Search
English Turkish Sentence Translations Page 157212
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
That's Rose. | Bu Rose. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Dean, hey, get this. | Dean, şunu dinle. Dean, iyi dinle. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
That college janitor? | Hademe de geçen seneye kadar fabrikada çalışıyormuş. Üniversite temizlikçisi var ya? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
He worked at the factory, too, until last year. | Geçen seneye kadar fabrikada çalışıyormuş. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Apparently, he quit right after Rose's disappearance. | Görünüşe göre Rose kaybolduktan sonra işten çıkmış. Görünüşe bakılırsa, Rose kaybolduktan hemen sonra istifa etmiş. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
So fair bet something happened to that girl around that factory, | Tahminimce o fabrikada kıza bir şey oldu. Fabrikanın oralarda bu kıza bir şeyler olduğu aşikâr. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
so let's call that joint ground zero. | Bu yüzden oraya başlama noktası diyebiliriz. Araştırmayı oradan başlatalım. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Right, but it still doesn't explain | Haklısın ama bu hala hayaletin... Peki ama hâlâ bir hayaletin neden başka bir kasabadaki... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
how a ghost ended up at a college in another zip code. | ...üniversiteden nasıl başka bir kasabaya geldiğini açıklamıyor. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
It's not like she hopped the blue line. | Oraya öylece zıplamış değil. Sınırı geçecek hali yok ya. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I'm headed to the factory now. | Şimdi fabrikaya gidiyorum. Fabrikaya gidiyorum şimdi. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I'll call when I get the whole scoop on Rose. | Rose'u iyice araştırdıktan sonra seni ararım. Rose hakkında detaylı bilgiye ulaştığım zaman ararım. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
So, how long have you been here with the company? | Ne zamandır bu şirkette çalışıyorsunuz? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I've been here about three years now. | Yaklaşık üç yıl oldu. Üç yıldır burada çalışıyorum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I'm sorry, w... what's this got to do with me? | Üzgünüm, bunun benimle ne ilgisi var? Pardon ama bunun benimle ne ilgisi var? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Relax. Just a routine questioning. | Sakin olun. Sadece rutin soruşturma. Sakin olun. Rutin bir sorgulama. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Oh. Okay. | Tamam. Peki. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Uh, did you know Rose Brown? | Rose Brown'u tanıyor muydunuz? Rose Brown'u tanır mıydınız? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Uh, the name sounds kind of familiar. | İsmi yabancı gelmiyor. Adı tanıdık geliyor. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
She was a seamstress here. | Burada terzilik yapıyordu. Burada terziydi. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
She went missing about a year ago. | Bir yıl önce kayboldu. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Here. | Burada. Fotoğrafı burada. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You mind taking a look? | Şuna bir bakar mısın? Bir bakar mısınız? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Uh, yeah, I s... I saw her around. | Evet, onu buralarda görmüştüm. Evet, görmüştüm buralarda. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Anything you can tell me about her that might help? | Onun hakkında bana söyleyebileceğin başka bir şey var mı? Yardımcı olabilecek bir şey söyleyebilir misiniz? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
[Chuckles] Look, I'd love to help, | Yardım etmek isterdim ama hiçbir şey bilmiyorum. Yardım etmek isterdim... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
but I don't know anything. | ...ama hiçbir şey bilmiyorum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
And, uh, I'm about to be late back from break, so... | Ara bitti gecikiyorum... Paydosum da bitmek üzere, o yüzden | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You seem nervous, Jonny. | Endişeli görünüyorsun, Jonny. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Well [scoffs] | Yani... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
those guys that died were my friends. | Ölen kişiler benim arkadaşımdı. ...ölen kişiler arkadaşlarımdı. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
O... of course I'm gonna be upset. | Elbette üzgün olacağım. Tabii üzgün olacağım. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I didn't say upset. I said nervous. | Üzgünsün demedim. Endişelisin dedim. Üzgün demedim. Endişeli dedim. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Here. | İşte. Alın. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
In case you remember anything. | Bir şey hatırlarsan. Bir şey hatırlarsanız. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Dean, what are you doing here? | Dean, burada ne arıyorsun? Dean, burada ne işin var? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Well, you look absolutely fine. | Çok iyi görünüyorsun. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
We've been "parent trapped." | Tuzağa düştük. Aile tuzağına düşürüldük. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Ben sent out a 911. | Ben acil durum olduğunu söyledi. Ben acil yardım çağrısı yolladı. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Why would he do that? | Bunu neden yapsın? Neden yapsın ki böyle bir şey? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You're going on a date, huh? | Randevun var öyle mi? Randevun var demek. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Come in. | İçeriye gel. Gelsene. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
So, who's the guy? | Adam kim? Herif kim? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
"Who's the guy?" [Chuckles] | Adam mı kim? "Herif kim?" | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
His name is Matt. | Adı Matt. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Oh, Dr. Matt. | Dr. Matt. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
How respectable. | Saygı duyulası biri. Ne saygın. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Really? That's how this is gonna be? | Gerçekten mi? Böyle mi olacak? Ciddi misin? Böyle mi yapacaksın? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Look, I... I... | Bak ben... Bak, ben Seni altı kez aradım, Dean. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I called you six times, Dean. | Seni altı kere aradım Dean. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
And I almost called you back about 100. | Bende seni yaklaşık 100 kere aradım. Ben de seni neredeyse 100 kez geri aradım. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Good to know. | Bilmem iyi oldu. Öğrendiğim iyi oldu. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Lis, Ben called me. | Lis Ben beni aradı. Lis, beni Ben aradı. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I dropped everything and ran. | Her şeyi bırakıp geldim. İşi gücü bırakıp buraya koştum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
If you want to know if I care... | Eğer bilmek istiyorsan ben önemsediğim... Değer verip vermediğimi öğrenmek istiyorsan | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Doesn't help me. | Bunun yardımı olmuyor. Bana bir yararı yok. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
What do you want from me? | Benden ne istiyorsun? Ne istiyorsun benden? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I'm not asking for anything. | Hiçbir şey istemiyorum. Bir şey istediğim yok. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Well, then ask for something! | O zaman iste! İste o zaman! | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Go to your room! Go to your room! | Odana git! Odana git! | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You know, I... I can't... | Biliyorsun, yapamam. Senden bir şey isteyemem. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
ask for something. | Bir şey isteyemem. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I know what I want. | Ne istediğimi biliyorum. Ne istediğimi biliyorum... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
But I can't have it... | Ama senin bu yaşam tarzınla ona sahip olamam. ...ama elde edemem... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
not how you live. | ...sen böyle yaşadığın sürece. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
My phone rings, I think... tiny chance it's you, | Telefonum çaldığında küçük bir ihtimalle sen olacaksın. Telefonum çaldığında ya sen arıyorsun, ya da Sam öldüğünü... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
big chance it's Sam calling to tell me you're dead. | Büyük ihtimalle Sam arayıp senin öldüğünü söyleyecek. ...söyleyecek diye düşünüyorum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Lis... No, don't. | Lis... Hayır yapma. Lis... Hayır, dur. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Don't apologize or anything. | Özür dileme ya da başka bir şey yapma. Bir şey için özür dileme. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
It's just I get to this place where I'm okay, | Ben sadece iyi olacağım bir yer istiyordum ve... Rahatladığım bir noktaya geliyorum... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
and then you show up at our door. | ...sen kapımda beliriyorsun. ...birden kapımızda beliriyorsun. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You keep doing that, | Bunu bir daha seni göremeyeceğimi... Durmadan yapıyorsun... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
every time I think I'm never gonna see you again. | ...düşündüğüm her zaman yapıyorsun. ...her seferinde seni bir daha göremeyeceğim sanıyorum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I'm trying to get over you. | Seni unutmaya çalışıyorum. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
What are you trying to do? | Sen ne yapmaya çalışıyorsun? Ne yapmaya çalışıyorsun? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
What do you want from us, Dean? | Bizden ne istiyorsun Dean? Ne istiyorsun bizden, Dean? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Why am I flipping out?! | Neden mi çıldırıyorum? Neden mi endişelendim? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I... I don't know, maybe 'cause of the feds! | Bilmem belki federaller yüzündendir! Bilmem, federaller yüzünden olabilir! | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Maybe 'cause Dave and Steve are freaking dead. | Belki Dave ve Steve öldüğü içindir. Dave ve Steve'in ölmelerinden olabilir. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Look... no. No. | Bak, hayır. Hayır. Dinle. Hayır, hayır. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Just... call me later. | Beni sonra ara. Sonra ara beni. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
That was a ghost trying to kill you for being a dick. | O bir hayaletti ve seni bir serseri olduğun için öldürmek istiyor. Hıyarlığın yüzünden seni öldürmeye çalışan bir hayaletti o. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You know what? | Ne var biliyor musun? Biliyor musun... | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You're lucky you are the most suspicious interview | Çok şanslısın, tüm zamanların en şüphe uyandırıcı görüşmesini yaptın. ...dünyanın en şüpheli sorgusunu verdiğin için çok şanslısın. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I figured something like this would happen. | Böyle bir şeyin olacağını biliyordum. Böyle bir şey olacağını anlamıştım. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Figured something like what would happen? | Neyin olacağını biliyordun? Nasıl bir şey olacağını anlamıştın? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Buddy, look, I don't have time for the big speech, all right? | Dostum bak, konuşmak için zamanım yok tamam mı? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
So, brass tacks... | Kabul etmeliyiz Rose geri geldi. O yüzden özet geçeyim. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Rose is back. | Rose geri döndü. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
That's crazy! | Bu saçmalık! Çok saçma bu! | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Look, you're gonna end up like your friends | Eğer bana Rose'a neler yaptığınızı anlatmazsan... Rose'a ne yaptığını söylemezsen sonun arkadaşların gibi olacak. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
unless you tell me what you did to Rose. | ...sonun arkadaşların gibi olacak. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Do you want me to help you or not? | Yardım etmemi istiyor musun istemiyor mu? Sana yardım etmemi istiyor musun, istemiyor musun? | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
It was just a stupid joke. | Bu aptal bir şakaydı. Aptal bir şakaydı sadece. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
You know, I mean, you... you... you play jokes. | Yani sen de şaka yaparsın. Hani şakalar yaparsınız ya, öyle. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
We didn't think it was that big of a deal. | Büyük bir olay olacağını düşünmemiştik. Fazla büyük bir şey olacağını düşünmemiştik. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
We made Rose think she had a secret admirer. | Rose'u gizli bir hayranı olduğuna inandırdık. Rose'u gizli bir hayranı varmış gibi kandırdık. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
I don't think the girl had ever been asked out in her life. | Onun hiç çıkma teklifi aldığını sanmıyorum. Kıza hayatında hiç çıkma teklif edilmemişti. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
Honestly, we just thought she was kind of pathetic... | Doğruyu söylemek gerekirse çok acınası görünürdü. Açıkçası, biraz zavallı bir durumdaydı. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |
so we knew she'd take the bait. | Yani yemi yutacağını biliyorduk. O yüzden yemi yutacağını biliyorduk. | Supernatural Mannequin 3: The Reckoning-1 | 2011 | ![]() |