Dedim ki "İnsanlar zarar verir, öldürür." Bu insanlar kusurlu, ölümcül. Dedim ki "İnsanlar zarar verir, öldürür." Supernatural The End-1 2009 info-icon
and for that... Sonra bu yüzden... Ve bu yüzden... Sonra bu yüzden... Supernatural The End-1 2009 info-icon
God had, Michael cast me into hell. ...tanrı Michael'a beni cehenneme yollamasını söyledi. Tanrı, Michael'ın beni cehenneme göndermesini söyledi. ...tanrı Michael'a beni cehenneme yollamasını söyledi. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Now, tell me... Şimdi söyle bana... Şimdi söyle bana,... Şimdi söyle bana... Supernatural The End-1 2009 info-icon
Does the punishment fit the crime? ...bu ceza suça uygun mu? ...bu suça bu ceza denk mi? ...bu ceza suça uygun mu? Supernatural The End-1 2009 info-icon
Especially when I was right? Özellikle de haklı olan benken. Özellikle de ben haklıyken? Özellikle de haklı olan benken. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Look at what 6 billion of you have done to this thing. Altı milyar insanın buraya yaptıklarına bak. Altı milyarınızın da buraya ne yaptığınıza bakın. Altı milyar insanın buraya yaptıklarına bak. Supernatural The End-1 2009 info-icon
and how many of you blame me for it? Kaçınız bunun için beni suçluyor? Bunun için kaçınız beni suçladı? Kaçınız bunun için beni suçluyor? Supernatural The End-1 2009 info-icon
You're not fooling me you know that? Beni kandıramazsın biliyorsun değil mi? Beni kandıramazsın, biliyor musun? Beni kandıramazsın biliyorsun değil mi? Supernatural The End-1 2009 info-icon
With this sympathy for the devil crap. Özellikle de bu şeytana acıma olayıyla. Tüm bu şeytana sempati duyma saçmalığıyla. Özellikle de bu şeytana acıma olayıyla. Supernatural The End-1 2009 info-icon
You're the same thing, only bigger. Aynı şey yalnızca daha büyüğüsün. Aynısın, sadece daha büyüğü. Aynı şey yalnızca daha büyüğüsün. Supernatural The End-1 2009 info-icon
The same brand of cockroach Tüm hayatım boyunca ezdiğim... Hayatım boyunca ezdiğim... Tüm hayatım boyunca ezdiğim... Supernatural The End-1 2009 info-icon
I've been squashing my whole life, ...aynı hamam böceğisin. ...hamambözeklerinden birisin. ...aynı hamam böceğisin. Supernatural The End-1 2009 info-icon
an ugly, evil, belly to the ground, Aynı çirkin, şeytani... Çirkin, kötü, aşağılık... Aynı çirkin, şeytani... Supernatural The End-1 2009 info-icon
supernatural piece of crap. ...doğa üstü pisliksin. ...doğaüstü çöp parçası. ...doğa üstü pisliksin. Supernatural The End-1 2009 info-icon
The only difference between them and you Onlarla senin arandaki tek fark... Onlarla arandaki tek fark... Onlarla senin arandaki tek fark... Supernatural The End-1 2009 info-icon
Is the size of your ego. ...egonuzun büyüklüğü. ...ukalalığının boyutu. ...egonuzun büyüklüğü. Supernatural The End-1 2009 info-icon
I like you, Dean. Senden hoşlandım Dean. Seni seviyorum, Dean. Senden hoşlandım Dean. Supernatural The End-1 2009 info-icon
I get what the other angels see in you. Diğer meleklerin sende ne bulduğunu anlıyorum. Diğer meleklerin sende ne bulduğunu anladım. Diğer meleklerin sende ne bulduğunu anlıyorum. Supernatural The End-1 2009 info-icon
We'll meet again soon. Seninle yakıda görüşeceğiz. Yakında tekrar görüşürüz. Seninle yakıda görüşeceğiz. Supernatural The End-1 2009 info-icon
You better kill me now! Beni şimdi öldürsen iyi olur! Supernatural The End-1 2009 info-icon
Pardon? Anlayamadım? Pardon? Anlayamadım? Supernatural The End-1 2009 info-icon
You better kill me now. Beni şimdi öldürsen iyi olur. Supernatural The End-1 2009 info-icon
Or I swear, I will find a way to kill you. Yoksa yemin ederim seni öldürmenin bir yolunu bulurum. Yoksa, yemin ederim, seni öldürmenin bir yolunu bulurum... Yoksa yemin ederim seni öldürmenin bir yolunu bulurum. Supernatural The End-1 2009 info-icon
and I won't stop. Asla durmayacağım. ...ve tereddüt etmem. Asla durmayacağım. Supernatural The End-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 157410
  • 157411
  • 157412
  • 157413
  • 157414
  • 157415
  • 157416
  • 157417
  • 157418
  • 157419
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact