Search
English Turkish Sentence Translations Page 157213
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
The poor girl never saw it coming. | Zavallı kız bunun olacağını bilemezdi. Zavallı kız böyle bir şey beklemiyordu. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
[Echoing] Look, Rose, I think he likes you. | Bak Rose senden gerçekten hoşlanmış. Rose, senden hoşlandı galiba. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
It was mean. | Bu çok acımasızdı. Çok ileri gittik. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
But you know how it is when a group of guys get together. | Ama bir grup erkek bir araya gelince nasıl olurlar bilirsin. Ama erkekler toplandı mı neler olur bilirsiniz. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
They... they act like jackasses. | Hepsi birer serseri olurlar. Hepsi kolpa davranırlar. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Aw, don't be like that. | Böyle yapma. Utanma ya! | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
[Echoing] Come on, Rosey, it's just a joke! | Hadi ama Rosey bu sadece bir şaka! Hadi Rosey, şaka sadece. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
[Echoing] Go to hell. | Cehenneme kadar yolun var. Pislik herifler! | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
JONNY: It happened so fast... | Her şey bir anda oldu. Her şey çok çabuk gerçekleşti. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Hey, take a joke, Rosey. | Bu bir şaka Rosey. Şakadan anla biraz, Rosey. Ciddiyim ama. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
We didn't mean for it to happen. | Bunu yapmak istememiştik. Böyle olmasını istememiştik. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
And then it was too late. | Sonrası için çok geçti. Ama artık çok geçti. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
What are you doing? I'm calling the cops. | Ne yapıyorsun? Polisleri arıyorum. Ne yapıyorsun? Polisi arıyorum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Are you crazy? It was an accident. | Sen deli misin? Bir kazaydı. Kafayı mı yedin sen? Bir kazaydı. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
We tricked her here. I grabbed her. | Onu buraya gelmesi için kandırdım. Onu kolundan tuttum. Kızı buraya biz getirdik, kolundan ben tuttum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
That's involuntary manslaughter at least, | En azından istemeyerek adam öldürmeye girer ve... Bu bile gayrikasti cinayete girer, tabii bir de bize inanırlarsa. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
and that's if they even believe us. | ...polisler bize inanmaz bile. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Steve said there was only one option. | Steve tek bir seçeneğimiz olduğunu söyledi. Steve sadece bir yolu olduğunu söyledi. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I wish I could take it all back. | Keşke her şeyi geri alabilseydim. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I'm sure you do. | Eminim yapardın. Öyle düşündüğüne eminim. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I didn't kill her. | Onu ben öldürmedim. Kızı ben öldürmedim. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Look me in the eyes | Gözlerime bak ve bunda suçun olmadığını söyle. Gözlerime bakıp hiç suçun olmadığını söyle bana. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Look, I'm not saying you deserve to die. | Ölmeyi hak ettiğini söylemiyorum. Bak, ölmeyi hak ediyorsun demiyorum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You have to tell me where she's buried. | Bana nereye gömüldüğünü söyle. Nereye gömüldüğünü söylemen lazım. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
In the woods, | Ormanda, Canyon Run Yolu'nda. Ormanda... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
a clearing off Canyon Run Road. | ...Canyon Koşu Yolu'ndaki bir açıklık alanda. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
No, no, no, no. You're not going anywhere. But I... | Hayır, hayır sen hiçbir yere gitmiyorsun. Ama ben... Hayır, hayır, sen bir yere gelmiyorsun. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
you need to stay inside the salt line until I tell you you're safe. | Sana güvenli olduğunu söyleyene kadar tuz çizgisinin içinde durmalısın. Güvende olduğunu söyleyene kadar tuz çizgisinin içinde kalacaksın. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You just want me to stand here all night?! | Bütün gece burada oturmamı mı söylüyorsun? Tüm gece burada mı durayım yani? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Consider it getting off easy. | Bunu işe erken gelmek olarak düşün. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Well, that's ridiculous. | Bu saçmalık. Çok saçma bu. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Plants could never kill a zombie. | Bitkiler asla bir zombiyi öldüremez. Bitkiler nasıl zombi öldürüyor? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You think I'm gonna say "I'm sorry"? | Üzgün olduğumu söyleyeceğimi mi sanıyorsun? Özür dileyeceğimi mi düşünüyorsun? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
And why would I think that? | Neden bunu düşüneyim? Neden öyle bir şey düşüneyim? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Because you lied to get me here? | Çünkü beni buraya getirmek için yalan söyledin diye mi? Buraya geleyim diye yalan söylediğin için mi? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
A date's not an emergency, Ben. | Randevu acil bir durum değildir, Ben. Randevu acil bir durum değidir, Ben. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
It is if it's the third one. | Eğer üçüncü ise öyledir. Üçüncü randevuysa acildir. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I watch TV. I know what that means. | Televizyon seyrediyorum. Ne demek olduğunu biliyorum. Televizyon izliyorum. Ne anlama geldiğini biliyorum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Well, your mom's a grown up. | Annen bir yetişkin. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
She gets to go out. | Dışarıya çıkması gerekiyor. Gezip tozacak tabii. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Why won't you come home? | Sen neden eve gelmiyorsun? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Can't you just say "I'm sorry" and then come back? | Üzgün olduğunu söyleyip geri gelemez misin? Özür dileyip geri dönemez misin? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I'm sorry. I can't. | Üzgünüm, yapamam. Üzgünüm. Dönemem. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Can't or won't? Both. | Yapamaz mı yoksa yapmaz mısın? Dönemez misin, dönmez misin? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
So, you hate mom now? What? No, come on. | Annemden nefret mi ediyorsun? Ne? Hayır, hadi ama. Annemden nefret mi ediyorsun yani? Ne alakası var, hayır. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
So it's me. Ben, stop it. | Yani sorun benim. Ben, kes şunu. Benim yüzümden o zaman. Ben, abartma. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Whatever I did, I'm sorry. | Ne yaptıysam özür dilerim. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You didn't do anything. | Sen hiçbir şey yapmadın. Sen bir şey yapmadın. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You understand that? | Bunu anlıyor musun? Kafana yaz bunu. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Look, one day you'll, uh... | Bir gün büyüdüğünde bunu anlayacaksın. Gün gelecek sen de... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
you'll get this when you're older. | Yaşlanınca anlayacaksın. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Don't talk to me like I'm six. | Benimle 6 yaşındaymışım gibi konuşma. Altı yaşındaymışım gibi konuşma benimle. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Okay, fine. | Tamam oldu. Tamam, peki. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
It's like this, then. | O zaman şöyle anlatayım. Şöyle diyeyim o zaman. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Just 'cause you love someone | Birini seviyor olman sana... Sırf birini seviyorsun diye... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
doesn't mean you should stick around and screw up their life. | ...yanlarında kalıp hayatlarını berbat etme hakkını vermez. ...etraflarında dolanıp hayatlarını mahvetmenin bir anlamı yoktur. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
So I can't be here. | Bu yüzden burada olamam. Burada kalamam. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You think something will follow you home? | Bir şeyin seni izleyeceğini mi düşünüyorsun? Peşinden bir şey mi gelecek sanıyorsun? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
No, I don't, but I think my job turns me into somebody | Hayır onu düşünmüyorum ama benim gibi pis işi olan birinin... Hayır, öyle değil. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
that can't sit at your dinner table. | ...yemek masanıza oturamayacağını düşünüyorum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
And if I stayed, | Eğer kalırsam sonun aynı benim gibi olur. Eğer kalsaydım... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
you'd end up just like me. | ...sen de aynı benim gibi olurdun. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Why do you say it like you're so... bad? | Neden bunu kötü bir şey gibi söylüyorsun? Neden çok kötüymüş gibi gösteriyorsun kendini? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Well, trust me, I'm not someone you want to aim to be. | Güven bana ben olmak isteyeceğin biri değilim. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Don't I get a vote? No, you don't. | Benim söz hakkım yok mu? Hayır, yok. Kendim karar veremez miyim? Hayır, veremezsin. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I'm sorry, Ben. | Üzgünüm, Ben. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
But, you see, this way you got a shot | İstediğin gibi bir hayatı yaşama şansın var. Ama işte böyle, istediğin hayatı yaşamayı seçme şansın oluyor. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You know, pick one. | Birini seç. Bir tane seç. Beş tane seç. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Pick five. | Hatta beş tane seç. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
'Cause with me, there's just the one road. | Çünkü benim için sadece tek bir yol var. Çünkü benimle sadece tek yol var. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You're a liar, Dean. Excuse me? | Sen bir yalancısın, Dean. Anlayamadım? Yalancının tekisin, Dean. Anlamadım? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You say family's so important, | Ailenin önemli olduğunu söylüyorsun ama... Ailenin çok önemli olduğunu söylüyorsun... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
but... but what do you call people who... who care for you, | ...seni önemseyen insanlar kim oluyor? ...ama sana değer veren, ukala olduğun zamanlarda bile... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
who love you even when you're a dick? | Bir serseri olduğun zaman bile seni seven insanlar? ...seni seven insanlara neler diyorsun? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You know you're walking out on your family, right? | Ailenden uzaklaştığını biliyorsun değil mi? Aileni bırakıp gittiğinin farkında değil misin? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
All right, it's over. You're safe. | Tamam bitti. Güvendesin. Tamam, bitti artık. Güvendesin. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
And, Jonny? | Ve Jonny? Ayrıca, Jonny... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Look at this as a new beginning. | Bunu yeni bir başlangıç olarak düşün. ...buna yeni bir başlangıç gibi bak. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Lot of chances not to be a jackass. | Bir serseri gibi davranmamak için şansın var. Denyoluk yapmamak için çok şans var önünde. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Hon... we're leaving... | Tatlım bu gece gidiyoruz. Tatlım, gidiyoruz. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
So, pack up. Just the essentials. | Hazırlan. Sadece gerekli şeyleri al. Çabucak toplan. Önemli eşyaları al. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
All I want is for us to move on with our lives. | Tek istediğim kendi hayatımızı yaşamamızdı. Hayatımıza devam etmemizi istiyorum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You know that. | Bunu biliyorsun. Biliyorsun. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
It's been... | Bu... Çok ama... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
it's been really hard, Jen. | Bu gerçekten çok zor Jen. ...çok zor şeyler yaşadım, Jen. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
DEAN: This is Dean's other, other cell, | Bu Dean'in diğer telefonu... Bu Dean'in diğer diğer telefonu. Ne yapacağınızı bilirsiniz artık. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
so you must know what to do. [Beep] | ...ne yapacağınızı biliyorsunuzdur. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Hey, it's not over. | Daha bitmedi. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Burning the remains didn't stop her. | Kemiklerini yakmak onu durdurmadı. Kalıntıları yakmak onu durdurmadı. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
She's got to be hooked to something else. | Başka bir şeye bağlı olmalı. Başka bir şeye bağlı olması gerek. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I'm gonna head to the sister's now. | Şimdi kardeşine gidiyorum. Yine kardeşinin yanına gideceğim. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
So, um, this is it? | Hepsi bu mu? Bu kadar mı? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I gave most of her clothes to the Goodwill. | Kıyafetlerinin çoğunu Goodwill'e verdim. Kıyafetlerinin çoğunu bağışladım. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
She didn't have much. | Yani pek fazla yok. Fazla da yoktu zaten. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Those yours? | Bunlar senin mi? Bunlar sizin mi? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Are you in school? Mm hmm, yeah. | Okulda mıydın? Evet. Okuyor musunuz? Evet. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Where? Uh, Great Falls. | Nerede? Great Falls. Nerede? Great Falls'ta. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
So let me guess... | Dur tahmin edeyim... Tahmin edeyim. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Um, you were at the chem lab and the factory this week. | ...bu hafta hem laboratuarda hem de fabrikadaydın. Bu hafta hem laboratuarda, hem de fabrikada bulundunuz. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Well, yeah. | Evet. Evet, öyle. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |