Search
English Turkish Sentence Translations Page 156761
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| But you do not want to live with Dad For the rest of your life? | ...bütün hayatını babamla geçirmeyi mi düşünüyorsun? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Do you really think you really gonna make big cash cleaning up dead people? | Sen de ölmüş adamların pisliğini temizlemeyi gerçekten düşünüyor musun? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Its only until i get my real estate license And I quit smoking by the way. | Bunu emlâk lisansımı alana kadar yapacağım ve sigarayı da bırakacağım. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Who's going to a private school? Nobody Dad. | Özel okula kim gidecekmiş? Kimse, baba. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Not Hinkle's this year, This year i'm taking you to Disney Land. | Bu sene Hinkle'da değil Disneyland'da kutlayacağız. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Dad. I'm taking him to Disney Land. | Baba? Sahi mi? Disneyland'da. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Who wants to split the combination plate? | Kim Büyük Menü'yü paylaşmak ister? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Hi Dad. | Merhaba, baba. Merhaba. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Norah, come on, I am here Are you sure you okay with this? | Norah, ben geldim. Sorun olmayacağından emin misin? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Yes absolutely, but this boy, has to go back to school. | Kesinlikle yok, ama bu çocuğun okula gitmesi gerek. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| What you gonna do about school? I'm working on it. Thank you. | Ne yapmayı düşünüyorsun? Bakacağım. Teşekkürler. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| What did Mac told you about this Rose? It is a crime scene. | Mac sana bu iş hakkında ne dedi, Rose? Olay mahalliymiş. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| With blood? Maybe. | Kanlı mı? Muhtemelen. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| I hate Mac. | Mac'ten nefret ediyorum. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| It some sort of as domestic disturbance kind of deal. | Bir çeşit aile içi şiddet olayı. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| There was a lady who got the last word, I guess. Of course she is in jail now, so. | Sanırım son sözü kadın söylemiş. Şu an hapiste doğal olarak. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| With one bullet Completely shot off his ring finger. | Tek kurşunla, direk yüzük parmağını koparmış. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| How long you guys been doing this kind of work? A while. | Ne zamandan beri bu işin içindesiniz? Bir süredir. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| The last one on the left there. | Soldaki son oda. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Its fine. | Gayet iyi görünüyor. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| I've found it. | Buldum. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Do you think they love each other? | Sence birbirlerini seviyorlar mıydı? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Car... things. | Araba. Malzemeler. Tamam. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Its not working dude. That works if you spraying and I rub. | İşe yaramıyor, kızım. Doğru düzgün sıkarsan yarar. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| I'm spraying as well Can you spray and scrub? | Sıkıyorum işte. Hem sıkıp hem ovsan? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| More and more people are turning to Healthy food. | Artık herkes sağlıklı yiyeceklere yöneliyor. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Are you telling me that? This Fancy Corn stuff is healthy? | Fancy Corn'un sağlıklı bir yiyecek olduğunu mu söylüyorsun? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Well its a candy and its a health food, That is what I'm telling you. | Evet, tatlı ve sağlıklı. Aynen öyle söylüyorum. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Yeah, I don't know. We do not have much more shell space. | Bilemiyorum. Hem bunun için yerimiz de yok. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Look. Glycerol... I can not even pronounce it. | Bak. Glise... Okuyamıyorum bile. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| All chemicals how can you Call it as a food as if nothing edible inside. | Hep kimyasal. İçinde yenebilir bir şey olmayan şeye yiyecek diyebilir misin? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Take a look at this stuff , what does it say? High fructose... | Bir de şuna bak. Ne diyor? Fruktoz... | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| No, no , no first ingredient is... | Hayır, onu değil. İlki... | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Corn. Can you imagine anything healthful than corn? | ...buğday. Buğdaydan daha sağlıklı bir yiyecek biliyor musun sen? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| And it is made right here in Albuquerque too. Ive been reading the chemical...... | Hem de Albuquerque'de üretiliyor. Bunlar hakkında bir... | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Hey, do you know They sell fancy corn here? | Hey, burada Fancy Corn satıldığını biliyor musun? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| I heard that the strawberry Fancy Corn Gives you Bionic strength. | Çileklisini yiyince biyonik güçlerin oluyormuş diye duydum. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| It is true, there are some sort of chemicals In strawberry flavor | Gerçekten, çilek aromasında bazı kimyasallar varmış... | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| And if you eat a whole lot of it, You get Bionic strength. | ...eğer hepsini yersen biyonik güçlerin oluyormuş. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| I don't believe you. I don't care if you do or not. | Sana inanmıyorum. İster inan ister inanma. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| I already put all the orders For what i want for this year. | Bu seneki bütün siparişleri aldım bile. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Excuse me, you carry something called Fancy Corn ? | Affedersin, Fancy Corn adında bir şey satıyor musunuz? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| That was really something Oscar That was really terrific. | Harikaydın, Oscar. Muhteşemdin. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| You got the moves, you got the nerves You're a real sharp cookie. | Sende yetenek var, cesaret var. Her yerinden zekâ fışkırıyor. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| No, I'm not, i'm stupid. No, you're not. | Hiç de bile, ben aptalım tekiyim. Hayır, değilsin. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Why are you saying that? Why do you said that you're stupid? | Niye aptal olduğunu söyledin? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| It is true, They wanted to put me in retard class. | Doğru ama. Beni özürlüler sınıfına koyacaklar. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Who wants to put you in retard class? The Teachers. | Kim koyacakmış seni oraya? Öğretmenler. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| They don't know how to deal with someone who, As intelligent as you're, that's what the problem is. | Seninki gibi bir zekâyla nasıl baş edilir bilmiyorlar da ondan böyle yapıyorlar. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| You are a very very smart kid. You get bored a lot?? | Sen aklı başında bir çocuksun. Çok sıkılır mısın? Evet. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| You look out the window? All the time. | Pencereden dışarı bakar mısın? Sürekli. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| You gals did a real nice job. Thank you | Gerçekten iyi iş çıkarmışsınız. Teşekkürler. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| $ 500, you can call us anytime. | 500 dolar. Bizi istediğiniz zaman arayabilirsiniz. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| He call you anytime. | Kesin arar. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| It was so disgusting, That smell was... just bad. | İğrençti, koku berbattı. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| I just cant even describe it. | Nasıl anlatsam bilemiyorum. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| We took all that stuff away And we made it look better. | Bütün pisliği temizledik çok daha iyi hale getirdik. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| We made it right. | Doğru düzgün bir iş yaptık. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| I'm really sorry. No. | Çok özür dilerim. Hayır... | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| I feel like i got you, Into this mess. | Seni bu pis işe ben bulaştırdım. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| You know what I going to do? I'm gonna pay your real estate classes. | Ne yapacağım biliyor musun? Emlâkçılık derslerini karşılayacağım. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| And you got your license And I want your little picture in the real estate section. | Lisansını alacaksın, ofisine güzel bir resmini asacaksın. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| And you can drive people all day, Talking about... | İnsanları bütün gün gezdirip, onlarla konuşacaksın... | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Gosh, what would you talk about? | Harbiden, emlâkçılar ne hakkında konuşur? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| About housing? I definitely would talk about housing. | Pervazlar hakkında mı? Kesinlikle pervazlar hakkında. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Square footage. | Evin genişliği. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Property insurance. | Mülk sigortası. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Appliances. | Mutfak aletleri. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Come on, what else. | Hadi ama, başka. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Why did you pick Heather? What? | Neden Heather'ı seçtin? Ne? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Why did you pick her? | Neden onu seçtin? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Come on, you know it wasn't like that. | Yapma, öyle olmadığını biliyorsun. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| How was it like? | Nasıldı peki? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Okay, is this gonna... No... | Bu muhabbetin sonu... Hayır... | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| How long is this gonna take? | Bu daha ne kadar sürecek? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| All we have to do is go in there And throw everything away. | Tek yapmamız gereken içeri girip her şeyi atmak. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Just take it slow, to get use to it It will get us some time. | Derin nefes çekme, birazdan kokuya alışırsın. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Great, Now we have to clean that up too. | Harika, şimdi orayı da temizlemek zorundayız. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| We need to get this thing out. What do we do with that? | Bunu dışarı çıkarmalıyız. Ne yapacağız bununla? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Dumpster. Come on. | Çöpe. Hadi. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Oh God, its smell badly. | Tanrım, leş gibi kokuyor. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Slow down I'm not going fast. | Yavaşla. Kahretsin, Rose. Hızlı gitmiyorum ki. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| You are going fast. I'm walking backward, I have the hard job. | Hızlı gidiyorsun? Geri gidiyorum zaten nasıl hızlı olayım? Zor işi ben yapıyorum. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| You're in control of it, You're the one who is pulling it. | Kontrol eden sensin, sen çekiyorsun. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| I haven't got a good grip on it Rose. Go slowly. | Zaten doğru düzgün tutamıyorum. Yavaşla. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Oh my God Rose. You fucking idiot. | Aman Tanrım, Rose. Seni geri zekâlı. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| My face is burning. | Yüzümü kireçlemem gerekecek. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| You know what? You fucking do it yourself dumb ass. | Bak ne diyeceğim. Git kendin götür, aptal. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Come on, Norah. Do it on your own, idiot. | Norah, hadi ama. Kendi başına yap, gerzek. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| It will washed out. | Yüzünü yıkarsın geçer. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Where did you get those? What are you doing with those? | Onu nerden buldun? Ne yapıyorsun? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| I found it in the closet. | Dolapta buldum. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Let me take a look at it? | Ver ben de bakayım. Ver bana. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Let me look at them. They're not yours Oscar | Bakayım şuna bir. Senin değil o, Oscar. Ver şunu. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Because it belong to your grandmother, I just want to hang on to it. | Çünkü bu büyükannene aitti. Eski günleri yâd etmek istiyorum. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| But I do not have a grandmother. Well you used to have one and this is belong to hers. | Ama benim büyükannem yok ki. Bir zamanlar vardı, bu da onundu. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| I'll get you another pair. Really? | Ben sana başka bir tane alırım. Söz mü? | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| Yeah, I'll get you a pair better than this. | Evet, bundan çok daha iyisini hem de. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| This is seem wrong? Throwing everything away, Just like we are erasing her? | Sence bu yanlış değil mi? Sanki onu yeryüzünden siliyor gibi her şeyi atıyoruz. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 | |
| That is our job. | Bizim işimiz bu. | Sunshine Cleaning-1 | 2008 |