Search
English Turkish Sentence Translations Page 156444
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| so would you bring her the ni�oise salad and I'll have the steak frites. | o yüzden ona niçoise salatası getirebilir misiniz ve ben de pirzola biftek alayım. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Very good, Mr. Knox. | Pekala, Bay Knox. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| I apologize, that's so rude. | Çok üzgünüm, bu büyük kabalık. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Is that one of those... My BlackBerry. | O şu şeylerden mi... Cep bilgisayarı. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| It's reminding me that I should be reading a manuscript right now. | Bana şu anda bir kopyayı okuyor olmam gerektiğini hatırlatıyor. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| You don't have one? No. | Sen de yok mu? Hayır. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| It can fix your whole life. | Tüm hayatını yoluna sokabilir. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Two ex wives and a spiteful daughter cannot be "fixed" by a | İki eski eş ve kindar bir kızın olduğu hayat | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| BoysenBerry. | bir cep bilgisayarı tarafından yoluna koyulamaz. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| MARGARET: Archie, darling! | Archie,tatlım! | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Margaret. Margaret, I want you to meet my friend Brett, | Margaret. Margaret, arkadaşım Brett ile tanış. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| a rising star at Gitlin & Stern. | Gitlin & Stern'de yükselen bir yıldız. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| I'm planning on throwing a party for Mickey when he wins the Pulitzer Prize for fiction. | Kurgu dalında Pulitzer'i kazandığında Mickey için bir parti vermeyi planlıyorum. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Isn't that a bit premature? | Henüz biraz erken değil mi? | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Margaret has predicted 35 of the last 40 winners in fiction. | Margaret son 40 kazananın 35'ini tahmin etti. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Maggie the Greek. By day, a critic extraordinaire. | Yunan Maggie. Gündüzleri, mükemmel bir eleştirmen. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| By night, a Park Avenue bookie. | Geceleri , Park Avenue bahisçisi. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| I'll be calling you next month to tell you all the details. | Tüm detayları söylemek için gelecek ay seni arayacağım. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| In the meantime, try to be a good boy | Bu esnada ,uslu çocuk ol | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| and don't keep the little gazelle up past her bedtime. | ve küçük ceylana uyku vaktini geçirtme. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Come on, darling. | Hadi, hayatım. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Wait, was that really Margaret Paddleford? | Bekle, bu gerçekten Margaret Paddleford muydu? | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| No, it was Norman Mailer in a dress. | Hayır, elbise giymiş Norman Mailer'dı. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Have a Twizzler? | Twizzler ister misin? | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Anyway, the author's complaints are making the process unbearable. | Neyse,yazarın şikeyetleri süreci katlanılmaz hale getiriyor. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| I mean, he's whining about the cover art, | Yani, kapaktan yana dert yanıyor, | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| he's complaining about our choice of release date. | kitabın çıkış tarihiyle ilgili seçimimiz hakkında şikayet ediyor. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| He even hates his publicity photo, which, incidentally, was retouched | Dorian Gray'e benzemesi için,tesadüfen, üzerinde oynama yapılmış | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| to make him look like Dorian Gray. | reklam fotoğrafından bile nefret ediyor. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Ask to be taken off the project. | Projeden çekilmek iste. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| I'm the one who brought the manuscript in. I can't bail now. | Onun kopyasını şirkete getiren benim. Şimdi geri adım atamam. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Malt ball? | Şeker? | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Just standing in this place is making my feet tingle. | Burada böylece durmak bile ayaklarımın sızlamasına neden oluyor. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| You were about to offer some advice? | Tavsiye vermek üzereydin? | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Well, when it comes to writers, there's only one rule. Patience. | Eee, konu yazarlar olunca, tek bir kural vardır.Sabır. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Of course, if that fails, I know a very discreet hit man | Tabii,eğer bu işe yaramazsa, vücudunun parçalarını tüm Jersey'e yayabilecek | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| who would spread the body parts all over Jersey. | gizli bir kiralık katil tanıyorum. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Serves me right. | Bana uyar. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| My Great Aunt Hilda once told me never take a job whose sole purpose | Büyük Halam Hilda birkeresinde bana tüm amacı insanları kusursuz hissettirmek | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| is to make people feel imperfect. | olan bir işe girmememi söylemişti. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Sage advice. | Bilgece tavsiye. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Hilda? | Hilda? | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| What did you say your last name was? | Soyadım ne demiştin? | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Eisenberg. | Eisenberg. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Dear God! You're not related to... | Yüce tanrım! Akraba değilsin... | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| I'm her grand niece. Hilda Eisenberg? | Onun kardeşinin torunuyum. Hilda Eisenberg? | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Yes. I adored Hilda! | Evet. Hilda'ya tapardım! | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| You know, the first time I met her was at Bot�n's in Madrid. | Biliyor musun,onunla ilk Madrid'de Botín's'te tanıştım . | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| It was Hemingway's favorite restaurant, famous for its suckling pig, | Orası Hemingway'in favori restoranıydı, bebek domuzuyla meşhurdu, | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| and Hilda got incredibly drunk | ve Hilda çok sarhoş olmuştu | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| and she bet me that she could punt the pig carcass | ve benimle domuz leşini tüm yemek salonu boyunca sürekleyebileceğine dair bahse girmişti | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| across the entire length of the dining room, which she did. | ve bahsi kazandı. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Won a hell of a lot of pesetas. I used that in my book. | Büyük miktarda ispanyol parası kazandı. Bu olayı kitabımda kullanmıştım. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| You wrote a book? One. | Kitap mı yazdın? Bir tane. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Years ago. It's on Amazon's endangered species list. | Yıllar önce. Amazon'un soyu tükenmekte olan türler listesinde. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Dear Hilda. She was the most beautiful woman I've ever seen. | Sevgili Hilda. Hayatımda gördüğüm en güzel kadındı. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Let me see your face. | Dur da yüzüne bir bakayım. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| I can see her in your eyes. | Gözlerinde onu görebiliyorum. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| BRETT: This is me. | İşte burası. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| You live in Hilda's old apartment? | Hilda'nın eski dairesinde mi yaşıyorsun? | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| You've been here? Many, many nights, yeah. | Buraya gelmiş miydin? Çoğu,çoğu gece,evet. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Her parties were legendary. | Onun partileri efsaneviydi. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Well, she left it in the family and I have temporary custody. | Eee, o evi aileye bıraktı ve geçici olarak ben kalıyorum. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| I have a boyfriend. | Bir erkek arkadaşm var. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| I have a goldfish. | Japon balığım var. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Well, then... | Eee,o zaman.. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Is he in there? The boyfriend. | O burada mı? Erkek arkadaşın. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| No. Actually, he's... | Hayır. Aslında, o... | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| He's over there. | Aslında şurada. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Papaya King? Europe. | Papaya King'te mi? Avrupa. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| He's finding himself. | Kendini buluyor. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Why did he have to travel 3,000 miles to find himself without you? | Neden sensiz kendini bulmak için 3000 mil kat etmek zorundaydı ki? | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Good night, Pumpkin. | İyi geceler, tatlım. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| BRETT: Hey. Good morning, Brett. | Selam. Günaydın, Brett. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| JASON: Uh huh. | Uh huh. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Okay, so what's the cost difference between | Pekala, tam bir okyanus manzarasıyla kısmi bir | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| a partial ocean view and a full ocean view? | okyanus manzarası arasındaki mali fark nedir? | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Let me speak to my boss and get back to you. Damn! | Patronumla konuşup sana dönerim. Kahretsin! | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| I knew no one was gonna tell you, but I'm not gonna get stuck with it. | Kimsenin sana söylemeyeceğini biliyordum, ama bunula uğraşmayacağım. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Am I fired? Just go up to your boss's office | Kovuldum mu? Patronunun ofisine git | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| and speak to Faye. She'll explain everything. | ve Faye ile konuş. O herşeyi açıklar. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Who's Faye? Reservations, please. | Faye de kim? Rezervasyon, lütfen. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Oh, it feels good. The burn. The burn feels good. | Oh, iyi geldi. Acı. Acı iyi geldi. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Can you give me a hand here? | Bana yardım edebilir misin? | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| You must be Katie. I'm Brett. | Sen Katie olmalısın. Ben Brett. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Oh, right. The one with the office. Well, Brett, it's nice to meet you. | Oh, doğru. Ofisi olan. Eee, Brett, tanıştığımıza memnun oldum. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| I'm your new boss, Faye Faulkner. | Ben yeni patronunum, Faye Faulkner. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Yes. That Faulkner. | Evet. O Faulkner. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| What happened to Dorrie? Dorrie's dead. | Dorrie'ye ne oldu? Dorrie öldü. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Metaphorically speaking, of course. | Mecazi anlamda, tabi ki. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| You see, Dorrie was the victim of her own futile search | Gördüğün gibi, Dorrie artık olmayan birşeyin peşindeki | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| for something that no longer exists. | boş arayışının kurbanıydı. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| A great novelist. | Harika bir roman yazarı. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Sorry about your office, by the way. | Ofisin için üzgünüm,bu arada. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| My assistant Jason needed some privacy to make sure the transition went smoothly, | Taşınışın sorunsuz gittiğinden emin olmak için asistanım Jason'ın özel bir yere ihtiyacı vardı, | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| but I'll be sure you get it back in a week or so. | ama eminim ki bir hafta içinde falan odanı geri alırsın. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Sure. It's no problem. | Tabi.Sorun değil. | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| In the meantime, just go about your work | Bu arada, değerlendirme süreci bitene kadar | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| until the evaluation process ends, hmm? | işine devam et, hmm? | Suburban Girl-1 | 2007 | |
| Oh, wait. One more thing. | Oh, bekle. bir şey daha var. | Suburban Girl-1 | 2007 |