Search
English Turkish Sentence Translations Page 156543
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Please excuse me. I need to see my next patient. | Şimdi müsaadenizle sıradaki hastamı almam lazım. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Number 12, please. | 12 numara gelsin. İyi müşterilerinizdenim. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
I really can't. | Mümkün değil. Herhangi bir belge bile olur. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Excuse me, I have to see the next patient. | Müsaadenizle sıradaki hastamla ilgilenmem lazım. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Please, doctor... Number 12 please. | Lütfen Doktor Hanım... 12 numara lütfen. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Oh, it's you. | Sizsiniz demek. Merhaba. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Let me talk to the doctor a second. | Bir saniye doktorla konuşayım. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
And this ringing sound. | Bir de sürekli çınlıyor. Ne olduğunu anlayamadım. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Is there something wrong with the hearing aid? | Acaba işitme cihazında mı bir problem var? Bir bakayım. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Just a quick look. | Hemen hallederim. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Please, the doctor has to see the next patient. | Lütfen ama. Doktorun sıradaki hastayla ilgilenmesi lazım. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Then please wait outside. She is seeing them right now. | O zaman lütfen dışarıda bekleyin. Şu anda onlarla ilgileniyor. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Dad, did you take it out when you washed your face? | Baba, yüzünü yıkarken çıkarttın mı cihazı? Ne? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
No, I just washed my face. | Hayır, direkt yüzümü yıkadım ama su girmedi ki içine. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
It's nice enough that she treated him... | Ona yeterince iyi yaklaşıyor zaten. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
My dear doctor, my daughter played a trick on me. | Sevgili doktor, kızım beni oyuna getirdi. Şimdi de işitme cihazım bozuk işte. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
What? I just turned it down. That's all. | Ne? Kapattım sadece. O kadar. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
But there's this ringing sound. | Ama çınlayıp duruyor. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Dad, did you do anything to break it? | Baba, cihazı bozabilecek bir şey yaptın mı hiç? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Doctor, try saying something. | Doktor Hanım, bir şey söylesenize. Hiçbir şey duyamıyorum. Sadece çınlıyor. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Turned it up too loud and blew out the speakers. | Sesini çok açtıysanız hoparlörler patlamış olabilir. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Blew out the speakers, these type have no speakers. | Bu modellerde hoparlör yok yalnız. Dün berbere gitti bir de. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Boys are much better with electronics than girls. | Erkekler, kızlara göre elektronik şeylerden daha çok anlıyor. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
You should've given me more discount. | Biraz daha indirim yapmanız lazım. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Orn, | Orn... Kız arkadaşı nerede? Bugün sıra bende. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
There is another recipe... | Bir tarif daha var. Gerçekten benziyor ona. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Weekend snack... | Hafta sonu atıştırması... Biralı kızarmış tavuk. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Ple, where did you go last night? | Ple, dün gece nereye gittin? Evdeydim. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
like the other night? | ...geçen geceki gibi? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Min, wait here. | Min, sen burada bekle. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Why didn't you say what I told you to say? | Niye dediğim şeyi söylemedin? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
I thought you were friends. | Arkadaş olduğunuzu sanıyordum. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
I really tried. | Cidden denedim. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
You have to beg her. | Yalvarman lazım. Bir işe yaramaz. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
What should we do then? | Ne yapacağız o zaman? Tanıdıklarından yararlan. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Move him to another place. | Başka bir yere götür. Nereye gidebilir ki? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
But she's paying us a lot of money. | O gerçekten iyi ödeme yapıyor ama bize. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
That's true. Speaking of which... | Doğrudur. Hazır lafı açılmışken... | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Will you eat lunch with me today? | Bugün yemeğe kalacak mısın benimle? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Why don't we eat, then I'll take you there. | Niye yemek yiyemeyelim ki? Ben götürürüm sizi oraya. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
...suggested that we try to have a baby. | ...bebek sahibi olmayı denemeliymişiz. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
You want another child? | Bir çocuk daha mı istiyorsun? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Yes, I still think of him. And I'm getting old. | Evet, düşünüp duruyorum ama git gide yaşlanıyorum. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
...it's better to wait a while. | ...biraz daha beklesek iyi olur. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
I'm afraid if we have another child, | Çocuğumuz olursa yine nefessiz kalmasından korkuyorum. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
I promise that won't happen. | Söz veriyorum, bu sefer olmayacak. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
How about this? We'll go see her together next week. | Şuna ne dersin? Önümüzdeki hafta birlikte ziyaret ederiz. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Fine. I'll go see Roong now. | Olur. Gidip Roong'u görmem lazım şimdi. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Don't be too long. And hurry back. | Fazla uzun sürmesin. Acele et biraz. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Is there anything I can help you with? | Yardım edebileceğim bir şey var mı? Yemek saati, herkes molada şimdi. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Would you like to eat with me? | Benimle yemek ister misin? Ben ısmarlayacağım. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Wait here. | Bekle, bekle. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
This is Min from the countryside. | Min, köyden geldi. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
I thought you were going to see Roong. | Roong'la buluşmaya gidiyorsun sanmıştım. Anahtarı unutmuşum. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
What are you two doing? | Siz ne yapıyorsunuz? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Try this. | Denesene. Tadına bak. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Here, you do it. | Al, sen yap. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Hold it for me. | Şöyle tutsana benim için. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Let's brush off all the dead skin first. | Önce ölü deriyi temizleyelim. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Is it all gone? | Gitti mi hepsi? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
OK, you can put it on now. | Tamam, şimdi sürebilirsin. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Driver's license, please. | Ehliyet lütfen. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
I don't want any druggies. | Uyuşturucu istemiyorum. Yok öyle bir şey. Tamamen temiz ve dürüst insanlarız. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Have you decided where you're going? | Nereye gideceğinize karar verdin mi? Bang Sean Sahili nasılmış? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Bang Saen is nice. Good restaurants with group discounts. | İyi orası. Grup indirimi yapan güzel restoranlar var. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
OK, get back to work. | Tamamdır, işe dönmem lazım. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
I'd like permission to take the afternoon off. | Öğleden sonrası için izin isteyecektim. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Again? You didn't work this morning either. | Yine mi? Sabah da çalışmadın ki. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Malaria, and you still came to work? | Sıtma olmuşsun ve hâlâ işe mi geliyorsun? Ne kadar da işe adamış kendini. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
You should have seen our doctor here. | Buradaki doktorumuza görünmen lazımdı. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
But the doctor is close to my house so I stopped on my way. | Doktorum evime daha yakın. Gelirken oraya da uğradım. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
If you don't believe me, she can show you the doctor's certificate. | İnanmıyorsanız doktordan aldığı belgeyi gösterebilir. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Orn, did you bring your gardener here again? | Orn, yine mi bahçıvanını buraya getirdin? "Getirme" demiştim ya. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
No problem. I'll have her tell him. | Sorun olmayacaktır. Haber verdirtirim. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Will you let her leave? | İzin verecek misiniz? Ne yazık ki. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Is the key in the car? | Anahtar arabada mı? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Wow, so many skin flakes. | Ne kadar çok deri parçası var ya. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Orn, | Orn, kremlerimle ne yaptın? Ne yapmışım ki? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
It worked fine a moment ago. | Biraz önce düzgünce çalışıyordu. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
It must be used to your feet. | Senin ayaklarına alışmıştır. Tabii canım. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Go ahead, look at yourself. | Devam et, sonra bakarsın kendine. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
What? | Ne oldu? Yüz baht versene. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
What did you do to your bike? It was fine before. | Ne yaptın motora? Önceden çalışıyordu. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Roong, why are you taking her car? | Roong, niye onun arabasını alıyorsun? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Orn, why don't you have lunch with us? | Orn, bizimle yemeğe kalmaya ne dersin? Rahat bırakın kadını. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Wait, I have not finished. | Bekle, daha işim bitmedi. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
I know you'll love this place. | Orayı seveceğinden adım gibi eminim. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Are we almost there? I'm hungry. | Yaklaştık mı? Karnım acıkmaya başladı. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Let me see. Are you done? | Bakayım. Bitti mi? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Are you hungry? | Acıktın mı sen de? Karnımın gurultularını duyuyor musun? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Are you afraid of ghosts? | Hayaletlerden korkar mısın? | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
There are ghosts of Japanese soldiers here. | Japon askerlerinin hayaletleri dolaşıyormuş burada. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Stop! | Dursana. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Should've come by motorbike. | Motorla gelseydik keşke. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Orn's car will break down for sure. | Orn'un arabası kesin bozulur. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Midday is sweltering, good to get away. | Öğlen çok sıcak oluyor. Uzaklaşmamız iyi oldu. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
I like coming here, the air is cool. | Buraya gelmeyi çok seviyorum. Hava biraz daha serin. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Roong's never been here. | Roong hiç buraya gelmedi. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
She had a bad day yesterday. | Dün berbat bir gün geçirdi. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |
Didn't meet her quota. Had to stay late. | Kotayı karşılayamamış. Geç saatlere kadar çalıştı. | Sud sanaeha-1 | 2002 | ![]() |