Search
English Turkish Sentence Translations Page 15608
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Okay, 25 years is fair. | Tamam, 25 yıl adil. | Dirty Movie-1 | 2011 | ![]() |
This movie is bullshit. | Bu film bok gibi. | Dirty Movie-1 | 2011 | ![]() |
Kabul, Afghanistan, | Kabil, Afganistan. Saat sabahın 4'ü. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
As an American journalist, | Amerikalı bir gazeteci olarak gecenin yarısında haber kovalamaya alışkındım. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
But there's always something eerie | Fakat boş sokaklarda gitmek daima ürkütücü olmuştur. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
A city of 3 million | Üç milyon nüfuslu bir şehir sokaklarda neredeyse hiç ışık yanmıyor. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
It was a familiar routine: | Ekibin ışıkları yakması ve arka planda bir şeyler görebildiğim bilindik bir rutindi bu. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
But could we really see? | Ama gerçekte ne görebiliyorduk? | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Well, Keith, greetings from Kabul, Afghanistan, | Evet Keith Kabil, Afganistan'dan selamlar. Amerikan elçisi Karl Eikenberry... | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
This is a story about the seen | Bu görülen ve görülmeyen üzerine bir hikayedir... | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
And about things hidden in plain sight. | Göz göre göre saklı kalmış konular hakkında... 1 | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
It's hard to say when this story began. | Hikayenin nerede başladığını söylemek zor. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
I'd been working as a war reporter | On yıldan uzun bir süredir savaş muhabiri olarak çalışmaktayım. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
in Yugoslavia, Iraq, and now Afghanistan. | Yugoslavya, Irak ve şimdi Afganistan. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
After nearly ten years, | Neredeyse on yıldan sonra buradaki savaş flaş haber niteliğinde değildi. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
I think there's, like | Sanırım orada 8 tane filan tırmık olacaktı. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
We haven't been out here. | Buraya gelmemiştik. Bu köyün adı ne? | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Oh, I have no idea. | Hiç bir fikrim yok. Benim için hepsi aynı. Aynen. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
What's the focus of your campaign here? | Buradaki çalışmalarınızın odağı nedir? | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
In southern Nangarhar, | Güney Nangarhar'da | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
You know, the wording, uh, I'll get right | Gelecek yıl buradan giderken muhtemelen doğru telaffuz edeceğim fakat... | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
This was supposed to be the front line | Bunun terörizmle savaşta ileri hat olması bekleniyordu. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
From Kabul out on an exercise with the military | Kabil dışında askerlerle tatbikat yapıp Kabil'e geri dönmüştük. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
the Afghan Press Corps was locked in a bubble. | Afgan gazeteciler hava kabarcığına hapsolmuş gibiydiler. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
We were told that the battle for hearts and minds | Askerler su kuyuları açtıkça veya kabile ileri gelenleriyle çay içtikçe... | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
as soldiers dug wells | ...Afganların kalplerini ve gönüllerini fethettiğimiz söylendi. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
But I knew I was missing the story. | Fakat asıl hikayeyi kaçırdığımın farkındaydım. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
There was another war, | Basın konferanslarında ima edilerek sabahki basın açıklamalarında... | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
and detailed in each morning's press release. | ...detaylandırılan başka bir savaş sürüyordu. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
December 14th, Zabul Province, | Aralığın 14'ü Zabul Şehri, gece baskını. Dört Taliban üyesi öldürüldü... | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
three detained for questioning. | ...üç tanesi sorgulanmak üzere göz altına alındı. Sivillere zarar gelmedi. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
No one at NATO would give us anything more | NATO'dan hiç kimse bize gece baskınlarının listesinden başka bir şey vermiyor. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
No one even seemed to know who was doing the raids. | Hiç kimse baskınları kimin yaptığını dahi bilmiyor. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
And I wasn't going to find out if I stayed in Kabul. | Kabil'de kalırsam ben de bunu bulamayacaktım. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
POLICE HEADQUARTERS JALALABAD, AFGHANISTAN | POLİS MERKEZİ CELALABAD AFGANİSTAN | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
So what you're saying | Yani diyorsunuz ki Amerikalılar, polis şefi olduğunuz bölgeye gelip... | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
where you're the police commander, | ...yapacakları bu tür operasyonlar hakkında size bilgi vermiyor. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
I've asked the American soldiers that come to my district. | Bölgeme gelen Amerikan askerlerine de sordum. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
But even the main NATO base here says | Burada ana NATO üssündekiler bile baskınlar hakkında bir şey bilmediklerini söylüyor. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
The troops came from another base. | Birlikler başka bir üsten geliyor. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
So there's the two | Şimdi, konuk evindeki iki adam ilk öldürülenlerdi diyorsunuz. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
The farmer from here. | Buralı bir çiftçi | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Yeah. And then another farmer. | Evet Ardından başka bir çiftçi daha | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Two. Two of his sons. | İki, iki oğlu da. İki. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Mm hmm. Two of his sons. | Peki İki oğlu. Yani, sanırım yedi kişi. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Two, two... four. One farmer... five. | İki iki daha dört, Bir de çiftçi beş etti. Bir de bu ikisi, yedi eder. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
If the Americans do this again, | Amerikalılar bunu bir daha yaparlarsa onlarla savaşta kanımızı dökmeye hazırız. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
We would rather die than sit by and do nothing. | Oturup hiç bir şey yapmamaktansa ölmeyi yeğleriz. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
The list of raids from NATO press releases | NATO basın açıklamalarında verilen baskın listesi sanki gizli bir savaş haritası. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
The military divided the roads in Afghanistan by color. | Ordu Afganistan'daki yolları renklerine göre ayırmış. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Green was safe. | Yeşil güvenli demek, kırmızı tehlikeli. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
And black? | Peki ya siyah? Denemeyin bile. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Most of the raids were happening | Baskınların çoğu yeşil bölgenin çok ötesinde... | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
in what the military called "denied areas"... | ...askerlerin "Reddedilmiş Alanlar" dedikleri yerlerde gerçekleşiyordu. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Places where journalists never show up | Gazetecilerin soru sormak için hiç gitmediği yerlerde. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
NATO, the U.S. Embassy, | NATO, Amerikan Elçiliği ve kendi sağduyum o tarafa gitmemem yönünde tavsiyede bulundu. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
But I'd read about a raid in Gardez, | Yarım günlük uzaktaki Pakita, Gardez'de yapılan baskın hakkında haberler okumuştum. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
I pushed as far as I could into the gray area | NATO kontrolünün zayıfladığı gri bölgede, paslı Rus Tanklarının,... | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
past rusting Russian tanks | ...bombalanmış NATO araçlarının yanından geçerek gidebildiğim kadar gittim. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Two other journalists had been kidnapped on this road, | Bu yolda iki gazeteci kaçırıldı. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
and after weeks | Zırhlı araçlarda geçen haftalardan sonra Toyota'mız çok narin ve kırılgan gelmişti. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
I knew I had to be back in Kabul before sunset, | Taliban'ın kontrolü ele aldığı günbatımından önce Kabil'e dönmem gerektiğini biliyordum. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
But I had no idea how far | Fakat Gardez'e olan ziyaretimin beni nerelere getirebileceğinden habersizdim. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
GARDEZ PAKTIA PROVINCE | GARDEZ PAKİTA KENTİ | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
This is my son, and this is my son, | Bu benim oğlum, bu da oğlum ve bu da gelinim, bu ise torunum. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
They killed them all on a single day. | Hepsini bir günde öldürdüler. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Two of the women they killed were pregnant. | Öldürdükleri iki kadın hamileydi. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
One was 5 months, the other was 4 months pregnant. | Bir tanesi 5 aylık diğeri ise 4 aylık hamileydi. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
A child had been born in our home | Evimizde bir çocuk dünyaya gelmişti kutlamak için bir parti organize etmiştik. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
We invited many guests and had music. | Bir sürü misafir çağırdık müziğimiz de vardı. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
The American forces came between 3:30 and 4:00 am. | Amerikan güçleri sabaha karşı 3:30, 4:00 gibi geldiler. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Daoud went to see what was happening. | Davut neler olduğuna bakmak için çıktı. Taliban'ın geldiğini düşündü. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
They were already on the roof. | Amerikalılar çoktan çatılara yerleşmişti. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
They shot Daoud as soon as he stepped outside. | Davut evden çıkar çıkmaz ateş açtılar. Tüm çocuklar çığlık atıyordu. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
"Daoud is shot! Daoud is shot!" | Davut vuruldu! Davut vuruldu! | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
We brought Daoud in here. | Davut'u buraya getirdik. Kadınlar Zaher'i tuttular... | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
They told him not to go or he would be killed. | ...Ona çıkmamasını yoksa öldürüleceğini söylediler. Fakat ateş açıldı. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Look at these patched bullet holes. | Şu yamadığımız mermi deliklerine bakın. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Was Mr. Daoud killed immediately, | Bay Davut hemen öldü mü? Yoksa vurulduktan sonra bir süre daha yaşadı mı? | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Daoud and my sister in law were alive until 7:00 am. | Davut ve kız kardeşim sabah 7'ye kadar hayattaydı. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
They didn't let us take them to the hospital. | Onları hastaneye götürmemize izin vermediler. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
The Americans used knives to dig the bullets out of their bodies. | Amerikalılar bıçaklarıyla kurşunları bedenlerden çıkarttılar. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
They pulled out the bullets from their body. | Kurşunları bedenlerden çıkardılar. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
They tied our hands and blindfolded us. | Ellerimizi ve gözlerimizi bağladılar. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Two people grabbed us. | İki kişi bizi tuttu. Birer birer helikoptere bindirdiler. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
They flew us to another province. | Bizi başka bir şehre götürdüler. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
To Paktika. | Pakita'ya. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
What was going through his head when they took him? | Götürülürken aklından neler geçiyormuş? Hislerim gitmişti. Ağlayamadım. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
The interrogators had beards and didn't wear American uniforms. | Sorgudakilerin sakalları vardı ve Amerikan üniforması giymiyorlardı. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
By the time I got home, | Eve döndüğümde cenazelerimiz çoktan defnedilmişti. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
Only my father and my brother were left at home. I didn't want to live anymore. | Evde yalnız babam ve kardeşim kalmıştık. Artık yaşamak istemiyordum. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
I wanted to wear a suicide jacket | İntihar yeleği giyip kendimi Amerikalıların arasında patlatmak istemiştim. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
But my brother and my father wouldn't let me. | Fakat babam ve kardeşim buna izin vermedi. Amerikalılara karşı Cihat etmek istedim. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
MOHAMMED DAOUD 1:00 AM FEBRUARY 12, 2010 | MUHAMMET DAVUT 12 ŞUBAT 2010/01:00 | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
MOHAMMED DAOUD 2:00 PM FEBRUARY 12, 2010 | MUHAMMET DAVUT 12 ŞUBAT 2010/14:00 | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
The family had no idea | Amerikalıların neden evlerine geldiğine dair ailenin hiç bir fikri yoktu. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
MOHAMMED DAOUD POLICE COMMANDER, GARDEZ | MUHAMMET DAVUT POLİS ŞEFİ GARDEZ | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
They had long fought against the Taliban, | Birlikte Taliban'la uzun süre savaştılar... | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
and Daoud was a police commander | ...ve Davut defalarca Amerikalıların eğitimine katılmış bir polis şefiydi. | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |
This is my son, the Police Commander. | Bu benim Polis Şefi oğlum. Taliban üyesi miydi? | Dirty Wars-1 | 2013 | ![]() |