Search
English Turkish Sentence Translations Page 156315
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Casi years of study? | Tıp okulunda kaç sene okudun? | Strigoi-1 | 2009 | |
| I am qualified doctor without specialization. | Mezun oldum ama uzmanlığımı almadım. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I practiced. I only experience of chicken. | Hiç tecrübem yok. Daha çok tavuklar üzerinde var. | Strigoi-1 | 2009 | |
| What happened? You're drunk and you said: "Damn!" | Eee ne oldu? İçki içip cehenneme düşmeye mi çalıştın? | Strigoi-1 | 2009 | |
| 'm Trying to say: I myself signed the death certificate. | Anlatmaya çalıştığım şey şu: Uzmanlık sınavına girmedim ve o sertifikayı imzalatmadım. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Perhaps my priest wrote his name believing that they are in Italy. | Belki papaz doktor olarak benim adımı yazmıştır , çünkü İtalya'da olduğumu sanıyordu. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Now the priest's fault? | Şimdi de bu papazın suçu mu oldu? | Strigoi-1 | 2009 | |
| I do not know, but try to bury it Barry without investigation. | Bilmiyorum hata kimin, ama Barry'nin ölümünü araştırmadan cesedini gömmeye çalışıyor. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Something is happening. A kind of... conspira�ie. | Bir şeyler oluyor. Komplo gibi bir şey. | Strigoi-1 | 2009 | |
| You should call him the priest Sectional... | Karakola gidip bir cenazenin yasal olmayan yollardan... | Strigoi-1 | 2009 | |
| Funeral illegal conspira�ie and abetting? | ...gömüldüğünü anlatmalı ve komplodan bahsetmelisin. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Well you have come! Let's drink to Barry. | Polis, hoşgeldin, buyur! Florin'e içelim. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Look! The bruises are signs of strangulation. | Bak! Morluklar onun bouğularak öldüğünü gösteriyor. | Strigoi-1 | 2009 | |
| See? There are traces of someone who choked him. | Gördün mü? Onu boğan kimse parmakları boynunu çürütmüş. | Strigoi-1 | 2009 | |
| It's smart guy. Too bad it's so sensitive. | Küçük bir adam galiba. Çok kötü ne kadar da hassas. | Strigoi-1 | 2009 | |
| You mean you? What are you doing? Come on! | Şöyle mi demek istiyorsun? Ne yapıyorsun? Kes şunu, kes şunu! | Strigoi-1 | 2009 | |
| Leave him alone. It's dead. | Bırak onu. Adam ölü. | Strigoi-1 | 2009 | |
| How did she die? It was an accident. | Peki, o nasıl öldü? Bir kazaydı. | Strigoi-1 | 2009 | |
| What has caused the bruises on my neck? | Ne tür bir kaza boyunda böyle morluklara sebep olur? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Probably happened when I moved. | Biz onu taşıdıktan sonra olmuş olmalı. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Did you have grabbed your throat? It's harder than it looks. | Onu boğazından tutarak mı taşıdınız? Zordu. Göründüğünden daha ağır. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Bruising occurred ante mortem. They appeared before dying. | Bu morlukların o ölmeden önce oluştuğu belli. | Strigoi-1 | 2009 | |
| He was dead when you have him moved? Come on, Vlad! | Onu bğazından tutarak taşıdığınızdan emin misiniz? Kapa çeneni, Vlad! | Strigoi-1 | 2009 | |
| That's stupid! | Hayır, bu saçmalık! | Strigoi-1 | 2009 | |
| He died suddenly and should examined by a pathologist. | Aniden ölmüş ve bir patolog tarafından bu durumun incelenmesi lazım. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Not so suddenly. | Ani değildi. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Ace said it was an accident. Yes, but he and the sudden. | Kaza olduğunu söylediniz. Ani bir kaza değildi. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Barry was in danger and since the spat mother... | Florin zaten anası onu yumurtladığından ve... | Strigoi-1 | 2009 | |
| and has started to drink. | ...içmeye başladığından beri tehlikedeydi. Sefil yaşlı ayyaş. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Last year I pulled out from under the snow. I found after following the yellow left. | Geçen kış onu kar altından çıkarmak zorunda kalmıştık. Kar altında oldduğunu dışarıda kalan sarı ceketinden anlamıştık . | Strigoi-1 | 2009 | |
| But how did he die? I do not think we'll never know. | Tamam ama o nasıl öldü? Sanırım hiç bilemeyeceğiz. Nedenmiş? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Coroner to examine it, he can find. Shut up, Vlad! | Patolog onu incelemeli, bunu çözebilir. Kapa çeneni, Vlad! | Strigoi-1 | 2009 | |
| It was an accident. What do you think you'll find? | O bir kazaydı işte. At şunu kafandan. Ne bulacağını sanıyorsun? | Strigoi-1 | 2009 | |
| I can not do anything without real evidence. | Gerçek bir kanıt bulmadan bir şey yapamam. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Crime scene and witnesses c��iva reason would be perfect. | Suç mahali ya da tanıklar mükemmel olurdu. | Strigoi-1 | 2009 | |
| If only I can not open for the sake of it's Saran. | Tırnaklarının arasındaki pisliklere bakıp da onun için bir dosya açamam. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Tosi on here are Saran, Tosi and are the same. | Herkesin tırnağında pislik vardır ve hepsi de aynıdır. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Someone has to tell us what happened. | Bize ne olduğunu söyleyecek bir şeyler bulmak zorundasın. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Do check the camera? | Kamera kayıtlarını kontrol etmemi ister misin? | Strigoi-1 | 2009 | |
| What would Barry be a fence? It's new. | Daha önce burada bu çit var mıydı? Bu yeni. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Barry is not the fence. And has probably sold the property. | Florin'in çiti olması imkansız. Burasını satmış olmalı. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Who would want to buy it? | Burayı kim satın almak ister ki? | Strigoi-1 | 2009 | |
| A land of stone and has sold five million. Did you have bought some Turkish. | Bir toprak parçası 5 milyon avroya satılmıştı. Bir Türk satın aldı. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Yes, but that in the city. Who wants to buy land Barry? | Evet, ama o kasabanın içindeydi. Florin'in arazisini kim satın almak ister? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Maybe he wants to cultivate poppy. Mac? | Belki de haşhaş yetiştirmek istiyordur. Haşhaş mı? | Strigoi-1 | 2009 | |
| The Turks, you know. | Türkler! Bilirsin. | Strigoi-1 | 2009 | |
| It is a great place for marijuana. We should cultivate it. | Esrar yetiştirmek için harika bir yer. Buraya biz ot ekelim. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I believe you're policeman. Marijuana is natural and healthy. | Polis olmadığına yemin edebilirim. Esrar doğaldır, sağlıklıdır. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Not that crap that a smoke. | İçtiğin sigara kadar boktan değildir. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Barry has not sold the property and the Turks. | Florin toprağını Türk'e satmadı. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I hope so. I do not want to see Turks drugs here. | Umarım satmamıştır. Bu çiftlikte doğdum. Türklerin buraya gelip haşhaş yetiştirdiğini görmek istemem. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Have you talked with Mr. Tirescu? | Bay Tirescu ile görüştün mü? | Strigoi-1 | 2009 | |
| The so, blame Constantine. You have already accused the priest and the mayor. | Tabi ki. Konstantin'i de suçla, neden olmasın? Zaten papazla belediye başkanını suçladın. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Do you think anyone would want him dead, Barry? | Florin'in ölümüne sevinecek birini biliyor musun? | Strigoi-1 | 2009 | |
| A be�iv died. It was an accident. | Yaşlı bir ayyaş öldü. Kaza idi. | Strigoi-1 | 2009 | |
| That he said Constantine? Now you accuse me? | Konstantin mi söyledi sana bunu? Şimdi de beni mi suçlamak istiyorsun? | Strigoi-1 | 2009 | |
| No, but you must ask him Constantin about the land of Florin. Maybe she knows something. | Hayır, sadece Florin'in arazisini Konstantin'e sormalısın. Belki o bir şeyler biliyordur, diye düşündüm. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Posi try to bribe him and you. | Burada senin arkanı kollamaya çalışıyorum, tamam mı? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Glume�ule. | Haha... | Strigoi-1 | 2009 | |
| Remember, the only evidence are against you. | Şunu unutma, eğer birisine karşı elimizde kanıt varsa o da sensin. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Where's my dog? | Benim köpeğim nerede? | Strigoi-1 | 2009 | |
| There was a hole in the fence. I believe it to exit, but I've never found. | Çitte bir delik vardı. Sanırım oradan çıkıp gitti. Ama onu bulamadım. | Strigoi-1 | 2009 | |
| It would be to look after hens eat leftovers. | Bence tavukların kümseine bakmalıyız. | Strigoi-1 | 2009 | |
| You cut that Florin Cojocaru is dead? | Florin Cojocaru'nun öldüğünden haberin var mı? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Everyone seems to thank, and even more than you. | Herkes mutlu görünüyor. Hatta onu senden daha çok sevenler bile. | Strigoi-1 | 2009 | |
| You better take care. On and nenoroci�i! | Senin için endişeleniyorum. Dikkatli ol. | Strigoi-1 | 2009 | |
| And who are, Grandpa? Communists! | Kim onlar, dede? Komünistler! | Strigoi-1 | 2009 | |
| And I said, they took my dog. | Köpeğimi aldılar, sana söyledim. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Mrs. Tom and a. | Bayan Tomşa. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Mr poli�isit! | Polis Bey! | Strigoi-1 | 2009 | |
| You have scared me. | Beni korkuttunuz. | Strigoi-1 | 2009 | |
| We are searching Mr. Tirescu? | Bay Tirescu'yu görmeye mi geldiniz? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Not home. | Evde değil. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I left a few things Ms. Tirescu. Some things borrowed. | Ben sadece Bay Tirescu için bir kaç şey bıraktım. Ödünç aldığım bazı şeyleri. | Strigoi-1 | 2009 | |
| There is no one home. | Evde kimse yok. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I only borrowed. | Ben sadece onları ödünç almıştım. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Thank Mrs. Tom and a. Good evening. Good evening. | Teşekürler Bayan Tomşa. İyi akşamlar. iyi akşamlar. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Hai! The calm of a shot. | Güzel! Temiz kes! | Strigoi-1 | 2009 | |
| Do not think of chickens. | Düşünme! | Strigoi-1 | 2009 | |
| Hai! | Kes! | Strigoi-1 | 2009 | |
| And not be Vlad. Kill her! | Vlad gibi olma. Öldür onu! | Strigoi-1 | 2009 | |
| Ms. Tirescu, I scuza�i... | Bayan Tirescu, ben... | Strigoi-1 | 2009 | |
| if you bother but I saw the light. | Sizi rahatsız etmek istemezdim. ışığı gördüm ve... | Strigoi-1 | 2009 | |
| We hope to speak with Mr. Tirescu. | ...Bay Tirescu ile konuşmak istemiştim. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Tirescu Lord? | Lord Tirescu? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Mr Tirescu are Vlad Cozma. | Bay Tirescu, ismim Vlad Cozma. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Cozma's grandson Nicholas. Cozma's son Alexander. | Nikolay Cozma'nın büyük torunu . Alexander Cozma'nın oğlu. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Yes, my father is a doctor... | Evet, babam bir doktor... | Strigoi-1 | 2009 | |
| and my mother and as both frase. | ...annem de. Ayrıca ağabeyim ve ablam da doktor. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I am duly qualified medical practitioner but I have not practiced. | Ben de tıptan mezun oldum ama hiç pratik yapmadım. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Mr Tirescu, sim�i�i you okay? | Bay Tirescu, siz iyi misiniz? | Strigoi-1 | 2009 | |
| You need the doctor? I'm hungry. | Bir doktora ihtiyacınız var mı? Açım. | Strigoi-1 | 2009 | |
| A call to Mrs. Vre�i Tirescu? I'm hungry all the time. | Bayan Tirescu'yu çağırmamı istermisiniz? Her zaman açım. | Strigoi-1 | 2009 | |
| What does it mean? | Bunun anlamı nedir? | Strigoi-1 | 2009 | |
| I do not know. Pares tired. | Bilmiyorum. Ama kızarmışsınız. | Strigoi-1 | 2009 | |
| And I can not sleep. | Ayrıca uyuyamıyorum. | Strigoi-1 | 2009 | |
| You should check with a doctor. | Bir doktora görünmelisiniz. | Strigoi-1 | 2009 | |
| You're the doctor. | Sen bir doktorsun. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Not really. | Değilim gerçekten. | Strigoi-1 | 2009 | |
| You do not want to sully your hands and? | Kıçıma parmaklarını sokmak istemiyor musun? Hayır! | Strigoi-1 | 2009 |