Search
English Turkish Sentence Translations Page 155672
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I am in control of atlantis, | Atlantis'in, insanlarının önceki hayatımı sonlandırdığı yerin, kontrolü bende. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
It's only fitting that I return... | Bu hastalığı galaksiden tamamen temizlemek için geri dönmem çok uygun. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
I thought michael was dead. | Michael'ın öldüğünü sanıyordum. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
As did i. | Ben de. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
I mean, we blew up his ship, right? | Yani, gemisini patlatmıştık, değil mi? | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
He's the one who stole our jumper, | Jumper'ımızı çalan oydu, biz kruvazörünü yok etmeden önce... | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Before we could destroy it. | ...kaçmak için kullandı. Hamam böceği gibi. Ezmeye çalıştığımızda hep kaçıyor. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
All right, we need to get moving. | Pekala, gitmemiz gerekiyor. Lorne, sen ve takımın bu merdiveni alın. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
My team will take this stairwell. | Benim takımım bu merdiveni alacak. Konumumuzu alacağız. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
You wait for my mark to blast the door. | Kapıyı patlatmak için işaretimi bekleyeceksiniz. Yukarı çıkıp geçit odasını geri alacağız. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Mckay, you're with me. | McKay, sen benimlesin. Zelenka, burada kal, bu işi çözmeye çalış. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
We're giving michael no quarter. | Michael'a aman vermeyeceğiz. Vuruş imkanınız varsa kullanın. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Make sure he's dead. | Öldüğünden emin olun. Gidelim. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
I must speak with you. | Sizinle konuşmam gerekiyor. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
We are still having difficulty | Hala kendini imha cihazıyla ilgili sorun yaşıyoruz. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
As I told you, | Size söylediğim gibi, şifreleme beklediğimizden çok daha karmaşık. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
We have run several integer factorization algorithms. | Birçok asal çarpanlarına ayırma algoritması çalıştırdık. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Nothing has worked so far. | Hiçbiri işe yaramadı. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
For how long? | Ne kadar süre? Ne kadar gerekirse. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
It is only a matter of time | Diğerlerinin savunmalarımızı aşmanın bir yolunu bulmaları an meselesi. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
But you will have solved the encryption problem | Ama o zamana kadar şifreleme sorununu çözmüş olacaksınız. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
We have the baby. | Bebek elimizde. Burada kalmak zorunda değiliz. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
We are not leaving until that device is armed. | Cihaz çalışana kadar buradan gitmiyoruz. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Problems? | Bir sorun mu var? Çözülemeyecek bir sorun değil. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
You do know that colonel sheppard | Yarbay Sheppard'ın kuşkusuz geçit odasını geri almak için vurucu ekipler hazırladığını biliyorsundur. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Of course, | Tabii ki, muhtemelen biz konuşurken yerlerini alıyorlardır. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Don't worry. | Ama endişelenme. Buraya gelemeyecekler. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Major, what's your status? | Binbaşı, durumun nedir? | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
C 4 is in place, colonel. ready when you are. | C 4 yerleştirildi, Yarbay. Siz hazır olunca hazırız. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Fire in the hole. | Patlıyor. İşaretimle. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Three, two, one, | Üç, iki, bir,... | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Whoa, whoa, we're picking up a serious energy reading up ahead. | Dur, dur, hemen yukardan ciddi bir enerji ölçümü alıyorum. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
What is it? | Nedir o? Bilmiyorum, ama öğrenene kadar durmalıyız. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
I don't know, but we should stop until I do. | Nedir o? Bilmiyorum, ama öğrenene kadar durmalıyız. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Major lorne, hold up. | Binbaşı Lorne, bekleyin. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Colonel sheppard, major lorne is down. | Yarbay Sheppard, Binbaşı Lorne düştü. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
I don't know. | Bilmiyorum. Sanırım bir çeşit güç alanına çarptı. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
He's alive, but unconscious. | Yaşıyor, ama baygın. Onu oradan götürün ve geri çekilin. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Looks like he's got himself a force field. | Görünüşe göre kendine bir güç alanı yapmış. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
He's nothing if not annoyingly industrious. | Sinir bozucu biçimde çalışkan. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
All right, what do we do? | Pekala, ne yapacağız? Devre dışı bırakacağız. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
How? | Nasıl? Güzel soru. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
I've been examining the energy reading we picked up, | Elde ettiğimiz enerji ölçümünü inceledim ve görünüşe göre Michael Wraith bayıltma atımı... | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
The wraith stun pulse technology | ...teknolojisini değiştirmeyi başarmış. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
And integrate it with the puddle jumper cloaking mechanism | Ve Jumper görünmezlik mekanizmasıyla birleştirmiş. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Creating a kind of "stun bubble" | Bir çeşit "bayıltma kabarcığı" yapmış. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
No, a force field | Hayır, kontrol odası ve geçit odası etrafında bir "güç kalkanı". | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Look, while it's in place, we're not getting in there. | Bak, orada olduğu sürece, oraya giremeyeceğiz. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
What you haven't told me is how we're gonna turn it off. | Bana söylemediğiniz şey, bunu nasıl kapatacağımız. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Because we haven't figured that out yet. | Çünkü onu daha bulamadık. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Look, it's going to be very tricky. | Bak çok zor olacak. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, you see, michael is using the puddle jumper | Michael, Jumper'ı harici güç kaynağı olarak kullanıyor. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Not only for the control room and the gate room, | Sadece kontrol odası ve geçit odası için değil,... | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
But also, he's using it to power the stun bubble | ...aynı zamanda "bayıltma kabarcığı"na güç vermek için de. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Okay, enough with the "stun bubble." | Tamam, "bayıltma kabarcığı" yetti artık. Bu tam bir tanım. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
No, it's a stupid description | Hayır, bu aptalca bir tanım. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Guys, guys... | Beyler, beyler... | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Look, the point is | Bak, olay şu ki devre dışı bırakmak istiyorsak bu bayıltma kabarcığını... | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
The force field, | ...güç alanını, o zaman Jumper'dan gelen gücü kesmemiz gerekiyor. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Or we figure out a way | Ya da Michael'ın ana bilgisayara koyduğu kilitleri geçersiz kılmamız gerekiyor. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
All right, how's that going? | Pekala, o nasıl gidiyor? | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
It's not. | Gitmiyor. Şimdilik. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Keep working on it. | Çalışmaya devam edin. Ben Lorne'u kontrol edeceğim. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
That puddle jumper that came through... | Gelen Jumper bir çeşit bayıltma dalgası gönderdi, herkes bayıldı. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
All of atlantis? | Atlantis'in tamamı mı? | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
I don't know. | Bilmiyorum. Muhtemelen. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Don't worry, they'll wake up soon. | Endişelenme, yakında uyanırlar. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Everyone has a different level of resistance. | Herkesin farklı bir direnci var. Tutun. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Who would do this? | Bunu kim yapabilir? Bilmiyorum. Ben de öğrenmek istiyorum. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Can you open that door? | Kapıyı açabilir misin? Sanırım. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Good. do it. | Güzel. Aç. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
There was a time you understood me, teyla. | Bir zamanlar beni anlardın, Teyla. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
When your people brought me here, | İnsanların beni buraya getirip,... | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Gave me the retrovirus that turned me into a human, | ...bana retrovirüsü vererek beni insana dönüştürdüğünde,... | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
You alone showed me compassion. | ...bir tek sen bana şefkat gösterdin. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
You were the voice of conscience. | Sen vicdanın sesiydin. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
I've given this a great deal of thought. | Bunu çok düşündüm. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
I'm willing to return the favor. | Sana iyiliğinin karşılığını vermeye niyetliyim. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
I would very much like for you to come with me. | Senin benimle gelmeni isterim. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
You can care for your child, | Çocuğunla ilgilenebilirsin ve ben ikinizle de ilgilenirim. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
I would rather die. | Ölürüm daha iyi. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
I promise... | Söz veriyorum, ikinize de zarar vermeyeceğim. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Teyla... | Teyla, bana inanmalısın. Bir katilin sözüne güvenemem. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
I have become what I am out of necessity, | Ne olduysam ihtiyaçtan oldum. Hayatta kalma ihtiyacı! | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
You became what you are out of vengeance. | Ne olduysan intikam yüzünden oldun. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Do you not punish criminals in your world? | Dünyanızdaki suçluları cezalandırmıyor musunuz? Adalet önüne çıkarılmadılar mı? | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Is this justice to you? | Senin için adalet bu mu? Galaksi boyunca yüz binlerce masum insanı öldürmek. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
They would not be dead | Beni ahlaksız deneyinize kobay yapmasaydınız ölmeyeceklerdi. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Their blood is on your hands! | Kanları sizin elinizde! | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
You can come with me and live, or remain here and die. | Ya benimle gelip yaşarsın, ya da burada kalıp ölürsün. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Either way, I'm taking your child. | İki durumda da, çocuğunu alıyorum. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
We need to blow up the jumper. | Jumper'ı patlatmamız gerekiyor. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
If we blow it up, | Onu patlatırsak, gücü kesip güç alanını devre dışı bırakmış oluruz, değil mi? | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Great plan I'm just not entirely clear | Harika plan, sadece patlatma işini nasıl yapacağın konusunda emin değilim. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Fire a drone at it. | Ona bir dron ateşleyeceğim. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
The chair room requires far more power | Koltuk odası yedek güç birimlerinin sağlayacağından çok daha fazla güce ihtiyaç duyuyor. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
I was barely able to bring enough power into this lab, | Çalıştırabildiğim birkaç taşıyıcıyı bırak, bu laboratuvara yeterli gücü zar zor sağladım. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
All right, then, we'll take a jumper. | Pekala, o zaman, bir Jumper alırız. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
Again, I come back to my question of how? | Yine soruyorum, nasıl? | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |
We have no way of getting to the jumper bay. | Jumper hangarına ulaşmamız imkansız. | Stargate: Atlantis The Prodigal-1 | 2008 | ![]() |