Search
English Turkish Sentence Translations Page 157412
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
on this "back to the future" crap. | ...havası sezmiştim. ...senin parmağın olduğunu anlamıştım. ...havası sezmiştim. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
"president, Palin defends bombing of Houston." | "Başkan Palin Houston'ın bombalanmasını savundu." Başkan Palin Houstan'ı bombalıyor. "Başkan Palin Houston'ın bombalanmasını savundu." | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Certainly a buyer's market in real estate. | Emlak piyasasında bir açılma olacaktır. Emlak işinde tam bir alıcı piyasası. Emlak piyasasında bir açılma olacaktır. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Let's see what's happening in sports, | Bakalım sporda neler var. Bir bakalım sporda neler olmuş. Bakalım sporda neler var. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
that's right... no more sports. | Doğru artık spor yok. Doğru ya, spor falan yok. Doğru artık spor yok. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Congress revoked the right to group assembly. | Kongre kurulu geri çağırdı. Grup oluşturma haklrını kongre geri çekti. Kongre kurulu geri çağırdı. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
what's left of congress, that is. | Yani kongreden kalanlar. Kongreden geri kalan da yeterli çoğunluk oluşturmuyor. Yani kongreden kalanlar. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Hardly a quorum, if you ask me. How did you find me? | Bana sorarsan yeterli çoğunluğu bulmaları zor. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Afraid we had to tap some unorthodox resources of late... | Korkarım biraz hoşgörü sahibi kaynakları kullanmamız gerekti. Korkarım, son zamanlarda alışılmadık kaynaklara başvurmak zorunda kaldık. Korkarım biraz hoşgörü sahibi kaynakları kullanmamız gerekti. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Human informants. | İnsan kaynakları. İnsan muhbirler. İnsan kaynakları. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
We've been making inspirational visits | Bir Hıristiyan gruba ilham verici... Ayrımcı Hristiyan gruplara... Bir Hıristiyan gruba ilham verici... | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
to the fringier christian groups. | ...ziyarette bulunduk. ...etkileyici ziyaretler yaptık. ...ziyarette bulunduk. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
They've been given your image, told to keep an eye out. | Onlara senin görüntü gösterilip aramaları istendi. Senin resmini verdik, gözlerini açık tutmalarını söyledik. Onlara senin görüntü gösterilip aramaları istendi. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
The bible freak outside the motel... | Motelin dışındaki İncil manyağı... Otelin dışındaki İncil delisi. Motelin dışındaki İncil manyağı... | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
He, what, dropped a dime on me? | ...beni mi gözetliyordu? O mu beni ispiyonladı? ...beni mi gözetliyordu? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Onward, christian soldiers. | İleri, Hıristiyan askerlerim. İleri gelen Hristiyan askerleri... İleri, Hıristiyan askerlerim. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Okay, well, good, great. you have had your jollies. | Tamam harika. İstediğini aldın. Tamam, aferin, harika. Çok eğlendin. Tamam harika. İstediğini aldın. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Now send me back, you son of a bitch. | Şimdi beni geri gönder seni o. çocuğu. Şimdi beni geri gönder, pislik herif. Şimdi beni geri gönder seni o. çocuğu. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Oh, you'll get back... all in good time. | Zamanı geldiğinde geri gideceksin. Geri döneceksin. Zamanı geldiğinde. Zamanı geldiğinde geri gideceksin. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
We want you to marinate a bit. | Burada biraz takılmanı istiyoruz. Seni biraz terbiye etmek istiyoruz. Burada biraz takılmanı istiyoruz. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Marinate? | Takılmak mı? Terbiye? Takılmak mı? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Three days, Dean. | Üç gün Dean. Üç gün, Dean. Üç gün Dean. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Three days to see where this course of action takes you. | Üç günde yaptıklarının seni nereye götürdüğünü göreceksin. Bu davranış biçiminin seni nereye götürdüğünü bu üç günde göreceksin. Üç günde yaptıklarının seni nereye götürdüğünü göreceksin. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
What's that supposed to mean? | Bu ne demek oluyor? Bu da ne demek oluyor? Bu ne demek oluyor? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
It means that your choices have consequences. | Bu seçimlerinin bir sonucu var demek oluyor. Demek oluyor ki, her seçiminin bir sonucu var. Bu seçimlerinin bir sonucu var demek oluyor. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
This is what happens to the world | Bu Michael’a hayır demeye devam ettiğinde... Michael'a hayır demeye devam edersen... Bu Michael’a hayır demeye devam ettiğinde... | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
If you continue to say "no" to Michael. | ...dünyanın ne hale geleceği. ...dünya bu hale gelecek. ...dünyanın ne hale geleceği. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Have a little look see. | Biraz bak ve gör. Biraz etrafına bak da gör. Biraz bak ve gör. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Bobby, I'm coming in! | Bobby, içeri geliyorum! Bobby, içeri geliyorum. Bobby, içeri geliyorum! | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Where is everybody, Bobby? | Herkes nerede Bobby? Herkes nerede, Bobby? Herkes nerede Bobby? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
"camp chitaqua." | Chitaqua Kampı. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Oh, baby, no. | Hayır, bebeğim. Bebeğim, olamaz. Hayır, bebeğim. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Ohh no baby, what did they do to you? | Bebeğim sana ne yaptılar böyle? Bebeğimm, ne yaptılar sana? Bebeğim sana ne yaptılar böyle? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
What the hell? | Bu da ne? Neler oluyor? Bu da ne? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
I should be asking that question, don't you think? | Sence bu soruyu benim sormam gerekmiyor mu? Sence de bu soruyu benim sormam gerekmiyor mu? Sence bu soruyu benim sormam gerekmiyor mu? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
In fact, why don't you give me one good reason | Aslında seni burada öldürmemen için... Aslında, seni hemen şu an vurmamam için... Aslında seni burada öldürmemen için... | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Why I shouldn't gank you right here and now? | ...bana tek bir iyi neden söyler misin? ...neden iyi bir sebep söylemiyorsun? ...bana tek bir iyi neden söyler misin? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Look, man... | Bak dostum. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
I'm no shapeshifter or demon or anything, okay? | Ben bir şekil değiştiren, şeytan ya da herhangi bir şey değilim tamam mı? Şekil değiştiren veya iblis falan değilim, tamam mı? Ben bir şekil değiştiren, şeytan ya da herhangi bir şey değilim tamam mı? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, I know. I did the drill while you were out. | Evet biliyorum. Sen uyurken ben kontrolü yaptım. Biliyorum. Sen baygınken biraz inceleme yaptım. Evet biliyorum. Sen uyurken ben kontrolü yaptım. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Silver, salt, holy water... nothing. | Gümüş, tuz, kutsal su hiçbir şey olmadı. Gümüş, tuz, kutsal su. Hiçbir şey olmadı. Gümüş, tuz, kutsal su hiçbir şey olmadı. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
But you know what was funny... | Komik olan ne biliyor musun? Ama işin ilginç yanı,... Komik olan ne biliyor musun? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Was that you had | Benim taşıdığım tüm gizli.. ...taşıdığım tüm gizli maymuncuk,... Benim taşıdığım tüm gizli.. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Every hidden lockpick, box cutter, and switchblade | ...maymuncuk, sustalı ve diğer aletleri taşıman. ...kutu kesici ve çakılar sende de var. ...maymuncuk, sustalı ve diğer aletleri taşıman. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Now, you want to explain that? | Bunu açıklamak ister misin? Açıklamak ister misin? Bunu açıklamak ister misin? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Oh, and the, uh...resemblance, while you're at it? | Başlamışken bir de benzerliği açıkla. Bir de bu benzerlik nereden geliyor? Başlamışken bir de benzerliği açıkla. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Zachariah. | Zachariah. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Come again? | Tekrar söyle. Pardon? Tekrar söyle. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
I'm you, from the tail end of 2009. | Ben senin 2009 yılındaki halinim. Ben, 2009'un sonunda yaşayan senim. Ben senin 2009 yılındaki halinim. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Zach plucked me from my bed | Zach beni yatağımdan aldı ve... Zach, beni yatağımdan sürükleyip... Zach beni yatağımdan aldı ve... | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
And threw me five years into the future. | ...beş yıl sonrasına yolladı. ...beş yıl sonrasına attı. ...beş yıl sonrasına yolladı. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Where is he? I want to talk to him. | Nerede? Onunla konuşmak istiyorum. O nerede? Onunla konuşmak istiyorum. Nerede? Onunla konuşmak istiyorum. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Oh, you don't know. No, I don't know. | Demek bilmiyorsun. Hayır bilmiyorum. Bilmiyorsun demek. Hayır, bilmiyorum. Demek bilmiyorsun. Hayır bilmiyorum. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Look, I just want to get back to my own friggin' year, okay? | Bak ben sadece kendi kahrolası seneme dönmek istiyorum tamam mı? Bak, sadece kendi lanet zamanıma dönmek istiyorum, tamam mı? Bak ben sadece kendi kahrolası seneme dönmek istiyorum tamam mı? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
If you're me... | Eğer sen bensem... Eğer sen bensen... Eğer sen bensem... | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Then tell me something only I would know. | ...sadece benim bilebileceğim bir şey söyle. ...sadece benim bileceğim bir şey söyle. ...sadece benim bilebileceğim bir şey söyle. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Rhonda Hurley. | Rhonda Hurley. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
We were, uh... 19. | 19 yaşındaydık. On dokuz yaşındaydık. 19 yaşındaydık. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
She made us try on her panties. | Bize iç çamaşırlarını denettirdi. Bize, kendi kadın külodınu denettirmişti. Bize iç çamaşırlarını denettirdi. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
They were pink | Pembeydiler ve... Pembeydi. Ve saten. Pembeydiler ve... | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
and satiny, | ...saten. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
and you know what? | Biliyor musun bu hoşumuza gitmişti. Ayrıca... Biliyor musun bu hoşumuza gitmişti. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
We kind of liked it. | ...bundan hoşlanmıştık. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Touch�? | Doğru. Tam isabet. Doğru. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
So, what... Zach zapped you up here to see how bad it gets? | Yani Zach buraya seni ne kadar kötü gittiğini göstermeye gönderdi. O zaman Zach seni buraya, işlerin nasıl kötüleştiğini göstermek için mi yolladı? Yani Zach buraya seni ne kadar kötü gittiğini göstermeye gönderdi. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
I guess. | Sanırım. Sanrırm. Sanırım. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Croatoan virus, right? that's their endgame? | Croatoan Virüsü değil mi? Bu onların son oyunu mu? Croatoan virüs, değil mi? Onların son oyunu? Croatoan Virüsü değil mi? Bu onların son oyunu mu? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
It's efficient, it's incurable, | Etkili, tedavisi olmayan... Bulaşıcı, tedavi edilemez. Etkili, tedavisi olmayan... | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
And it's scary as hell. | ...ve çok korkutucu bir şey. Ve acayip korkunç bir şey. ...ve çok korkutucu bir şey. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Turns people into monsters. | İnsanları yaratığa çeviriyor. İnsanları canavara çeviriyor. İnsanları yaratığa çeviriyor. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Started hitting the major cities about two years ago. | İki yıl önce büyük şehirlerde başladı. Büyük şehirleri iki yıl önce vurmaya başladı. İki yıl önce büyük şehirlerde başladı. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
World really went in the crapper after that. | O günden sonra dünya daha korkunç oldu. Dünya daha sonra iyice kötüleşti. O günden sonra dünya daha korkunç oldu. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
What about, Sam? | Peki ya Sam? Sam'e ne oldu? Peki ya Sam? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Heavy weight showdown in detroit, | Detroit'de büyük bir kapışma olmuş. Detroit'te ağır siklet bir restleşme. Detroit'de büyük bir kapışma olmuş. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
from what I understand, Sam didn't make it. | Anladığım kadarıyla Sam kurtulamamış. Anladığım kadarıyla, Sam kurtulamadı. Anladığım kadarıyla Sam kurtulamamış. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
You weren't with him? | Sen onunla değil miydin? Yanında değil miydin? Sen onunla değil miydin? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
No, me and Sam, we hadn't talked in... | Ben ve Sam yaklaşık beş yıldır... Hayır, ben ve Sam yaklaşık... Ben ve Sam yaklaşık beş yıldır... | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Hell, five years. | ...konuşmuyoruz. ...beş yıldır konuşmadık. ...konuşmuyoruz. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
We never tried to find him? | Onu bulmayı hiç denemedin mi? Hiç onu aramaya çalışmadık mı? Onu bulmayı hiç denemedin mi? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
I got other people to worry about. | Endişe edeceğim başka insanlar var. Endişelenmem gereken başka insanlar var. Endişe edeceğim başka insanlar var. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
I got to run an errand. | Bir işi halletmem gerekiyor. Ayak işlerim var. Bir işi halletmem gerekiyor. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Whoa, you're just gonna leave me here? | Beni burada mı bırakacaksın? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
I got a camp full of twitchy trauma survivors out there | Başlarında kıyamet belası olan travma geçirmiş... Kıyametin üzerilerine abandığı, travmaları gittikçe... Başlarında kıyamet belası olan travma geçirmiş... | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
With an apocalypse hanging over their head. | ...bir kamp dolusu insan var. ...şiddetlenen bir kamp dolusu yaralı var. ...bir kamp dolusu insan var. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
The last thing they need to see is a version of "the parent trap." | Son görmek isteyecekleri "The Parent Trap”ın başka bir versiyonu. Görmek isteyecekleri son şey zorla hamile kalmanın değişik bir versiyonu. Son görmek isteyecekleri "The Parent Trap”ın başka bir versiyonu. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
So, yeah, you stay locked down. | Yani evet kilitli kalacaksın. O yüzden evet, burada kalıyorsun. Yani evet kilitli kalacaksın. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Okay, all right, fine. | Tamam olur. Tamam, pekala. İyi. Tamam olur. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
But you don't have to cuff me, man. | Ama beni kelepçelemen gerekmez dostum. Ama beni kelepçelemek zorunda değilsin, dostum. Ama beni kelepçelemen gerekmez dostum. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Oh, come on. you don't trust yourself? | Hadi ama kendine güvenmiyor musun? Haydi ama. Kendine güvenmiyor musun? Hadi ama kendine güvenmiyor musun? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Dick. | Serseri. Aşağılık. Serseri. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Hey, Dean. you got a second? | Dean, bir dakikan var mı? Dean, vaktin var mı? Dean, bir dakikan var mı? | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
No. yes. uh...I I guess. | Hayır, evet. Sanırım. Hayır. Evet. Sanırım. Hayır, evet. Sanırım. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Hi, Chuck. | Merhaba Chuck. Merhaba, Chuck. Merhaba Chuck. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
So, uh, listen, we're pretty good on canned goods for now, | Dinle konserve stokumuz iyi durumda ama... Şimdilik yeteri kadar konservemiz var... Dinle konserve stokumuz iyi durumda ama... | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
But we're down to next to nothing | ...diğer şeylerde donmuş yiyecek ve... ...ama elimizde taze ve temiz... ...diğer şeylerde donmuş yiyecek ve... | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
On perishables and... and hygiene supplies. | ...temizlik malzememiz hiç yok. ...yiyeceklerden hemen hemen hiç kalmadı. ...temizlik malzememiz hiç yok. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
People are not gonna be happy about this. | İnsanlar bundan hoşlanmayacaklar. İnsanlar buna pek sevinmeyecek. İnsanlar bundan hoşlanmayacaklar. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
I I don't know. | Bilmiyorum. Bilmem. Bilmiyorum. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
Maybe, uh, share? | Belki de paylaşmalıyız. Paylaşsak? Belki de paylaşmalıyız. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |
You know, like at a kibbutz. | Bilirsin Kibbutz gibi. Bilirsin işte, göçebeler gibi. Bilirsin Kibbutz gibi. | Supernatural The End-1 | 2009 | ![]() |