Search
English Turkish Sentence Translations Page 155563
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I'll be there in a minute. | Biraz sonra geliyorum. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Why? | Neden? Çünkü yardımcı olmuyorsun. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
He acts only in accordance to his beliefs, as do we. | O sadece inançlarına göre davranıyor, aynı bizim gibi. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
But Rodney is right about one thing. | Fakat Rodney bir şeyde haklı. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
This really is about lives, human lives. | Bu gerçekten hayatlar hakkında, insanların hayatları. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Sooner or later, the Wraith are going to show up at Atlantis, and when they do... | Öyle ya da böyle, Wraithler, Atlantis'e gelecekler ve geldikleri zaman... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
you're a warrior. | Sen bir savaşçısın. Savaşçı mıyım bilmem. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
It is your vocation, Major. | Bu sizin işiniz Binbaşı. Savaşacaksınız. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I'll try, but knowing what we're up against, and the odds... | Çalışacağım, ama neye karşı olduğumuzu bilince ve olasılıklar... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Look I'd appreciate it if you would ask Athar to consider that we are her people. | Bak, Athar'a bizim de onun insanları olduğunu düşünmesini sorarsan minnettar olurum. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Even though we come from very far away, we're the same. | Çok uzaklardan gelmiş olmamıza rağmen, bizler aynıyız. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
We're human, which means we're not strangers. | Biz insanız, bunun anlamı biz yabancı değiliz. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Evening breeze. | Akşam meltemi. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Your words are most compelling, Major Sheppard. | Sözcükleriniz çok mecbur edici, Sheppard. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Thank you. | Teşekkürler. Ben de mecbur etmeye çalışıyordum. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Do you truly believe we are family? | Aile olduğumuza gerçekten inanıyor musun? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
We are. | Öyleyiz. Sana kanıtlayabilirim. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
How? | Nasıl? Atlantis'e gel. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
See who we really are. | Gerçekten kim olduğumuzu gör. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Once Athar learns more about us... | Athar bizim hakkımızda daha fazla şey öğrendiği zaman... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
this is acceptable. | Bu makbul. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Chaya, please, you cannot leave. | Chaya, lütfen. Gidemezsin. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Athar is with us always, no matter where we are, Zarah. | Nerede olursak olalım, Athar her zaman bizimle, Zarah. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I hope you don't mind, but our doctors do require a medical exam | Umarım sorun olmaz, ama doktorlarımızın bütün gezegen dışından gelen ekip üyelerine... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
of all off planet team members | ...ve ziyaretçilere tıbbi birer inceleme yapması gerekiyor. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I would love that. | Bunu çok isterim. Binbaşı Sheppard çoktan bana söz verdi. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Of course he has. | Tabii ki verdi. Tabii ki verdim. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Please, if you'll follow me to the infirmary... | Lütfen, beni revire kadar takip edersen... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
maybe I should tag along, in case you have any questions.. | belki ben de takip etmeliyim, sorunuz olursa diye... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I think I've got a handle, Rodney. | Sanırım ben halledebilirim, Rodney. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
There are a lot of systems you know absolutely... | Hiçbir şey bilmediğin bir sürü sistem var... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Well, my dear, it seems you're just as lovely on the inside as you are on the out. | Güzelim, için de aynı dışın gibi çok güzel. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
If health is synonymous with beauty. | Eğer sağlık güzellikle eş anlamlı olsaydı. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
How does this device | Bu cihaz söylediğiniz şeyi nasıl yapıyor? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
It creates images of the tissues inside your body, and they are picture perfect. | Vücudunun içindeki dokuların görüntülerini yaratıyor ve resim mükemmelliğindeler. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Did you bring these machines back from your world? | Bu makineleri kendi gezegeninizden mi getirdiniz? Bazılarını. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Others are atlantean technology that we've figured out how to use, and a few... | Diğerleri kullanmayı öğrendiğimiz Atlantis teknolojisinden ve... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Hopefully one day I'll have a chance to meet one. | Umarım bir gün bir tanesiyle karşılaşma ihtimalim olur. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I'll ask them myself. | Kendim sorarım. Onlara ne olduğunu biliyor musun? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Well, some returned to Earth after the war with the Wraith. | Bazıları Wraithlerle savaştıktan sonra Dünya'ya döndüler. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
That much we know, but we also know that some of them ascended. | Bütün bildiğimiz bu, ama bazılarının da yüceldiğini biliyoruz. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Ascended? | Yücelmek mi? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
To a higher plane, where they exist only as energy. | Sadece enerji olarak var olabildikleri, daha yüksek bir boyuta yüceldiler. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Are all the people of your world as healthy as you? | Gezegenindeki herkeste aynı senin gibi sağlıklı mı? Evet. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
No disease, ailments? | Hastalık, rahatsızlık yok mu? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
No one ever breaks a leg? | Hiç kimse bacağını kırmadı mı? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Such things are rare, but my people heal quite rapidly. | Öyle şeyler nadirdir, ama insanlarım çabuk iyileşirler. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Are we? | Bitti mi? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Healthiest patient I've ever had. | Şimdiye kadar karşılaştığım en sağlıklı hastam. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Off you go, love. | Gidebilirsin canım. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Well, either she knows where the weapon is and she's playing us, | Ya silahın nerede olduğunu biliyor ve bizimle oynuyor... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
or else she has no idea, in which case, we are wasting our time. | ya da hiçbir fikri yok, bu durumda vakit kaybediyoruz. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
So what do you suggest? | Peki ne öneriyorsun? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Take another team back in the jumper, scan the planet for energy signatures. | Gezegenin enerji izlerini taramak için Jumper'la başka bir ekip gönderelim. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Chaya's people won't have a clue what we're doing from orbit, | Chaya'nın halkı yörüngeden ne yaptığımızı bile bilmeyecekler... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
unless they're a technically advanced race that are pretending not to be, | ...tabii teknolojik açıdan gelişmiş bir ırksalar ve öyle değilmiş gibi davranıyorlarsa... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Did you find anything abnormal? | Anormal bir şey buldun mu? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I mean, something that would suggest they are more advanced than they claim to be? | Yani, iddia ettiklerinden daha gelişmiş olduklarını gösteren bir şey? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
No, They're either pathetically pretechnological or brilliantly post technological. | Hayır, ya acınacak kadar teknoloji öncesiler, ya da akıllıca teknoloji sonrasılar. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
And there's no way this could be a natural phenomenon? | Ve doğal bir olay olma ihtimali yok mu? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
A perfectly timed, directional energy burst that only affected the Wraith ships? | Mükemmel zamanlamayla, sadece Wraith gemilerini etkileyen direk bir enerji bombası mı? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
That's a no? That's a no. | Yani hayır mı? Yani hayır. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Dr. Weir, I have those results. | Doktor Weir, sonuçlar elimde. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Thank you, Carson. We're on our way. | Teşekkürler Carson. Geliyoruz. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Counting all the athosians on the mainland, | Anakaradaki bütün Athosyalıları sayarsak... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
you might get a couple of hundred, | ...birkaç yüz kişi olabilir... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
which leaves a very large, empty city. | ...bu da büyük boş bir şehir demek. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Right now, we're living in one section, because we don't have the power to spread out more than that. | Şu an, biz bir bölgede yaşıyoruz, çünkü ondan fazla yaymak için yeterince gücümüz yok. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I think it's wondrous... | Bence harikulade... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
but ultimately, the decision is up to Athar. | ama sonunda, karar Athar'ın. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Look, Chaya... | Bak, Chaya... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I respect that you believe. | İnancına saygı duyuyorum. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Look, I can't talk to Athar, | Bak, ben Athar'la konuşamam, | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
I can only talk to you, so let me ask you this what if the shoe was on the other foot? | ...ben sadece seninle konuşabilirim, o zaman bir soru sorayım, ya durum tam tersi olsaydı? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
What if your people were in trouble and we could help you? | Ya senin halkının başı belada olsaydı ve biz yardım edebilseydik? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Would you just take no for an answer? | Hayırı cevap olarak kabul eder miydin? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
It must have been very hard to live your entire life under the shadow of the Wraith. | Tüm hayatın boyunca Wraithlerin gölgesi altında yaşamak senin için çok zor olmalı. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
but when I say we're new, I mean we just got here. | ...ama burada yeni olduğumuzu söylediğimde, buraya daha yeni geldik demek istedim. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
We're from another galaxy. A planet called Earth. | Biz başka bir galaksideniz. Dünya denen bir gezegenden. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Earth? | Dünya mı? Çok uzakta. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
You know those clusters of stars you see in the night sky? | Geceleyin gökyüzünde gördüğün o takım yıldızlarını biliyor musun? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Some of them are called galaxies, | Bazılarına galaksi denir... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
and they're even further away from you than the stars. | ve yıldızlardan bile uzaktalardır. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Earth is in one of those galaxies. | Dünya o galaksilerden birinde. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
You came through the Stargate. | Sizler yıldızgeçidinden geldiniz. Bu doğru. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
And can you not simply return? | Basitçe geri dönemiyor musunuz? Basitçe sayılmaz. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
We knew going into it that it was probably going to be a one way trip, | Tek gidiş olacağını bilerek girdik...ama burada bulacaklarımızın riske değer olduğunu düşünmüştük. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
And is it? | Peki değdi mi? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
So far. | Şimdiye kadar. Bir de Wraithler geldiği zaman sor. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Blood work shows no viral, bacterial, or parasitic infections. | Kanında hiçbir çeşit viral, bakteriyel veya parazit hastalık görünmüyor. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Mri reveals no tumors or cancers, no heart defects of any kind. | MR'ı ise hiçbir tümör veya kanser göstermiyor, ya da kalp yetmezliği. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Blood pressure 130 over 70, total cholesterol 107. | Tansiyonu 13'e 7, toplam kolestrolü 107. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
She's in perfect health. | Sağlığı mükemmel. Onun adına sevindim. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Why did we need to see this? | Neden bunu görmemiz gerekti? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Because, doctor, she's too healthy. | Çünkü doktor, o fazla sağlıklı. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
There's no trace of any diseases or congenital conditions | Tipik olarak teknoloji öncesi toplumlarda bulunan... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
No rickets, no fungi, stds... | Raşitizm, mantar yok, falan filan... | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
perfect health? | Mükemmel sağlık mı? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
Aye, and from what she told me, this may be the norm among her people. | Evet, bana anlattığına göre halkı arasında bu normal bile olabilirmiş. | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |
But she is human? | Ama o insan mı? | Stargate: Atlantis Sanctuary-1 | 2004 | ![]() |