Search
English Turkish Sentence Translations Page 155566
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
It is, dr. Weir. | Öyle Doktor Weir. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Have your scans found anything yet, Dr. McKay? | Tarayıcılarınız henüz bir şey bulabildi mi Doktor McKay? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
There was cause for legitimate concern as to... | Meşru bir ilginin sonucuydu bu... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
whether I was or not who I claimed to be. | ...söylediğim gibi biri olup olmadığım konusunda. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I'm sorry, Chaya. | Üzgünüm Chaya. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I honestly felt it would do no harm. | Dürüstçesi hiçbir zararı olmayacağını düşündüm. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Stop apologizing, Elizabeth. | Özür dilemeyi kes, Elizabeth. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
How did she know? | Nerden biliyordu? McKay! | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
she's an ancient, Major. | O bir Kadim, Binbaşı. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
The perfect health, the energy weapon, | Mükemmel bir sağlık, enerji silahı... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
the fact that she has the gene... | ...geni olması gerçeği... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
it's the only logical explanation. | ...tek mantıklı açıklaması bu. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I just don't understand the act. | Sadece neden rol yaptığını anlamıyorum. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I mean, you must know we'd give just about anything to talk to you, to learn from you. | Yani, seninle konuşup bir şeyler öğrenmek için neler verirdik biliyorsun. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
What, are you... checking us out? | Ne yani, bizi kontrol mü ediyorsun? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I see that in my desire to come to Atlantis, | Atlantis'e gelmeyi arzu ettim, | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I have revealed too much of myself. | ...kendimden çok fazla şeyi açığa verdim. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
He's right? | O haklı mı? Haklı mıyım? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I am what you call an "Ancient"... | Kadim dediğiniz kişiyim... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
and it is also true that I can never offer your people sanctuary... | ve ayrıca insanlarınıza asla sığınak veremeyeceğim de bir gerçek... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
but you are wrong as to why I came here. | ...ama buraya gelme sebebimde yanılıyorsunuz. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
You, John. | Senin için, John. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I have lived in solitude for so long that when you asked me to come to Atlantis, I... | Issızlıkta o kadar uzun süre yaşadım ki; Atlantis'e gelmemi istediğinde, ben... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
oh, my god, he is Kirk. | Aman Tanrım, adam gerçekten Kaptan Kirk'müş. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
So this was never about,... | Yani bunun sebebi asla... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I've stayed here long enough. | Burada yeterince uzun süre kaldım. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Come on, Chaya. | Yapma, Chaya. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
You and your people were the reason we came here in the first place. | Sen ve senin halkın buraya gelmemizin ilk nedeniydi. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I can't... I can't... | Ben yapamam...yapamam... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
They're coming for them. | Onlar için geliyorlar. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I should have never left them. | Onlardan asla ayrılmamalıydım. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I'm taking a jumper back to Proculis. | Proculis'e Jumper'la geri gidiyorum. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
What just happened? | Neler oldu öyle? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Major, are you sure you know what you're flying into? | Binbaşı, neyin içine uçtuğunu bildiğinden emin misin? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I have a pretty good idea the Wraith are attacking Chaya's people. | Wraithlerin Chaya'nın halkına saldırdığını düşünüyorum. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
You can't hope to defend them with one ship! | Onları tek gemiyle savumayı umamazsın! | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I don't think I'll have to. | Bence buna gerek kalmayacak. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Help me? | Bana yardım mı? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
To defend your people. | Halkını savunmak için. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Leave. | Git sen. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I will take care of this. | Bunu ben hallederim. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Is it "Chaya"... | "Chaya" mı... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
or "Athar"? I'm just curious. | yoksa "Athar" mı? Merak ettim sadece. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
When I was mortal, I lived here. | Bir ölümlüyken, burada yaşıyordum. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
This was my home. | Burası benim evimdi. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
When those of us who you call the ancients ascended, | Kadim diye adlandırdığınız bizler yücelince insanî bağlarımızı geride bırakmamız gerekiyordu. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Some of us found that difficult. | Bazılarımız bunun zor olduğunu düşündü. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
So you couldn't stand by and watch your people | Öylece durup halkının Wraithler tarafından yok edilmesini izleyemedin yani. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
When their terrible fleet approached, I lashed out with my mind | Korkunç filoları yaklaştığında, aklımda tek bir düşünceyle çıkış yaptım ve hepsini yok ettim. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
The others of my kind did not approve of such interference | Irkımın diğerleri bu tür dünyevi meselelere karışmamı onaylamadılar ve böylece sürgün edildim. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
My punishment was the unending protection of this world. | Benim cezam bu gezegeni sonsuza kadar korumaktı. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
So that, time to time, I may walk among the people, | Böylece, zaman içinde halkımın arasında dolaşabileyim diye... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
know them as the good and kind souls they are. | ...onların iyi ve güzel ruhlar olduklarını öğrenmek için. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
For thousands of years, I have come and gone to the villages, | Binlerce yıldır, köylere gelir giderim. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
never staying too long to get attached to anyone... | ...kimseye bağlanmamak için asla uzun süre kalmazdım... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
until I met you. | ...seninle tanışana kadar. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I have never regretted the choice I made all of these years... | Şimdiye kadar yıllar önce yaptığım o seçim yüzünden asla pişman olmamıştım. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I am permitted to safeguard my people, but my people only. | Halkımı korumaya iznim var, ama sadece kendi halkımı. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
This is my punishment. | Benim cezam bu. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
This is what makes it punishment. | Bunu ceza yapan bu. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
If your people came here for my protection, | Eğer insanların benim korumam için buraya gelirlerse... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
the others would stop me. | diğerleri beni durdururlar. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Do you understand? | Anlıyor musun? Halkına asla yardım edemem. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I'm not sure I'm willing to walk away that easily, | O kadar kolay çekip gidebileceğimi hiç sanmıyorum... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
and I'm not just talking personally here, | ve burada sadece kişisel sebepler yüzünden konuşmuyorum... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
although that's definitely part of it... | eminim bir kısmı bu yüzdendir ama... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
there is so much more we can learn from you. | senden öğrenebileceğimiz çok şey var. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I can't, John. | Yapamam John. Diğerleri buna izin vermez. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
it is their highest law to never interfere. | Bu onların en büyük yasası, asla karışmayacaksın. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
So, uh, we can never... | Yani biz asla... Ben asla buradan ayrılamam. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Well, I could come and visit. | Gelip ziyaret edebilirim. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Now I'm flirting with somebody from another species. | Şimdi başka bir ırktan biriyle flört ediyorum. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
We're not as different as you think. | Sandığın kadar farklı değiliz. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Oh, I think we're more different than you think. | Sanırım sandığından çok daha farklıyız. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Show me? | Bana gösterecek misin? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
By sharing each other. | Birbirimizi paylaşarak. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I've got to get the car back by midnight, though. | Benim geceyarısına kadar arabaya gitmem lazım bu arada. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
This will only take a few moments. | Bu çok az sürer. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Just close your eyes. | Gözlerini kapa yeter. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
This is cool... | Bu harika... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I have a bad feeling. | Kötü bir his var içimde. | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
I always feel like that. | Ben hep öyle hissederim. | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
Like something horrible is about to happen. | Sanki korkunç bir şey olmak üzereymiş gibi. | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
How do you live? | Nasıl yaşıyorsun ki? | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
I get used to it. Thing is, when someone else also has that feeling, | Alıştım buna. Olay şu ki, eğer bir başkasında da aynı his varsa... | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
mine gets worse. | ...benimki giderek kötüleşiyor. | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
You recognize this place? | Burayı tanıyor musun? | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
You must have visited many planets when you were running from the Wraith. | Wraithlerden kaçarken bir sürü gezegeni ziyaret etmiş olmalısın. | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
I didn't count. | Saymadım. | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
I don't know how you tell them apart. | Onları nasıl birbirinden ayırıyorsun bilmiyorum. | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
See? There you go. | Gördün mü? İşte bu kadar. | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
Seems like a perfectly nice village to me, just like dozens of others we've visited. | Daha önce ziyaret ettiğimiz düzinelercesi gibi oldukça güzel bir köye benziyor. | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
It appears to be the type of encampment my people trade with all the time. | Halkımın sürekli ticaret yaptığı kamplara benziyor. | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
I see no evidence of threatening behavior or danger. | Tehditkâr bir davranış veya tehlike kanıtı göremiyorum. | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
I also see nothing we might be interested in trading for. | Ben ise takas etmekle ilgilenebileceğimiz hiçbir şey göremiyorum. | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
Wraithbringer! | Wraith getiren! | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
Wraithbringer! Wraithbringer! | Wraith getiren! Wraith getiren! | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
You don't have to be afraid! | Korkmanıza gerek yok! | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
Where are they going? We need to get out of here now. | Nereye gidiyorlar? Buradan hemen gitmeliyiz. | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |
I take it he was talking to you? | Sanırım seninle konuşuyordu? | Stargate: Atlantis Sateda-1 | 2006 | ![]() |